Arama

Kimyasal ve Biyolojik Savaş

Güncelleme: 25 Temmuz 2013 Gösterim: 5.983 Cevap: 2
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
24 Kasım 2012       Mesaj #1
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kimyasal ve Biyolojik Savaş
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Düşman personelini imha etmek ya da savaş dışı bırakmak, düşmanı, besin kaynaklarından yoksun kılmak amacıyla zehir, mikrop ve benzeri kimyasal ve biyolojik maddeler kullanılması. Bir destana göre Solon, İ.Ö. 600'lerde içme sularına zehir katarak Megara ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Thukidides, İ.Ö. 5. yüzyılda, Spartalıların saldırı sırasında odun, kükürt ve zift yakarak elde ettikleri dumanı savaş aracı olarak kullandıklarını yazar. Sezar da, savaşta zehir kullanıldığını onaylamaz bir tavırla belirtir. İ.S. 1. yüzyılın ortalarından itibaren Rum ateşi kullanılmaya başlandı. Kuzey Amerika'da İngilizler ve Fransızlarla Kızılderili müttefikleri arasında 17. ve 18. yüzyıllarda süren egemenlik savaşları sırasında Kızılderililere virüslü battaniyeler verilerek çiçek hastalığı yaydırıldı. Amerikan İç Savaşı sırasında J. Doughty, boğucu klor gazı yayacak top mermileri kullanılmasını önerdi. Geniş çapta kimyasal savaş, ilk kez I. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından klor gazı kullanılarak, Belçika'nın Ypres kentinde uygulandı (1915). Savaşın bitimine dek her iki taraf da gaz kullanmaya ağırlık verdiler. Gaz maskelerine karşın, bu savaşta, klor gazı, fosgen ve hardal gazı saldırılarında 100 bin dolayında insan öldü.

II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar, sinir sistemini etkileyen gazlar geliştirdiler; ancak bunları kullanamadılar. Daha sonra, ABD'de, çok daha etkili sinir gazları bulundu. Bunların bazıları etkisini aylarca sürdürücü, bazıları da birkaç saniye içinde öldürücü nitelikteydi. Vietnam Savaşı sırasında göz yaşartıcı gazlar kullanıldı. Yine Vietnam Savaşı sırasında ekinlere ve bitki örtüsü üzerine, gerillaları örtüden yoksun bırakmak için uçaklardan yaprak dökücü maddeler atıldı.

Biyolojik savaş, etkilerinin zor kontrol edilebilmesinden ötürü, pek başvurulmayan bir yöntemdir. Yine de birçok gelişmiş ülke bu alanda askerî araştırmalarını sürdürmektedir. Bu yolla çeşitli hastalıklar yaymak mümkündür. Biyolojik silâh olarak kullanılmak üzere hazırlanan 30 gramlık bir preparatın uygun biçimde kullanılması hâlinde tüm Kuzey Amerika nüfusunu öldürebileceği hesaplanmıştır. Kimyasal ve biyolojik savaşa başvurulması ilk kez 1925 Cenevre Protokolü ile yasaklandı. İngiltere, getirilen kısıtlamaları kısmen kabul edip misilleme hakkını saklı tuttu. ABD ise, 1925'te imzalamasına karşın antlaşmanın onaylanmasını 1975'e dek geciktirdi. İtalya Etiyopya'ya (1936), Japonya da Çin'e karşı (1943) bu protokolü çiğnedi. Birçok ülke 1972'de imzalanan Biyolojik Silâhlar Antlaşması'na imza atarak biyolojik silâhların üretimini durdurmayı ve mevcut stokları imha etmeyi kabul etti. İran-Irak Savaşı sırasında Irak'ın İran askerî birliklerine karşı kimyasal silâh kullanması tepkiyle karşılandı ve BM Güvenlik Konseyi'nin bir kınama kararı almasına yol açtı.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
In science we trust.
Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
4 Haziran 2013       Mesaj #2
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
Kaynak: Prof.Dr. Nilgün Sarp, Biyolojik ve Kimyasal Silahlar

Sponsorlu Bağlantılar
Biyolojik silah olarak kullanılabilecek maddeler üç gruba ayrılabilir:

A Kategorisi: En tehlikeli gruptur. Öldürme oranı yüksek etkenleri içerir. Halk arasında panik ve sosyal patlamalara yol açar. Çiçek virüsü (variola major), şarbon (Bacillus anthracis), veba (Yersinia pestis), botulizm zehirli maddesi (Clostridium botulinum), tularemi (Francisella tularensis), ebola, marburg, lassa ve junin virüsleri bu gruba girer.

B Kategorisi: İkinci derecede tehlikeli etken maddeleri kapsar. Coxiella burnetii (Q ateşi), brucella spp (bruselloz), burkholderia mallei (ruam, glanders), alfaviruslar (ansefalomiyelit), clostridium perfringens epsilon zehiri, ricinus communis risin zehirli maddesi, stafilokok B-entero toksini, su ve besinlerle bulaşanlardan salmonella spp, shigella dysenteriae, escherichia coli O157:H7, vibrio cholerae ve cryptosporidium parvum etkenlerini içerir.

C Kategorisi: Bugün az olmakla birlikte, gelecekte çok tehlikeli olabileceği varsayılan etkenler yer alır. Hantaviruslar, nipah virüsü, keneyle bulaşan hemorajik ateş virüsleri, keneyle bulaşan ansefalit virüsleri, sarı humma virüsü, çoğul dirençli (MDR)mycobacterium tuberculosis etkenlerini kapsar.

Kimyasal silahlar ise kabaca aşağıdaki gibi gruplandırılabilir:

Sinir gazları: Sinir iletimini engellediklerinden, kısa sürede ölüme yol açarlar. Sarin, Tabun, Soman, VX. Hitler’in talimatıyla 1936-1944 yılları arasında sentezlenmişlerdir. Japonya’da bir tarikatın Tokyo metrosuna yaptığı saldırıda Sarin gazı kullanılmıştır. Halepçe’de ise Tabun gazı kullanılmıştır.
Yakıcı vetahriş edici gazlar: Gözler,cilt ve solunum yolu dokuları ilk etkilenen bölgelerdir. Öldürücü değilse de önemli ölçüde sağlık sorunlarına neden olurlar. Hardal gazı, lewisit, fosgen oksim vb. etken maddeleridir.

Boğucu gazlar: Solunum yollarını ağır olarak tahrip edip, akciğer ödemine neden olurlar. Fosgen, klor, kloropikrin önemli etken maddeleridir.
Kan zehirleri: Öldürücüdürler. Siyanür, Siyanojen klorür. Hitler’in gaz odalarında da bir siyanür bileşiği kullanılmıştır.

Kapasite bozucular: LSD, BZ gibi davranış bozukluğuna neden olanlar ya da CA, CN, CS gibi göz, cilt ve solunum yolları tahrişine yol açanlardır. Göz yaşartıcı bomba örnek olarak verilebilir.

Bitki öldürücü aeresoller: Bitkileri öldüren ya da toprağı zehirleyen ajanlardır. Vietnam’da ABD bu çeşit aeresolleri kullanmıştır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
_Ceyda_ - avatarı
_Ceyda_
Ziyaretçi
25 Temmuz 2013       Mesaj #3
_Ceyda_ - avatarı
Ziyaretçi
Biyolojik Savaş
MsXLabs.org

Patojen mikroorganizmalar biyolojik olarak üretilen biyo-aktif maddeler insan, hayvan ve bitkilerde ölüm ve hasar meydana getirmek amacıyla, tarihin eski çağlarından beri kullanılmıştır. Günümüzde biyolojik savaş kapsamında kabul edilen bu hastalık yapıcı veya öldürücü ajanlar artık terörist gruplar tarafındanda bir tehdit unsuru olarak kullanılmaya başlanılmıştır.

Bu ajanlar üç bölümde incenelebilir:

1.Hastalık, kapasitede azalma, ölüm ve vb. ile insanları etkileyenler . Örneğin protozoa, bakteri, virüs, bakteri toksini, riketsiya gibi.

2.İnsanlarla yakın ilişkide bulunan yabani ve evcil hayvanları etkileyek bunların enfeksiyon yaymasına neden olanlar.Örneğin veba, kuduz,antraks, burucella, leptospirozis gibi.

3. Ziraat ürünleri ve araçlarını etkileyerek indirekt olarak insana zarar verenler. Örneğin bitki, hormonlar,virüs,böcekler, bakteri gibi.

Biyolojik ajanlar kimyasal ajanlardan daha fazla öldürücü olma potansiyeline sahiptirler. Çünkü tabiatta bulunurlar, kolaylıkla temin edilebilme ve üretilebilme özellikleri vardır.

BİYOLOJİK SAVAŞ AJANLARININ OLUŞTURDUĞU HASTALIK BELİRTİLERİ:

Şarbon: Kuluçka süresi genelde 1-6 gündür. Belirti ve şikayetler ateş, yorgunluk, öksürük, zorlu ve sesli solunum ve ciddi solunum sıkıntısıdır. Ölüm 24-36 saat sonra olur.
Brusella: hastalık ortaya çıkınca ateş, baş ağrısı, kas, eklem, sırt ağrıları, terleme ayrıca depresyon, mental durum değişiklikleri vardır. Ölümler yaygın değildir.

Veba: 1-6 günlük kuluçka süresinden sonra başlayak yüksek ateş, titreme, baş ağrısını takiben kanlı balgamlı öksürük, ilerleyen solunum güçlüğü, zorlu ve sesli solunum, morarma ve sindirim sistemi ile ilgili şikayetler vardır. Ölüm solunum ve dolaşım yetmezliğinden ya da kanama bozukluklarından olur.

Q ateşi: Maruziyetten en erken 10 gün sonra ateş, öksürük, yan ağrısı oluşur. Hastalar genellikle hayati tehlike açısından kritik durumda olmazlar. Hastalık 2 gün ile 2 hafta arasında sürer.

Tularemi: Solunum, sindirim veye cilt yoluyla ajanla karşılaşmadan 1-2 gün sonra başlayan lenf bezlerinde büyüme, ciltte yara, ateş baş ağrısı, halsizlik, öksürük ve yara açılması.
Çiçek: Belirtiler ateş, kusma, baş ve sırt ağrısı gibi genel şikayetlerle başlar. 2-3 gün sonra ciltte önce kırmızı lekeler sonra kabarcıklar ve takiben içi enfekte sıvı dolu kesecikler oluşur. Cilt belirtileri daha çok kollar, bacaklar ve yüzde toplanmıştır ve simetrik yerleşmiştir.
Venezüella ensefalopatisi: 1-6 günlük kuluçka süresinden sonra 24-72 saat süre içinde ateş, ense sertliği, baş ve kas ağrıları başlar, bu şikayetlere bulantı, kusma, ishal eşlik eder.
Botulizm: Belirtiler toksinin alınmasından 12-36 saat sonra başlar. Düşük dozda alındıysa belirtilerin başlaması bir kaç günü de bulabilir. Şikayetler bulanık görme, çift görme, göz kapağı düşüklüğü, ağız ve boğaz kuruluğu ve yutma güçlüğü, genel kas güçsüzlüğü ve son evrede solunum yetmezliğidir.

Risin: Toksinin alınmasından 4-8 saat sonra ani yükselen ateş, öksürük, solunum sıkıntısı, bulantı, eklem ağrıları başlar.18-24 saat içinde akciğer ödemi oluşur ve 36-72 saat içinde solunum yetmezliğinden ölüm olur.

Stafilokoksik enterotoksin: Toksinin alınmasından 3-12 saat sonra ani başlayan üşüme ve titremeyle beraber olan ateş, baş ağrısı, kas ağrısı ve kuru öksürükle ilerler.Göğüs ağrısı olabilir.Ateş 2-5 gün sürebilir, öksürük 4 haftaya kadar devam edebilir. Eğer toksin yutulduysa bulantı, kusma, ve ishal görülebilir. Yüksek dozda toksin alındıysa septik şok ve ölüm olur.

Mikotoksin: Toksin alınmasını takiben ciltte ağrı, kaşıntı, içi su dolu kabarcıklar oluşur. Boğaz ağrısı, öksürük, göğüs ağrısı ve kanlı balgam görülür. Yüksek dozları genel güçsüzlük, şok ve ölüme yol açar.

Biyolojik silahların dört önemli bileşkeni vardır:
  1. Biyolojik ajanlar
  2. Posta sırasında taşındığı kutu
  3. Taşıma sistemleri roketler, hava yolu, tren yolu
  4. Yayılma,
ÇİZGİSEL Bir kamyondan veya uçaktan, rüzgara karşı sprey veya aerosol şeklinde havaya verilebilir. Sıcaklık artınca, hava genleşir zehirli parçacıklar aşağıya doğru yayılır.

NOKTASAL küçük bombalar el bombası gibi ısıtma ve havalandırma kaynaklarına bırakılır.

BİYOLOJİK SAVAŞ AJANI KULLANILDIĞI NASIL ANLAŞILIR.
  1. Bitki ve hayvanlarda alışılmışın dışında belirtiler, anormal renk değişiklikleri olması,
  2. Hayvanlarda ani ve aşırı sayıda ölüm görülmesi,
  3. Çevrede normalde o bölgede görülmeyen mantarların ve böceklerin ortaya çıkması
  4. İnsanlarda hızla artan ateş, öksürük ve ishal durumlarının görülmesi
  5. Yaşa, coğrafyaya, mevsimlere uygun olmayan bir hastalığın ortaya çıkması,
  6. Radyodan açıklama yapılması
BİYOLOJİK SAVAŞ AJANLARINA KARŞI NE GİBİ TEDBİRLER ALINMALIDIR.
Biyolojik savaş ajanlarının kullanılması halinde Sağlık Personeline çok önemli görevler düşmektedir. Böyle bir durumda bir salgın sırasında yapılacak bütün uygulamalar ve veriler sistemli olarak yerine getirilmelidir.

Etkenin bulaşma yolu ( hava, su, gıda ve hayvanlar yolu ile veya kişiden kişiye temas ile) belirlenmeli, ilk görülen vakadan sonra onunla temas eden kişilerde de aynı hastalık bulgularının çıkıp çıkmadığı izlenmelidir.Etkene ne zaman maruz kalındığı mümkünse belirtilerin ne kadar sürede ortaya çıktığı soruşturulmalıdır.Etkeni belirleyebilmek amacı ile gerekli incelemeleri yapmak üzere hasta kişilerden inceleme materyalı (kan,idrar,dışkı,boğaz, yara çürüntüleri gibi) alınmalıdır. Eğer hastalık aniden başlayıp pek çok kişide görüldü ise tek kaynak salgınından (su gibi pek çok kişinin kullanıldığı bir maddenin kontaminasyonudur.) kuşkulanılmalıdır. Biyolojik savaşta olguların epidemiyolojik özellikleri tanı, tedavi ve tedbir almada çok önemli ipuçları sağlar.

Aileler, ishal, ateş ve öksürük gibi belirtilerin ortaya çıktığı durumlarda almaları gereken tedbirler hakkında eğitilmelidir.

TEDBİRLER
  1. Yetkili makamların izni olmaksızın sebze, meyve ve etlerin yenmemesi, süt ve yumurtalarının kullanılmaması. Temiz olduğu bilinen yiyeceklerin bile çok iyi pişirilerek yenmesi, çiğ yiyeceklerin yenilmemesi.
  2. Ağızdan bol miktarda sıvı verilmesi
  3. Suların dezenfeksiyon yöntemleri uygulandıktan sonra kullanılması.
Suların dezenfeksiyonu:

a-Kaynatma: Sular kaynamaya başladıktan sonra 10-15 dakika kaynatmaya devam edildiğinde içindeki mikroplar ölür, soğuttuktan sonra kullanılabilir.

b-Klorlama: Eczanelerden temin edilebilecek olan klor tabletleri, üzerindeki tarife göre kullanılabilir.

c-İyot ve dezenfeksiyon: 4-5 su bardağı suya bir fincan tentürdiyot katılır ve elde edilen bu karışımdam bir litre suya iki damla konup yarım saat bekletildikten sonra kullanılır.
4. Hastalananların yanına maske ve eldiven takılarak gidilmeli.
5. Kusmuk, balgam, dışkı ve idrarlarına dokunulmaması bunların ve bunlarla kirlenen eşyaların kireç kaymağı ile dezenfekte edilmesi.
6. Radyodan yapılacak uyarı ve talimatlara aynen uyulması.
7. Bölgede alışılmamış durumların (aynı hastalık belirtilerini gösteren fazla kişinin bulunması, hayvanların ölmesi, bitkilerin renk değiştirmesi gibi ) en yakın resmi kuruluşa ihbar edilmesi.
8. Hasta olan kişilerin en yakındaki sağlık kurumunca tetkiklerinin yapılması.
ŞÜPHELİ BİR ZARF ALINDIĞINDA
  1. Kesinlikle zarf sallanmayacak ve içerisi boşaltılmayacak.
  2. Zarf veya paket plastik bir torbaya konulacak, böylece zarfın içerisindeki maddelerin dışarı sızması önlenecek.
  3. Eğer plastik torba bulunamazsa paket veya zarfı herhangi bir şeyle örtün( kağıt,bez ) kaplayın ve örtülen maddeyi bulunduğu yerden kaldırmayın.
  4. Biyolojik maddenin bulunduğu odayı terkedin ve kapıyı kapatın.Ellerinizi sabunla yıkayın böylece tozun yüzünüze kaçmasını önleyin.
  5. Eğer evde iseniz doktorunuza ulaşın ve bilgi almaya çalışın ,eğer işyerinde bulunuyorsanız amirlerinizi bilgilendirin.
  6. Biyolojik ajanın bulunduğu oda veya bölgeye giren kişilerin listesi sağlık otoritelerine ve resmi makamlara verilecek.
Eğer kontaminasyon havalandırma sistemine ulaşmışsa:
  1. Havalandırma sistemi ve vantilatörler kapatılacak
  2. Bölge hemen terkedilecek.
  3. Bu bölge kapatılacak.
  4. Santral havalandırma sistemi koruma altına alınacak.
İLK YARDIM
  1. İlk Yardım yapan kişinin biyolojik savaşta ilk adımı, KENDİLERİNİ KORUMAYA YÖNELİK OLMALIDIR.Fiziksel korumada maske (cerrahi maske olabilir), elbise,eldiven ve botlardan oluşan koruyucu ekipman kullanılır.
  2. Sağlık Kuruluşundan yardım isteyin. Güvenlik kuvvetlerini arayarak bilgi verin.
  3. Hastayı solunum ve dolaşımı yönünden değerlendirin, İlk değerlendirme ve müdahele dekontaminasyondan önce yapıldığı için kısa olmalıdır.
  4. Dekontaminasyon uygulayın.
Dekontaminasyon: Biyolojik maddenin tehlike oluşturmasını engellemek üzere uzaklaştırılması ve temas yerindeki miktarının azaltılması işlemidir. Bu amaçla üç metot kullanılabilir.
a. Mekanik: Su, hava filtreleri kullanarak cildin yıkanması,
b. Kimyasal: Sıvı, gaz veya aerosol dezenfektan kullanımı ile ajanın zararsız hale getirilmesi.
c. Fiziksel: Isı , ışın kullanarak cisimler üzerindeki ajanın zararsız hale getirilmesi.
5. Şüpheli biyolojik savaş ajanı ile temasta, kontamine giysiler çıkarılmalı ve koruyucu giysileri olan personel tarafından uzaklaştırılmalıdır. Hasta cildi süratle su ve sabunla yıkanmalıdır. Su ve sabunla yıkamak ajanın hemen tamamını ciltten uzaklaştırır. Biyolojik ajanın çok yoğun bulaştığı cilt ise 0.5%’lik çamaşır suyu ile 10-15 dakika ciltte bekletilerek yıkanmalıdır. Çamaşır suyu ve diğer dezenfektanlar yoğun bulaşma dışında kullanılmamalıdır. Göze kaçmamasına özen gösterilmelidir.

Giysilerin ve malzemelerin dekontaminasyonunda 5%’lik çamaşır suyu kullanılabilir.
6. Karantina uygulayın; çapraz enfeksiyonları önlemek için kontamine kişileri diğerlerinden ayrı tutun.
7. Ayrıntılı yardım ve tanı konulması için sağlık kuruluşuna götürün.
NÜKLEER BOMBALAR
Kitlesel yıkım araçlarının en önemlisidir. Nükleer bombaların sıcaklık, blast, EMP ve radrasyon etkileri vardır. Bir patlama olduğunda güneş ışığı şeklinde olup duman gökyüzüne mantar şeklinde yükseliyorsa, bu hadiseden bir dakika sonra sıcaklık dalgası hissedilir. Sonra iki patlama dalgası olur: Bu dalgalardan biri giderken diğeri dönen dalgalardır. Bunları ayakta durup seyretmeyin. Çünkü ne olacaksa zaten bu iki dakika içerisinde olacaktır.

Patlamanın olduğu bölgenin yarım mil çapındaki sahada yaşayan bütün canlılar ölür. Elektromanyetik dalga çevresinde birkaç mil uzaklıktaki elektronik aletlerin hepsini bozar. Arabalar, bilgisayarlar ve ATM cihazları gibi.

Ionize radyasyon: Işık hızında subatomik partiküller. Bunlar vücudumuzdaki hücrelerin çekirdeklerini delip geçerler ve yollarına devam ederler. Vücudumuzda çok geniş bir bölgede hücreleri öldürürler.

Yapılması gereken tedbirler vardır. Herşeyden önce insan derisi alfa partiküllerini emer. Ayrıca giysiler ve gazete kağıtları da beta partiküllerini önler. Havadaki kirli toz parçacıklarının solunmaması gerekir. Temel hijyen kurallarına dikkat edilirse ve panik yapılmaması durumunda korunma sağlanabilir.

Konserve yiyecekler veya dondurulmuş yiyecekler kullanılabilir. Bitki sebze ve meyvaların üzerinde radyasyonla kirlenmiş toz yoksa bu gibi durumlarda kullanılabilir.

Kaynak ; Dr.Levent Tunalı
Son düzenleyen _Yağmur_; 26 Temmuz 2013 10:24 Sebep: sayfa düzeni

Benzer Konular

13 Şubat 2012 / Misafir Soru-Cevap
11 Nisan 2018 / ThinkerBeLL Kimya
9 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
4 Temmuz 2012 / buz perisi X-Sözlük