Yine gerilla savaşına meraklı arkadaşlar için Çeçen Savaşı içinde çok önemli bir yeri olan bu savunmanın başlangıç bölümünü aktarıyorum.
Çeçenistan'ın ilk başarısı olmuştur.Stalingrad muharebesi şehir savaşları için nekadar başyapıysa Grozny savunması da modern
şehir savaşları için üstüne durulması ve çalışılması gereken bir başyapı olmuştur.
Rusya ile Çeçenistan arasındaki kriz doruk noktasına ulaşmıştı. Rus generaller bir an önce Çeçenistan'ın başkenti Grozny'nin işgal edilip şehrin ele geçirilmesini istiyorlardı. Çeçen direnişçiler ise ölene kadar savaşma yemini etmişti. Rus generaller yıllar önce Macaristan veya Polonya'da uygulanan taktiğin işe yarayacağını düşünüyordu. Buna göre çok sayıda zırhlı ile başkente girilecek, ve direnişçiler daha neye uğradığını anlamadan başkentin önemli noktaları ele geçirilecek ve direnişçiler hem moral olarak hem de taktik olarak çökertilecekti.
Zaten başkent düşünce diğer şehirler de düşecekti.Düşmese bile koskoca Rus ordusu bir avuç Çeçen direnişçiyi çok kısa sürede alt edebilirdi. 31 aralık sabah 5'ten itibaren Rus savaş uçakları şehrin önemli noktalarını yoğun bir bombardımana tutmuştu.Daha sonra şehir grad füzeleriyle bombalandı. Rus savunma bakanı Pavel Grachev "Grozny'i 2 saat içinde alabiliriz, sonra da tüm Çeçenistan düşecek." açıklaması yapmıştı.Buna karşılık Cehar Dudayev "Sen 2 saat içinde pantolonunu bile giyemezsin ki bizim toprağımızı elimizden alasın" diyerek düşmanına sataşmada bulundu.
Rus bombardımanında stratejik bir hata yapılmıştı.Grozny'nin batısındaki petrol rafinerisi vurulmuş ve şehrin bir kısmı koyu bir dumanla kaplanmıştı.Bu da Rus Hava Kuvvetleri'nin işini zorlaştıracak bir gelişmeydi.Bundan sonra Ruslar topçu ateşine ve grad füzelerine sığınmak zorunda kalacaktı.Tabi birde tanklar vardı.Operasyon öncesi uçaklarla broşürler atılmıştı.Bu broşürlerde "Şehri almaya geleceğiz, elinizdeki silahları bırakıp evlerinize kapanın, size bir zarar gelmeyecek" yazıyordu.
Rus subaylar sabah ki bombardıman ve atılan broşürlerin Çeçenleri korkutmaya yeteceğine emindiler.Toplamda yüzlerce zırhlı araç ve çok sayıda askerin katılacağı operasyonda birlikleri havadan saldırı helikopterleri koruyacaktı.Eğer Ruslar istedikleri hızda ilerlerse,şehre 4 koldan taarruz edecek ve baskın etkisiyle Çeçen direnişçileri şoka uğratıp kolayca ele geçireceklerdi.(Operasyon olacağını bildikleri için aylardır hazırlık yapan Çeçen Direnişçiler için pekte baskın etkisi olmamıştır.)
Planlandığı gibi şehre 4 koldan giren Rus askerleri Başkanlık Sarayına kadar durmadan ilerleyecek ,orada birleştikten sonra araçlardan inen askerler şehir kontrolünü ele geçirecekti.(Burada ki plandan da anlaşılacağı üzere Rus generaller ya çok düşük yada hiç direniş beklememektedirler.)
Şehre batı yönünden girecek olan 19. Zırhlı Alay hazırlanamamıştı bu yüzden operasyon başlangıçta 3 koldan yapılmak zorunda kalmıştı.81.Zırhlı Alay kuzeyden kolay bir şekilde merkeze girmiş garip şekilde hiçbir direnişle karşılaşmamıştı fakat Başkanlık Sarayına 2 km kala ana caddelerden biri olan pervomaysky caddesine çıkan alayın önce arka ve önünde mayınlar patlatılmış sonra bina ve evlerin,çatı ve pencerelerinden yoğun roket ve makineli tüfek atışıyla baskı altına alınmıştı.Zırhlılardan çıkan askerler çok sayıda sniper tarafından vuruluyordu bu yüzden alay olduğu yere çakılıp kaldı.
Rusya'nın en ünlü zırhlı birliklerinden 131.Maykop Tugayı'da şehre kuzeydoğudan girecekti.Şehrin içlerine doğru ilerleyen tugayı bekleyen direnişçilerin komutanı eski Sovyet Albayı Aslan Masadov'du. Anlaşılacağı gibi bu Albay Sovyet Ordusu taktiklerini ve düşünce yapılarını çok iyi bilen bir komutandı ve hazırlığını buna göre yapmıştı.Rus konvoyunun hedefi şehirdeki tren istasyonunu ele geçirmekti.Garip olan 81.Zırhlı Alay'ın pusuya düşürüldüğünden haberleri yoktu.Birlikler koordinasyon ve haberleşmeden yoksun olarak hızlı bir şekilde hazırlanmıştı.
131.Maykop Tugayı istasyona doğru ilerlemiş ve gerçekten de tek kurşun atmadan elegeçirmişti.Askerler zırhlılardan inerek gayet rahat bir biçimde istasyon çevresine yayılmış bazıları istasyon içine bilet almak için girmişti ve zırhlı araçlar sürücüleri tarafından park ediliyordu.Konvoyda 120 zırhlı araç ve 26 tank vardı.Yarım saat sonra telsizden cızırtılı bir şekilde bir anons duyuldu anonsdan anlaşılan cümle "Cehenneme Hoşgeldiniz" oldu ve birden 131.Maykop Tugayı üstüne havan ve roket yağmaya başladı baskın etkisi yüzünden Rus askerleri kargaşa halinde karşı ateş açtılarsada pek başarılı olamadılar.
Tugayın başındaki Albay Savin diğer konvoylardan yardim istemeye çalışmıştı ama yakınlarda hiçbir konvoy gözükmüyordu ve kimse yardıma gelemiyordu. zaten Çeçenler Rus konvoylarının yardıma gelebileceği yolları da tutmuş ve mayınlamıştı. Rus askerler çok büyük bir direniş beklemedikleri için yanlarında çok fazla mühimmat da getirmemişlerdi.Hava karardıkça Ruslar biraz daha azalıyordu. Güneş tamamen battığında şehir hala aydınlıktı çünkü yanan Rus tankları ve zırhlıları vardı. Ruslar kuşatmayı yarmak için karşı saldırıya geçmeye karar vermişlerdi. saldırıya geçen Rus askerleri bir saatten kısa bir sürede 60 kayıp vermişti. Kayıplar arasında tugay'in komutanı Albay Savin de vardi. artık disiplin de ortadan kalkmıştı. Her Rus askeri kendi başının çaresine bakacaktı. askerler dört bir yana dağılmıştı ve her asker kaçacak yer alıyordu.Şanslı olanlar gecenin karanlığında kaçmayı başaracak, geri kalanlar da hayatini kaybedecekti.
Ertesi sabah güneş doğduğunda Grozny sokaklarında yüzlerce ceset ve yanmış onlarca zırhlı araç vardı. Çatışmalar hala yer yer devam ediyordu. tren istasyonundaki çatışmalar 2 gün kadar devam etmişti.Çatışmalar sonunda 102 Rus zırhlısı ve 20 tank imha edilmiş ve 74 asker esir alınmıştı. bu sadece 131. Zırhlı tugayının kayıplarıydı. Aynı tugayda toplam 800 asker hayatını kaybetmişti. Tugaydan geriye sadece 160 asker, 6 tank ve 18 zırhlı araç kalmıştı. 81. Zırhlı Alayı da 200'den fazla asker kaybetmişti.
Rus ordusunun Grozny'nin kontrolünü tamamen ele geçirmesi 3 ay sürmüştü ama şehir Rusların kontrolü altına geçtiğinde tamamen bir hayalet şehre dönmüştü. Şehirdeki binaların %85'i zarar görmüş ve %60'a yakını tamamen imha olmuştu.
Oğuzhan Karabağ a Teşekkürler
