Kocaman bir papatya bahçesindeydim
Dün akşam rüyamda.
Sanki, dünya da iki renk vardı
Sarı ve beyaz.
Koşuşturup duruyordum.
El ele, kol kola durmaksızın dans ediyorduk
O güzelim papatyalarla.
Çığlık atıp, haykırdım gökyüzüne.
Birden koca gökyüzü kararıverdi.
Ne olduğunu anlamamıştım.
Korktum..!
Gök gürlemeye, çatık kaşlarını göstermeye başladı.
Kızgınca, sinirliymişcesine bakıyordu.
Sanki bana küfrediyordu.
Olduğum yere çöküverdim birden
Ve ağlamaya başladım.
Ben ağladıkça, o neşeli papatyalarda
Solmaya, ölmeye başladılar.
Ben kendimi boşverip,
Onları canlı tutmaya çalışıyordum.
Hiç durmadan tanrıya dua ediyordum.
Ne olur ne olur geri ver dedim bana çiçeklerimi.
Ama olmuyordu.
Papatyalarımın boyunları bükülüvermişti.
Sanki bana elveda diyorlardı.
Tek tek yok olmaya başladılar.
Onlar gittikçe, sanki benimde bir parçam
Onlarla yok olup gidiyordu.
Koştum tüm gücümle.
Onları yakalamaya çalıştım.
Ama çok hızlıydılar.
Bana ellerini uzatıyorlardı
tutamıyordum.
Nefret kustum gökyüzüne.
Sanki korkmuştu benden.
Ağır ağır, yavaş yavaş
O kara renk gidip,
Maviliğini göstermeye başladı.
Hala ağlıyordum.
Hıçkırıklarım koca dünya yı sarmıştı sanki.
Adi..! Adisin sen diyordum.
Ve ne olduysa o an oldu.
Gökyüzü masmavi olmuştu.
O kırbaş sesleri gidip,
Yerini kuşlara bıraktı.
Herşey normale dönmüştü sonunda.
Ama bir eksiklik vardı.
Papatyalarım..
Papatyalarım geri gelmemişti.
Toplam Yorum 0



