Arama

Osmanlı'da ilmiye ve yönetim hakkında bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 26 Mart 2013 Gösterim: 2.336 Cevap: 2
KaRa KuTu - avatarı
KaRa KuTu
Ziyaretçi
6 Nisan 2009       Mesaj #1
KaRa KuTu - avatarı
Ziyaretçi
osmanlılarda ilmiye ve yönetim hakkında yardımcı olabilir misiniz?şimdiden teşekkürler ama sadece ikisi olsun bunu açıklamam gerekebilir.tekrardan teşekkürler
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
6 Nisan 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
inceleyin >>> Osmanlı Devlet Teşkilatı
Sponsorlu Bağlantılar
Quo vadis?
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
26 Mart 2013       Mesaj #3
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye

İlmiye sınıfı kimlerden oluşmuştur?

Medreselerde öğrenim ve eğitiminin yaptırılması, dinî hiz¬metler ve yargı mekanizmasının işletilmesi İlmiyye teşkilatı ta¬rafından sağlandığından İlmiye Tariki de kendi içinde "Tarik-i Tedris (öğretim)" ve "Tarik-i Kaza (yargı)" olarak ikiye ayrılmıştı. Tedris ile Kaza arasında tarik değiştirmek her aşamada müm¬kündü. Terfih sırası gelen müderrisler mevleviyete geçebilirler, kaza tarikindeki en az bir yıl sürecek hizmet süreleri sonunda ye¬niden müderrisliğe dönebilirlerdi.
İlmiye tarikinin başında "Şeyhülislâm" bulunur. Şer'î hukuk sistemi içinde ve onun bir parçası olmakla beraber ondan ba¬ğımsız bir de "İftâ" (fetvâ) kurumu bulunmaktadır.
İftâ müessesesinin görevi, şer'î sorunların hukuken çö¬zümlenmesini için İslâm Hukuku kriterlerine dayanan yorumlar yapılarak geçerli yolları belirlemektir. "Kazâ" ise şer'î kurallara (ve örfî yasalara) dayanan hükümlerin oluşturulması demek olan yargılama'yı ifade eder.
Bu yargı sistemi içinde Şeyhülislâm iftâ müessesesinin de başıdır.
Böylece İlmiye tariki içinde ortaya çıkan bu üç silk içinde yer alanların terfihleri belirli bir bürokratik hiyerarşiye göre ya¬pılmaktadır.
Padişaha imamlık eden önceleri iki, daha sonra üç hünkar imamı1 ile "Huzur dersleri"ni veren ve "mukarrir" denilen mü¬derrisler İlmiye sınıfından2 seçilirdi.
İlmiyye sınıfı Şeyhülislâm, Rumeli ve Anadolu kazaskerle¬ri, İstanbul ve diğer büyük vilayet kadılıkları ile devletin en yük¬sek ricaline sahipti. Eyâlet ve sancak kadılıkları, nâibler ve müf- tilerle memleketin her köşesine yayılmış teşkilatı vardı. Ayrı¬ca tarikat şeyhleri ve Hz. Muhammed'in soyundan geldiği ka¬bul edilen ve İlmiyeden bir mollanın "nakibü'l-eşraf"3 pâyesiyle reislik yaptığı seyyid ve şerifler de İlmiye zümresine dahildi.
Şeyhülislâmların yevmiyesi önceleri 100 akçe iken Sultan 11. Bayezid devrinde 150 akçeye, Kanûnî Sultan Süleyman za¬manında 600 akçeye çıkanlmıştır.
İlmiye zümresinin alt tabakalarında ücretlerini çeşitli va¬kıflardan alan binlerce kişi (günümüzde din görevlisi hizme¬tini gören) "hademe-i vakf" sınıfını oluşturuyordu. On altıncı yüzyılın ikinci yansında imamlar 2-15 akçe, müezzinler 2-7 akçe, hatipler 2-30 akçe arasında yevmiye almaktaydı. Diğer İlmiye sınıfı üyeleri günlük 1-5 akçelik ücretle türbe ve mezarlıklara bakarlar, ölüler için dua okurlardı.
Tekke, zâviye veya hânikahlarında, Nakşîlik, Bektaşîlik, Ka¬dirîlik, Mevlevîlik gibi çeşitli tarikatların tasavvufî dünya gö¬rüşünü uygulamalı olarak öğreten şeyhlere ise genellikle 8-30 akçe arasında yevmiye verilirdi.


kaynak: 99 soruda Osmanlı

Benzer Konular

6 Aralık 2011 / bilmem ki Cevaplanmış
7 Nisan 2014 / Misafir Soru-Cevap
5 Mayıs 2011 / Misafir Soru-Cevap
4 Şubat 2011 / feuerengel Soru-Cevap
13 Aralık 2013 / Misafir Cevaplanmış