Yitik düşler ülkesinde
Kırmızı elbiseli bir kadın
Saçlarında hüsran
Gözlerinde hicran
Yelkeni yırtık bir gemi hayalleri
Ufukta hiç çizgi yok
Terk edilmiş bir ada hatıraları
Yitik düşler ülkesinde bir kadın
Dili tutuk suskun küskün cümlelere
Tek kelime dökülmüyor itirafa
Bakışları perişan
Yüreği pişman
Eski bir çeyiz sandığına yüklemiş maziyi
Pek mesutmuş gelin çiçeklerini takarken
Her şey yaşanmış veya yaşanmadan bitmiş
Avuçlarındaki ateş eski bir sıcaklık
Ellerini tutan eller yok
Kopuvermiş bütün bağlar
Sanki bin yıl geçmiş oysa her şey dün gibi iken
Gözyaşları masum
Yüzü mahzun
Yitik düşler ülkesinde bir kadın
Nedamet için çok geç ümitsizlik için erken