yasadıkları bölgede " kırık cam, kuyruğuna teneke bağlanmış kedi, inik araba lastiği, kapıdan çalınan sütler " gibi pek çok hadisenin faili olarak bu iki afacan kardeş gösterilmekteydi... kasaba halkı artık "illallah" demişlerdi afacan kardeşlerden, haklıydılar... ailesinin bile zaptetmekte zorlandığı bu afacanları yola getirmek için kilise fikri ortaya atıldı... bunları ancak asabiyetiyle nam salmış rahip dizginleyebilirdi... ailesi iki afacan kardeşi kiliseye rahibin yanına götürdü... önce büyük kardeş rahiple basbasa kaldı...
Rahip karsısındaki çocuğu ürkütmek istemeyen bir tavirla sordu:
- söyle yavrum,tanrımız nerde ?
küçük afacan basını öne eğerek sustu...
rahip sakinliğini koruyarak:
- söylesene evladım tanrımız nerde?
- evladım sana soruyorum tanrımız nerde ?
asabi rahibin sinirleri bozulmaya başlamıştı:
- söylesene ya tanrımız nerde?
- seni aşağılık afacan benim sorularıma cevap ver tanrımız neeerdeeeee!!!!!!!
Rahibin sinirden kıpkırmızı olduğunu gören afacan çocuk hızla kiliseden kaçtı.. kapıda sırasını bekleyen kardeşinin elinden tutarak evlerine doğru koşmaya başladı... iki afacan odalarına girip kapılarını kapattığında küçük kardeş ağabeyine :
- biz kimden ve neden kaçıyoruz ? diye sordu.
soluk soluğa kalan büyük kardeş ise :
- bu sefer basımız gerçekten dertte... tanri kaybolmus bizden biliyorlar.......
Toplam Yorum 2