Arama
Günlük Kontrol Paneli
3.58 puan, 12 oy. 3.58 puan, 12 oy.

NOGAYLAR

NeutralizeR 14 Aralık 2007 17:57



NOGAY EL
Ölenıngde şöbüngde ıssı maga tuvgan el.
Oyung, kırıng, tösüngmen yürektesın tuvgan el.
Emetagan balaga barma sütten artık as?
Baska eldıng aldını tasımaga teng bolmas.

Ey tuvgan elım, tuvgan elım, nogay el.
Ey tuvgan elım, tuvgan elım, nogay el.

Saga kaygı kelgende korkup kaşsam tasaga,
Kayday betpen kararman aytaş curtum men saga?
Ne dermen dep aytarman sütün bergen anamga?
Ne dermen dep aytarman maga sengen atamga?

Tuvgan elın korlatıp, körüp yığıt onarma?
Erin senin yatalsa, ondan korluk bolarma?
Senıng uşun tuvgan el kara yavga yetermen.
Kerek yerde yarganıp yangan otka kırermen.

Nogaylar, Don ve Kuban ırmakları arasındaki alanda Kırım yöresinde ve Astrahan yöresinde varlığını sürdüren bir Türk boyudur. Bölgedeki en eski Müslüman etnik gruplardan biridir.
Bu Kategoride: Varsayılan
Gösterim 2664  Yorum 4  
Önceki     Ana Sayfa     Sonraki
Toplam Yorum 4

Yorumlar

  1. Avatarı yok
    şive farkı nedeniyle bişe anlayamıyorum yokmu bunun türkçesiMsn Happy
     
    Ziyaretçi 14 Aralık 2007 19:51
  2. Avatarı yok
    nogay sanırım arnavutça Msn Wink
     
    Ziyaretçi 14 Aralık 2007 21:11
  3. NeutralizeR - avatarı
    Nogay Türkçesi:

    Nogay Türkçesi, Kıpçak grubuna dahildir ve diğer Türk lehçeleri içinde en çok Kazak ve Karakalpak Türkçesine yakındır. Nogay Türkçesinin üç ağzı vardır. Bunlar; Ak Nogay, Kara Nogay ve Asıl Nogay ağızlarıdır. Ak Nogay ağzı, Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti sınırları içinde konuşulmaktadır. Bu ağza eskiden sadece "Nogay" denmekteydi. Kara Nogay ağzı, Dağıstan Muhtar Cumhuriyetinde konuşulmaktadır. Asıl Nogay ağzı ise Stavropol Krayımn Açikulak ve Koyasula bölümlerinde konuşulmaktadır. Nogaylar yüzyılımızın başına kadar göçebe olarak yaşamışlardır. Bu hayat tarzlarının edebiyatlarına da yansıdığı görülmektedir. Günümüzde ayrı bir yazı diline sahip olmalarına rağmen, bu yazı diliyle yazılan ve basılan eserlerin sayısı çok azdır.


    Nogay Türkleri yaşanan bütün zorluklara rağmen dillerini, dinlerini, kültürlerini, tarihlerini, gelenek ve göreneklerini yaşatmaya çalışmaktadırlar. "Nevruz"; bütün Türk dünyasında olduğu gibi Nogay Türkleri arasında da eski zamanlardan beri kutlanan önemli bir bayramdır.


    Eskiden Nogaylarda yeni yıl mart ayında baslardı. Nogaylar mart ayına "Nevruz ayı" derlerdi. "Nevruz" günümüzde de hem ilkbahar bayramı hem de yeni yılın başlangıcı olarak kutlanmaya devam edilmektedir.


    Gece ve gündüzün de eşitlendiği 21 mart gününün Nogaylarda önemi büyüktür. O gün hem yılbaşı hem de Nevruz bayramıdır. Nevruza Nogaylar "kündelim" veya "amel" derler.


    Nevruzla birlikte kışın güçlü soğuğu gitmeye ve havalar ısınmaya başlar. Yine de hayat tecrübelerine dayanarak, bu ayda havanın her an değişebileceğine inanan Nogaylar "Mart ketpey, dert ketpez" (Mart gitmeden dert gitmez) derler.

    Amelden sonra amal yok,
    Yazlık boldu senme, belki
    Amel tutup öpiripte koyar, tonarsın

    Amelden sonra çare yok
    Yaz oldu diye güvenme
    Belki, amelin esiverir, donarsın


    Martın ilk günü rüzgâr doğudan eserse o yılın zengin ve bereketli olacağına inanılır. Buna göre; "Martta baka siymesin, kuralayda kırk tamsın; kırk tanımasa, bir tamsın" (Martta kurbağa işemesin, kuralayda1 kırk damlasın, kırk damlamazsa bir damlasın) denir.

    Nogay Türklerinde yeni yılın insanlara uğur getirmesi için yapılan çeşitli âdetler vardır. Nogay Türkleri Nevruz bayramına erkenden hazırlanırlar. Atlar, koyunlar bayramdan birkaç gün önce kesilerek çevrede bulunanlara dağıtılır. Ayrıca bir parça et, Nevruz günü evleri gezen çocuklara verilmek üzere saklanır. Hanımlar evlerini temizlerler, çamaşırlar, halılar, kilimler yıkanır, bütün evin eşyaları başlan aşağı elden geçer. Eski eşyalar atılır veya yakılır. Bayram günü özellikle 12-16 yaşlarındaki çocuklar, ellerine yeşil dal parçaları alarak gruplar hâlinde köyleri gezerler. Bu dallara kardelenler yerleştirilir. Her grupta en güzel şarkı ve şiir söyleyen biri seçilir. Bir taraftan şarkı söyleyen, bir taraftan da ev ev gezmeye başlayan çocuklar; ellerindeki yeşil dalları ev sahiplerine verirler veya duvarlara iliştirirler. Uğradıkları evlerde insanların Nevruz bayramını kutlar, onlara sağlık dilerler; mahsullerinin iyi, hayvanlarının besili, sağlıklı olması için iyi dileklerde bulunurlar. Gittikleri evin sahibinin yaşına ve durumuna göre de (eğer yaşlı bir hanımsa):

    Bizim anay tura, tura
    Tilki tonu kiye tura,
    Bizge yavlık bere tura

    Bizim anne kalka kalka,
    Tilki elbisesini giymekte,
    Bize mendil vermekte.


    gibi sözler söyleyerek, mendil vb. hediyeler isterler. Genç bir geline söylenen şarkı da şu şekilde olur:

    Ay Aybiyke, turıp bak
    Ak sandıkka kolın kak
    Azan, Navruz küni mübarek
    Ay, Aybiyke, eşik aş,
    Ay, Navruzga şaşuv şaş,
    Yavlık bersen yıltırat,
    Aksa bersen saltırat,
    Azan, Navruz küni, mübarek

    Ay, Aybiyke, kalkıp bak,
    Ak sandığa elini vur,
    Ezan vakti, mübarek Nevruz günü,
    Ay, Aybiyke, kapıyı aç,
    Ay, Nevruza ekin saç,
    Mendil verirsen parlat,
    Para verirsen yerleştir,
    Ezan vakti, mübarek Nevruz günü.


    Şarkılar sadece kadınlara yöneltilerek söylenir. Ev sahipleri gençlere şarkıları için; genç kızların elleriyle işlediği mendiller, keseler, sigaralık, para, yüzük, yumurta, kuru et, ekmek vb. verirler. Daha sonra verilen hediyeler eşit olarak bölüşülür, köyün kenarında kurulan bayram yerinde oyunlar oynanır, şarkılar, şiirler söylenir, danslar edilir.
     
    NeutralizeR 15 Aralık 2007 04:53
  4. Avatarı yok
    Amelden sonra çare yok
    Yaz oldu diye güvenme
    Belki, amelin esiverir, donarsın


    Ben bırazda kürtçeye benzettim açıkcası emeğine sağlıkMsn Happy
     
    Ziyaretçi 23 Şubat 2013 17:15