öylesine sevdim seni, öylesin ya hani
her cümlemden sonra öyle dersin ya hani hep
işte öyle demeni, öylesine sevdim ki sorma
öyleseyse öyle dedim, öyle de ...dedin ya hani
sen öyle de' ni hiç söylemesen de
ben öyle de'ni de öyle diye sevdim
öyle işte idi her sorum tek cevabı
öyle iştenide sevdim, cevapsız kalmadığın için . . .

Gelmiyor ki tek bir güzel kelam eşsizliğin de lal olmuş diller
Bakışları; bakışlarında, kaybolmuş çıkmaz labirentte gibiler
Yürümek mi imkansız olmuş çaresiz kalmış titremekten sevdalı dizler
Bir uzansaydı ellerim bir kez dahi olsun saçlarına dokunsaydılar ..
Çözülürdü lal olan diller
Bulunurdu kaybolan bakışlar
Koşardı az önce titreyen sevdalı dizler...
Seninle iken geçen o eşsiz uzun ama bir an gibi gelen günler
Geçer miydi? Sensiz bir . . .

nesin ki sen 
uzaklaştıkça  parlıyan bir yıldız ve yaklaştıkça büyüyen içime sığmayan titrek bir yürek mi 
nesin sen 
tebessümünde kaybolduğum aklımın almadığı fikrimin yetmediği 
nesin sen 
uzun bir yolculuk derin bir ruya kocaman bir hayal mi
nesin sen 
yitiremediğim bitiremediğim harcayamadığım atamadığım yakamadığım vazgeçemediğim nesin sen ? . . .

. . .

. . .