Hz. Mevlânâ bir gün eve gelir, oğlunu üzgün görür. Sebebini sorar.
Oğlu: "Hiç…" der.
Hz. Mevlânâ dışarı çıkar.
Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır üstüne giyer. Ellerini havaya doğru açıp ulamaya başlar.
Oğlu babasının bu haline bakıp güler.
... Hz. Mevlânâ:
"Evladım, gördün mü?" der.
"Dünya dertleri de işte böyledir. Kurt, aslında korkutucu bir hayvandır. Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın . . .
hürriyet
adsız 23 Mayıs 2012 00:51
En ziyade muhtaç olduğum ve hayatımda en esaslı düstur olan, hürriyetimdir.Asılsız evham yüzünden emsalsiz bir tarzda hürriyetimin kayıtlar ve istibdatlar altına alınması, beni hayattan cidden usandırıyor.Değil hapis ve zindanı, belki kabri bu hale tercih ederim. Fakat, hizmeti imaniyede ziyade meşakkat ise ziyade sevaba sebep olması bana sabır ve tahammül verir.Madem bu insaniyetli zatlar benim hakkımda zulmü istemiyorlar, en evvel benim meşru dairedeki hürriyetime dokundurmasınlar. Ben ekmeksiz . . .
Acıyla Akran
adsız 22 Mayıs 2012 00:18
Burada mayalanan aşkın yedeğinde
Gün vurdu mu yüzünü sulara
Bir haber beklerim sevinçli
Ulaşan mermere, taşa, içerdeki dosta
Usulcacık bir türküye girer gibi
Bir haber; kuşların kanadında
Burada taşrada bir esimlik rüzgar
Üşüttü mü gül yaprağını gizlice
Duyarım yüreğimde sessizce
Geri gelmeyecek örselenmiş gençliğimi
Bir haber dönrürebilir beni
Buğulu mavi bozkır günlerime
Sarınıp yıldızlı gecelere, öyle ki
Çekip . . .
Gün vurdu mu yüzünü sulara
Bir haber beklerim sevinçli
Ulaşan mermere, taşa, içerdeki dosta
Usulcacık bir türküye girer gibi
Bir haber; kuşların kanadında
Burada taşrada bir esimlik rüzgar
Üşüttü mü gül yaprağını gizlice
Duyarım yüreğimde sessizce
Geri gelmeyecek örselenmiş gençliğimi
Bir haber dönrürebilir beni
Buğulu mavi bozkır günlerime
Sarınıp yıldızlı gecelere, öyle ki
Çekip . . .
Bak DOSTUM!!!
adsız 19 Mayıs 2012 20:15
Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.
Saygısızla dost olma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.
...
Aç gözlü ile dost olma: İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün,
Görgüsüzle dost olma: Yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez; üzülürsün.
Kibirliyle dost olma: Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.
Ukalayla dost olma: Çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün. . . .
Saygısızla dost olma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.
...
Aç gözlü ile dost olma: İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün,
Görgüsüzle dost olma: Yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez; üzülürsün.
Kibirliyle dost olma: Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.
Ukalayla dost olma: Çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün. . . .
korku
adsız 18 Mayıs 2012 01:33
İçten bir kucaklamaya, candan bir tebessüme, sahiplenilmiş bir sevgiye olan açlığımla, sokaklar boyu yürüyerek, kalabalığın arasında kayboluyorum. Fark etmesinler istiyorum. Birisi, sadece bir kişi bile gözlerime bakar da anlarsa içimdeki aciz yanı, daha çok yıkılırım gibi geliyor. Güçlü duruşumun, dilimdeki küfürlerin, belki heybetli ve asla kadının zarafetine yakışmayan kaba yürüyüşümün ardında gizlediğim halim, kırılganlığımı korumaktan başka bir şey olamaz.
Zaman zaman boş vermek geliyor . . .
Zaman zaman boş vermek geliyor . . .