Arama

Tıbbi Mantarlar

Güncelleme: 27 Haziran 2012 Gösterim: 3.779 Cevap: 1
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
5 Temmuz 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Tıbbi Mantarlar

Sponsorlu Bağlantılar
Canlı bilimi olarak adlandırılan ve canlılarla uğraş alanı bulan bilim dalına biyoloji adı verilmektedir.Biyoloji bilimi tarih içerisinde çok çeşitli ve ilkelden modern düzeye doğru bir gelişme gösteren bilimler toplamından oluşmuştur.Çok çeşitli diyorum,sadece sistematik bile kendi içerisinde taksonomik inceleme alanları ile birçok alt dala ayrılmış;olay sadece taksonomi ile bitmemiş,farmakoloji,embriyoloji,mikrobiyoloji,genetik vb Bu bilim dalları gibi bir çok alt dala ayrılmış ve bunların inceleme alanları ilkelden modern düzeye doğru olmuştur.

Canlı bilimi olarak adlandırılan ve canlılarla uğraş alanı bulan bilim dalına biyoloji adı verilmektedir.Biyoloji bilimi tarih içerisinde çok çeşitli ve ilkelden modern düzeye doğru bir gelişme gösteren bilimler toplamından oluşmuştur.Çok çeşitli diyorum,sadece sistematik bile kendi içerisinde taksonomik inceleme alanları ile birçok alt dala ayrılmış;olay sadece taksonomi ile bitmemiş,farmakoloji,embriyoloji,mikrobiyoloji,genetik vb Bu bilim dalları gibi bir çok alt dala ayrılmış ve bunların inceleme alanları ilkelden modern düzeye doğru olmuştur. İlkelden modern düzeye olmak zorunda zatenÖyle değil mi?Bir çok aletin gelişimi 16. yy dan itibaren olmamış mıdır?Teknik cihazların olmadığı yada ilkel sayılabilecek aletlerle ne yapılabilir?Bunlar sorgulandığı zaman sorunun cevabı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.İlkel olduğu bilim tarihi incelendiğinde de daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Yukarıda belirttiğim gibi,aletlerin gelişimi ile beraber,biyoloji bilimi de daha modern manada gelişim sahası içerisine girmiştir.Peki bu aletler sadece biyoloji bilimi ile meydana getirilmiş aletler midir?Tabi ki hayırBu aletlerin geliştirilme safhası içerisinde fizik,kimya,matematik gibi bir çok bilim dalından da istifade edilmiştir.Bu duruma göre biyoloji bilimi diğer bilim dalları ile de iç içedir diyebiliriz.Aslında doğru ama bir o kadar dar kapsamlı olan bu söylemi genişletmek istiyorum;bütün bilim dalları bir biri ile iç içedir deme ihtiyacını kendi içimde hissediyorum Biyoloji biliminin alt dalları olduğunu ifade etmiştimBu alt dallardan birisi de mikrobiyoloji adı verilen bilim dalıdır.Basit bir tanımlama ile ifade edersek,mikrobiyoloji, canlı organizmalarda parazit olarak yaşayan canlıların ve bu canlılar ile konak olan canlıların birbiri ile olan etkileşimlerini inceler diyebiliriz Mikrobiyoloji,parazit olarak yaşayan ve göz ile görülen bitten pireden tutunda;bakteri,virüs gibi gözle görülemeyen parazitler üzerinde de inceleme yapmaktadır.Bu incelemeyi yaparken,sadece bu canlılar değil,bu canlıların konakçı ile yani üzerinde yaşadığı canlılar ile olan ilişkilerine de eğilmektedir.


Mikrobiyolojinin incelediği bir sınıf ise mantarlar olup,bu mantarlar genel olarak gözle görülemeyen ve canlı organizmaya zarar veren tipte mantarlardır.Mantarların gözle görülenleri genel olarak hastalık yapmamakta,ancak amanita gibi mantarların yenmesi sonucu zehirlenmeler meydana gelmektedir ki;bu duruma misetismus adı verilmektedir. Mantarlar ökaryotik canlılar olup eşeyli veya eşeysiz üreyen türleri mevcuttur.Hücre duvarları vardır.Cryptococcus neoformans gibi mantarlarda ise kapsül bulunmaktadır.Hücre duvarlarının yapısında kitin,glukan ve manan yer almaktadır. Bazı mantarlar oda ısısında küf şeklinde,insan vücudunda ise maya şeklinde çoğalmaktadır.Bu tip mantarlara dimorfik mantarlar adı verilmektedir. Mantarların neden olduğu rahatsızlıklardan bir kısmını da irdelemeden edemiyeceğim. Bunlardan ilki nezle benzeri reaksiyona neden olmalarıdır.Bazı mantarların neden olduğu bu reaksiyonlar virüslerin neden olduğu nezleden daha uzun süreli ve daha ağırdır. Bazı mantarlar deri dışı yerlerde,örneğin saç,kıllar vb yerlerde rahatsızlıklara neden olur.


Bu tip mantarlara örnek olarak Malassezia furfur (yaptığı hastalık;pityriasis versicolor),Exophiala werneckii(yaptığı hastalık;tinea nigra) verilebilinir. Bazı mantarlar deride rahatsılıklara neden olabilir.Bu tip mantarlara örnek olarak Microsporum canis(yaptığı hastalık;tinea capitis) verilebilinir. Bu tip mantarların yanı sıra iç organlarda rahatsızlık veren mantarlarda vardır.Menenjit gibi rahatsızlıklara neden olabilen bu tip mantarlar ise daha çok vücudun zayıf kaldığı durumlarda etkilidirler. Mantarlardan korunmak için bazı tedbirler mevcuttur.Vücut hatlarının kuru tutlması,ayağın koruyucu bir ayakkabı ile kapatılması ve alerjen olunan şeylerden kaçınılması söylenebilir.


Lütfi Şahin


Alıntıdır..

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Haziran 2012       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Zehirli ve Halusinojenik Mantarlar

Sponsorlu Bağlantılar
Şemsiye biçimindeki halusinojenik mantarların bazı türleri yenebilirken, bazıları zehirlidir ve halüsinasyona neden olur. Mantar denilince, ya besin maddesi olarak kullanılan bir bitki türü ya da gözle görülmeyen bir takım mikroorganizmalar akla gelmektedir. Görünüşte birbirine hiç benzemeyen bu iki canlı, aslında yapısal olarak benzerlik göstermektedir. Bitki görünümlü mantarlar genelde iki tür olarak bilinir: Yenilebilen, yani besin maddesi olarak kullanılanlar ve zehirli mantarlar. Oysa bir üçüncü tür daha vardır ki bunlar halusinojenik (hallucinogenic) mantarlar olarak tanımlanır ve uyuşturucu madde gibi etki gösterirler.

Son yıllarda yapılan araştırmalarda, mantarlardaki zehirli ve psikoaktif maddeler izole edilerek kimyasal özellikleri tesbit edilmiş ve hatta bir çoğu sentetik olarak elde edilebilmiştir. Yazımızın konusu, genellikle şemsiye biçiminde görünüşe sahip; bazı türleri yenebilen, ancak pek çok türü son derece zehirli ve halusinojenik olan mantarların tarihçesine bir göz atmak ve zehirli ve halüsinasyona neden olan mantarları kimyasal açıdan incelemektir.

Zehirli Mantarlar

Zehirli mantarlar çok çeşitlidir. Amanita muscaria olarak adlandırılan zehirli bir mantar türü, yenilebilen zehirsiz mantarlara (Agaricus bisporus) çok benzediği için -zehirsiz mantarla karıştırma riski nedeniyle- ayrıca tehlike arz etmektedir. Amanita muscaria türü mantar çok zehirli bir madde olan muscarine ve zehirli diğer alkaloitleri içerir. Yenmesi halinde 6 saat içinde kusma, ishal, salya, terleme, zihin dağınıklığı gibi etkiler ortaya çıkar. Fazla yenilmişse ölüme neden olabilir. Diğer zehirli mantar ise Amanita phalloides “ölüm kapağı” olarak da bilinir ve daha öldürücüdür. Amanita phalloides siklik oktapeptidler olan phalloidine ve amanitin içerir. Bu maddeler mide sancıları, kanlı ishal, aşırı sıvı kaybı, böbreklerde ve sinir sisteminde hasar, koma ve sonuçta ölüme kadar götüren bir süreç ortaya çıkabilir.

Yapısal olarak yılan zehirlerine benzeyen ve bir polipeptid olan amanitin son derece tehlikelidir. Tek bir mantarda bulunan 5-7 mg amanitin yetişkin bir insanı öldürebilir. Amanitin RNA polimeraz II enziminin faaliyetini engelleyerek (inhibe ederek) RNA ve protein sentezini durdurur. Mantar ölümlerinin yüzde 90’ı amanitin yüzündendir. Coprinus atramentarius adı verilen mantar coprine denilen amino asidi içerir ve alkol metabolizması ile karışarak zehir etkisi yapar. Bulantı, kusma ve şiddetli baş ağrısı en önemli coprin zehirlenmesi belirtileridir.

Halusinojenik Mantarlar

Pek çok mantar halüsinojenik (hayal görmeye yol açan) maddeler içerir. Amanita muscaria, öldürücü/toksik maddeler yanında halusinojenik maddeler de içeren bir mantar türüdür. Amanita muscaria’da bulunan ve hayal görme, sahte mutluluk verme gibi etkilere sahip maddeler muscimol ve ibotenic asit adıyla bilinen maddelerdir. Bu iki bileşik GABA’nın (gamma amino butirik asit) beyindeki transmitter inhibitory etkisini bloke eder, bunun sonucunda uyarıcı etki ortaya çıkar. Çavdara musallat olan Claviceps purpurea (çavdar mahmuzu) adlı mantar, çavdardan yapılan ekmeği enfekte ederek çeşitli alkaloitlerin oluşmasına yol açar. Bu alkaloitler, ekmeği yiyen kişide halüsinasyon etkisi yapar. Çavdar mahmuzu mantarına Orta Doğu’da sıkça rastlanır. Çavdar mahmuzu alkaloitleri içinde ergotamin ve LSD de vardır.

Meksika mantarı (teonanacatl, Psilocybe mexicana) halüsinojenik etki yapan ve bu etkisi LSD’ye yakın olan, psilocybin ve psilocin denilen alkaloitleri içerir.Mantar adı verilen bitkiler aslında mikroorganizma olan mantarların meyvemsi bir vücut almaları ile ortaya çıkan varlıklardır. Penicillin denilen ve son derece yaygın bir antibiyotik olan ilaç, Penicillium notatum mantarlarından (küf olarak da bilinir) elde edilir. Bunun yanında diğer pek çok antibiyotik de mantar kökenli bileşiklerdir. Sonuç olarak aslında hem besin olarak hem de mikroorganizma olarak mantarlar yararlıdır.



Kaynak : Popüler Bilim (Nisan 2005,Sayı:131)


Benzer Konular

15 Nisan 2017 / Misafir Cevaplanmış
13 Nisan 2011 / daMLa- Soru-Cevap
27 Mayıs 2015 / Misafir Cevaplanmış