Arama

İyi Bir Bilgisayar Operatörü Nasıl Olur? - Sayfa 3

Güncelleme: 17 Haziran 2011 Gösterim: 116.470 Cevap: 34
merve93 - avatarı
merve93
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #21
merve93 - avatarı
Ziyaretçi
6-PENCERE MENÜSÜ
1-Yatay Döşe : Microsoft Access'teki pencereleri yatay bölmeler olarak düzenler.
Sponsorlu Bağlantılar
2-Dikey Döşe : Microsoft Access'teki pencereleri dikey bölmeler olarak düzenler.
3-Basamakla : Microsoft Access'teki pencereleri basamaklı bölmeler olarak düzenler.
4-Simgeleri Yerleştir : Simge durumuna getirilmiş veritabanı nesnelerinin simgelerini, Microsoft Access penceresinin altında satırlar şeklinde düzenler.
5-Gizler : Etkin pencereyi gizler. Gizli iken pencere açık kalır.
6-Göster : Gizli pencereyi yeniden görüntülemek için kullanılır.

7-YARDIM MENÜSÜ
1-Microsoft Access Yardımı F1: Yardım konuları ve ipuçları sunar.
2-Office Yardımcısını Gizle : Office Yardımcısı'nı görüntüler veya görünümden kaldırır.
3-Bu Nedir? :
4- Web’de Office : Office programlarında güncel bilgiler ve yardım alabileceğiniz Microsoft Office Web sitesine bağlanır.
5-Algılama ve Onarma : Microsoft Access 2000 ile ilişkili sorunları algılar ve onarır (örneğin, kayıp dosyalar ve kayıp kayıt ayarları).
6-Microsoft Access Hakkında : Microsoft Access 2000 ve bilgisayarınıza yüklü olan işletim sistemi hakkında bilgi verir ve Microsoft Teknik Destek Hizmetleri'ne ulaşma yolunu gösterir.

MICROSOFT ACCESS GİRİŞ ARAÇ ÇUBUKLARI
1-Yeni : Yeni bir Creates Microsoft Access veritabanı, veri erişim sayfası veya Access projesi oluşturur.

2-Aç : Varolan bir Microsoft Access veritabanını, Access projesini veya başka türde bir dosyayı açar.

3-Kaydet: Veri sayfasının yerleşimini; tablo, sorgu, görünüm, saklı yordam, SQL deyimi, form, rapor veya veri erişim sayfası tasarımını; makro yapısını ve içeriğini kaydeder.

4-Yazdır : Seçili formu, raporu, veri sayfasını veya veri erişim sayfasını, Yazdır iletişim kutusunu görüntülemeden hemen yazdırır.

5-Baskı Önizleme : Tablo, form veya rapor gibi etkin nesneyi, basıldığında alacağı görünümle görüntüler (önce Belgeleyici' nin görüntülendiği Makro penceresi dışında). Sayfayı yaklaştırıp uzaklaştırabilirsiniz veya bir anda birden çok sayfa görebilirsiniz.

6-Yazım kılavuzu : Tablo, sorgu veya formun Veri Sayfası görünümünde metin girdilerinin veya Form görünümünde metin kutusunun içinde bulunan seçili metnin yazımlarını denetler.

7-Kes : Seçili öğeyi (örneğin bir denetim veya bir kayıt) keser ve Pano' ya koyar, böylece öğeyi herhangi başka bir yere ekleyebilirsiniz. Son yapılan kesme işlemini geri almak için, Düzen menüsünden Kesmeyi Geri Al' ı seçin.

8-Kopyala : Seçili öğeyi (örneğin bir denetim veya bir kayıt) ya Office Panosu'na kopyalar ya da Windows Panosu'na kopyalar, böylece öğeyi herhangi başka bir yere ekleyebilirsiniz.

9-Yapıştır : Bir öğeyi (örneğin bir denetim veya bir kayıt) Pano' dan etkin veritabanı nesnesine kopyalar. Bir öğeyi kopyalamak veya taşımak için, yapıştır ile birlikte Kes ve Kopyala komutlarını kullanın. Yapıştırma işleminizi geri almak için, Düzen menüsünden Yapıştırmayı Geri Al' ı seçin.

10-Biçim Boyacısı : Bir denetimden diğerine, renk, çizgi biçemi ve yazı tipi özelliği gibi biçimlendirmeleri kopyalar. Biçimi bir tek denetime kopyalamak için Biçim Boyacısı'nı bir kere tıklatın; biçimi pek çok denetime kopyalamak için Biçim Boyacısı'nı çift tıklatın; işiniz bittiğinde ESC tuşuna basın.

11-Geri Al : Son yapılan ve geri alınabilir eylemi geri alır. Komut adı, geri almak istediğiniz eyleme bağlı olarak değişir (örneğin, Kesmeyi Geri Al veya Taşımayı Geri Al). Bir eylem geri alınamıyorsa, komut adı Geri Alınamaz olarak değişir.

12-Office Bağlantıları MS Word ile Birleştir : Microsoft Access verileri ile Microsoft Word belgesini, örneğin mektup formları veya posta etiketleri oluşturabilmeniz için birleştiren, Microsoft Word Adres Mektup Birleştirme Sihirbazı'nı başlatır.
13-Çözümle Tablo : Tabloyu çözümleyen ve gerekliyse tabloyu ilgili tablolara bölen ve daha verimli tablo tasarımı oluşturan Tablo Çözümleyicisi Sihirbazı'nı başlatır.
14-Kod : Visual Basic Düzenleyicisi'ni açar ve Kod penceresinde seçili form veya raporun arkasındaki kodları görüntüler.
15-Özellikler : Tablo alanı veya form denetimi gibi, seçili durumda olan nesnenin genel özelliklerini görüntüler. Seçili öğe yoksa, etkin nesnenin özellik sayfasını görüntüler.
16-İlişkiler : Tablo ve sorgular arasındaki ilişkileri görüntülemek, düzenlemek veya tanımlamak için kullanacağını İlişkiler penceresini görüntüler.
17-Otomatik Form: Seçili tablo, sorgu, görünüm veya saklı yordamı temel alan bir form oluşturur.
18-Office Yardımcısı: Office Yardımcısı, görevlerinizi yerine getirmeniz için Yardım konuları ve ipuçları sunar.
MICROSOFT ACCESS TASARLA ARAÇ ÇUBUKLARI
1-Göster düğmesi : Geçerli pencere için kullanılabilir görünümleri görüntüler. İstenen görünümü görüntülüyorsa düğmeyi tıklatın veya önce düğmenin yanındaki oku sonra da istenen görünümü tıklatın.(Form, Tasarla gibi)
2-Kaydet: Veri sayfasının yerleşimini; tablo, sorgu, görünüm, saklı yordam, SQL deyimi, form, rapor veya veri erişim sayfası tasarımını; makro yapısını ve içeriğini kaydeder.
3-Yazdır : Seçili formu, raporu, veri sayfasını veya veri erişim sayfasını, Yazdır iletişim kutusunu görüntülemeden hemen yazdırır.
4-Baskı Önizleme : Tablo, form veya rapor gibi etkin nesneyi, basıldığında alacağı görünümle görüntüler (önce Belgeleyici' nin görüntülendiği Makro penceresi dışında). Sayfayı yaklaştırıp uzaklaştırabilirsiniz veya bir anda birden çok sayfa görebilirsiniz.
5-Yazım kılavuzu : Tablo, sorgu veya formun Veri Sayfası görünümünde metin girdilerinin veya Form görünümünde metin kutusunun içinde bulunan seçili metnin yazımlarını denetler.
6-Kes : Seçili öğeyi (örneğin bir denetim veya bir kayıt) keser ve Pano' ya koyar, böylece öğeyi herhangi başka bir yere ekleyebilirsiniz. Son yapılan kesme işlemini geri almak için, Düzen menüsünden Kesmeyi Geri Al' ı seçin.
7-Kopyala : Seçili öğeyi (örneğin bir denetim veya bir kayıt) ya Office Panosu'na kopyalar ya da Windows Panosu'na kopyalar, böylece öğeyi herhangi başka bir yere ekleyebilirsiniz.
8-Yapıştır : Bir öğeyi (örneğin bir denetim veya bir kayıt) Pano' dan etkin veritabanı nesnesine kopyalar. Bir öğeyi kopyalamak veya taşımak için, yapıştır ile birlikte Kes ve Kopyala komutlarını kullanın. Yapıştırma işleminizi geri almak için, Düzen menüsünden Yapıştırmayı Geri Al' ı seçin.
9-Biçim Boyacısı : Bir denetimden diğerine, renk, çizgi biçemi ve yazı tipi özelliği gibi biçimlendirmeleri kopyalar. Biçimi bir tek denetime kopyalamak için Biçim Boyacısı'nı bir kere tıklatın; biçimi pek çok denetime kopyalamak için Biçim Boyacısı'nı çift tıklatın; işiniz bittiğinde ESC tuşuna basın.
10-Geri Al : Son yapılan ve geri alınabilir eylemi geri alır. Komut adı, geri almak istediğiniz eyleme bağlı olarak değişir (örneğin, Kesmeyi Geri Al veya Taşımayı Geri Al). Bir eylem geri alınamıyorsa, komut adı Geri Alınamaz olarak değişir.
11-Köprü : Köprü adresini veya Uniform Resource Locator (URL) bilgisini ekler veya değiştirir. Veri sayfası ve form görünümünde, köprü adresi alanı seçili olmalıdır.
12-Alan Listesi : Form veya raporun temel aldığı kayıt kaynağında bulunan alanların listesini görüntüler. Kayıt kaynağına otomatik olarak ilişkilendirilecek denetimleri oluşturmak için listeden alanlar sürükleyebilirsiniz.
13-Araç Kutusu : Araç kutusunu gösterir veya gizler. Araç kutusunu, form, rapor veya veri erişim sayfası üzerinde denetimler oluşturmak için kullanın.
14-Otomatik Biçim : Artalan resmi ve denetimler için yazı tipleri gibi önceden tanımlı biçimlerden seçtiklerinizi, form veya rapora uygular.
15-Kod : Visual Basic Düzenleyicisi'ni açar ve Kod penceresinde seçili form veya raporun arkasındaki kodları görüntüler.
16-Özellikler : Tablo alanı veya form denetimi gibi, seçili durumda olan nesnenin genel özelliklerini görüntüler. Seçili öğe yoksa, etkin nesnenin özellik sayfasını görüntüler.
17-Oluştur düğmesi : Seçili öğe veya özellik için oluşturucuyu görüntüler. Microsoft Access bu düğmeyi ancak, seçili öğe (tablo Tasarımı görünümünde alan adı gibi) veya özellik (giriş maskesi özelliği veya deyim için belirlenmiş özellik gibi) için kullanılabilir bir oluşturucu varsa etkinleştirir.
18-Veritabanı Penceresi : Geçerli Microsoft Access veritabanındaki veya Microsoft Access projesindeki tüm nesneleri listeleyen Veritabanı penceresini görüntüler. Örneğin, bir veritabanı nesnesi oluşturmak, kopyalamak veya silmek, ya da bir nesneyi bir gruba veya geçerli pencereye sürüklemek için kullanılabilir.
19-Yeni : Yeni bir veritabanı nesnesi oluşturur. Bu düğmeyi tıklatmadan önce, Nesneler çubuğunda oluşturmak istediğiniz veritabanı nesne türünü tıklatın.
20-Office Yardımcısı: Office Yardımcısı, görevlerinizi yerine getirmeniz için Yardım konuları ve ipuçları sunar.
merve93 - avatarı
merve93
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #22
merve93 - avatarı
Ziyaretçi
ram

Sponsorlu Bağlantılar
RAM (Random Access Memory)
Bellek bir bilgisayar sisteminin birincil parçasıdır.Cpu veya mikroişlemci ile birlikte ,veri programlar veya işlemci yada diğer sistem aygıtlarına direkt ve çabucak ulaşabilen işlenmiş bilgileri depolamak için bir ikili olarak çalışır.

Bellek bir bilgisayarın işlemesinin merkezidir,çünkü yazılım ve CPU arasında kritik bir bağlantı kurar.Bilgisayar belleği de aynı anda çalışabilen programların genişlik ve numaralarını belirler ve; giderek güçlenen mikroişlemcilerin kabiliyetinin iyileştirilmesine yardım eder.
Kendine has özelliği ve yararları olan bir çok bellek çeşidi vardır.Maalesef çok fazla bellek tipi olduğundan onları birbirine karıştırmak da çok kolaydır.Karışıklığı önlemek yada zaman zaman kendi hafızanızı tazelemek için bu sözlüğü kullanın.

RAM: (“Random Access Memory”)

Dahili olarak,bilgisayar belleği bir dama tahtasındaki kareler gibi satır ve sütunlardan oluşan bir “Bellek hücreleri matrisi” olarak düzenlenmiştir.Her Bellek hücresi; verinin satır ve sütun konumunu yada adresini göstererek anında bulunabilen verinin bir bit ini saklar.Bu veri bitleri teker teker ve rasgele erişilip,tekrar bulunup ve değiştirildiği için bilgisayarlarda kullanılan bu tip belleklere rasgele Erişimli Bellek (RAM) denir. RAM,belleğin uçucu seklidir.veriyi tutabilmesi için güce ihtiyacı vardır.Güç kesildiğinde,RAM deki veri kaybolur.Buna zıt olarak disketler.teypler ve CDler gibi diğer depolama ünitelerinde veriyi tutmak için güce ihtiyaç yoktur.

RAM’ın iki ana çeşidi vardır.DRAM ve SRAM

DRAM : (Dinamik Ram)

Dram bilgisayar belleğinin en genel çeşididir. Dram chipleri kullanan bellek modülü genellikle bilgisayarın ana belleğinin özünü oluşturur.Sistem ,işlemciden veya işlemciye taşınan işlenmiş bilgileri verileri ve programları video karta veya diğer cevre birimlerine saklamak için bu belleği kullanır.Bu dinamik Ram olarak adlandırılır çünkü, bellek hücrelerinde verileri tutabilmek için her saniye yüzlerce defa yenilenmeli yada yeniden enerji verilmelidir.Yenilenmelidir çünkü bellek hücreleri çevresinde elektrik yükü taşıyan küçük kapasitorler şeklinde dizayn edilmiştir.Bu kapasitörler çok küçük piller gibi çalışır ve eğer enerjileri yenilenmezse derece derece enerjilerini kaybederler.

SRAM: (Statik Ram)

Statik ram de veri depolamak için satır ve sütunlardan oluşan bellek hücrelerini kullanır ancak Sram Dram den beş kez daha hızlı iki kat pahalı ve iki kez daha büyüktür.Sram de uçucudur.(veriyi saklamak için güç olmalıdır.) ancak DRAM gibi devamlı yenilenmesi gerekmez.Sram dizaynı elektriğin bir yöne doğru akmasına izin veren yada iki transistörlerden aktif olan birine bağlı olarak ,inip –çıkan akımlara benzeyen pretzel kullanır.Bu “bir yöne doğru akım” dizaynı,DRAM’in “depolanmış yük”dizaynından daha hızlıdır ancak daha çok güç tüketir.Daha ucuz ve küçük boyutta olduğundan bilgisayar ana belleğinde Dram kullanımı tercih edilirken Sram hızından dolayı öncelikle cache bellek için kullanılır.

CACHE RAM:

Cache; en sık istenen veri ve komutları depolamak için kullanılan CPU ve Ana belleğin arasına yerleştirilen genellikle SRAM gibi yüksek hızlı bir belleğin küçük bir bloğudur.İşlemci veriye ihtiyaç duyduğunda önce verinin orda olup olmadığını görmek için yüksek hızlı cache bakacaktır.Eğer yoksa işlemci veriyi daha yavaş olan ana bellekten bulup getirmektir.

Cache in çalışması bir evdeki buzdolabına cok benzer .Bir buzdolabı yiyecekler için bir cache sayılabilir.her acıktıgınızda markete (ana bellek)gitmek yerine,önce istediginiz yiyecegin orada olup olmadıgına bakmak için buzdolabına(cache) bakabilirsiniz Eger varsa bu size cok zaman kazandırır yoksa marketten almak için fazladan zaman harcamak zorunda kalırsınız.

FPM DRAM : (hızlı sayfa modu Fast Page Mode )

Geçmişte bir cok bilgisayar FPM DRAM kullanırdı.Bu ceşit bellek ;eski tip DRAM lerin üzerine aynı satır veya “sayfadaki veriye ulaşımı daha hızlandırarak yapılmış bir düzeltmedir.Eger istenen veri bir önceki veri ile aynı satırdaysa bellek denetleyicisi satır konumlarını tekrarlamak zorunda degildir.Sadece bir sonraki sutun konumunu belirtmeye ihtiyac duyar.Bu bellek işlemini biraz daha hızlandırır.

FPM bellek kullanmak sözlüğe bakmaya benzer. Eger istediginiz kelime aynı sayfada ise listeyi aşagı dogru takip ederek açıklamayı bulmak kolay olacaktır; fakat sayfa talarsanız isteginizi bulmak biraz daha uzun surer.

EDO DRAM : (Genişletilmiş veri çıkışı –Extended data Out )

Edo Dram, FPM ile hemen hemen aynıdır, ufak bir degişiklikle daha hızlı olmayı saglayan arka arkaya bellek erişimlerine izin verir. SDRAM dönemine kadar en reveçtaki ram cinsi idi.

FPM destekleyen bir sistemde Edo bellek calısır ancak performans artışı olmaz . Pentium grubuna giren bilgisayarlağın çoğunluğu bu tür rami kullanmak tadırlar. 8 Bit çalıştıkları için çift olarak takılmaları gerekmekte idi. EDO bazen Hiper sayfa mod Ram (Hiper Page Mode Dram) olarak da adlandırılır.

BEDO DRAM: (Burst Edo )

Burst Edo standart EDO ya bellekten tek bir istekle gonderilen verinin seriler yada “burst” olmasına izin veren bir yeniliktir.Bu özelligin arkasındaki CPU tarafından istenen veri adresi genellikle dogru olup sonuncuya kadar sıralı olucaktır.BEDO DRAM de butun bellek erişimleri burstlerde olur.

SDRAM : (senkronize DRAM)

SDRAM ,EDO dan kısa bir sure sonra geliştirilmiş bir bellek şeklidir.Bu teknolojiyi , CPU yu kontrol eden bir sistem saati ile kendini senkronize eden daha kökten bir yeniliktir.İşlemci ile “aynı zamanlı” olması zamanlama gecikmelerini ortadan kaldırır ve bellek erişim işlemini cok daha verimli kılar.SDRAM kullanabilmesi için bir bilgisayarınbu bellegi destekleyecek sekilde dizayn edilmiş olması gerekirŞu anda üretilmekte olan bilgisayarlarda SDRAM teknolojisi standart olarak kullanılmaktadır.

SGRAM : (Senkronize Grafik Ram)

SGRAM ,SDRAM in grafik özellikli okuma-yazma niteliklerini iceren bir uzantısıdır.SGRAM verinin tek tek yerine bloklar halinde alınıp degiştirilmesine izin verir.Bu da bellegin yapması gereken okuma ve yazma sayısını azaltır ve işlemi daha verimli kılarak garfik denetçisinin performansını artırır.

RDRAM : ( Rambus Dram)

RDRAM ,Rambus Inc. firması tarafından geliştirilen tamamen tek ve ayrı bir dizayndır.RDRAM son derece hızlıdır ancak kullanılması için bellek deneticisinde ve bellek/sistem arabiriminde önemli değişiklikler gerektirir.

RDRAM ,standart DRAM den yaklaşık on kez fazla hızda veri göndermek için dar ve yüksek-bant genişlikli “kanal” kullanır.Bugun RDRAM bazı oyun makinalarında ve Server larda, Grafik uygulamalarında kullanılmaya baslanmıştır.Bu sene sonuna doğru bu ram çeşidi artık SDRAM in yerini almaya başlayacaktır.

VRAM : ( Video Ram)

Grafik bellek ,ekran “titremesini “önlemek için,ekranı çok çabuk çalışarak yenilemelidir.(saniyede 60-70 kez)Aynı anda grafik bellek Cpu ya da grafik denetçisine ekrandaki sekili değiştirmek için çok çabuk cevap vermek zorundadır.Sıradan DRAMlerle CRT ve CPU tekli portu için yarışmak zorundadır. Bu da veri trafiginde bir darbogaza neden olur.

VRAM iki ayrı portu kullanarak bu sorunu cözen bir Dual-Port bellektir.Bir port ekrandaki görüntüyü yenilemek ve tazelemek için CRT ye ayrılmıştır.İkinci port bellekte saklı olan şekil verisinin degiştirilmesi için CPU ya da grafik deneticisine ayrılmıştır.

VRAM in çalışması iki penceresi olan yol üstü arabalar için fast food a benzer. Siparişinizi verdikten sonra bir pencereye ödemeyi yapar diger pencereye aracınızı sürüp yiyeceginizi oradan alırsınız.Bu işlemi daha hızlı ve daha verimli kılar.

WRAM : (Window Ram-Pencere ram)

WRAM de grafik yogunluklu sistemlerde kullanılan bir dual port bellek çeşididir.VRAM den kucuk bir farkı vardır.goruntu portu daha kücüktür.bu da EDO özelliklerini destekler.

ALıntı !
merve93 - avatarı
merve93
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #23
merve93 - avatarı
Ziyaretçi
A64203200

CPU (Central Processing Unit)
İşlemci için PC'nin beyni deyip durduk. Mikroişlemci veya CPU (Central Processing Unit) olarak da adlandırılan işlemciler, PC'nin beyni sayılır. Bilgisayarınızda yapılan işlemler doğrudan veya dolaylı olarak işlemci tarafından gerçekleştirilir. Eskiden işlemci PC'nin en önemli parçasıyken bir PC'nin değerini belirleyen şeyin performans ve sunduğu imkanlar olduğunu düşünürsek artık en önemli parçalarından biri diyebiliyoruz.Çünkü bir PC'nin performansını grafik kartı, sabit disk, bellek gibi bileşenler de belirlediği gibi, özellikleri de kullanılan anakarta, multimedya donanımlarına ve çevre birimlerine bağlı.

Bu yüzden hızlı bir işlemci ile yavaş bir sabit disk veya grafik kartı kullanmak veya yavaş bir işlemciyle hızlı bir grafik kartı veya sabit disk kullanmak pek anlamlı olmuyor. Donanımların birbirine ayak uydurduğu, başka bir donanımın işini görmesi için nispeten daha az süre beklediği sistemler dengeli sistemlerdir. İşlemciler bir PC'de şu açılardan önemli görevler üstlenirler:

PERFORMANS: Her ne kadar diğer bileşenlerin de performans üzerinde büy yük etkisi olsa da, hala işlemci perfor mansı belirleyen en önemli bileşen. Bir işlemcinin becerileri, o sistemin ulaşabileceği maksimum performansı belirler. Diğer bileşenlerin hızlı olması sadece işlemcinin gerçek potansiyelinde çalışmasını sağlar.

YAZILIM DESTEĞİ: Daha güçlü işlemciler, yeni yazılımların ve donanımın kullanılmasını sağlar. Çoğu yazılım veya donanımın kutusunda kullanılabileceği minimum işlemci yazar. Ayrıca, işlemcilere eklenen MMX, 3DNow, SSE gibi teknolojiler, bu teknolojilere uygun şekilde geliştirilen yazılımların daha hızlı çalışmasını sağlar.

STABİLİTE VE ENERJİ TÜKETİMİ: Eski işlemciler diğer aygıtlara göre az enerji harcarlardı; artık daha çok harcıyorlar. Bunun sonucunda PC'lerde soğutma sisteminin güçlü olması gündeme geldi. Günümüz işlemcileri oldukça ısındıkları için genelde üzerlerine soğutucular takılıyor çok ısınan (veya soğutma sistemi yetersiz olan) işlemciler de bir PC'nin stabilitesini, yani güvenilirliğini etkiliyor.

ANAKART DESTEĞİ: Alacağınız işlemci hangi yongasetine sahip hangi anakartı kullanacağınızı da belirler. Anakart ise yukarıda belirttiğimiz gibi sistem özelliklerini ve performansı belirleyen bileşenlerden biridir.

İşlemciler mekanik parçası bulunmayan entegre devrelerdir. İçlerinde milyonlarca transistör bulunur ve ne kadar çok transistör içerirlerse o kadar hızlı olurlar. Isı problemleri nedeniyle bir işlemci, kullanılan transistör sayısını artırmak için her istenildiği boyutta yapılamaz. Ancak teknolojik gelişmeler sayesinde çok daha küçük transistörleri, birbirleri arasındaki devrelerin aralığını da küçülterek uygun bir işlemci kalıp boyutuna sığdırmak mümkün olmuştur. İşte buna "mikron teknolojisi" denir. Bir zamanlar, işlemci içindeki devrelerin aralığnın 1 mikronun altına inmesinin imkansız olduğu sanılıyordu. Ama bugün çoğu işlemci 0.25 mikron teknolojisi ile üretiliyor; 1999 yılı içinde de bu 0.18 mikrona inecek. Böylece çok daha hızlı işlemciler üretilebilecek. Bilim adamları, mevcut teknoloji ile 0.08 mikrona kadar inilebileceğini düşünüyorlar.

İşlemcinin Hızı

Bir işlemcinin hızını, kullanılan mikron teknolojisi, üretim teknikleri, kalıp boyutu ve proses kalitesi belirler. Ayrıca üretim sırasındaki koşullar, aynı banttan çıksa bile bir işlemcinin diğerinden hızlı olmasına yol açabilir. Ama sonuçta işlemci fabrikada son testlerden geçirilirken üzerine güvenli olarak çalışabileceği hız ba-sılır. Işlemcinin hızı MHz cinsindendir. Bunu biraz temelden anlatmak gerekirse;

Her PC içinde, talimatların yerine getirilme hızını belirleyen ve çeşitli donanım aygıtları arasında senkronizasyonu sağlayan dahili bir saat vardır (bu saatin hızını normal saat ile karıştırmayın).

İşlemci, her bir talimatı belirli bir saat tıklamasında (saat döngüsünde) yerine getirir. Saat hızlıysa, işlemci saniyede daha fazla talimatı yerine getirir. 1 MHz, saniyede 1 milyon saat tıklamasına (döngüye) karşılık gelir. Yani, 400 MHz'lik bir işlemci, saniyede 400 milyon döngü yapar.

Bir işlemcinin MHz cinsinden hızı, anakartta kullanılan sistem veriyolu hızının belirli bir çarpanla çarpılması sonucu elde edilir. Örneğin 100 MHZ'lik anakartlarda 400 MHz'lik bir işlemci 4 çarpanını kullanarak 4x100=400 MHz'e erişir. Farklı işlemci serileri, aynı hıza sahip olsa da farklı mimarilere sahip olmaları nedeniyle aynı hızda olmazlar; yani saniyede yerine getirdikleri komut sayı farklıdır. Ayrıca "superscalar" mimariye sahip yeni işlemciler aynı anda birde fazla komutu yerine getirebilmektedir.

Piyasadaki belli başlı Intel ve AMD işlemci modelleri hakkında genel bilgi verelim:

INTEL PENTIUM III : 99'un ilk çeyreğinde çıkan bu işlemci, şu an 600, 733ve 800 933 MHz hızlarında modellere sahiptir. 0.25 mikron teknolojisiyle üretilmişti (yakın zamanda 0.18 mikrona geçilecek). İçinde 9.5 milyonun üzerinde transistör bulunur. Yazılım desteği olarak üzerinde MMX ve SIMD komutları bulunur Bu komutlar sayesinde uygun yazılım ve donanımlarla bazı multimedya uygulamalarının (video, grafik işleme gibi) dahi hızlı ve sorunsuz olmasını sağlar.

INTEL PENTIUM II : Bu seri 233 MHz'den başlayıp bugün 450 MHz'e ka dar uzanır. Piyasada artık 350 MHz'ler aşağısını bulmak pek mümkün değildir ( bu modellerde 0.35 mikrondan artık 0.25 mikrona geçilmiştir. MMX komutlarını içerir. 7.5 milyonu aşkın transistör bulunur.

INTEL CELERON : Günümüz piyasasında 333 MHz'den başlayıp 600 MHz'e kadar uzanan modelleri bulunur Pentium II ve Pentium III'ün aksine Slot 1 'e takılan modellerinin yanısıra Soket 370'e takılan modelleri de bulunur. 128K L2 ön belleğe sahiptir ama bu önbellek 512K önbelleğe sahip Pentium II'dekinin aksine, işlemci ile işlemci hızının yarı hızında değil tam hızında haberleşir. Bu yüzden performansı Pentium ll'lere çok yaklaşır.

AMD K6-2 : 9.3 milyon transistörü vardır ve 0.25 mikron teknolojisi ile üretilmiştir. Bugün 300 MHz'den 475 MHz'e kadar modelleri bulunmaktadır. Yazılım desteği olarak MMX komutlarının yanısıra 3DNow! adı verilen komutları da içerir. Soket tipidir; 321 pinli Soket 7 ve Super7 soketlere takılır. ABD'de AMD işlemcili PC satışları Intel işlemcili PC'lerin önüne geçmekle birlikte nedense Türkiye'de AMD işlemciler piyasada çok bulunmamaktadır.

AMD K6-3 : 21.3 milyon transistör içerir; 0.25 mikron teknolojisiyle üretilmiştir. 400 ve 450 MHz'lik modelleri bulunur. Super 7 sokete takılır. AMD, bu işlemciyle performans açısından rakibi Intel'e epey yetişmiştir ve fiyat avantajıyla başa baş bir rekabet sürdürmektedir.

İşlemcilerin Yazılım Destekleri

MMX: Intel'in geliştirdiği MMX'in açılımı Multimedya Uzantılarıdır (Multimedia Extensions) ve işlemcilere eklenen 57 multimedya komutuna verilen addır. AMD'de bu komut setinin lisansını Intel'den almıştır. MMX işlemciler bazı genel multimedya operasyonlarını üstlenirler (örneğin, normalde ses kartı veya modemler tarafından yapılan dijital sinyal işleme). Ancak bu komut setinin kullanılabilmesi için MMX uyumlu yazılımların kullanılması gereklidir. MMX işlemcilere ekleneli uzun bir süre olmasına karşın, MMX destekli yazılımların beklendiği kadar çabuk artmadığı gözlenmiştir.

3DNow!: 3 Boyutlu grafikler ile ilgili hesapların hızlandırılması için AMD işlemcilerde kullanılan komut setinin adıdır. Özellikle 3DNow! destekli oyunların sayısı hızla artmıştır. Ekran kartlarının da 3DNow! destekli sürücüleri olabilir.

SSE: Intel tarafından geliştirilip Pentium III işlemcilere uygulanan 70 adetlik yeni komut setidir. Yakında Celeron ve Pentium II işlemcilere de uygulanması beklenmektedir. SSE'nin açılımı "Strea-ming SIMD Extensions'dır (SIMD = Single Instruction Multiple Data). Mutlaka Türkçeleştirmek gerekirse "akıcı, tek komutla çoklu veri işleme uzantıları" diyebiliriz. Yani işlemciye bir komut verirsiniz bir çok veriyi bir amaca yönelik olarak işler. Grafik, resim, video, animasyon, 3 boyut işlemleri, ses tanıma öğelerine sahip, SSE destekli uygulamalarda ciddi bir performans artışı sağlar. Henüz çok yeni olduğundan piyasada SSE destekli yazılım çok sayıda değildir ama hızla yaygınlaşması beklenmektedir.

ALıntı !
merve93 - avatarı
merve93
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #24
merve93 - avatarı
Ziyaretçi
AGP
(Accelerated Graphics Port - Hızlandırılmış Grafik Portu)

Acclerated Graphics Port (A.G.P.) arabirimi ana satış gurubunu oluşturan PC lerde,özellikle 3D uygulamalarında yüksek grafik performansı sağlayan yeni bir bus(veri yolu) şartlandırıcıdır.Monitördeki resmin yenilenmesi(refresh) için yeterli bilgi deposu gerektirmekle kalmayıp, doku(texture) mapping, z-buffering ve alfa karışımı gibi olaylar için de büyük bellek deposu gerektiren 3D uygulamaları, bu arabirim şartlandırıcı ile mümkün kılınmaktadır. A.G.P. ana satış gurubunu oluşturan PC lerde 3D uygulamalarının daha hızlı çalışmasını ve daha mükemmel görünmesini sağlayacaktır.
AGP arabirimi, grafik hızlandırıcılarına, ana belleğe ulaşım için özel veri yolu ve daha hızlı transfer gibi yeni özellikler katar. Bu, sistem bellek bağlantısında, geniş bant aralığı ve daha az gecikme sağlar. AGP arabirimi, texturing, z-buffering, ve alfa blending olaylarında ana belleğin kullanılmasını mümkün kılarak ana satış gurubunu oluşturan PC lerde 3D grafik uygulamalarının yüksek performansta çalışmalarını sağlar.

AGP arabirim şartlandırıcı 66MHz PCI (rev 2.1) şartlandırıcıyı temel işlem yolu olarak kullanır ve PCI şartlandırıcıya üç performans uzantısı veya güçlendiricisi sunar ki bunlar 3D grafik uygulamalarında AGP nin yüksek performansını optimize eder. Bu AGP uzantıları PCI şartlandırıcı (rev. 2.1). da tanımlanmamış ve ya gerekmemiştir. Bu uzantılar:

- Bellek yazma ve okuma işlemlerinde derinlemesine ayrılmış yol; bellek erişim gecikmesini yok eder.
- Veri yolundaki adres ve dataların demultiplexasyonu; hemen hemen %100 verimli veri yoluna izin verir.
- 133 Mhz data transferi için AC timing(zamanlama); 500 MB/s gerçek data aktarımı sağlar...

Bu güçlendirmeler "sideband" sinyali kullanımı ile gerçekleşmiştir. PCI şartlandırıcı hiçbir değişikliğe uğratılmamıştır, AGP arabirim şartlandırıcı, PCI daki "reserved" alanlar, encodingler, pinler, vb... bölümleri kullanmaması için özel olarak geliştirilmiştir. Asıl eğilim, PCI ın tasarımından faydalanarak grafik yönlü performans artışını karmaşıklık/performans oranını değiştirerek sağlamaktır.

AGP sistem PCI ını ne küçültür nede yerini alır. Bu yüksek hızlı port (AGP) fiziksel, mantıksal ve elektriksel olarak PCI dan tamamen bağımsızdır. Sistemde ek bir bağlantı noktasıdır. Özel görüntü araçları için tasarlanmıştır; diğer tüm I/O araçlar PCI bus ta kalacaktır. AGP için eklenen ek slot yeni bir bağlantı gövdesi kullanır( elektriksel sinyalizasyon sebebi ile) ki bu PCI bağlantısı ile uyumlu değildir; PCI ve AGP boardlar mekanik olarak birbirleri yerine geçemezler.

AGP arabirim şartlandırıcı Intel tarafından PCI özel gurubundan bağımsız olarak geliştirilmiştir. Bu gurup tarafından desteklenmemiş ve gözden geçirilmemiştir. Kişisel bilgisayar kullanımında grafik teknolojisi ve ürünlerindeki gelişmeyi desteklemek için tasarlanmıştır.

PCI genel amaçlı sistemlerin I/O yolu olmaya devam edecektir. AGP arabirimi PCI ın yerini almak için değil özellikle grafik kontolerler için tasarlanmıştır. PCI I/O fonksiyonları için gerekli bant genişliği 133Mb/s, 32-bit, 33MHz sürümünün sınırlarına yaklaştıkça PCI daha geniş ve daha hızlı yayılacaktır. AGP özellikle noktadan noktaya grafik bileşenleri için tasarlanmıştır. Fiziksel olarak PCI dan ayrılmıştır ve apayrı bir bağlantı kullanır.
merve93 - avatarı
merve93
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #25
merve93 - avatarı
Ziyaretçi
SCSI (Small Computer System Interface) Kartlar
SCSI yani türkçesiyle küçük bilgisayar sistemleri ara birimi Hard Disk, CD-ROM gibi yüksek hızlı çalışan donanımlardan birden fazlasını ( En çok 7 tanesini ) verimli olarak çalıştırmamızı sağlayan kartlardır. Başka bir deyişle bilgisayarın yan birimleriyle bağlantısını sağlayan bir donanım parçasıdır.
SCSI arabirimler, IDE ( Integrated Device Extensoin ) ve Enhanced IDE arabirimlere göre daha hızlıdırlar. IDE arabirimler ise daha ucuzdurlar ve standart olarak bilgisayarın üzerinde bulunurlar.
SCSI Kartlar bir donanım aygıtıyla PC ' miz arasında anakart ve donanımlar arasında ki veri yolu gibi iletişimi sağlayan bir veri yoludur. Yani SCSI Kartlar alternatif bir veri yoludur.
Yüksek transfer hızlarındaki aygıt arabirimleri ve veri yolu sistemleri için bir standart SCSI veri yolu sistemleri değişik veri yolu genişliklerine sahiptir. SCSI her bilgisayara uyumlu ( PC, Mac, Amiga, Sun, Silicon Graphics ) bir arabirim sadece diskleri değil ; scanner, printer, cd-rom sürücü, cd-rom yazıcı, zip drive gibi başka çeşitli cihazları destekliyor.
Genellikle bir SCSI kontrol kartı aldıktan sonra SCSI aygıtları kullanabiliyoruz. Yüksek hızı ve EIDE ' den daha fazla aygıtı aynı anda çalıştırabilmesi sebebiyle profesyonel kullanıcılar tarafından daha çok tercih ediliyor. NEC ve SEAGATE firmalarının evrensel bir standart geliştirme amacıyla yola çıkmaları sonucu oluşan bu arabirim bir komut seti kullanıyor. 8 bit genişliğinde veri yolu kullandığı için ve bu kontrol kartı da 1 bit veri yolunu kullanması sebebiyle 7 tane aygıt aynı anda kullanabiliyor. SCSI ' lerde bilinmesi gereken bir ayrıntı da hemen hemen tüm veri transfer sistemlerinde olduğu gibi SCSI ' nin de yüksek frekanslarda çalışması ve bu yüzden istenmeyen sinyal yansımalarını önlemek amacıyla sonlandırıcı kullanmak gerekir.
IDE ve SCSI arabirimi kullanan hard diskler arasındaki ilişki çok basit ; IDE olanlar ucuz, SCSI olanlar pahalı ve hızlı dır. Hızlı olan aslında SCSI ' nin kendisidir. Sabit diskler birbirlerine çok yakın hızda çalışıyorlar. Aslında SCSI ' nin işlemci ile iletişimi daha hızlı olduğundan ucuna bağlanan cihazlar da daha hızlı oluyor.
Arabirim teknolojisinin hard disk teknolojisinden daha hızlı ilerlediğini söyleyebiliriz. Bir çok sabit disk, CD-ROM, yazıcı, scanner, DAT streamer ve benzeri aygıtlara sahip bir sistemler için SCSI ' den başka çıkar yol yoktur. Satın aldığımız SCSI kontrol kartının ucuz değil, markalı ve iyi sürücü desteği olan bir kart olmasına dikkat etmeliyiz. PCI bir anakartımız varsa mutlaka PCI bir SCSI kontrol kartı almalıyız, ISA kartlar performansı bir hayli düşürür.
SCSI kartımıza hem dahili ( iç ) hem de harici (dış ) donanımlar bağlanabilir. Bir SCSI karta SCSI uyumlu 7 donanım bağlayabiliriz. SCSI kartlar ile bağladığımız SCSI aygıt ile aralarındaki iletişim 50 telli kablolar ile yapılır. SCSI kablosu bağlandığı donanımı kontrol etmek ve onunla iletişim sağlamakla görevlidir.
Bir SCSI donanımı giriş ve çıkış olmak üzere iki porta sahiptir. Çıkış kablosu bir SCSI donanımına örneğin SCSI Hard Diskine bağlanır.
Bir SCSI kartına bağladığımız kartlar bir zincir oluşturur ( Daisy Chame ). Papatya zinciri denen bu yapı eklenen her aygıtla daha da genişler. Bu genişleme 7. ve son SCSI aygıtla biter. Bu son aygıt SCSI sonlandırıcı ile sonlandırılır (Terminatör ). Bazı SCSI aygıtları üzerlerinde ki jumper ayarlarıyla da sonlandırma işlemi yapılabilir.
SCSI kartına bağladığımız her aygıt 0 ile 7 arasında bir numara alır. Böylece SCSI kartı kendisine bağlanan donanımı birbirinden öncelik derecesini belirlemeyi olanaklı kılar. Aygıtın öncelik derecesi jumper ya da bir DIP swich ' le ayarlanır.
Bir SCSI donanımının öncelik sırası SCSI adresi ile belirlenir. Adres numarası büyük olan donanım önceliğe sahiptir. Yani 7 numaralı adresi kullanan donanım tüm diğer donanımlara göre öncelik sahibidir.
Şu Şartlar Altında SCSI ' ye İhtiyacımız Var Denebilir :
Üç yada daha fazla disk bağlamak zorundaysak,
5 GB' dan büyük diskler kullanmak zorundaysak,
Bir ağ sunucusu kuruyorsak,
Grafik ağırlıklı çalışacak bir makine kuruyorsak,
PC' mizin bütün imkanlara açık ve her an genişletilebilir tutmak istiyorsak,
SCSI' nın bütün yararlarına rağmen IDE kadar popüler olmasının bir sebebi var. PC üreticileri daha kolay ve ucuz olan IDE - çözümünü boardların üstüne eklediler. Şu anda herhangi bir board alıp buna 4 adet IDE cihaz bağlamak mümkündür. SCSI kartımız yeterince iyi olmazsa, kendisine bağlı cihazları da firenler. 5 GB ve üzeri kulvarında SCSI yüksek devir hızlarıyla kesinlikle liderliğini koruyor. Ancak daha ufak disklerde IDE' ler hız açısından SCSI 'lere yetişmiş durumdadır.

SCSI Kartının Kurulumu

SCSI kartının kurulumunda en önemli unsur çakışmaların önüne geçmektir. Bu nedenle kartın kullandığı DMI ve IRQ adreslerini bilmemiz gerekir. Bu adreslerin varsayılan değerlerini SCSI kartıyla birlikte verilen kitapçıkta bulabiliriz.
Eğer bu adresleri kullanan başka aygıtlar varsa SCSI ayarlarını boş bir DMA ve IRQ adresine taşımalıyız. Bu ayarlamaları kartımızın jumper ya da DIP swich ayarlarıyla yapabiliriz. Bunun için yine baş vuracağımız kaynak SCSI kartımızın kitapçığıdır. Aynı zamanda yeni üretilen SCSI kartlar ( PnP ) tak çalıştır uyumludur.
SCSI Kartlar, CD-ROM, sabit disk ve benzeri aygıtlar için oldukça verimli bir arabirim olmasına rağmen, kurulumu ve yönetimi açısından çoğu kez beklenenden daha çok sorun çıkartmaktadır.
SCSI denetleyiciler IDE ve EIDE diğer veri yollarına göre çok daha geniş imkanlara sahiptir. Öncelikle bir SCSI kart ile birbirinden farklı yapılardaki 7 ayrı aygıtı kontrol etmek mümkündür. Fakat bu avantaj bazen zorlukları da beraberinde getiriyor. Örneğin karta bağladığımız yeni bir aygıtın çalışmaması ve bu problemi çözmek için harcanan uzun zaman gibi.
SCSI kartlarda sık karşılaşabileceğimiz ve dikkat etmemiz gereken konular, biraz daha dikkat ve metodik çalışma ile problemin aşılması sağlanabilir.
SCSI Kartlarda Sonlandırma İşlemi
SCSI denetleyici ile aygıt arasında ki sinyal hattı sonlandırıcı adı verilen dirençler yardımıyla belirli bir seviyede tutulur. Bu nedenle SCSI kartlarda sonlardırma işlemi çok önemlidir.
Eğer sonlandırma işlemi yerine getirilmezse ;
SCSI kontroller bağlantıdaki donanımı göremez.
Bağlı aygıtların tanımlamalarını yapamaz.
SCSI aygıt sürücüleri yüklenirken kilitlenir.
Doğru bir sonlandırma işleminde SCSI kablosunun her iki ucunda da bitiş direnci (Terminatör ) bulunmaktadır. Dahili donanımlarda kablonun bir ucu SCSI kartına, diğer ucu da bağlantı kablosunun ucunda ki son aygıtta olmalıdır. Yani birden fazla SCSI aygıt kullanılıyorsa sonlandırma zincirin en ucunda ki donanımda yapılmalıdır.
Eğer sistemimizde DAHİLİ ve HARİCİ SCSI donanımlarını birlikte kullanıyorsak ; her iki aygıt grubunun son elemanlarını sonlandırmalıyız ( Son dahili ve son harici aygıt ). SCSI aygıt denetleyicisindeki sonlandırıcıyı iptal etmeliyiz.

SCSI ID Numaraları

SCSI ID numaraları donanımlarla eş zamanlı erişim durumlarında önceliğin hangi donanıma verileceğini belirler. Bir SCSI kartta 0 - 7 arasında ID numaraları bulunur. ID numarası 7 olan aygıt erişimde diğer aygıtlara göre erişim önceliğine sahiptir.
ID numarası 0 olan bir aygıtı, diğer tüm SCSI aygıtlar veri yolunu kullanmadığı zaman kullanabiliriz.
Bir ID numarası asla alt pozisyonda kullanılamaz. Yani iki farklı SCSI aygıta aynı ID numarası verilemez.
EIDE diskler geliştirilmiş standardı ve artırılmış performansları sayesinde SCSI disklerden pek de geri kalmıyorlar. Üstelik fiyatları da oldukça ucuz ve ayrıca bir arabirim kartına ihtiyaç duymuyorlar. Ancak SCSI arabirimi kartımız zaten varsa ve yüksek performans için bir miktar daha fazla para ödemekte hiçbir mahzur görmüyorsak SCSI arabirimli bir sabit disk alabiliriz. Bir SCSI arabirim kartına 7 adete kadar SCSI aygıtı bağlayabiliriz. Bu aygıtlar, sabit disk, CD-ROM, teyp yedekleme birimi, tarayıcı olabilir.
SCSI ile IDE arasındaki en önemli fark ise IDE arabirimi kullanan disklerin devir sayılarının SCSI ' lere göre daha yavaş olmasıdır. Bu yüzden SCSI diskler daha çabuk ısınıyor. Buna karşın IDE disklerin erişim süreleri SCSI ' lere göre daha fazladır. Kullanıcı açısından erişim sürelerinin düşük olması önemli bir etmendir.

SCSI Sabit Disk Sürücü Yerleştirmek

Bu bölümde de bazı sabit disk sürücü bilgileri SCSI sürücüleri içinde uygulanır. Yine de, SCSI sabit disk sürücü yerleştirmede bazı önemli değişiklikler vardır.
merve93 - avatarı
merve93
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #26
merve93 - avatarı
Ziyaretçi
Modem Hakkında Detaylı Bilgi

Modem Nedir ?
Sözlükteki anlamı; mo (dulateur) ve dem (odulateur) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Mo bilgi, dem ise işlem anlamına gelmektedir. Bir uzaktan bilgi işleme tesisinde, bir merkez ordinatöre bir telgraf veya telefon hattıyla bağlanmış olan çıkış ve giriş üniteleri yakınına yerleştirilen cihaz; bu cihaz bir modülatör ve bir demodülatörden meydana gelir. (Modülatör, çıkışta iki sayılı bilgileri modüle edilmiş işaretler haline dönüştürür. Bu işretler demodülatör tarafından alıcıya gönderilmeden önce ilk biçimlerine getirilir. Sonuçların ulaştırılması aynı ünitelerle yapılır.)
Terim anlamı; bilgisayarımızın başka bir bilgisayar veya ağ ile iletişim kurabilmesi için ya bir ağ adaptörüne veya çevirmeli bir ağ bağlantısı kurabilmek için modeme ihtiyacımız vardır. Ağ adaptörleri genellikle yakın mesafede hızlı ve güvenli veri iletişimi için tasarlanmıştır. Bu şekilde bir bağlantı için uygun bir ağ yazılımı veya işletim sistemi tarafından destelenen bir bağlantı türü gereklidir. Ama araya uzak mesafeler de girerse iş biraz zorlaşacaktır. İki ayrı şehirdeki bilgisayarı birbirine bir ağ kablosuyla bağlayamayacağımızdan ya bir kiralık bir hat alacağız ya da işimiz kısa sürecekse normal telefon hatları üzerinden veri aktarımını seçmeliyiz. Bu iş için en pahalı seçenek de budur. İşte bu şekilde bir bağlantı için bize gereken donanıma kısaca modem diyoruz.
Modemler bilgisayardan gelen dijital verileri, telefon hattı üzerinden iletilebilmesi için gereken analog sinyal şekillerine çevirir. Karşı taraftaki modem, bizim göndermiş olduğumuz bu sinyalleri tekrar eski dijital hale yani 0 ve 1' e çevirir.Böylece bilgi alışverişi olur. Modemler vasıtasıyla aktarılan analog veri deseni hattaki ek sinyaller nedeniyle orjinal veri ile istem dışı bir birleşmeye yol açar; ve verinin orjinalini bozar.Burada istenmeyen ek veri sinyalinden kasıt telefon hattını fiziksel yetersizliklerinden dolayı oluşan parazitlerdir.Bu nedenle sisteminiz için kullanmayı düşündüğünüz modem hataları en aza indirilebilecek bir yapıya sahip olmalıdır. Ortaya çıkabilecek problemler çoğunlukla geri çevrilebilir.Hatayı düzeltmek için gönderilen veri paketinden sonra bu veriyi tanımlayan ek bir veri paketi yollanır.Bu paket bir parity bitidir.Veri diğer uca ulaştığında ek veriyle karşılaştırılır.Veride bir hata bulunursa veri paketi tekrar istenir.Eğer hem veri paketinde hemde parity bitinde hata söz konusu olursa sistem çalışmaz.
İki bilgisayar arasındaki bağlantı sırasında oluşan bir hatanın nerede ve neden kaynaklandığını bulmak için üç aşamalı bir yol izlenir.Hata durumunda gönderici modem kendini test eder, hata kendinden kaynaklanmıyorsa karşı modeme kendisini test etmesini bildirir.Eğer hata her iki modemde de değilse kullanılan hattın testi yapılır.
Modemlerde veri iletişimi Yarı-dublex yada tam dublex olmak üzere iki durum var.Yarı dublex bir veri iletişiminde, giden veriye karşılık gelen veri aktarımı olur.Tam dublex'te ise aynı anda hem gönderim hem alım işlemi yapılır.
Gelişen teknoloji sayesinde hemen hemen tüm modemlerde faks özelliği ve bazı modemlerde de ses kartı özelliği aldığınız modem kartlarının üzerine gelmektedir.
Modemler telefon hattı üzerinde 300 ile 3000hz arasında analog ses dalgaları iletir.Bu gerçek zamanlı bir konuşmadır.Modem bağlantısı seri portlar tarafından sağlanır.Seri porttaki bu veri iletişimi UART Chipi tarafından sağlanır.UART Chipi cinsine göre modemin hızı belirlenir.Örneğin modemimizin chipi 16550 ise yaklaşık hız 33600 civarındadır.
Veri iletişiminde Digitalden Analoga ve Analogdan Digitale geçiş işlemi DAC'e ADC tarafından yapılır.Veri aktarımında sesli veriler kullanılıyorsa işin içine DSP(Digital Signal Processor) girmektedir.Çünkü ses verileri daha yoğun ve geniş bir işlemdir.Digital sinyal işlemci yani DSP modemin enm önemli parçasıdır.Verinin iletişimine uygun hale gelmesini ve seslerin iletilebilmesini sağlar.
Modemler telefon hattı üzerinden her iki yöne, ses bandında 300 ila 3.000 Hz arasında analog sinyaller gönderir. Bu iki frekans bandı arasında analog ses dalgalarıyla veri paketlerini iletirler. Konuşma esnasında da sesleri seri kapıdan yani RS-232C' den çıkar. Bu kapılar her bilgisayarda mevcuttur. Standart olarak seri kapı 1(COM 1 ), farenin bağlanması içindir. Bazı sistemlerde fare, PS/2 arabirimi üzerinden bağlandığı için COM 1 (seri kapı 1) işgal edilmez. Seri kapılar 9 ve 25 iğnelik erkek konnektörlerden yapılmıştır. Bazı sistemlerde her ikisinin de olmasına karşın, bulunmama ihtimali de mevcuttur. Modeminizle birlikte bu kapılar için uygun jaklı bir kablo verilecektir.
Önceden BBS' ler vardı. Bir bilgisayar, bir modem ve bir BBS programıyla sanal dünyada gezinti yapılabiliyordu. Ayrıca dosya alış-verişi yapılıyor veya mesajlaşılıyordu. Önceden sanal dünya çok dardı ve burada gezinti çok yavaş işliyordu. Daha sonra sanal dünya genişledi. O kadar genişledi ki internet evlere girdi. Biraz yavaştı ama herkes interneti biliyordu. İnternet dünyasını gezip, görmek istiyorlardı. Bilgisayar firmaları da bu alana yöneldiler. Sürat önem kazandı. Sürat ve daha rahat bilgi alabilmek için modemler de geliştirilmeye başladı. Bir çok modem markası çıkarıldı. Bu çıkan modemlerde windows95 gibi programlara uyumu ve tam performansta çalışması önem kazandı.
Kullanım Alanları


Bir modeme sahip olmak demek çok geniş bir bilgi dünyasının kapısında olmak demektir. İnternet ve BBS bağlantıları bize bu bilgi dünyasının sonsuz olanaklarını sunmaktadır.
Yapacağınız bağlantı nereye olursa olsun modeminiz size tek ve belirli bir bilgisayara bağlar internet ortamında bu servis sağlayıcısının serverıdır.Diğer yaygın bir kullanım alanı ise aynı şirket bünyesinde farklı noktalarda kullanılmasıdır.

Modemdeki Bazı Parçalar

Uart

Seri kapıların kalbi olan çipe uart denir. (Universal Asynchronous Receiver/Transmitter). Uart' ın 8250, 16450, 49880 şeklinde adlandırılan modelleri vardır. Bu çipin cinsine göre de dış ortama yani modemin gönderebileceği en yüksek hız yaklaşık olarak şu şekildedir: Tabloda görüldüğü gibi 28.800 veya 33.600 olarak satılan bir modem için ihtiyacımız olan bir uart çipi 16550' dir. Daha düşük hızları destekleyen bir çipe sahip bir sistem iyi bir performans elde edemez. Sisteminizdeki uart çipini DOS' la gelen MSD programını çalıştırarak rahatlıkla öğrenebiliriz. Eğer sisteminizdeki uart çipi 16550 değilse alacağınız bir modemin dahili bir modem olması da işimizi görecektir. Dahili modemlerde uart, modemin üzerindedir. İletişim esnasında veriler uart üzerinden seri kapıya, oradan da seri arabirim kablosu vasıtasıyla modeme gelir.
Veri iletiminde işleminde veriler bilgisayarın seri kapısına oradan da modeme gelir. Modemin bu veriyi iletebilmesi için hat üzerinde karşı modemle bağlantı kurması gerekir. Modemimiz karşı modemi arar ve karşı modem de hatta beklemede ise otomatik olarak cevap verir.
Bu cevap hangi hızları, protokolleri desteklediği ve o anda hangi hızda veri iletebileceği üzerindedir. Veri bilgisayardan modeme gelir, modem bu veriyi içindeki DAC (dijital- toanalog converter) vasıtasıyla analoğa çevirir.
merve93 - avatarı
merve93
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #27
merve93 - avatarı
Ziyaretçi
hdd

Harddisk(HDD)
Disklerin üzerindeki dairesel izlere Track veya cylinder denir. Birden fazla disk kullanılırsa bunlar üzerindeki okuyucu kafalara ise head okudukları yüze Side denmektedir. Bir dairesel iz açısal olarak eş bölümlere ayrılmıştır. Bu bölümlere ise Sector denmektedir. Bütün bunlar göz önüne alındığında bir bilginin adresini vermek için kafa veya yüz numarası, izin numarası ve sektor numarası verilmelidir. Genel olarak bir track üzerinde bir sektörün belirlediği alan 512 byte'tır. Ancak bazı SCSI disklerde bu boyut değişebilmektedir.

Sektör_Sayısı = (Kafa_Sayısı x Silindir_Sayısı x Sektor_Sayısı)

Bu rakamla bir sektörün boyutu çarpıldığında diskin kapasitesi bulunur. Diske erişimi kolaylaştırmak için sektörler gruplanarak CLUSTER'lara bölünür. Cluster sektörden farklıdır. Ve formatlama esnasında bir cluster'ın kaç sektör olacağı belirlenir. Mesala bir cluster 8 sektörden oluşuyorsa cluster boyutu 4 KB olarak belirlenir.Diskin üzerinde belli bloklar vardır.

Partition: Partition disk üzerindeki bölümlendirme için kullanılır. Diskin 0. Sektör, 1. Cylinder, 0. Head'de bulunur. Burada bir kod bulunur. Bu kod üzerindeki bilgileri inceleyerek diskin üzerindeki boot sector bulunur. Boot sector belleğe yüklenir. Daha sonra buradaki kod sistemi yükler.

Boot: Her partition'ın başlangıç adresi olarak verilen adreste bulunur. Buradaki bilgi Partition'daki kod tarafından belleğe alınır. Buradaki program önce root dizine bakar. Burada IO.SYS, IO.COM isimli dosyalar aranır. Burada eğer bulunursa FAT'teki başlangıç noktasına gidilir. Buradan bir sonraki devam edeceği yer tespit edilir. Ve okunan Fat başlangıç adresinden data bloğu üzerindeki bilgi okunarak belleğe alınır. Sonrasını ise IO.SYS halleder.


FAT: (File Allocation Table) Burası tüm diskin yerleşim planını içerir. Bir kodla başlar bu FAT'in özelliğini belirtir. Genelde 0F8h değerini taşır. Buna Media Id Byte denir. Herhangi bir sakatlık durumuna karşı FAT 2 kopyadır. Silinen dosyanın adının ilk harfi alt-229 (sigma) yapılır. Dos baktığında eğer ilk harfi sigma ise dosyanın silindiğini kabul ederek bunu listelemez. Silinen bir dosyanın geri getirilmesi işlemi ise şu şekildedir. Dosyanın kaydındaki Fat'teki başlangıç noktası bilgisi alınır. Bu noktadan itibaren dosya boyunu kapsayacak sayıdaki Fat hücresi eğer boş ise dosya geri getirilebilir. Değilse getirilemez. Eğer dosya bölük pörçük yani dosyanın bölümleri diskin bir kaç bölgesinde yer alıyorsa dosya bozuk olarak undelete yapılabilir. Aşağıda örnek bir Root yapısı ve dosyaların yerlerini gösteren bir FAT görülmektedir.

ROOT ENTRY: Dosya Adı Dosyanın Fatteki Başlangıç Noktası Fat Hücre Sayısı

IO.SYS 1 4
MSDOS.SYS 5 1
COMMAND.COM 6 3
CONFIG.SYS 8 1
FAT: Fat Hücre No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 İçeriği 2 3 4 0FFFFh (Eof) 0FFFFh (Eof) 0 0 0 0FFFFEh (Bad Sector)

IO.SYS isimli dosya disk üzerinden okunmaya çalışıldığında öncelikle 1. Fat hücresinin işaret ettiği cluster okunur. Daha sonra 1. nolu fat hücresinin işaret ettiği 2 nolu Fat hücresinin işaret ettiği Cluster okunur. Arkasından 3. Hücre işlem görür. 4. Hücredeki EOF ifadesine istinaden okuma işlemi durur. MSDOS.SYS isimli dosya ise doğrudan 5. nolu fat hücresinin işaret ettiği cluster üzerinden okunur ve işlem sonlanır. COMMAND.COM ve CONFIG.SYS isimli dosyalar silinmiştir. Eğer en son config.sys dosyası kopyalanmışsa ve ilkin command.com dosyası undelete yapılırsa command.com dosyasının son bölümünde CONFIG.SYS olacak şekilde dosya bozuk olarak undelete yapılır. Eğer geri getirilmezde CONFIG.SYS dosyası istenirse bu durumda CONFIG.SYS dosyası başarıyla geri getirilecektir. Ama eğer COMMAND.COM tekrar undelete yapılmaya kalkılırsa undelete işlemin gerçekleştirilemeyeceğini söyleyerek çıkacaktır. 9 nolu fat hücresi ise o cluster'ın bozuk olduğuna işaret eder.WIN 95 ve NT 4.0 dosyalar silindiğinde Recycle.bin isimli görünmez bir dizine taşır. ve nereden attığını bir yere kaydeder. eğer dosya geri getirilirse aynen yerine yerleşir. Eğer Recycle.bin boşaltılmışsa dosyalar o zaman silinmiş demektir.

Dosyaların güvenliği için ve daha hızlı erişmek için dosyaları bir bütün halinde tutmak tavsiye edilir. Bu işlem içinde en azından haftada bir defa DEFRAG programının çalıştırılması yeterli olacaktır.

Elbette ki bu yapıda bir dosyayı okumak için diskin kafası bir ileri bir geri gidip gelecektir. Bunu hızlandırmak amacıyla smartdrv gibi programlar diskin çok okunup yazılan bölümlerini belleğe alır. Diske yazıyorum deyip kandırıp belleğinde bir süre saklar. Disk serbest kaldığı anda bunları yazar. Bu şekilde işlemler yaklaşık 2-50 misli hızlanmaktadır. Ancak bunların sakatlığıda eğer yazmadan makine kapatılırsa yazmak üzere olduğu bilgiler silinir. ve eski durumlarında kalır. Bundan korunmak için makineyi doğrudan kapatmak yerine CTRL-ALT-DEL tuşlarına basarak makinenin en tekrar açılma işlemini başlatmak daha sonra kapatmaktır. Smartdrv türü programlar bu tuşu kontrol ederek eğer belleğinde bir şey kalmışsa bunu diske yazıp ondan sonra makinenin kapanmasını sağlarlar.

Root: Ana dizin veya kök dizine Root adı verilir. Burada dosyaların isimleri ve bazı bilgileri tutulmaktadır. Yapısı şu şekildedir.

İsmi Boyu Açıklama

Dosya adı 8 byte Dosyanın ismi burada tutulur.
Uzantısı 3 byte Dosyanın uzantısı burada tutulur.
Özellikleri 1 byte Dosyanın Read only hidden ve bunun gibi bilgileri burada tutulur.


Ayrılmış alan 8 byte Bu alan DOS tarafından boş bırakılır. Burası NT ve WIN95 türü programlar tarafından uzun dosya isimlerinin kontrolü için kullanılır. Tarih ve Saat 4 byte Dosyanın son değiştiği tarih ve saat Başladığı Yer 2 byte Dosyanın FAT üzerinde başlangıç noktası Uzunluğu 4 byte Dosyanın kaç byte olduğu Toplam 32 byte Burada aynı zamanda diskin etiketide saklanır. dosya boyu 0, uzunluğu 0, saat ve tarih bos ve ozelliginde sadece Etiket bilgisi olduğu yazılıdır. Aslında dizinlerde dosyalar gibi disk üzerinde saklanır. ilk açıldıklarında bir cluster boyundadır. Daha sonra yetmediği zaman sanki dosyaya ek yapılıyor gibi eklentiler yapılır. Ancak özelliği Dizin olan bu dosyalar DOS tarafından farklı değerlendirilerek içinin gösterilmesi gibi fonksiyonlar yerine getirilir. Bunun dışında Root dizinin farklı bir özelliği boyu sabittir değişmez. Bu sebeble bazı virüsler kendilerini Root'un en alt kısmına yerleştirirler. Böylece kendilerini gizlemiş olurlar. Win 95 ve NT uzun dosya isimleri için silinmiş dosya kayıtları yaratırlar. ilk byte 0E5h değeridir. Dosya adı, uzantısı ve diğer bilgilerinin yerine dosyanın uzun adının bir kısmı tutulur.

Data: Burada diske kayıtlı dosyaların ve dizinlerin içerikleri kaydedilir. Dos'ta diske erişim için int 25h ve int 26h kullanılır. Sector No verilerek herhangi bir adrese ulaşılır. Bunun dışında diske erişmek için Int 13h kullanılır. Bu servis BIOS tarafından hazırlandığından Dos'tan bağımsız olarak kullanılabilir. Bunun dışında CD'ye erişmek için MSCDEX (Microsoft Compact Disk Extention)'in hazırladığı Int 2Fh kullanılır. Bu arada Int 2F çok amaçlı bir servistir. Bu servis içerisinde microsoft'un undocumented (Saklı) servisleride mevcuttur.DOS'ta iken bir dosya açılması için gereken aşamalar aşağıdaki gibidir. x Int 21h Servisi üzerinden dosya aç komutu çalıştırılır. x Int 25h Servisi üzerinden diskten directory entry okunur. Buraya bir dosya kaydı açılır. Bu kayıt 32 byte boyundadır. Öncelikle directory'deki bilgiler okunur. Sonra en alta dosya ile alakalı bilgi eklenir. x Int 25h kullanılarak FAT okunur buradan boş olan bir Fat hücresi seçilerek bu seçilen hücreye ilkin (EOF) bilgisi kaydedilir. Sonra int 26h ile yazılır. x Directory entry'e eklenen satıra başlangıç fat hücreno kaydedilerek Int 26h ile yazılır. x Seçilen başlangıç Fat hücresinin işaret ettiği Data bölgesine dosyanın içeriği yazılır. x Eğer bu hücrenin belirttiği yer yeterli gelmezse Fat üzerinden tekrar boş bir hücre aranır. Bu hücreye (Eof) ifadesi yazılır. Başladığı fat hücresine de buranın adresi yazılır. Bu hücrenin işaret ettiği yerde kullanılır. x Dosyayı kapat komutu gelir. Bu komutla dizindeki dosya kaydındaki dosyanın boyu güncellenir.x Bütün bu işlemler esnasında INT 25h ve INT 26h BPB (Bios Parameter Block)'taki bilgilere uygun olarak adres hesaplamasına gider. Hesapladığı adrese göre INT 13h'ı çağırarak buraya yazma işini gerçekleştirir. INT 13h diske erişmek için gerekli programa sahiptir. Diskin I/O adresine gerekli bilgileri vererek diskin bu adresteki bilgileri okumasını ve aktarmasını sağlar. x WIN 95 ve NT 4.0 diske erişimi kısıtlamak amacıyla INT 13h'ı kendi üstüne alır ve çağrıları kendisi değerlendirir. Eğer sakatlık yapacak bir çağrı alırsa bunu engeller. Bunun dışında 95 DOS modunda açıldığından uzun dosya isimlerini korumak için diske doğrudan erişimi engellemiştir. Bu engeli kaldırmak için LOCK komutu kullanılır. Engeli tekrar koymak için UNLOCK komutu vardır.

ALıntı !
merve93 - avatarı
merve93
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #28
merve93 - avatarı
Ziyaretçi
USB (Universal Serial Bus)

Harici aygıt kurulumu, hem yeni hem de usta bilgisayar kullanıcıları için zor bir iştir. Gerekli bağlantıları yapmanın yanısıra, aygıtı konfigüre etmek de zaman alır. IRQ ve I/O adresleri, bir aygıtın, bilgisayar sisteminde çakışma yaşamadan çalışması için doğru şekilde ayarlanmalıdır. Bazen, bir aygıt, sistemin boot işlemi esnasında takılı olmadığı için çalışmayabilir. Genel olarak, bu problemi çözmenin tek yolu, aygıtı bağlayıp sistemi yeniden başlatmaktır.
Universal Serial Bus (USB), yukarıda anlatılan zorlukların üstesinden gelmek için bulunmuş çözümlerden birisidir. Yukarıdaki eksiklikleri tamamlamak için USB, tek bir bağlantı tipi ve anında takma/çıkartma özellikleri sunar. Bu iki özellik sayesinde, USB tipi bir çevresel aygıtı takmak oldukça kolaylaşmaktadır. Sistemin açık veya kapalı olmasına dikkat etmeden, USB aygıtı sisteme bağlayın. Çalışan bir sistemde, aygıtın takıldığı anlaşılır ve aygıt konfigürasyonu sistem tarafından otomatik olarak yapılır. Kısaca, hiç ter dökmeden takılan USB aygıtı çalışmaya hazır hale gelir.

Şimdiye kadar, USB bir değişim geçirmiştir. İki spesifikasyon sürümleri 1.0 ve 1.1'dir. USB 1.1'in asıl amacı, USB 1.0'da farkedilen problemlerin çözülmesi ve bazı belirsizliklere açıklık getirilmesidir. USB 2.0'ın ise 2000'in ilk çeyreğinde çıkması beklenmektedir. USB 2.0 sayesinde orijinal USB kablo ve bağlantıları değişmeden 480Mbps bant genişliği mümkün kılınacaktır. Bu, mevcut standarttaki genişliği 40 katına çıkartacaktır (USB 1.1'de 12Mbps). Ek olarak, USB 2.0 mevcut USB sürümleriyle de geriye uyumlu olacaktır. Bu yazıda "USB" terimi, ayrıca belirtilmedikçe USB 1.1 olarak anlaşılmalıdır.

Özellik Listesi
USB, IEEE1394'ün benzeri özelliklere sahiptir. Aşağıda kısa açıklamarıyla USB özelliklerinin özetini bulabilirsiniz:
Anında Takma/Çıkartma, PnP: USB aygıtları, aygıt takma/çıkartma işlemini tespit etme ve konfigürasyonunu otomatik olarak yapma yeteneğine sahiptir.
Seri Veri Yolu: Bir çift farklı sinyal, hem veri gönderimi hem de veri alımı için kullanılmaktadır.
Eşsüreli Aktarım: Kamera gibi video uygulamalarında, sabit bit oranına yakın aktarım gereklidir. Eşsüreli aktarım, veri kesinliği yerine ayrılmış aktarım oranı sözü verir.
Kablo Gücü: Kendi elektriğini sağlayamayan aygıtlar için, kablo gücü, USB'nin kablosu aracılığıyla mümkündür.
Tam veya Düşük Çalışma Hızı: USB'de iki çalışma hızı desteklenmektedir: tam hız için 12Mbps ve düşük hız için 1.5Mbps. Düşük hız tanımlama, üreticiler için maliyeti düşürme amaçlı bir opsiyondur.

USB Bağlantısı

Bir USB kablosu, dört iletkenden oluşur: iki adet veri yolu (kablo) gücü için ve iki adet de farklı sinyal çifti için. Pin tanımlamaları aşağıdaki şekildedir:

Pin 1. VSUB: Veri yolu gücü, kaynakta +5V

Pin 2 ve 3. D- ve D+: Farklı sinyal çifti

Pin 4. GND: Toprak

USB kabloları da, tam hızlı kablolar ve düşük hızlı kablolar olmak üzere ikiye ayrılır. Tam hızlı kablo, kıvrımlı sinyal çifti ve dört kabloyu sarmak için çevresel koruyucu gerektirir. Tam hızlı USB kablosu için gerekli asgari marka bilgisi, "USB SHIELDED..." ibaresini, USB spesifikasyonları nedeniyle bulundurmalıdır. Düşük hızlı kablo ise koruma, kıvrımlı sinyal çifti iletkenleri ve özel marka bilgisi gerektirmez.

ALıntı !
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mart 2007       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
PNP/PCI CONFIGURATION

PNP OS Installed:

Bu madde altında "Yes"i ayarladığımızda,BIOS sadece boot işlemi için gerekli donanımın kaynak dağılımı ile ilgilenecektir.Diğer parçaların konfigürasyonu için sonradan zorunlu olarak Plug & Play özelliğine sahip Windows95 gibi bir işletim sistemine gerek duyar

Reset Configuration Data:

Bu seçenek genellikle "Disabled" durumundadır. "Enabled" ile aktif duruma getirildiğinde, BIOS Setup'tan çıktıktan sonra,Reset sırasında bütün ECSD kayıtları silinir.Boot işlemi sonunda BIOS mevcut kaynakları tekrar tamemen dağılır.Burada öncelikle rezerv edilen kaynaklarla uygun ISA kartları tekrar tamamen dağılır.Sonra bunu Plug & Play parçaları izler.Yapılan sistem konfigürasyonları böylelikle gerektiğinde tekrar canlandırılabilir.

IRQ-x / DMA-x Assigned To:

Bu ayarlar sadece "Resources Controlled By" altında "Manual" seçeneği tercih edildiğinde ortaya çıkar.Bu ayarlar mevcut kaynakların "Legacy ISA" veya "PCI / ISA PnP" ile bir ISA kartına veya Plug & Play Resource Pool'a bağlanmasını mümkün kılar.Eski bir Sound Blaster 2.0 kartı için, örneğin Legacy ISA'da IRQ 5 ve DMA 1 ayarlanabilir

PCI IRQ Activated By:

Bu ayar mevcutsa, burada "Level" ve "Edge" seçenekleri terçih edilebilir.Normlara uygun PCI kartları normalde sinyal yüksekliğine göre uyandırır ve Interrupt'la desteklenir.Bundan sonra,bir çok PCI kartı tek bir Interrupt hattını problemsiz kullanabilirler.Bazı uyumsuz PCI kartları oyun kurallarına uymamaktadır.Böyle problemli kartlar "Edge" seçeneği ile zaptedile bilir.

Slot x Using INT #:

Bu ender seçenek, 4 PCI Interrupt'ından birinin belli bir PCI yuvasından birine atanmasına olanak sağlar.Böylelikle bu problemler Egde-PCI kartlarında giderilir.Normalde "Auto" ile yapılan dağıtım yeterlidir

1st / 2nd / 3rd / 4th Available IRQ:

Bu çok ender bulunan seçenekte, eğer "auto" ile yapılan otamatik düzenleme istenmeyen sonuçlar üretiyorsa,A'dan D'ye her dört PCI-Interrupt'ı için bir Interrupt düzenlemesi yapabilirsiniz

PCI IRQ Map To:

Bu menu maddesinde 14 ve 15 numaralı IDE-Interrupt'ların düzenini seçebilirsiniz.Normal durumda bunlar "PCI Auto" ile mevcut bulunan Onboard-Controller'a verilmektedir.Bunun yerine PCI Controller kartının bir Slotunun da "ISA" ile ISA Controller'a verilmesi ayarlanabilir

Primary / Secondary IDE INT #:

Burada, Onboard Controller'ın veya uygun bir PCI kartının her iki IDE kanalından herbirinin hangi PCI Interrupt'ı kullanması gerektiği belirtilir."A" ve "B" normaldirler

Use MEM Base Addr:

Bu seçenek Upper-Memory alanındaki bir anabellek penceresinin rezervasyonunu mümkün kılar.Örneğin bazı eski ISA network kartları.Burada "NA"(Not Avaible = mevcut olamayan) yerine bir başlangıç adresi verildiğinde, ihtiyaç duyulan bellek alanının büyüklüğünün ayarlanmasını sağlamaya yönelik "Used MEM Length" seçeneği karşımıza çıkar.


POWER MANAGEMENT SETUP


Power Management:

Burada bütün enerji tasarrufu önlemleri kapatılabilir, açılabilir.En son durum için yüksek "Max Saving", düşük "Min Saving" veya ayarlanabilir tasarruf derecesi "User Define" olmak üzere üç profil bulunmaktadır.

PM Control by APM:

Eğer Windows 95/98 gibi Advanced Power Management'lı bir işletim sistemi kullanıyorsanız, buna "Yes" ile enerji tasarrufu önlemlerinin kontrolünü verebilirsiniz

Video Off Method:

Burada , çok farklı ayarlar mevcuttur,ekranın kapatılması gerektiği gibi. "Blank Screen" son olarak boşluk işareti monütöre gönderilir."V/H-sync+blank" ek olarak senkronizasyon sinyallerini kapatmaktadır. "DPM Support" grafik karlarının ve mönitörün VESA Display Power Management Signaling'de anlaşmalarını sağlar, ki durum en geç üç yıl içinde bütün cihazlar için gerekli olacaktır

Modem Use IRQ:

Burada mevcut modemin Interrupt-hattını bildirmektedir.Bu hat üzerinde aktiviteler bilgisayarı daha sonradan uyandırmaktadırlar.Örneğin faks gelmesi gibi.

Doze/Standby/Suspend Mode:

Bu üç seçenek aktif olmayan saatleri belirlemektedir ve buna göre sadece işlemcinin ("Doze Mode") sabir diskin ve ekranın ("Standby Mode") veya bütün parçaların enerji uykusuna geçmesini yönetir.

HDD Power Down:

Burada, sabit diskin Standby Modta bağımsız olarak kapatılmasına kadar ki aktif olmayan saatlerini belirlersiniz.Bütün sürücülerin sık sık elektrik kesilmelerine dayanamıyacığına dikkat edin.Bu her şeyden önce server işletmelrşn deki yüksek verimli sabitdiskler için geçerlidir,çünkü kesintisiz çalışmak isterler.

Wake Up Events in Doze & Stanby:

Bu başlık altında Interrupt'larda oluşan bir liste ortaya çıkmaktadır ve onların aktiviteleri "On" bilgisayarı Doze Standby modlarında uyandırmalıdır.Yeni BIOS versiyonlarında bu başlıklar sıklıkla "Reload Global Timer Events" altında daha gelişmiş bir formda görünmektedir

Power Down & Resume Events:

Bu ikinci Interrupt listesinde bilgisayarı Suspend-Mode'un uyandırması gereken bütün parçalar "On" ile işaretlenir.

Throttle Duty Cycle:

Bu ayar işlemcinin Doze Modunda göstermesi gereken performans yüzdesini yönetir

VGA - Active Monitor:

Bu seçenek "Enabled" ise grafiklerin aktivitesi, sistemi Standby - Mod'undan uyandırır

CPU Fan Off in Suspend:

"Enabled" a ayarlandığında, BIOS Suspend - Mod'unda işlemci fanı için olan bağlantıyı keser

Resume by Ring:

Bu seçenek "Enabled" olduğunda seri bağlantılarda Ring-Indicator hattı modeme gelen bir çağrıyu gösterir ve PC enerji tasarrufu modundan uyandırılır.Software yönetinli ATX Power'a sahip bilgisayarlarda da hatta yarı kapalı durumdan bilgisayarı tekrar uyandırır.

IRQ 8 Clock Event / RQ 8 Break Suspend:

Eğer bu ayarı "Enabled" yaparsanız, gerçek zaman saati bilgisayarı Suspend modundan uyandırır, çünkü IRQ 8,geröek zaman saatinin Interrupt'ıdır


CHIPSET FEATURES SETUP

Auto Configuration:

"Enabled" olarak ayarlandığında Board üreticileri tarafından belirlenmiş özellikle değişik bellek zamanları için mantıklı parametreler yüklenir.Bunların hepsi,ancak "Disabled" seçildiğinde tekrar değiştirilebilir

DRAM Speed Selection:

Burada FPM (Fast Page Mode) ve EDO-DRAM için kullanılan bellekleri hızı bildirilir."60 ns" ve "70 ns" seçilebilir.Somut değer kullanılan modüle bakılarak bulunabilir.Bellek entegreleri normalde uygun işaretler taşır ve sonradan ayarlanabilir."60" veya "70"

System /Video BIOS Cacheable:

Bu her iki seçenek de , Shadow RAM'de yansıtılan BIOS parçaların tampon bellekte işlenip işlenmeyeceğini bildirir.Çoğunlukla BIOS rutinlerine başvuran DOS yazılımı "Enabled" seçilmesi ile beraber kolay hız artışı sağlanmaktadır.Modern işletim sistemleri BIOS erişimlerini hada iyi Driver'lar yolu ile yapmaktadırlar

8/16 Bit I/Q Recovery Time:

Burada ,ISA-BUS'lara yapılan işlemler arasında ne kadar bekleme devri ve ne kadar dinlenme zamanı olacağı ayarlanabilir.Normal olarak burada "1" yeterlidir.Problemlerde, örneğin ISA ses kartı ile olanlarda, yüksek değer verilerek yapılan denemeler problemi çözebilir.



INTEGRATED PERIPHERALS


Block Mode:

Bu seçenek "Enabled" (ya da "Auto") olarak seçilmişse, BIOS IDE sabit diskinin konfigürasyon sektöründen bir defada kaç sektörün okunabileceğini veya yazılabileceğini bildirir.Block Mode'un (veya Multi Sector Transfers) tavsiye edilen değerlerin kullanımı,her sektör için yazma ve okuma işlemlerini tek tek yerine getirilmesi için gerekli olan yönetim zahmetini azaltmaktadır ve bu da daha sonra hıza etki etmektedir.Gerekli durumlarda bu seçenekten somut sayı değerleri ayarlanabilir.Başka bir yardımcı olmadan kullanıcı somut değeri çok zor bulacaktır.

IDE PIO/UDMA:

"Auto" en yararlı ayardır.Çünkü burda BIOS konfigürasyon sektöründen veya mevcut EIDE cihazının Firmware'ında somut değeri bildirmektedir.Değerlerin manüel olarak ayarlanması, sadece çok uzun bağlantı kabloları veya sistem frekansını değiştiren Tuning önemleri nedeniyle çıkan zorluklarda tavsiye edilir.

PCI SLOT IDE Second Channel:

Burada PCI-EIDE kartının ikinci bir kanalın açılması ("Enabled") veya kapatılması ("Disabled") mümkündür.

On-Chip Primary/Secondary PCI IDE:

Bu her iki ayar, On-Board-EIDE-Controller'ın her iki kanalının da aktif olup olmadığını ve ait olan kaynakları işgal edip etmediklerini belirler.IDE cihaz kullanmayan biri bunları iptal ederek boşalan iki Interrupt hattını diğer amaçlar için kullanabilir.

Onboard PCI SCSI Chip:

Bu menu seçeneği mevcutsa, "Enabled" konumunda uygun kaynakları (Interrupt, dma kanal) kullanan bir On-Board SCSI Chip'ini etkinleştirir

USB Controller:

"Enabled" konumunda Chipset'teki entegre edilmiş Controller'ı Universal Serial Bus için aktif hale getirir.Gerekli kaynaklar, USB cihazı gerekmediği sürece saklanabilir.

ON-Board FDC Controller:

Bu menü maddesi neredeyse her zaman aktiftir, çünkü Board kendi Floppy Controller'ını IRQ 6,DMA 2'de aktif hale getirir.On-Board Controller'ın yerine, tamamen uygun bir takma kart kullanılmak istenirse veya tamamen Floppy sürücüden gelmeden "Disabled" ayarıyla kaynak çakışmalarını çözer ve bununla beraber daha başka kaynakların kullanılmasına olanak sağlar.

On-Board Serial Port 1/2: :

Bu her iki ayarla Interrupt meşguliyeti ve her seri bağlantı için port adresi seçebilir

UART 2 MODE:

Burada ikinci siri arabirim için işletme modu belirlenir. "Standart" RS-232C'lik normal işletme anlamına gelmektedir.

Duplex Mode:

Bu seçenek "Full" olarak ayarlandığında mevcut bir Infrared-Transceiver aynı anda hem gönderebilir hem de alabilir duruma gelmektedir."Half" ile sadece değişmeli olarak devreye giren gönderme ve alma işletmelerine olanak tanınır.

OnBoard Parallel Mode:

Burada,paralel bağlantıların Port adresleri ve Interrupt hatları belirlenir veya hepsi tamamen "Disabled" olarak kapalı konumlandırılır. "378/ırq7" ve "278/ırq5" LPT1 ve LPT2 için geçişli alternatiflerdir.IRQ5 her türlü ses kartının standart Interrupt'ı olarak yerleştiği için, çoğunlukla ilk paralel port seçeneği en iyi seçimdir.

Paralel Port Mode:

Burada, yazıcı bağlantısı için yönlendirilebilir kombinasyonlar olan "SPP", "EPP" ve "ECP" arasında seçim yapmak mümkündür.Standart Parallel Mode'un (SPP) aksine, hem Enhanced Parallel Port (EPP) hem de Extended Capabilities Port (EPP) bidirectional (çift yönlü),yani daha hızlı çalışmaktadır - EPP modunun birçok versiyonu mevcuttur.Hirbir problem ortaya çıkmazsa,"ECP/EPP" en iyi, en esnek ve en hızlı ayar demektir.

ECP Mode Use DMA:

Burada ECP modu için bir DMA kanalı tahsis edilebilir.Kanal "1" ve kanal "3" tercih edilmelidir.Sound Blaster uyumlu ses kartları için standart olan bunlardır

Parallel Port Epp Mode:

Bu seçenek mevcut ise, "EPP1.7" ve yeni "EPP1.9" arasında seçim yapılabilir.Böylelikle, eğer paralel port cihazlarında bir problem olursa deneme imkanı mevcuttur.


STANDART CMOS SETUP


Virus Warning:

Bu ayar mevcut ve "Enabled" durumunda ise, bir program Boot Sektöre ve ya sabit diskin Partition tablosuna ulaşmaya denediğinden BIOS bir uyarı veriyor.Normal programların bu alanda işi olmadığından, böyle bir hareketin arkasında virüs saklı olabilir.Bu özellik işletim sistemlerinde problemlere yol açabilir.

CPU Interbal Cache:

Bu seçenek "Enabled" olmalıdır, çünkü bu işlemci ana belleği aktif hale getirmekte ve büyük bir hız artışı sağlamaktadır.

External Cache:

Bu ifade biraz aldatıcıdır çünkü genel olarak durada Second-Level Cache açılır ya da kapatılır.Burada bu önbelleğin gerçekten anakartta takılı olup olmaması önemli değildir..Bir çok 586 işlemcilerde, Pentium II'lerdeki işlemci modülleri üzerindeki veya Pentium Pro'lardaki işlemci içinde olduğu gibi, "Enabled" her durumda verimi artırmaktadır.Bunula beraber, işletim sistemlerinin kurulumunda veya eski DOS oyunlarının kullanımında bir acil durum freni olarak bir yada iki Cache belleğin de deaktive edilmesi tavsiye edilir.Aksi taktirde çok hızlı geçecektir.

Ouick Power On Self:

"Enabled" olduğunda bu seçenek bilgisayarın açılmasından sonra kendi kendine aynı testlerin yapılmasını durdurarak test etme süresini azaltır.Güvenilirlikleri zaten ispatlanmış bilgisayarlarda böylelikle açılış hızlanır.Gerektiğinde iptal edilmesi gerekebilir.Asgari çevirme sayılarına ulaşmaları için oldukça uzun zamana ihtiyaç duyan eski sabitdiskler, bu kısa süre içerisinde kendilerini sisteme tanıtma fırsatı bulamayabilirler.

Boot Sequence:

Bu ayar, işletim sisteminin yüklenmesinde takip edilecek sürücülerin sırasını belirler. "A,C,SCSI" klasik sıralama olmalıdır.Kim pratik olarak ssabitdiskten boot etmek istiyorsa ve aynı zamanda disketlerdeki Boot sektörü virüslerinden emin olmak istiyorsa,"C,A,SCSI" yi tercih etmelidir.

Swap Floppy Drive:

Bu ayar "Enabled" olduğunda her iki Floppy sürücünün ayarları BIOS ortamında değiştirilecektir.Bu, hem 3.5 inç sürücüye hem de 5.25 inç sürücüye sahip olunduğu ve değişmeli olarak her ikisinden de Boot edilmek istenmesi durumunda pratiktir.

Boot Up Floppy Seek:

Bu seçenek "Enabled" konumunda ise,BIOS bilgisayarın açılışında kafa birimlerini Track 40 üzerine gezdirerek eski 40 veya yeni 80 Track'lik Floppy sürücümü kullanıldıığını bildirir. Yaygın olarak kullanılan 1.2 MB ve 1.44 MB sürücüler sadece 80 Track ile çalışmaktadır

Floppy Disk Access Control:

Eğer mevcutsa,bu ayar ile Floppy sürücüsü normal yazma ve okuma işletiminden ("R/W") sadece okuma işletimine ("Read Only") geçer.İstenmeyen bilgi hırsızlığını önlemek için,çalışan program BIOS civarında olmalı ve Floppy Controller'a direkt bağlantısı bulunmamalıdır.Bundan başka Setup ayarlarının bir Password yoluyla desteklenmesi gerektiğide unutulmamalıdır.

Boot Up Numlock Status:

BIOS, "Enabled" durumuna getirildiğinde, geliştirilmiş AT klavyelerin NumLock fonksiyonu aktif kılmaktadır.Böylelikle klavyenin sağına yerleştirilmiş sayı bloğu ikinci bir Cursor bloğu gibi davranmak yerine, üzerindeki nümerik değerleri yansıtırlar.

Boot Up System Speed:

Bu seçenek bulunuyorsa burada açılıştaki sistem hızı "higt" (yüksek=normal işletim) veya "low" olarak ayarlanabilir.Bunun nasıl yapılacağı - frekansın azaltılması, Cache belleğin kapatılması - anakartın özelliklerine bağlıdır.Yavaş bir sistem örneğin oynanamayacak derecede hızlı çalışan ve eski DOS oyunları için tercih edilebilir

Gate A20 Option:

Bu fonksiyon A20 adres alanlarının ilk Megabyte'ın üzerindeki bellek alanını uygun olarak kullanabilmesini sağlar. "Normal" klavye denetleyicisi (Keyboard Controller) üzerinde olan eski bir yöntemdir.Bugünkü yaygın ve hızlı metot da Chipset üzerindedir.

Typematic Rate Setting:

"Enabled" olarak ayarlanmışsa, "Typematic Rate (karakter/sn)" ve "Typematic Delay (msec)" fonksiyonlarıyla Keyboard Controller'ın tekrar oranı ve basılan tuşların geç olarak ekrana yansıması ayarlanabilir.DOS'tan daha gelişmiş olan modern işletim sistemleri bunun için kendi ayar seçenekleri sunmaktadır.

Security Option:

Bu seçenek, Setup ana menude kullanıcı ve sistem yöneticisi için ayarlanmış şifrelerin sorgulanmasını kontrol eder.Hiç bir şifre ayarlanmamışsa,seçenek etkisiz kalmaktadır. "System" BIOS her sistem türünde her iki şifreden birini ister. "Setup" seçildiğinde "Supervisor Password" sorulur. "User Password" burada yeterli olmaz

PS/2 Mouse Function Control:

"Auto" ayarı bulunduğunda,BIOS sistem başladığında PS/2 Mouse arar.Bulunmadığında, Interrupt hattı IRQ12'yi diğer amaçlar için boş bırakılmalıdır. "Disabled" ile boş bırakma olayı kaçınılmaz hale gelmektedir

PCI/VGA Palette Snoop:

Normalde bu seçenek "Disabled" olarak durur. İstenirse ISA temelli MPEG veya video kartlarının, PCI grafik kartlarının o anki aktif renk pletini kullanmasına izin vermek için aktif yapılabilir.Sözü edilen ISA kartları,çıktı bilgilerini direkt grafik kartının ekran belleğine yazarsa, sunumdaki renk hatalarından kaçınılmış olur.

OS Select For DRAM >64MB:

OS/2 bundan doğru olarak faydalanabilmek için,Warp versiyonuna kadar,64MB üzerindeki anakartın özel olarak düzenlenmesine ihtiyaç duyardı.Bu "OS/2"ile ayarlanabilir.Normal durumda (ve Warp 4'te) burada "Non-OS/2" seçili olmalıdır.

System/Video BIOS Shadow:

Bu ayarlar "Enabled" konumunda, yavaş Firmware-bellek yapı taşlarının içeriğinin belirgin ve daha hızlı olan ana belleğe yansımasını etkiler.System BIOS seçeneği artık sık olarak bulunmamaktadır ve bunun yerine hemen otamatik olarak yansıtılmaktadırlar.Bu ayarlar,herşeyden önce DOS ortamında büyük hız artışı sağlamaktadır


PC'nizi HIZLANDIRIN

Cache Belleğini Etkinleştirmek:

Modern işlemciler,işlenen verilere yeterli hızda ulaşabidiklerinde, herşeyden önce saat frekansından kazanırlar. Anabellek (hızlı SDRAM modülleriyle bile) bunun için çok yavaştır. Bu yüzden 386' lardan beri ana kartta bulunan (Second Level) Cache, 486' lardan beri bir işlemci içindeki ön-bellekte (First Level Cache) bulunur.BIOS Features Setup' taki "CPU Internal Cache" ve "External Cache" ayarlarını "Enabled" durumuna getirin.Böylelikle ilk hızlandırma işlemi halledilmiş olur.Bazı BIOS' lar Cache-İşletim türüne ait bir seçim sunmaktadır. "Write-Through"da her yazma,erişim anında anabelleğe iletilirken, "Write-Back" modu birden fazla yazma erişimini destekler ve böylece kısa sürede işlem gerçekleşir.

BIOS-Shadowing'i Açmak İçin:

Bilgisayar BIOS'u ve grafik kartlarının ve SCSI-Controller'ların BIOS Firmware'leri için bellek yapıtaşı olarak çoğunlukla 8-bitlik ve ya 16-bitlik (E)EPROM' lar ve FLASH-ROM' lar anabelleğe oranla daha yavaştır.Böylece BIOS içeriklerini ana belleğe yansıtma ve daha sonra oradan okuma imkanı ortaya çıkar.Bu, herşeyden önce DOS altında ve en belirgin olarak da grafik çıktılarında fark edilebilen bir hız artışı sağlamaktadır.Windows 98 ve NT gibi modern işletim sistemleri kendi Multitasking optimizasyonlu 32-bit Driver' ları ile bu sorunu çözmektedir."BIOS Features Setup" taki "System BIOS Shadow" ayarları "Enable" durumunda bulunmalıdır, ki bağsettiğimiz ilk ayar çoğunlukla gizli, genellikle de aktiftir."System Video BIOS Cacheable" ayarı "Enabled" durumunda bulunduğunda, Shadow belleği "Chipset Features Setup"tan önbelleklenmeye açılabilir. Bu da yine düşük bir performans artışı sağlar.

İşlemciyi Daha Hızlı Çalışırmak İçin:

Çoğu Board üreticisi, "BIOS Fature Setup" taki "Boot up system Speed"e menü seçeneği olarak yer vermemektedir.Fakat buna rağmen yinede varsa, buradaki ayar "High" olarak yapılmalıdır. Çünkü "Low", işlemciyi oldukça yavaşlatır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mart 2007       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BIOS NEDIR?

BIOS güncellemesi riskli bir istir. Adimlari dogru bir sekilde takip etmeniz gerekmektedir.

BIOS update islemi Asus anakartlarla birlikte gelmekte olan CD'nin içinde bulabileceginiz aflash.exe <ftp://ftp.cizgi.com.tr/Asus/bios/aflash13.zip> programi ile gerçeklesebilmektedir. Programi ve anakartinizin modeline göre download etmis oldugunuz BIOS dosyasini (*.awd) hard diskinize veya bir diskete kopyalayiniz.Anakartiniz Asus ise yeni BIOS sürümünü http://www.cizgi.com.tr <../download.htm> adresinden bulabilirsiniz. Daha sonra sisteminizi DOS modunda (açilista F8 ile) ya da sistem disketiyle açip aflash.exe <ftp://ftp.cizgi.com.tr/Asus/bios/aflash.exe> yazarak enter'a basiniz.

AFLASH Programini çalistirdiginizda yanda görüldügü gibi anakartinizla ilgili BIOS bilgileri ekrana gelir.

Opsiyonel olan birinci seçenek, anakartinizin o an kullandigi BIOS versiyonunu herhangi bir probleme karsi yedeklemenizi saglar. "Please Enter File Name To Save:" komutuna herhangi bir isim vererek BIOS'unuzu yedekleyin. "BIOS Saved Successfuly" mesaji ile islem gerçeklesmis olur. ESC ile ana menüye dönebilirsiniz

Ikinci seçenek seçildiginde program sizden yeni BIOS update dosyasinin ismini soracaktir. Bunu buraya girin (örnegin bx2b1009.awd) ve Return'e basin

Bundan sonra anakarta ait BIOS'u ve üzerine yazacaginiz yeni BIOS versiyonlarini gösteren asagidaki mesajlar çikacaktir. Ve Mesaji çiktiginda 'Y' tusuna bastiginizda, eger epromunuzda herhangi bir ariza yoksa BIOS'unuzun update islemi baslar.

5-10 snlik bir programlama süreci ardindan BIOS'unuz update edilmis olacaktir

Islem bittikten sonra BIOS'unuzu yeniden programlamak isteyip istemediginiz sorulacaktir. Hayir ile devam edebilirsiniz.

Son olarak ekraniniza islemin bitmis ve bilgisayari restart etmenizin gerekli olduguna dair bir yazi gelecektir. ESC ile programdan çikip, bilgisayarinizi restart ediniz. islem tamam!


BIOS HATA MESAJLARI
  • 1) Bir uzun iki kisa beep: Ekran kartinizda bir sorun var. Ekran karti kablosu yerinden çikmis olabilir yada ekran kartiniz bozuk.
  • 2) Tek kisa beep: Anakartin bellek tazeleme devresi sorunlu
  • 3) CMOS Battery has failed: CMOS pili zayiflamis. Degismesi gerekir.
  • 4) CMOS checksum error: CMOS'un bozuldugunu gösterir. (CMOS pili bozuk veya zayif olabilir)
  • 5) Disk boot failure, insert system disk and press enterMsn Confusedistem boot edemiyor. HDD baglantisinda sorun olabilir, HDD aktif partition tanimlanmamis olabilir, biostan HDD tanimlanmamis olabilir, HDD bozuk olabilir, HDD nizin system dosyalari silinmis olabilir.
  • 6) Keyboard error: Sisteme bagli bir klavye yok. Klavyenin kablosu hatali takilmis olabilir, klavye bozuk olabilir, klavye girisinde sorun olabilir.
  • 7) Primary Slave Failed: Hatali HDD tanitimi. Yada daha önceden bilgisayara takili olup daha sonra çikarilan ve biostan kaldirilmayan hddler söz konusu olunca böyle yapar.
  • 8) Floppy Disk Failed: Disket sürücünüze eriselimiyor. Kablolarinin düzgün takilip takilmadigindan emin olun. Eger degistrincede hata devam ediyorsa sürücünüzde sorun vardir.
  • 9) Cache memmory bad, or not enabled cache !: Cache bellek bozulmus olabilir. Yada cache bellek anakart ile uyumsuz.
  • 10) DMA Error: Dogrudan Erisimli Bellek devrelerinde sorun var. Anakarti degistirin.


Bios Hata Sinyalleri


Bilgisayarlarımızın nabzını tutan Bios bile bazen çığırından çıkıp bize bir şeyler anlatmak istercesine değişik sinyaller verir. Fakat kimi zaman kullanıcılar bu sinyallerin ne anlama geldiğini anlamaz ve bu da yanlış anlamalara ve yanlış müdahalelere sebep verebilir.
Öncelikle BIOS'u kısaca tanıtalım

Basic Input/Output System(Temel Giriş/Çıkış Sistemi)" kelimelerinin baş harflerinin birleşmesinden meydana gelen BIOS, PC'nizin çalışması için gereken temel yapı olarak özetlenebilir. Sadece okunabilir bellek (ROM) üzerine yazılmış bir yazılım olan BIOS, anakaranızın özelliklerini yönelebilmeniz/kullanabilmeniz ve diğer donanımlar arasında bir bağ kurması için görev yapar. "Sadece okunabilir bellek" üzerinde olmasından dolayı, burada kalıcıdır. Kalıcı olmasının bir sebebi, her defasında PC'nizi açtığınızda BlOS'un işlem yapmasıdır. Ses kartı, modem gibi parçaları üzerinde barındıran bir anakart aldığınızda, anakartınızın üzerine takılı olan aygıtların listesini işletim sisteminize BIOS verir. Anakart üzerinden desteklenen bir donanımı iptal ettiğimizde de işletim sisteminiz bu aygıtı artık görmeyecektir. En genel anlamı şudur: BIOS, anakartınızın özelliklerini ve üzerine takılı olan donanımların çalışması için gereken parametreleri, kullandığınız işletim sistemine aktaran, minik bir işletim sistemidir. Kullandığımız bilgisayarların bizlere birçok bilgi ve kolaylık sağladığı kesin. Fakat her elektronik aygıtta olduğu gibi bilgisayarlarımızda bazı sorunları beraberinde getirir. Hele bir de bilgisayarla fazla uğraşıyorsanız. Taktığınız herhangi bir parça bile bazen size bir sorun çıkarabilir. Bu sorunları bilgisayarınız size doğal olarak pekde anlaşılır olmayan sinyallerle verir. Bu seslerin her biri aslında bir anlam içerir. Bip kodları sistemde bir sorun olduğunu ya da sistemin düzgün çalıştığını belirtir. Genelde sistemin açılmaması ile ilgili sorunlarda teknik servise bir ön bilgi sağlamak amacını taşır. BI-OS'umuzdan çıkan bip sesleri bazılarımıza anlamsız gelse de, aslında bilgisayarımızda oluşan bir sorunu iletme amacı taşır. Eğer bu kodların ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorsanız bu ya-zmıızdaki BIOS bip kodlarını iyice okuyun deriz. Bios hata sinyalleri PC'niz açıldığında bip sinyal sesleri geliyorsa, bu seslere bakarak hatanın nerede olduğunu anlayabilirsiniz

AWARD markalı BiOS'lar için:
1 uzun: Bellek Problemi. Bellek modüllerinin yerine oturup oturmadığını kontrol etmek, bellek modüllerini farklı bir yuvaya takmak, belleği değiştirmek çözüm olabilir.

1 uzun 2 kısa: Görüntü hatası. BIOS ekran kartına ulaşamıyor olabilir. Ekran kartının yerine oturup oturmadığını kontrol etmek gerekebilir. Ekran kartı, ekran kartı belleği hatası ya da anakart ile ilgili bir problem de olabilir.

1 uzun 3 kısa: Görüntü hatasıyla aynı

Sürekli bipleme: Bellek ya da görüntü hatası, işlemci ısısının yükselmesi de olabilir. Diğer donanımları da kontrol etmek gerekir.

AMI markalı BİOS'iar için:
  • 1 Bip: Bellek tazeleme hatası
  • 2 Bip: Bellek parite devre hatası
  • 3 Bip: 64"base" RAM hatası
  • 4 Bip: Sistem saati hatası
  • 5 Bip: İşlemci hatası
  • 6 Bip: Klavye denetçisi hatası
  • 7 Bip: İşlemci ya da anakart hatası
  • 8 Bip: Görüntü kartı belleği hatası
  • 9 Bip: BIOS yongası hatası
  • 10 Bip: CMOS Hatası
  • 11 Bip: Önbellek Hatası

BIOS Üzerine Temel Bilgiler
Bilgisayarınızda hangi işletim sistemi yüklü olursa olsun, aslında arka planda çalışmakta olan bir işletim sistemi daha var. Mavi ekran vermeden, göçmeden, cihaz sürücüsü istemeden sessiz sedasız işini yapan bu alçak gönüllü işletim sisteminin, bilinen adı ile BIOS’un ne olduğunu gelin birlikte öğrenelim
Bilgisayarın ayrılmaz bir parçası olduğu halde, hep arka planda kalan, acemileri “aman kurcalama, bozarsın” diye korkuttuğumuz şu BIOS, aslında o kadar da karmaşık bir şey değil. Üstelik, bir kere BIOS’a hakim oldunuz mu, sisteminize ince ayar çekmek yada sorun gidermek için yapabilecekleriniz de fazlasıyla artıyor.

BIOS kelimesi bir kısaltma, uzun hali ise Basic Input/Output System, yani Temel Giriş/Çıkış Sistemi. Temelde BIOS bir program, ama bilgisayarımıza yükleyip çalıştırdığımız diğer programlardan yerleştiği yer ve işlevleri açısından farklı.

Öncelikle, BIOS sisteminizin ayrılmaz bir parçası, sisteminizi kapatsanız da, diskinizi formatlasanız da BIOS yerli yerinde duruyor. Bunun nedeni de, BIOS’un diskte değil, anakart üzerine monte edilmiş, salt okunabilir bir ROM bellek yongasında kayıtlı olması. Sadece okunabilir desek de, BIOS’un kayıtlı olduğu yongaya yeni bir BIOS yüklemek mümkün, ama bu konudan daha sonra bahsedeceğiz.

BIOS yazılımı, diğer yazılımlarınızın aksine dilerseniz vazgeçebileceğiniz bir opsiyon değil, sistem çalıştığı anda çalışmaya başlayan, sistemin temel bir yapı taşı. Dahası, BIOS tam olarak sisteminize göre ayarlanmış bir yazılım, bu nedenle de her anakartın BIOS’u kendine özel.

En yeni, en modern PC’lerdeki BIOS’lar bile aslında çok eski yazılımlar. BIOS’un çekirdek fonksiyonları 1981’de çıkmış olan IBM PC’ye dayanıyor ve bu fonksiyonlar halen değişmiyor, sisteminiz ne kadar yeni olursa olsun.

BIOS’un büyük kısmı, sisteminizi ilk açtığınızda çalışır, görevini tamamlar ve işletim sisteminiz görevi devraldığında BIOS sessizce kenara çekilir. Buna rağmen görevi bitmiş sayılmaz, çünkü sistemin çok derinlerindeki kimi işlevler ve enerji tasarruf fonksiyonları hala BIOS’un sorumluluğundadır. Sisteminizde bir sorun çıkmadığında, yada yeni taktığınız bir donanım, başka bir donanım ile çakışmadıkça BIOS’un arka planda çalıştığını farketmezsiniz bile.

Bir kullanıcı olarak BIOS’un sizi en çok ilgilendirecek kısmı, aslında normalde BIOS’un bir fonksiyonu olarak da düşünülmemiş olan System Setup, yani Sistem Ayarları kısmıdır. Bir çok ekrandan oluşan bu ayar sisteminde, sisteminizin bir çok parçasına erişebilir, işlemci ve bellek hızından, modeminizin kullandığı IRQ’ya kadar her detaya hükmedebilirsiniz.

Bu yazıda hem BIOS’un nasıl çalıştığından bahsedeceğiz, hem de Setup ekranının bazı merak edilen ama pek bilinmeyen seçeneklerinin ne işe yaradıklarını göreceğiz.

BIOS Nasıl Çalışır?


İlk olarak tasarlandığında BIOS’un 4 fonksiyonu vardı: Sisteminiz her açıldığında, temel bir donanım kontrolü yaparak bir arıza olup olmadığını tespit etmek (Power On Self Test – POST), sistem çalıştıktan sonra RAM belleği devamlı olarak tazelemek (bu, artık yonga seti tarafından gerçekleştiriliyor).

Diğer iki temel fonksiyondan biri, sistem açıldığında bazı ufak RAM bloklarını rezerve edip, bu bloklara sisteminiz hakkında bilgiler yazmak. Bunun amacı da, yazılımlarınızın sisteminizdeki donanımlar hakkında bilgi sahibi olabilmesi, örneğin bir yazılımın, bellekteki belli bir alana bakarak kaç GB’lık bir disk kullandığınızı ve kaç tane diskinizin olduğunu anlayabilmesi. Bu bloklara BIOS Data Area deniyor.

Temel BIOS işlevlerinden sonuncusu ise, yazılımlarınızın donanımınız ile iletişebilmesini sağlamak, böylece adını aldığı işlemi, temel giriş/çıkış işlevlerini gerçekleştirmek.

Günümüzde, gelişmiş işletim sistemleri BIOS’un yaptığı bir çok işi üzerlerine almış durumdalar. BIOS hala var ve temel işlemler için gerekli, ama işletim sistemleri çoğu BIOS parametresini de es geçebiliyorlar. Örneğin, BIOS’un Setup ekranına girip, sisteme takılı disklerinizden birisini devre dışı bıraksanız da, Windows’a girdiğinizde diskin yerli yerinde olduğunu görebiliyorsunuz.

Sistem Açılırken


BIOS’un ilk işlevi, sistemin açılmasını sağlamak. Eğer işlemcinize bir şeyler yapmasını söylemezseniz, anakartınızın üzerine kendi başına, bir şey yapmadan çalışıp duracaktır. Oysa BIOS, işlemcinize ilk temel komutları vererek, sistemin açılış sürecini başlatır. POST işlemi tamamlandıktan sonra da kontrolü diğer programlara bırakır. Bu sayede PC’lerimizin evrensel olması sağlanır, yani işletim sistemine özel BIOS’a gerek kalmaz. BIOS işini yapıp kontrolü devreder, ondan sonra işi ister Windows XP devralır, ister Linux, ister BeOS.

Şu CMOS Denilen Şey?


Bazı yerlerde “CMOS Setup” yada “CMOS’u sıfırladım” gibi ifadeler okumuş, duymuş olabilirsiniz. BIOS derken şimdi nereden çıktı bu CMOS, gelin bakalım.

Biraz önce söylediğimiz gibi, BIOS, sadece okunabilir bir ROM bellek yongasında kayıtlıdır. Bu durumda, BIOS’da yaptığınız ayarları kaydetmek için bir yer gerekiyor tabii ki. İşte CMOS burada devreye giriyor. CMOS, uzun ismi Complimentary Metal Oxide Semiconductor olan bir bellek çeşidi. BIOS’un ayar ekranlarına girip yaptığınız değişiklikler, bu CMOS yongasına kaydediliyor. Sistem kapatıldığında yonganın içindeki bilgiler kaybolmasın diye de anakartınızın üzerinde bir pil var, bu pil CMOS yongasını yıllarca besleyebiliyor. Hani bazen kullanıcıların “BIOS, yaptığım sistem ayarlarını kaydetmiyor, sistem her açıldığında ayarlar sıfırlanıyor” şikayetlerini duyarsınız. İşte bu şikayetlerin nedeni ya CMOS’un arızalı olması, yada pilin bitmiş olması nedeni ile içine kaydedilen bilgileri unutma
Gigabyte’in anakartlarında BIOS’u saklamak bir değil iki tane Flash ROM yongası var. Birisi bozulursa, diğeri işi devralıyor.
BIOS’u sıfırlamak


Kimi zaman kullanıcılara BIOS Setup’da yanlış bir ayar yaparlar ve sistemleri açılmaz olur. İşte o zaman “BIOS’u sıfırla” diye akıl veririz. Aslında önerdiğimiz şey BIOS’un sıfırlanması değil, bunu yapabilseydik sistemimiz çalışmaz olurdu. Burada kastedilen şey, BIOS ayarlarının kaydedildiği, az önce tanıttığımız CMOS’un içerdiği verileri sıfırlamak, sistemin varsayılan ayarlar ile açılmasını sağlamak.

Güncel anakartların üzerinde “CMOS Clear” yada “CLR RTC” gibi etiketlenmiş bir köprü bulunur, bu köprü genelde BIOS’un kayıtlı olduğu Flash ROM yongasının yakınındadır. Bu köprünün yerini bulmanın en kolay ve garantili yolu, anakartınızın kitapçığına başvurmaktır. Bu köprüyü kapattığınızda, yani jumper dediğimiz ufak parça yada bir tornavida ucu yardımızla içi ucu birleştirdiğinizde, CMOS’da kayıtlı tüm bilgiler gider, sisteme yaptığınız bütün ince ayarlar sıfırlanır.

Anakartınızın üzerindeki saat pili, sistem kapansa bile CMOS bilgilerinin silinmemesini sağlıyor.
Hemen yanındaki sarı renkli jumper’ın konumunu değiştirmeniz, CMOS’un içindeki tüm bilgilerin silinmesine neden olacaktır.

BIOS’a Erişim


BIOS’un sahip olduğu sistem ayar ekranlarına erişimin en yaygın yolu, sisteminiz açılırken DEL tuşuna basmak. Zaten sisteminiz açılırken beliren “Press DEL to enter Setup” yazısı mutlaka gözünüze takılmıştır, işte o yazı size BIOS’a girişin yolunu gösteriyor. Kimi anakartlarda Setup ekranına ulaşmak için DEL tuşu yerine ESC, F1 yada F2 tuşlarına basıldığı da oluyor, ama en yaygın yöntem DEL tuşuna basmak.

Güncel bir anakartın standart açılış ekranı. Bu noktada PC’yi kontrol etmekte olan olan şey BIOS.
İşte bu ekranda DEL tuşuna basmanız, sizi System Setup menülerine ulaştıracaktır.
Bazı Gizemli BIOS Ayarları

BIOS’un System Setup ekranlarında bütün ayarları bu kısıtlı sayfalarda aktarmak mümkün değil. Biz bütün ayarları sıralamak yerine, çok sık rastlanan, ama ne işe yaradıkları tam bilinmeyen, üzerlerinde bazı efsaneler dolaşan bazı gizemli ayarlardan bahsetmek, onların ne işe yaradıklarını anlatmayı tercih ediyoruz.

AGP Aperture Size: BIOS ayarlarının en çok tartışılanlarından biridir AGP Aperture Size. Çoğu zaman, performansa büyük etkisi olduğu yolunda yada belleği tükettiği yönünde yanlış inanışlar vardır. Oysa durum böyle değil. AGP sistemi sayesinde, ekran kartınız, sistem belleğinizin bir kısmını sanki kendi üzerindeki bellekmiş gibi kullanabilir. İşte AGP Aperture Size, ekran kartının sistem belleğinin ne kadarını kendisi için kullanabileceğini belirliyor. Yanlış anlamayın, burada belirlenen bir limit, yani bu miktarda belleği direkt olarak bloke etmiyorsunuz. Ekran kartı, bu miktara kadar olan bellek alanına gerek duyarsa ulaşabileceğini anlıyor bu limit sayesinde. Örneğin ekran kartınızda 64MB bellek var, Aperture Size olarak da 64MB seçerseniz, uygulamalar sistemde toplam 128MB grafik belleği olduğunu düşünüyorlar. AGP Aperture Size’ın performansa etkisi olduğu iddia edilsede, bu etki günümüz uygulamalarında ciddi düzeyde değildir. Tek dikkat edeceğiniz şey, miktarını ekran kartınızın RAM miktarından az, sisteminizdeki bellek miktarından ise fazla tutmayın
.
AGP Driving Control: Özellikle AMD işlemciler için tasarlanmış anakartlarda çok rastlanan bir ayardır. Bu ayar üzerinde de efsaneler dolaşır, kullanıcılara “filanca değere getirirseniz daha iyi olur” gibi asılsız tavsiyelerde bulunulur. Oysa gerçekte, ekran kartınızı çalıştırmakta bir sorun yaşamadığınız sürece bu değerle oynamanıza gerek yoktur.
Power On After AC Failure: Bazı kullanıcılarımız “sabah kalktım ki sistem kendi kendine açılmış, nasıl olur” diye sorularlar. Bu işin sırrı işte bu seçenekte gizli. İsminin “PWR On After PWR Loss” gibi çeşitli varyasyonları olabilen bu seçenek, sistemin bağlı olduğu şehir elektriği kesilir, sonra yine gelirse sistemin kendi kendine çalışmaya başlayıp başlamamasını ayarlar. Eğer bu seçeneği “On” yada “Enabled” yaparsanız, elektrik kesilip tekrar geldiğinde sistem kendi kendine açılır, siz de sistemi çalışır durumda bulursunuz. Yeni anakartlarda bu madde için bir de "Previous State" seçeneği var. Bunu seçerseniz, elektrik kesildiğinde sistem çalışıyorsa, elektrik geldiğinde yeniden çalışmaya başlar, kesinti olduğunda sistem kapalıysa, elektrik geldiğinde de kapalı kalır.

Floppy Mode 3 Support: Her BIOS’da bulunan, ama ne işe yaradığını kimsenin bilmediği bir seçenektir. Bu özellik, sadece Japonya’da yaygın olan, 1.2MB’lık bir 3.5” disket formatını desteklemekte kullanılır. Bizler için hiç bir önemi ve anlamı yok.

VGA Palette Snooping: Her BIOS’da olan, ama ne işe yaradığı bilinmeyen bir diğer ayar. Sadece çok eski video yakalama (capture) ve MPEG oynatma kartları tarafından kullanılır ve bu kartların, ekran görüntüsünü yakalamasını sağlar. “Disable” durumda bırakın, çünkü günümüzde hiç bir anlamı yok.

Virus Warning: Çoğu BIOS’da rastladığımız bu seçenek, sanıldığının aksine bir dahili virüs koruması değil. Evet, bu seçeneği aktifleştirdiğinizde bir uygulama sabit diskinizin boot sektörüne yada partiton tablosuna yazmaya kalkıştığında anakartınız alarm verir, ama bu her zaman virüs demek değildir. Örneğin, bu seçenek aktif olduğunda Windows kurmaya çalıştığınızda da virüs uyarısı alırsınız. Windows 95 ilk çıktığında yayılan “bu işletim sistemi virüslü, kurmaya kalktım sistem alarm verdi” efsanesi işte buradan çıkmıştı. Sanıldığının aksine, sisteminizin genelini virüslere karşı korumak gibi bir özelliği de yoktur, dolayısıyla bu seçeneği aktif hale getirip, sisteminizi virüslere karşı tamamiyle güvende zannetmeyin.

Paralel Port Mode: Yazıcınızı ve tarayıcınızı bağladığınız paralel port (LPT diye geçer) için bu ayar yine her BIOS’da bulunur. Standart, ECP ve EPP seçeneklerini görebilirsiniz. Standart, en eski haliyle, tek yönlü paralel bağlantıdır, sadece PC yazıcıya veri gönderebilir, yazıcı PC’ye veri yollayamaz. Günümüz yazıcılarından çoğu bu ayar ile çalışmaz “Bidirectional Connection Required” uyarısı ile iki yönlü iletişim yapabilecek bir paralel porta ihtiyaç duyduklarını belirtirler. Bu gerekliliği, ayarı ECP yada EPP seçeneklerinden birisine getirerek karşılayabilirsiniz, ECP’ye getirmeniz önerilir. EPP, Enhanced Paralel Port demektir ve Intel, Xircom, Zenith gibi firmalar tarafından oluşturulmuş bir standarttır. ECP, Extended Capabilities Port demektir, Microsoft ve HP tarafından yaratılmıştır. Her iki sistem de paralel port bağlantısını hızlandırmayı hedefler. ECP portu yazıcı ve tarayıcılar için, EPP ise paralel portu kullanan yazıcı dışındaki araçlar için uygundur. ECP modu, DMA ve tampon bellek gibi avantajlara sahiptir.

Gate A20 Option: İşte PC’nin çok eski zamanlarından günümüze gelen bir seçenek. Temel olarak klavye kontrolcüsü ile ilgilidir, varsayılan ayardan farklı bir değere getirmeniz gerekmez.

CPU L2 Cache ECC Check: ECC, bellek hatalarını belirleyip, düzeltmeye yarayan bir sistemdir. Bu seçeneği aktif hale getirmeniz, işlemcinin kullandığı Level 2 tampon belleğin ECC fonksiyonuna sahip olup olmamasını belirler. Güncel işlemciler L2 cache belleklerini işlemcinin içinde taşıdıkları için bu ayarın anlamı kalmıyor. Bu ayar daha çok L2 tampon belleğin işlemci çekirdeğinin dışında olduğu sistemler için geçerli. Aktif hale geldiğinde, performansa çok ufak miktarda olumsuz etkisi olacaktır.
Swap Floppy Drive: Eğer iki disket sürücünüz varsa, bu seçenek ile A: olarak görünenin B:, B: olarak görünenin ise A: olarak görünmesini sağlayabilirsiniz. Bu seçeneği olmayan BIOS’larda aynı işi yapmak için sistemi söküp, sürücülerin kablolarını değiştirmeniz gerekecektir.
Typematic Ayarları: Her BIOS’da bulunan tarihi ayarlardan birisi de bu seçenekler. Klavyede bir tuşa basılı tuttuğunuzda, tuşun kaç saniye sonra devamlı basılı kaldığının anlaşılacağını, basılı kalan tuşun ardı ardına karakter basarken saniyede kaç karakter basacağını bu ayar belirler. Güncel sistemlerde genelde devre dışıdır, bizim önerimiz de varsayılan değerlerde bırakmanız.

Report No FDD for Win95: Windows 95’in kötü bir huyu vardır, sisteminizde disket sürücü olmasa bile varmış gibi davranıp sorun yaratabilir. Eğer sisteminizde disket sürücü yoksa ve Windows 95 kullanıyorsanız, bu ayarı aktif hale getirin, sorunlar çözülsün. Aksi halde varsayılan değerinde bırakın.

Memory Hole at 15M-16M: Yine her BIOS’da bulunan ve temelleri çok eskiye dayanan bir seçenek. Kimi eski ISA kartların taşıdıkları BIOS’lar (Evet, ek donanımların kendi BIOS’ları da olabilir) sistem belleğinin 15MB ile 16MB’ları arasındaki bir bölüme yerleşirler. Eğer böyle bir kartınız varsa, çalışabilmesi için bu seçeneği “Enabled” yapmalısınız. Günümüzde bu durumu gerektirecek bir donanım yok denebilir.

USB Keyboard Support: Ülkemizde hala yaygın değiller ama sisteme USB üzerinden bağlanan klavyeler dünyada var. Bu ayarın “OS” ve “BIOS” gibi iki seçeneği vardır. Eğer bir USB klavyeniz varsa ve bu klavyeyi DOS gibi işletim sistemlerinde de kullanmak istiyorsanız, bu seçeneği BIOS yapmalısınız. Aksi halde, örneğin bir BIOS güncellemesi için sistemi disketten açtığınızda klavyeniz çalışmaz.

Force Update ESCD: ESCD, Extended System Configuration Data kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Tak-Çalıştır (Plug ‘n Play) sistemi ile bağlantılı olan bu birim, sistem kaynaklarının çeşitli donanımlar arasında dağılımını düzenler. Sisteminize yeni bir kart taktığınızda, bu seçeneği aktif hale getirip sisteminizi yeniden başlatmanız, yeni kartın sistem tarafından tanınmasını kolaylaştırabilir. Bu seçenek işlevini tamamladıktan sonra yine devre dışı hale gelir.

PCI Latency Timer: Bu değer, bir PCI kartın, PCI veriyolunu ne kadar süreyle meşgul edebileceğini belirler. Çok yükseltmeniz yada çok azaltmanız sorun yaratacaktır, genelde varsayılan değer olan 32’de bırakın.

VGA use IRQ ve USB use IRQ: Bu seçenekler ekran kartınızın ve USB kontrolcünüzün bir sistem kesmesi (IRQ) kullanıp kullanmayacağını belirler. Güncel bir ekran kartınız varsa “VGA use IRQ” seçeneğini mutlaka onaylamalısınız. Eğer sisteminizde hiç bir USB cihaz kullanmıyorsanız, “USB use IRQ” seçeneğini kapatabilirsiniz.

Boot Other Devices: Yeni anakartlarda, sistemin sıra ile hangi araçlardan açılabileceğini seçtiğimiz kısımda, bir de bu seçenek var. Anlamı ise, sistemin eğer belirttiğimiz cihazlardan açılamazsa, başka cihazlara da erişip erişmeyeceğini belirlemek. Örneğin siz sistemin açılacağı cihazları sırasıyla Hard Disk, CD-ROM ve SCSI olarak seçtiyseniz ve bu seçeneği de aktif hale getirdiyseniz, sistem bu cihazlardan boot edemezse, bu sefer disket sürücüyü de kontrol edecektir.

Delay IDE Init: Bazı eski sabit disklerin, çalışmaya başlamarı ile kullanıma hazır olmaları arasında belli bir süre gerekmektedir. Eğer bu kadar antika bir diskiniz varsa, diskinizin hazır olması için gereken süreyi buradan ayarlayabilirsiniz. Sistem, açılmadan önce diskinizin kullanıma hazır hale gelmesini bekleyecektir.

Run VGABIOS if S3 Resume: Sadece çok yeni anakartlarda gördüğümüz bu seçenek, Suspend-to-RAM (STR) moduna girdikten sonra kendine gelemeyen ekran kartınızı, yeniden çalışmaya ikna etmenizi sağlar. Eğer sisteminiz bekleme (stand-by) durumuna geçtikten sonra, yeniden sistemi kullanmak istediğinizde bütün cihazlar çalışmaya başlıyor ama monitöre görüntü bir türlü gelmiyorsa, bu seçeneği aktif hale getirin.


OS Sesli Hata Uyarılarının ve POST Mesajlarının Anlamı ve Çözümü

Giriş

Bilgisayarınızı topladınız veya bilgisayarınıza herhangi bir teknik müdahalede bulundunuz. Ama bilgisayar açılmıyor. İşte bu yazıda herkese önce anlamsız gelen sesli hata mesajları ile POST (Power-on self test) uyarılarına/hatalarına değineceğiz.

Normal bir boot işlemi esnasında sizin düğmeye basmanızla birlikte önce bilgisayarın bütün bileşenlerine güç verilir, ekran kartınız hemen kendi reklamını yapar ve POST ekranına gelirsiniz. Burada, anakartınız “Aabi bakalım bana neler takılıymış” havalarında bütün bileşenleri ufak bir teste tabi tutar. Size bu sırada ekranda işlemcinizin hızı, ram miktarınız gibi bazı bilgiler verilir. İşletim sisteminin yüklenmeye başlamasından hemen önce ekrana (eğer ben yeterince hızlıyım diyorsanız Pause tuşuna basarak istediğiniz kadar seyredebileceğiniz) bir tablo gelir. Bu tabloda kabaca POST işleminin sonuçlarını görürsünüz diyebiliriz. Peki ya normal bir boot gerçekleşmezse?

Bilgisayarın başlamasını engelleyecek herhangi bir hatada ya sesli ya da POST hata mesajları alırsınız. İyimser olmanın bir alemi yok. Dolandırmadan söyleyeceğim. Sesli hata mesajları genellikle ölümcül, POST mesajları ise genellikle uyarı niteliğindedir. Genellikle diyorum çünkü, ekran kartı arızasını işaret eden bir sesli hat mesajı sadece ekran kartınızın yerinden oynamasıyla da ortaya çıkabilir.

Sesli Hata Mesajları

Hata Anlamı
  • 1- Sürekli Ses Güç kaynağı arızası
  • 2- Birçok kısa bip Anakart arızası
  • 3- 1 uzun Bellek tazelenmesinde hata
  • 4- 1 uzun 1 kısa Anakart veya BIOS çipi arızası
  • 5- 1 uzun 2 kısa Ekran kartı arızası (Genellikle eski kartlardaki DIP switch kaynaklıdır)
  • 6- 1 uzun 3 kısa Ekran kartı arızası
  • 7- 2 uzun 1 kısa Ekran kartı arızası (RAMDAC kaynaklı (?) )
  • 8- 2 kısa Bellek parity (eşlik) hatası
  • 9- 3 kısa Belleğin ilk 64k’lık bölümünde hata
  • 10- 4 kısa Timer hatası
  • 11- 5 kısa İşlemci hatası
  • 12- 6 kısa Klavye işlemcisi hatası
  • 13- 7 kısa İşlemci hatası
  • 14- 8 kısa Ekran kartı belleğinde okuma/yazma hatası
  • 15- 9 kısa BIOS ROM hatası
  • 16- 10 kısa CMOS okuma/yazma hatası
  • 17- 11 kısa Tampon Bellek Hatası
Gördüğünüz gibi bu bip sesleri hiç de hayırlı manalara gelmiyor. Bu sorunların çözüm yolları;

1. hata için, güç kaynağınızın bağlantılarını kontrol edip bir deneme daha yapın. Eğer sorun devam ediyorsa, üç vakte kadar size yeni bir güç kaynağı gelecek demektir.

2, 4, 10, 12, 15 e 16 numaralı hatalar için, tüm kartları işlemciyi ve RAM’leri söküp tekrar takın. Öncelikle mümkün olduğunca az bileşenle bilgisayarı başlatmaya çalışın. 4, 15 ve 16 numaralı hatalarda BIOS çipinin yerine düzgünce oturduğundan emin olmak için üstüne hafifçe bastırın. Değişen bir şey yoksa 4, 15 ve 16 numaralı hatayla karşı karşıyaysanız yeni bir BIOS çipi edinin, yok eğer değilseniz zaten yeni bir anakartınız olacağınız için BIOS çipiniz otomatik olarak değişmiş olacaktır.

3, 8 ve 9 numaralı hatalarla baş etmek için öncelikle RAM’lerinizin yerlerine düzgün oturduklarından ve yuvalarla aralarında herhangi bir yabancı maddenin bulunmadığından emin olun. Eğer birden fazla bellek modülü kullanıyorsanız değişik kombinasyonlar deneyin. Hata hala devam ediyorsa belleklerinizi tek tek deneyerek sorunun hangisi/hangilerinde olduğunu bulabilirsiniz.

5, 6 ve 7 numaralı mesajı alıyorsanız, ekran kartınızın yerine iyice oturduğundan ve monitör bağlantısının düzgünce bir şekilde yapıldığından emin olun. Problem sürüyorsa başka bir ekran kartı ile bilgisayarı başlatmayı deneyin. Sonuç alırsanız sizi tebrik ederiz çok yakın bir zamanda yepyeni bir ekran kartınız olacak. Ekran kartlarıyla ilgili alacağınız sesli hata mesajlarının neredeyse tamamı 6 numara olacaktır. Bu nedenle şimdiden “diii di dit dit” sesine alışmanızda fayda var.

11, 13 ve 17 numaralı hatalar için işlemcinizin düzgün bir şekilde takıldığından emin olun. Mümkünse başka bir işlemciyle denemelerde bulunun, sonuç alamazsanız özellikle 17 numaralı hata için anakartınızdan şüphelenin.

POST MesajlarıGirişi ölümcül hata mesajlarından yaptık ama daha çok uyarı niteliğinde olan POST mesajları ile ortamı biraz yumuşatmayı ihmal etmiyoruz. Genel olarak açıklayıcı, birkaç kelimelik (biraz İngilizce ile) anlaşılabilir niteliktedirler. Ama can sıkmaya yetecek kadar ciddiye almak kaçınılmazdır. Bu mesajlar anakarta, BIOS’a, takılı olan donanıma, çipsete göre değişiklik gösterebilirler. Yine de belli başlı birkaç hata mesajıyla uygulanabilecek çözüm yollarını yazıyorum.

BIOS ROM checksum error - System halted: BIOS çipindeki bir hatayı gösterir. Çipte fiziksel hata veya BIOS yazılımında bozukluk olabilir. Sisteminizi yeni bir BIOS ile update edin, sorun devam ediyorsa yeni bir BIOS çipi edinmeniz gerekecek.

CMOS battery failed: BIOS piliniz bitmiş veya bitmek üzere. Pilin türünü belirleyip en yakın saatçiden yenisini alabilirsiniz.

CMOS checksum error - Defaults loaded: Herhangi bir nedenden dolayı BIOS ayarlarınızda bozukluk oluşmuş (muhtemelen bitmek üzere olan BIOS pili yüzünden). Varsayılan ayarlar yüklenerek sisteminizin zarar görmesi engellenmiş.

Floppy disk(s) fail: Sisteminize takılı bulunan disket sürücü(ler) ile BIOS’taki disket sürücü ayarları birbirini tutmuyor. Disket sürücünüzün bağlantılarını kontrol edin, BIOS’taki ayarlar yanlışsa düzeltin. Sorun devam ediyorsa disket sürücünüzde muhtemel bir fiziksel arıza var demektir.

Keyboard error or no keyboard present: Belki de en çok karşılaşılan POST mesajı. Bu mesaj genellikle “Press F1 to continue” diye devam eder. Siz de olmayan klavyenin F1 tuşuna basarak hatadan kurtulabilir veya yeni bir klavye takarak işleme devam edebilirsiniz.

Memory test fail: POST mesajlarının belki de en can sıkıcısı. BIOS’taki bellek ayarlarınızda olabilecek bir problemden kaynaklanabildiği gibi, bellek modüllerinizdeki kısmi (kısmi=belli bir bölümündeki) arıza nedeniyle de ortaya çıkailir. Ayarlarınızdan eminseniz, başka bir bellek ile sisteminizi tekrar açmayı deneyin.

Hard Disk(s) Fail: Sisteminizde mevcut disk(ler)le BIOS’ta belirilmiş disk ayarları birbirini tutmuyor demektir. BIOS’tan disk ayarlarını otomatiğe getirin, master/slave ayarlarını kontrol edin. Sorun devam ediyorsa disk sürücünüzde fiziksel bir bozukluk kuvetle muhtemeldir.

Benzer Konular

16 Temmuz 2018 / Misafir Cevaplanmış
13 Mart 2011 / Misafir Soru-Cevap
24 Ekim 2010 / _Yağmur_ Meslekler
20 Kasım 2010 / beekoo Soru-Cevap
22 Mart 2013 / Misafir Cevaplanmış