Arama
Günlük Kontrol Paneli
Bu Mesaja Puan Verin

aşk nedir?

cannn 3 Kasım 2011 01:10

Başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için, bu bir eksikliktir;
Başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise, bu bir fazlalıktır.
Erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır. Kadının ise aşkında belki bir hayata...

Erkekler deli gibi aşık olurlar, zamanla akıllanırlar. Kadınlar ise akıllı gibi aşık olurlar, zamanla delirirler.
Aşk, kadını ve erkeği farklı etkiler. Aşık olan kadının gözünde başka hiçbir şeyin değeri kalmaz. Aşık olan erkeğin gözünde ise herşey yeniden değerlenir.
Çünkü aşık kadın "nasıl olsa bitecek" sezgisi ile hareket eder.. Aşık erkek ise "nasıl olsa sonsuza dek sürecek" yanılgısıyla... Aşık kadınlar bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar; Aşık erkekler ise melekler gibi dingin ve aptallar gibi bön.
Aşık olmak erkeğe yakışır. Kadına asla. Kadına yakışan sadece aşktır.

Aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder, Aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle. Kadın ne ister? Ne mi ister? Hepsini ister. Ve aynı anda.

Peki erkekler ne ister? Hem sevgili karıları hem de haremleri olsun isterler. Peki neden korkarlar? Hem karısız hem de haremsiz kalmaktan korkarlar.

Kadın erkeğinin kendisine kul köle olmasını ister; olunca da ondan nefret eder. Erkek ise kadının kendisine köle olmasını istemez; olunca da onu sever.

Bir erkek kadından bıktığı için onu terk eder; Bir kadın ise erkeğinden sıkıldığı için. Arada çok önemli bir fark var. Bir erkek doyduğu için kadınından bıkar. Bir kadın ise doyamadığı için erkeğinden sıkılır.

Kadın terk edildiği ve aldatıldığı zamanlarda, bir de boşanırken hiç tereddüt etmez. Kararlı, şuurlu ve son derece akıllı biçimde bütün strateji ve nokta hücumu taktikleriyle delirir. Delilik, kadınların aklıdır.. Ve sadece bu özellikleri bile, onların erkeklerden daha üstün kabul edilmeleri için yeterli bir sebeptir.

Kadınlar, sezgileriyle her şeyi bilirler. Erkekler ise akıllarıyla hiçbir şeyi bilemezler...

Kadınlar her şeyi görürler. Göremediklerini duyarlar. Duyamadıklarını ise sezerler.

Dişilik yalnız algı kapılarını değil, bütün telepati, sezgi, altıncı his ve üçüncü göz kapılarını açan, Mescaline, Psilosibin kadar güçlü bir iksirdir.

Kadınların sezgileri o kadar olağanüstüdür ki, onları erkeklerden çok daha üstün saymamak için hiçbir neden yok.

Sezgi de neymiş mi dediniz? Aklın eli, kolu, gözü, kulağı ve burnudur. Aklın dürbünü, pusulası ve radarıdır. Şahini ve tazısıdır. Kapanı, tuzağı ve oltasıdır. Sezgi en kurnaz avcıdır. Sezgi olmasa ne bilim, ne felsefe, ne sanat olurdu.

Akıl mı? Akıl sezginin uşağıdır. O kadar.. Sezgileri yerine bilgileri ile hareket eden bilgiç kadınlar kadar itici yaratıklar düşünemem. Akıllıları ve kültürlüleri ise itici değillerdir, ama sıkıcı olurlar çoğu zaman.

Kadına en çok yarayan ne akıl, ne bilgi, ne de kültürdür. İnce ve şuh bir zekadır...
Bu Kategoride: Varsayılan
Gösterim 4119  Yorum 3  
Önceki     Ana Sayfa     Sonraki
Toplam Yorum 3

Yorumlar

  1. Avatarı yok
    Msn Up
     
    Ziyaretçi 3 Kasım 2011 01:36
  2. Avatarı yok
    Aşk, iki bireyin karşısındakine duyduğu üstün sevgi anlamında ele alırsak, bireyin karşısındaki insana yakın olma ve onu arzulama istekleriyle başlayan bir hisler bütünüdür. Biyolojik açıdan insanın soyunu devam ettirme ve üreme isteğinin bir dayatması ile karşısındaki insana karşı çekim hissetmesidir. Kimyasal olarak ise vücuttaki hormonların çalışması ile oluşan doğal bir süreçtir. Karşısındaki bireyin salgıladığı feromon adı verilen kokusuz fakat burun tarafından algılanan hormonunu kendi biyolojik isteklerine uygun, bireyi de kendine yakın, anlaşılabilir ve çekici bulan insan; melatonin, seratonin ve endorfin adı verilen nedensiz mutluluk hormonlarını salgılayarak hipotalamusu uyarır ve karşısındaki bireyi daha da arzulanır hale getirir. feromon insanda ter ve erojen bölgelerden salgılanan bir hormondur. Dolayısıyla günümüzde kullanılan parfümler(feromon bazıları hariç),insanların aşık olmasını bir nevi engelleyip sadece bir çiçeğe ya da bir yemeğe olan tutku ile harekete geçmesine yol açar. Ancak kişi söz konusu parfümü kullanan kişinin yanına gelince burundaki özel reseptörler feromonu yine de algılayabilir ve aşkın temeli atılmış olur. feromon etkisi hakkında şöyle bir deneyi aktarmakta fayda var: bilim adamları boş bir salonda 10 kadının istediği yere oturabileceğini söyler.10 kadının 8'i önceden feromon sıkılmış işaretleri koltuklara oturur. Yani aşk yönlendirilemez ve dürtü olarak gelişen bir olaydır. Daha sonraki zamanlarda âşık olan kişi, âşık olduğu bireyi feromon kokusundan tanır ve aşkta süreklilik sağlanır. Evlenmek aşkı öldürür tespiti de bu bilgilere dayandırılabilir. Önceleri sadece zaman zaman birey görüldüğünde duyulan feromon çekimi, evlenince daha sık bir arada yaşamaya bağlı olarak alışıldık hale gelir ve yavaş yavaş vücudun sıradanlaştırdığı bir kokuya dönüşür. Bireyin "biyolojik olarak" aşıklığı azalmıştır ancak kişiye hayatta önemli bir yer verilmesi ve ayrılmaz bir parça haline gelişi bu açığı kapatır. İşin ilginç yanı aşkın, psikolojik olarak ele alınmasında ortaya çıkar. Âşık olunduğunda beynin aktif halde çalışan bölümü takınçlı kompülsif bozukluk ile aynı bölümdür. Yani "deli gibi âşık olmak" deyiminde gerçeklik payı vardır. Kısacası aşk dediğimiz olgu, bilimsel olarak hormonların, dürtülerin ve hislerin ortaklaşa gerçekleştirdiği bir olaydır. Ama ne kadar araştırma yapılırsa yapılsın, aşk ruhsal olarak çözülemeyecek kadar ilginç bir kavramdır. Çünkü azımsanamayacak kadar çok kişide feromon etkisine rağmen kişileri itici ve katlanılmaz bulabilmektedir. Ancak bu da insanların düşünebilme ve seçim yapabilme yetisiyle açıklanabilir. İnsan doğanın gerektirdiğinin aksine davranabildiğini birçok kez kanıtlamıştır.
    Tabi bu benim açıkladığım, iki bireyin birbirine duyduğu aşktır. Bunun dışında dilimizde aşk,"gereğinden fazla sevmek" olarak da adlandırılır.
     
    Ziyaretçi 28 Kasım 2011 15:36
  3. cannn - avatarı
    kaptan aşkı okadar bilimsel açıkladınki aşık olasım gelmiyoo Msn Happy aşkın hesabı kitabı zamanı olmaz...
     
    cannn 6 Ağustos 2012 01:49