- “Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her
Başkomutan Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün emridir:
Baragyal 8 Ocak 2012 17:23
fıkra işte:)
Baragyal 13 Ekim 2011 23:40
Efendim, minik bir köyde, evde kalmis bir kız yasarmis.
Cok yasliymis..
Ve de hala bakire kalmakla fena halde ovünürmuş..
Olümün yaklastigini hissedince, muhtara para birakmis..
"Bu para ile bana mezar yaptir.
Mezar tasima da
"Bakire dogdu, bakire yasadi, bakire öldü" diye yazdir" demis.
Bir sure sonra da ölmüs..
Muhtar para ile cenazeyi kaldirtmis.
Mezar tasini da, mermerci Temel"e ismarlamis.. . . .
Cok yasliymis..
Ve de hala bakire kalmakla fena halde ovünürmuş..
Olümün yaklastigini hissedince, muhtara para birakmis..
"Bu para ile bana mezar yaptir.
Mezar tasima da
"Bakire dogdu, bakire yasadi, bakire öldü" diye yazdir" demis.
Bir sure sonra da ölmüs..
Muhtar para ile cenazeyi kaldirtmis.
Mezar tasini da, mermerci Temel"e ismarlamis.. . . .
YAŞ OTUZBEŞ
Baragyal 28 Eylül 2011 23:11
: Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. . . .
gülelim,eğlenelim
Baragyal 28 Eylül 2011 23:07
Nasrettin Hoca pazarda zeytin satıyormuş...
İki üç sokak ileride oturan yarıbuçuk tanıdığı bir kadın gelmiş.
Kadın: - Zeytinin iyi mi?
Hoca: - Tadına bak.
Kadın: - Ben orucum.
... Hoca: - Madem oruçlusun zeytini al git parasını sonra ver.
Hocanın birdenbire aklına düşmüş; Ramazanlık değilmiş çünkü...
Hoca: - Tuttuğun oruç ne orucu ki?
Kadın: - Üç sene önceden borcum vardı da onları tutuyorum.
Hoca tam zeytinleri veriyormuş vazgeçmiş... . . .
İki üç sokak ileride oturan yarıbuçuk tanıdığı bir kadın gelmiş.
Kadın: - Zeytinin iyi mi?
Hoca: - Tadına bak.
Kadın: - Ben orucum.
... Hoca: - Madem oruçlusun zeytini al git parasını sonra ver.
Hocanın birdenbire aklına düşmüş; Ramazanlık değilmiş çünkü...
Hoca: - Tuttuğun oruç ne orucu ki?
Kadın: - Üç sene önceden borcum vardı da onları tutuyorum.
Hoca tam zeytinleri veriyormuş vazgeçmiş... . . .
Cevabı bilen buyursun?
Baragyal 19 Eylül 2011 22:01
Adamın biri yurtdışından döndüğünde İstanbul’a bir cami, bir de kilise yaptırmış.Bu adam müslüman mıdır? yoksa hristiyan mı? Bu adamın dini nedir? Açıklayınız. . . .




