CAVİD ERGİNSOY
(1924-1967)
“Cavid bir işin olmalı
Dikili bir taşın kalmalı”
( Bu beyit gençliğinde yapılmış bir konuşmadan alınmıştır)
Cavit Erginsoy’un hizmetleri Mühendislik,Bilim idareciliği,Kültür Faaliyetleri ve Fizikçilik olarak 4’e ayırabiliriz.
Cavit Erginsoy İngiltere’de doktorasını aldıktan sonra 4 yıl , 1958’e kadar Türkiye’de Mühendis olarak çalıştı.Teknoloji iki türlü olur:Normal Teknoloji ve Devrimci Teknoloji.Bu ayrmı elektrik enerjisi üretimine tatbik edersek 1.kategoriye Isı ve Baraj santralleri girer.Bunların temelleri daha önceki teknolojiye dayanıyor.
Doğrudan doğruya bilime dayanan Devrimci teknoloji ye ise Güç Reaktörlerini alabiliriz.İşte Erginsoy senelerce Sarıyer Barajı Projesinde çalıştıktan sonra Türkiye’nin geleceğini Devrimci teknolojide gördü ve bütün enerjisini reaktörler üzerinde yoğunlaştırdı.Oldukça önemli su kaynaklarına sahip olan Türkiye’de bilimin ilerleyişi sayesinde bir gün Reaktörler yoluyla elde edilen enerjinin daha ucuz ve daha pratik hale geleceğini düşünen , Cavit Erginsoy bu teknolojik atlamayı yapmak zorunda olan memleketimizin,şimdiden evvela tecrübi reaktörler yaparak , sonunda deneme mahiyetinde takat raektörleri kurarak yarına hazırlanması gerektiğine karar vermişti.
Bir taraftan Etibank’ta bir tarafta Atom Enerjisi Komisyonunda Nükleer Enerji üzerinde çalışırken, Teknik Üniversite’de ve yeni kurulan Orta doğu Teknik Üniversitesi’nde Reaktör Fiziği üzerine dersler vermek suretiyle gençleri bu devrimci teknolojik devir için yetiştirmeye başladı.
Cavit Erginsoy artık mühendislik yoluyla Bilim Dünyasına kaymak üzereydi.İkinci işi Bilim İdareciliği oldu.Atom Enerjisi Komisyonu ve NATO Bilim Konseyi olarak bu işte tecrübe edinmiştir.1958’de Viyana’daki Birleşmiş Millletlere bağlı Uluslar arası Atom Enerjisi Teşkilatında görev alarak profesyonel bir bilim ve teknoloji idarecisi oldu.
Viyana’da esas vazifesi , geri kalmış memleketleri devrimci teknolojiye atlama imkanları hazırlamaktı.Pakistan,Hindistan,Güney Amerikan gibi memleketlere sık sık seyehat ederk orada ilmi müşavirlik yaptı ve reaktörlerin gelişmesine büyük çapta yardım etti.
1962’den sonra Cavit Erginsoy kendini tamamıyle bilime verdi ve bir defa daha meslek değiştirerek profesyonel bir fizikçi oldu.Zaten Erginsoy fiziği hiçbir zaman bırakmış sayılmazdı.İngiltere’de doktorasını kısmen devrimci mühendislik kısmende (yarı iletkenler konusu sayesinde) Katıhal Fiziği üzerine idi.
Türkiye’de ve Viyana’da çalışırken bu defa Reaktörler yüzünden , Reaktör Fiziği ile meşgul olmuştur . Fakat son devresinde Brookhaven Ulusal Labaratuarının Fizik Bölümünde araştırmacı olarak çalışmaya başladıktan sonra , Cavit Erginsoy bütün gücünü Katıhal Fiziği üzerine verdi.Öncelikle Radyasyon Hasarı konusunda , sonrada Kanallaşma olayında ki araştırmalarıyla kendini tanıtarak uluslar arası bir şöhrete erişti.Kısa ömrünün son yılında Oratadoğu Teknik Üniversitesinde profesör olarak hocalık mesleğini de diğer işlerine eklemişti.
Cavit Erginsoy’un Bırakttığı Dikili taşlar: 1)YARI İLETKENLER:
Cavit Erginsoy Londra Üniversitesinde Elektrik Mühendisliğinde doktora yapmaya karar verdiği sene devrimci teknoloji yolunda büyük bir adım atılmıştı.Kuantum Mekaniğinin Katıhal fiziğine önemli bir tatbikatı olarak Amerikan Fizikçileri yarı iletkenlerin özelliklerini anlamışlar ve bu yeni bilgi sayesinde transistörleri keşfetmişlerdi. Cavit Erginsoy doktoasını bitirinceye kadar bu fizik buluşu teknolojiye geçti ve endüstride elektronik lambaların yerini alan transistörler teknolojide büyük bir devrim oluşturdu.Modern elektronik hesap makinaları transistörler sayesinde gelişti ve endüstride otomasyon çağı açıldı.Bugün transistörsüz bir uzay teknolojisi düşünülemez. Cavit Erginsoy bu kritik devrede transistörler fiziğine girdi ve katkılarda bulundu.Yarı iletkenlerde elektronlar , iletkenlerde olduğu gibi serbestçe dolşamazlar.Germenyum ,Silisyum gibi yarı iletkenler saf halde bulunsalar yalıtkan olurlar.Fakat bu cisimlerde yabancı atomlar bulunur.Onlar kristal içinde bazı normal atomların yerini alır.Mesela silisyumda yabancı fosfor atomları veya aleminyum atomları yeralabilir. Fosfor’un Silisyum’dan bir fazla aleminyum ise bir eksik elektronu vardır.İşte yabancı atomların fazla veya eksik elektronları kristal içinde dolaşabilirler ve bu sayede silisyumu yarıiletken hale getirirler.Transistörler ise bir madeni iletken ile yarıiletkenler arasında bir temas temin eden tertiplerden ibarettir.Fazla ve eksik elektronların bu temas yerinde akma tarzları tertibin bir radyasyon lambası gibi işlemesine yol açar.Neticede transistörler doğrultucu ve çoğaltıcı olarak çalışabilirler.
Erginsoy , elektronların akmasında yabancı elektronların eetkisi Kuantum Mekaniği kanunlarına göre çözdü ve hala kitaplarda zikredilen “Impurity Scattering”(Yabancı atomlardan dolayı sapma) formulünü buldu.Bu formül Erginsoy Formülü olarak literatüre geçti ve Cavit Erginsoy Cavit Erginsoy’un ilk dikili taşıdır.
2)REAKTÖR FİZİĞİ:
Yukarda bahsettiğimiz gibi Erginsoy, Mühendisliği sırasında Reaktör Fiziği üzerine çalıştı ve Uluslar arası barış için Atom Kongresinde nötron rezonans integrallerine dair yaptığı hesaplar hakkında tebliğler verdi.
3)RADYASYON HASARI:
Brookhavene geldikten sonra Cavit Erginsoy, oranın fizik bölüm başkanı Dr.Vineyard ile beraber kristallerde nötron veya X-Işınları bombardımanından husule gelen hasar üzerine çalışmaya başladı.Bu çalışmalarda hesaplarını elektronik beyinler yardımıyla bir hakimiyet kurdu ve Vineyard ile beraber önemli orijinal makaleler ve tarama makaleleri yazdı.
4) KANALLAŞMA OLAYI İngiliz ve Amerikan labaratuarlarında bazı yüklü parçacıkların kristal şebekeleri geçişi esnasında doğruluya bağlı geçişler müşahede edilmişti. Cavid bu kanallaşma olayının kanunlarını bulmaya karar verdi. Etrafına kabiliyetli birkaç genç toplayarak küçük birekip kurdu. Onlarla beraber kanallaşma tecrübelerini tekrar etti. 25 mikronluk ince silisyum kristal yapraklarını Brookhaven'deki Van de Graaf hızlandırıcısından elde edilen 3,5 MeV. Iik protonlarla bombardıman etti ve bu yüklü partiküllerin kristal tarafından absorplanmasının yöne bağlı olarak nasıl değiştiğini ölçtü. Daha evvelki araçtırmacıların neticelerini doğrulamakla kalmadı, İki yeni olay daha ortaya koydu.
Birinci netice şu : Diğer fizikçiler kristalin eksenleri boyunca protonların daha derine nufuz ettiğini (yani absorpsiyonun azaldığını) görmüşlerdi. Halbuki Cavid ve arkadaşları absorpsiyonun yalnız eksenler doğrultusunda değil, kristal düzinelerine paralel harekette de azaldığını keşfettiler. Birincisine eksen olayı, ikincisine düzlem olayı adı veriliyor.
İkinci yeni netice: Bazı yönlerde daha sık atom dizilerine rastlayan yüklü partiküller normalden fazla normalden fazla absorpsiyona uğruyorlar, yani kristale normalden daha fazla nüfuz edebiliyorlar.
Kanallaşmada bu iki yeni tecrübi buluştan sonra Cavid, olayın kantitatif teorisini kurmağa başladı. Evvela Klasik Mekaniği sonra Kuantum Mekaniğini uygulayan bilim adamımız, gelen partiküller ile kristaldeki atom elektronlarının kısa menzilli ve uzun menzilli olmak üzere iki türlü etkileşmesi olduğunu gösterdi ve bunlar için iki ayrı model uyguladı. Atoma yakın eleklronlar için İmpakt paremetresi modelinin, uzak elektronlar için de elektron gaz modelinin tecrübeye uygun neticeler verdiğini meydana çıkardı ve hesaplaarı ile kendinin ve diğer tecrübelerin neticelerini karşılaştırdı.
Cavid Erginsoy’un Eserleri
1)Yarı İletkenlerde Direnç Teorisi
C. Erginsoy, Phys. Rev. 79. 1013 (1950)
C. Erginsoy, Phys. Rev. 80, 1104 (1950)
C. Erginsoy, Phys. Rev. 88, 893 (1952)
Doktora çalışması : C. Erginsoy: Contribution to the Electron Theory of Semi-Conductors with Particular Reference to Silicon Csrbide (London University, April 1952).