Arama

Biyofizik

Güncelleme: 17 Nisan 2008 Gösterim: 4.199 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Biyofizik

Sponsorlu Bağlantılar
Biyofizik, biyolojik olayların fiziksel temellerini inceleyen ve biyolojik sistemlerin davranışlarını fizik prensipleriyle açıklayan bir bilim dalıdır. Bu nedenle, incelediği konu, biyolojik yapının en küçük bir birimi olan bir molekül olabileceği gibi, bir hücrede, organda ya da vücutta cereyan eden biyolojik olayların tümü ilgi alanına girer. İnceleme için kullanılan yaklaşım ise biyolojik olayı oluşturan fiziksel prensiplerin bulunmasıdır. Duyu organları ile, dolaşım, solunum gibi sistemlerin anlaşılmasına biyofizik alanında yapılan araştırmaların katkısı çoktur. Bu biyofiziksel yaklaşımlar için verilebilecek güzel bir örnek, birçok fizyolojik fonksiyonun temelinde yatan nöron ve kas hücrelerine ait eksitabilete özelliğinin, daha 1950-1960’lı yıllarda önerilen fiziksel ve matematiksel membran modelleri yardımıyla anlaşılabilmiş olmasıdır. 1980’li yıllarda geliştirilen “patch clamp” tekniği bu alandaki çalışmaları “state of the art” durumuna getirmiştir. Membrandaki tek iyon kanalını inceleme olanağı veren bu kayıt tekniği ve analiz yöntemleri, nöron, kalp kası gibi hücrelerin normal çalışma şekillerinin anlaşılmasını sağladığı gibi epilepsiden aritmiye kadar birçok patolojik olayın da aydınlatılmasını sağlamıştır. Bu bakımdan, biyolojik olayların fiziksel temellerini araştırmak, olaya ilişkin mekanizmaların anlaşılması bakımından önemlidir.
Bu temel konuların yanı sıra, tanı ve tedavide geniş kullanım alanı olan iyonize
radyasyon ile, son yıllarda oldukça tartışılan elektromagnetik alanın etkileri ve tıptaki uygulamaları da biyofiziğin kapsamına girmektedir.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Biyofiziğin Bölümleri

Sponsorlu Bağlantılar
Fiziki prensipleri, metodları ve aletleri canlı organizmalarla ilgili çalışmalarda kullanan ilim dalı. Fizikte olduğu gibi biyofizikteki ilerlemeler de bu konuda hassas sistemlerin kullanılmasıyle başlamıştır. Biyofiziğin ilk branşı, gözün optik sisteminin incelenmesiyle ortaya çıkmıştır. Gözün merceğinin karakteristiği, retina tabakasında görüntünün meydana gelmesi ve görüntünün netleştirilmesi olayları bütünüyle biyofizik ile ilgili problemlerdir.
Canlı sistemlerin tam manasıyle bilinemediği geçmiş yıllarda, fiziksel çalışmaların canlıya uygulanamayacağı düşünülmekteydi. Yirminci yüzyıl ortalarında yapılan bir seri keşif, bu düşünceleri değiştirdi. Bu keşifler, sinirdeki iletim mekanizmasının, kas kasılmasının, irsi (genetik) olayların, virus yapısının açıklanması olarak sayılabilir. Bu sistemler çok yerde biyofiziksel çalışmalarla açıklanabilir.
Günümüz biyofiziğinde üç ana bölüm bulunmaktadır:

1. Moleküler ve Hücresel Biyofizik
Bu bölüm, hücrenin hayatiyetini devam ettirebilmesi için gerekli olan moleküler parçaların özelliklerini inceler. Bu moleküler parçalar; nükleik asitler, proteinler, polisakkaritler olarak sayılabilir. Moleküler ve hücresel biyofizikteki metodlarda elektron mikroskobu, ultrasantrifüjler, X ışını kırıcı aletler (yoğunluk ve kütleye göre ayırım yapmak için) kullanılır. Bu metodlar ayrı birer dal olarak üzerinde durulan konular olup bu sahada birçok araştırmacı çalışmaktadır. İyonlaştırıcı ışınlar bu konulardan birisi olup bu ışınlar (X ışınları) hem teşhiste (röntgen filimleri) ve hem de tedavide (lösemiler ve bazı kanser tipleri) kullanılır.

2. Fizyolojik Biyofizik
Biyofizik çalışmalarında bir diğer bölüm de "Fizyolojik Biyofizik" olup canlı sistemin görev yapan organlarını incelemektedir. Görme, işitme, temas duyusu, sinir sistemi vs. bu bölümün araştırma alanına girer. Bu alanda çalışanlar özel yapılmış ve oldukça karmaşık elektronik aletler kullanırlar.

3. Biyofizikte Kullanılan Aletlerin Düzenlenmesi
Biyofiziğin üçüncü ve hızla gelişmekte olan kolu "Biyofizikte Kullanılan Aletlerin Düzenlenmesi" ile ilgilidir. Bilgiler arttıkça, araştırmalarda kullanılan aletlerin karmaşıklığı ve teferruatı da buna paralel olarak artmaktadır. Aletlerin düzenlenmesi ve alet sistemlerinin kurulması bu sebepten biyofiziğin ayrı bir kolu haline gelmiştir.

Biyofizikle ilgili çalışmalar ABD, Rusya ve Kanada gibi ileri tekniğe sahip ülkelerin üniversitelerinde büyük araştırma grupları tarafından sürdürülmektedir. Biyofizikçiler endüstride, üniversitelerde ve tıbbi araştırmalarda, mühim görevlerde çalışmaktadırlar. Bunlar için en önemlisi tıbbi araştırmalardaki biyofizikçilerin katkısıdır.
Biyofizikte yapılan çalışmalarla, pekçok biyolojik olayı fiziksel prensiplerle açıklamak mümkün olmuştur. Biyofiziğin en yeni konusu, duyular yardımıyla yapılan haberleşmenin fizik kuralları ile açıklanmasıdır.