Tütün
, patlıcangiller (Solanaceae) familyasının Nicotiana cinsinden çeşitli bitkilere, özellikle de Nicotiana tabacum'a ve bu bitkilerin keyif verici olarak kullanılan yapraklanna verilen ad.
Nikotin adında bir alkaloit içeren bu yapraklar işlendikten sonra yakılıp dumanı içe çekilerek, çiğnenerek ya da toz edilip burna çekilerek kullanılır. Bugün en çok üretilen tütün türü olan N. tabacum'un anayurdu Güney Amerika, Meksika ve Batı Hint Adalarıdır. Türkiye’ de Hasankeyf tütünü ya da deli tütün denen N. rustica ise ilk kez Kuzey Amerika Yerlilerince tarıma alınmış olup günümüzde başlıca Türkiye, Hindistan ve bazı Avrupa ülkelerinde yetiştirilmektedir.
Sınırlı bir kullanım alanına sahip olan deli tütün genellikle pipo, çiğneme ve enfiye tütünü olarak kullanılır. Bu her iki tür de ilk kez 1753’te Linnaeus tarafından tanımlanmıştır. Bu iki ana tür dışında N. attenuata, N. trigonophylla ve N. quadrivalvis gibi bazı tütün türleri de eskiden Kuzey Amerika Yerlilerince yakılarak içilirdi. N. sylvestris ve N. alata grandiflora gibi bazı türler ise alımlı çiçeklerinden ötürü süs bitkisi olarak yetiştirilir. Avustralya kökenli birkaç tür dışında Nicotiana türlerinin çoğunun Batı Yanküre’ye özgü olduğu sanılmaktadır.
Kristof Kolomb Amerika’yı keşfettiğinde yerli halk tütün yetiştiriyor ve kullanıyordu. Günlük yaşamlarında çok önemli bir yer tutan, hatta bazı özel törenlerin simgesi olan bu ürün için çeşitli tarım yöntemleri geliştirmişlerdi. Amerika’ya yapılan seferler sonucu tütün ilk kez 16. yüzyıl ortalarında Avrupa’ya getirilerek Fransa’da, Portekiz’ de, İspanya’da ve İngiltere’de yetiştirilmeye başlamış, oradan da tüm dünyaya yayılmıştır. Bu bitkilerin bilimsel cins adı, hasta olan Fransız kral naibesi Catherine de Medicis’ye ilaç olarak tütün tozu gönderen Fransa’nın Lizbon büyükelçisi Jean Nicot onuruna verilmiştir.
Tütün (N. tabacum) ortalama 1-2 m’ye kadar boylanabilen otsu bir bitkidir. Dalların ucunda bileşik salkımlar oluşturan çiçeklerinin huni biçiminde açık pembe, kırmızı ya da beyaz renkli taçyaprakları vardır. Kendi kendine döllenen bu çiçeklerde bazen ender olarak çapraz döllenmeye de rastlanır. Bazı iri çeşitlerde yaprakların boyu 60-90 cm’ye, eni ise boyunun yarısına ulaşırsa da Türk tütünü ya da Şark tütünü denen çeşitlerde 7-8 cm’yi aşmaz.
Yaklaşık 50-120 cm arasında boy atabilen deli tütün (N. rustica) öbürünün tersine gövdenin üst değil alt bölümünden dallanır. Yaprakları oval biçimli, kaim ve enli, çiçekleri açık sarı ya da yeşilimsidir. Her ikisi de yapışkan tüylerle kaplı olan bu türlerin alkaloit içeriği N. rustica'da öbürüne göre çok daha yüksektir.
Tütün tohumdan çoğaltılan bir bitkidir. Tohumlar önce özel yastıklara ekilerek fide elde edilir, daha sonra fideler tarlaya aktarılır. En iyi gelişmeyi 25°C-30°C’lik sıcaklıklarda gösteren bu bitkiler genellikle akaçlaması ve havalanması iyi, gevşek, organik maddesi fazla olmayan, orta ağırlıktaki toprakları sever. Bitkinin yetişme sürecinde yapılan çeşitli bakım işlemleri arasında tepe kırma işlemi de yer alır. Yaprakların büyüyüp gelişmesini ve kalitesinin yükselmesini sağlayan bu işlem tepe tomurcuğunun çiçeklerle birlikte kesilmesine dayanır. Tütün tarlaya dikildikten 2-3 ay sonra hasada hazır hale gelir. Bitki olgunlaşmaya aşağıdan başladığı için yapraklar aşağıdan yukarıya doğru ve elle kırılarak hasat edilir. Toplanan yapraklar yörenin iklim koşullarına bağlı olarak değişik yöntemlerle kurutulur.
Tütün, başlıca bileşiği olan yanı sıra benzer yapıda bazı alkaloitlerle malik asit ve sitrik asit gibi organik asitleri de içerir. Ortalama olarak havada ya da ateşte kurutulmuş kara tütünlerde yüzde 4-4,5, puro tütünlerinde yüzde 3,5-4, Maryland tütününde yüzde 2, Türk tütününde ise yüzde 2’den az nikotin bulunur. N. rustica’ da ise nikotin oranının yüzde 10’a, hatta yüzde 16’ya kadar çıktığı bilinir.

Dünyanın en başta gelen tütün üreticileri arasında Çin, ABD, Brezilya, Hindistan, Türkiye ve Kanada sayılabilir. İlk kez nerede ve hangi tarihte yetiştirilmeye başladığı kesin olarak saptanamamakla birlikte Türkiye’de 17. yüzyılın başlarından beri tütün üretildiği bilinmektedir. Osmanlı döneminde üretimi genellikle Türkler,ticareti de yabancılar tarafından yapılan tütünün ekimi ile satışının denetimi ve işlenmesi hakkı 1884’te kurulan Reji verilmiş, Cumhuriyet’ten sonra da devlet tekeli altına alınmıştır (1932). Günümüzde tütün ve sigara üretimi ile ticareti önemli ölçüde Tekel'in denetim ve gözetimi altında yapılır.
Dünyada Şark tütünü adıyla tanınan tütünlerin başlıca üreticilerinden biri Türkiye’dir. l. ve II. Dünya Savaşı yıllarında bunalımdan olumsuz biçimde etkilenen Türk tütüncülüğü, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD kaynaklı Virginia tütününün hızla yaygınlaşması üzerine Şark tütünlerine talep azalınca daha da geriledi. 1960’larda yaygınlaşan mavi küf hastalığından da büyük zararlar gördü. Tüm bunlara karşın gene de genişleyen tütün ekim alanları 1950’de 125 bin hektarken 1974’te 376 bin hektara ulaştı. Tekel’in alımlanyla desteklenen üreticilerin tütün ekimini öteki bitkisel ürünlerin yetiştirildiği alanlara da kaydırması sonucunda tütün üretimi 1976’da 324 bin tona çıktı. Ancak 24 Ocak 1980’de Türkiye çapında alman ekonomik önlemler doğrultusunda destekleme alımları kısıtlanınca tütün alanları daralmaya, tütün üretimi de azalmaya başladı; 1981’de 177 bin hektara ve 168 bin tona, 1986’da da 170 bin hektara ve 158 bin tona kadar düştü. Bölgesel tütün çeşitlerinin durumunu dikkate alan Tekel, 1985’te Türk Tütünlerinin Kalitesini Geliştirme Projesi’ ni yürürlüğe koydu ve Amerikan grad sistemine göre alım yapmaya başladı.
Buna göre Ege Bölgesi’nde A grad, Karadeniz Bölgesi’nde B grad, Marmara Bölgesi’nde kapa, Doğu Anadolu Bölgesi’nde kapa kapa, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de kırık tütün alımları yapılmaktadır. Yaklaşık 500 bin ailenin tütün üretimiyle geçindiği Türkiye’de Tekel’e bağlı Yaprak Tütün İşletmeleri ve Ticareti Müessesesi tarafından kurulmuş olan 43 kadar tütün bakım işletmesi vardır. Tütün ticareti serbest olan ve önemli bir tütün ihracatçısı olan Türkiye’ de Tekel’den başka tüccarlar tarafından da tütün alımı yapılmaktadır.
Genellikle Ege Bölgesi’nde üretilen tütünler yurtdışına ihraç edilir; öteki bölgelerde elde edilen ürün ise yurtiçinde değerlendirilir. Tütün üretimi, pazarlanması, bakımı, işlenmesi, mayalandırılması, fabrikasyonu ve ihracatı konularında eğitim veren Ege Üniversitesi’nin Ziraat Fakültesi’ne bağlı Akhisar Tütün Eksperleri Yüksekokulu açılmıştır.
Türkiye’de Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre, 1992’de 327 bin hektarlık tütün alanından yaklaşık 322 bin ton ürün elde edilmiştir. Başhca tütün ekim alanları Ege, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu ve Marmara bölgelerindedir. 1989’da en çok tütün üretimi yapılan iller ve ürün miktarları şöyledir: Manisa’da 70.810 ton, İzmir’de 30.144 ton, Samsun’da 22.625 ton, Denizli’de 21.231 ton, Muğla’da 14.204 ton, Adıyaman’da 17.266 ton, Balıkesir’de 14.298 ton, Siirt’te 13.226 ton, Hatay’da 10.761 ton ve Aydın’da 7.592 ton.
Kaynak: Ana Britannica