koca bir ormanın ortasında yalnız bir ağacım.
tarihimin yazıldığı bütün savaşlara şahitlik etmiş,
bir soyun son örneklerinden biriyim.
ne kadar çok diğer ağaçlara benzesede bedenim.
hep aynı toprağın çocukları olsakta,aynı havayı solusakta,
ben onlardan farklıyım.
diğer ağaçların dallarında birsürü renkli meyvalar.
altlarında geleceği gözlerinden okunan,
bakınca yüreğini sevindiren,minik minik çocuklar var.
benim ise dallarım kuru,
ne bir meyvam,ne yeşil bir yaprağım var.
kollarımda bir salıncak asılı değil.
tek tesellim,arada bir yorulup,
gökyüzündeki macerasından yorgun düşmüş,
küçük bir serçe yavrusuna verdiğim baba şefkatim.
yağmur her yağdığında,beni doyurmaktan çok üşütüyor.
ne zaman yaz gelse içim burkuluyor.
etrafımdakiler çiçek açıp serpişirken,
ben gözyaşlarımı toprağıma ekiyorum,kimseler farketmiyor
o nedenledirki en çok kışı seviyorum ben.
herkesin dalları beyaza bürünüyor.
diğerlerinden hiçbir farkım kalmıyor.
daha bir sıkı sarıyorum köklerimi toprağıma,
daha bir seviyorum gökyüzünün gri rengini
ve güneşin hiç açmaması için,
dallarımı kaldırıp dua ediyorum.
hayat beni çiçek bahçelerine taşıyıp,
yeni bir gübre verip,tekrar yeşillendirmeyecek biliyorum
o nedenledirki bu çaresizliğimi kabullenişim.
ve küçük bir çocuğun elma şekerine imrenmesi,
ama alamayız diye,
annesine söylememesine benzeyen sessiz serzenişim.
yalnız,meyvasız,kuru ve suskun bir ağacım ben.
ormancıyı bekleyen.............
Toplam Yorum 0



