Bu mektupları masal sanıyorsan aldanıyorsun. Kalemi aleve batırıyorum, gönlümün alevine. Ve sen yanardağ ile oynayan bir çılgınsın. Kırık bir sazda senfoni çalmak! Sevilen ses sazların en güzelidir. Ben herhangi bir insan değilim. Istırapla sonsuzluğa varmış ve susuzluktan dudakları çatlamış bir garip yolcu.
Binbir gece, on binbir gece… sana her gün yeni bir şarkı besteleyebilirim. Kaf Dağı’nın ardındaki bahçelerden hiçbir faninin koklamadığı çiçekleri, hiçbir elin uzanmadığı meyveleri getirebilirim. . . .
hayal kırıklıklarımız...
Duyguxx 11 Eylül 2014 09:43
“Hayal kırıklığı insanı öldürmüyor! Yalnızca, yaşama azmimiz bir parça eksiliyor; başka bir şey olmuyor… Bir defa daha ayağa kalkana kadar, eskisi gibi gülmeye başlayana kadar, günlük işlerin hengâmesine tekrar dönene kadar, bir vakit bocalıyoruz. Sonra yara izi gibi bir şey kalıyor… Zamanla kabuk bağlıyor. Elin hep oraya gidiyor; kaşıyorsun… İnsanın, diliyle eksik dişini yoklamasına benziyor. Sonra kaşımamayı, yoklamamayı öğreniyorsun. Hepsi yalan tabii… İnanma! Ben daha çok gencim.” . . .
ilk sevdigim...
kanatsı melek 9 Eylül 2014 14:12
İlk bakıştı gözlerine vuruldugum
İlk çocuk gibi sevinişlerim
İlk dünyaların benim oldugu
İlk bir bütünü yaşadıgım
İlk kalbimin kilidini açışım
İlk dünyayı karşıma alışım
İlk sende kayboluşum
İlk inandıgım
İlk güvendigim
İlk umuda yelkenler açışım
İlk bedenlerde köreldigim
İlk nefesimin kesilişi
İlk uykularımı bölüşüm ... İlk kalbimi verişim ...
SENDİN DÜNYALARI FEDA EDİŞİM
SENDİN İÇİMİ PARÇALAYAN . . .
İlk çocuk gibi sevinişlerim
İlk dünyaların benim oldugu
İlk bir bütünü yaşadıgım
İlk kalbimin kilidini açışım
İlk dünyayı karşıma alışım
İlk sende kayboluşum
İlk inandıgım
İlk güvendigim
İlk umuda yelkenler açışım
İlk bedenlerde köreldigim
İlk nefesimin kesilişi
İlk uykularımı bölüşüm ... İlk kalbimi verişim ...
SENDİN DÜNYALARI FEDA EDİŞİM
SENDİN İÇİMİ PARÇALAYAN . . .
KÜÇÜK PRENS...
Duyguxx 8 Eylül 2014 16:53
Büyükler sayılara bayılırlar. Mesela onlara, yeni edindiğiniz bir arkadaşınızdan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasıl, hangi oyunları sever, kelebekleri sever mi sormazlar bile.
Kaç yaşında, kaç kardeşi var, kaç kilo, babası kaç para kazanıyor diye sorarlar. Sanırsınız ki, bu sorularla onu tanıyabilecekler.
Deseniz ki: ''Kırmızı kiremitli, çok güzel bir ev gördüm. Pencerelerinde saksılar, çatısında kumrular vardı.''
Bir türlü . . .
Kaç yaşında, kaç kardeşi var, kaç kilo, babası kaç para kazanıyor diye sorarlar. Sanırsınız ki, bu sorularla onu tanıyabilecekler.
Deseniz ki: ''Kırmızı kiremitli, çok güzel bir ev gördüm. Pencerelerinde saksılar, çatısında kumrular vardı.''
Bir türlü . . .



