Hergün içinde yaşadığımız zaman dan, ne alabiliyoruz karşılığında ''O''na ne verebiliyoruz..
Kendinin alt birimleri varken, zaman niye kişilere göre kavram değişir.
bir sınırı yoktur,bir bakarız geçmiş olur - bir bakarız gelecek olur ''Zaman''
Seneler 365 gün ile sınırlıyken, Aylar + haftalarda, yine belirttilmiş bir rakamla takvimlere düşerken..
saatleri, dakikaları, saniyeleri, salise, milisaniye, mikrosaniye, nanosaniye, pikosaniye, femtosaniye, attosaniye izlerken;
Peki bizler bu zaman birimler'ini, dilimlere böldüğümüz de, hala zamansızlıktan yakınabiliyorsak,
Zaman bu kadar kapsamlıysa, dokunulmaz, hissedilerek yaşanırsa, Bizler zamanı mı, zamanlamayı mı, bilmiyoruz..
Zaman mı bizi yaşıyor.. Yoksa biz mi, Zamanı yaşıyoruz?
*Zamanı gelince görüşürüz..
*Zamanı gelince yaparız..
*Zamana bırakırız..
*Geçmiş zamanı anarız.
* Zamanla unutur(sun)uz..
*Özel günler uygularız onun adına, kendimize sevdiklerimiz anarız, anımsatırız..
Ne zaman istersen + her zaman + şu zaman..
Peki bu , Zam (sız) ''An'' bize ''Zam''(kazanç) sağlıyor mu?..
Yoksa verdiğinden çok alıyormu?
Niçin bu fizik güç, geçmişte çok kez suçlanan, gelecekle insanlara çok kez umut vâad ediyor?
