İnsan; biri hisle müşahede eden, diğeri de akıl ile idrak olunan ruh olmak üzere, iki unsurdan husule gelmiştir.
Ruh, Allah'u Teala'nın insana bahşettiği en büyük nimetidir. O bir emirdir.
''De ki; Ruh Rabbinin emrindedir'' buyuruluyor (İsra: 85)
Bu konuda en mühim bir hususu arzedelim. Ruh O'nun değil mi? Evet. O'nunken ve bizi ayakta tutan, düşündüren, konuşturan, yürüten, ibadet ettiren ve Hak'ka yaklaşmaya çalışan ruh olduğu halde; Allah'ımızın bu ihsanından dolayı hiç şükrümüz var mı? Şükür de yok, şükredeceğimizin bilgisi de yok.
Diğer taraftan ruhu bir vücuda sığdırdı. Binayı kurdu, dayadı döşedi, nimetlendirdi, ziynetlendirdi.
İnsan üzerinde öyle nimetler vardır ki, saymakla tükenmez.
Allah bize zahir ve batın ile her türlü nimetlerden bol bol vermiştir
''Yeryüzünde ne varsa hepisini sizin için yaratan O'dur'' buyruluyor. (Bakara: 29)
Nutfeden kan oırtısını, ondan da kemikler yapıp, et ile örttü. Göz, kulak, el, ayak gibi organları tamamlayıp ,nsan şeklini oluşturdu, ruh vererek onu canlandırdı.
Ağlamaktan başka hiçbir şeye gücü yetmeyen mini mini bir çocuğa, ana-baba gibi iki şefkatli hizmetciyi tayin ederek suya-ataşe, yağa,-tuza, vakte-zamana muhtaç olmayan tatlı bir gıdayı ona yedirdi. An be an yeni tecellilerle, kendisini olgunlaştırmaktadır.
Ona öyle bir akıl, kavrayış ve idrak vermiş ki, o sayede akıllara durgunluk veren bu muhteşem kainatın muazzam bir yaratıcısının olduğunu sezebiliyor, kavrayabiliyor.
Ona göz vermiş, bakıyor. Göz bebeği denilen ufacık bir nokta ile dünyayı görüyor, semaları seyrediyor. duyma hassını vermiş, işitiyor. Kaşlar, kirpikler hep birer önemli iş görüyor. Konuşma imkanı vermiş. O uzuvlara, o hassaları vermeseydi, ne kulak duyardı, ne göz görürdü ne de ağız konuşabilirdi. Nice kulaklar var, duymuyor. Nice gözler var görmüyor. Kalp vermiş, hayatını idame ettirmesi için nefes ihsan buyurmuş.
O'na el, ayak vermiş. İhtiyaclarına göre azalar vermiş. Bunları satmaya kalksa kaca satar? Veya satar mı? Birisi Gözlerini bana sat, sana şu kadar para vereceğim dese, acaba satmayı düşünür mü?
O bize ihsan ve ikram ederken hiç bir karşılık da talep etmeden. Sadece kendisini tanımamızı ve kulluk yapmamızı istedi.
''Göklerde olanları, yerde olanları hepsini size musahhar kılmıştır'' (Casiye: 13)
''Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalksanız, özet olarak bile sayamazsınız.'' (Nahl: 18)
Allahu Teala bu alemi büyük bir cesaret olarak vücüda getirdi ve o cesede ruh olarak da, Adem Aleyhisselam'ı koydu. Bu alemden maksat Adem Aleyhisselam, Adem Aleyhisselam'dan maksat ise ''İnsanı Kamildir.
İste Rabbiniz olan ALLAH budur, Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (Mümin: 64)
