Arama

Nefse hakim olmanın yolları nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 22 Ekim 2013 Gösterim: 7.613 Cevap: 1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
4 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Nefse hakim olmanın yolları nedir?

Sayın kurum gecmısde cok gunah larımız oldu tovbe ettik ama bazı yerde neefsimize hakım olamıyoruz ama ALLAH A DUA EDIORUZ napmam gerek?
EN İYİ CEVABI AriThmetiCs verdi
Nefsini terbiye eden ona hakim olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnanıp nefsini ıslah edene korku ve üzüntü yoktur.) [Enam 48]
Sponsorlu Bağlantılar

(Nefsini temizleyen kurtuluşa ermiş, kötülükte bırakan, zarar etmiştir.)
[Şems 8,9]

(Sana gelen iyilik Allah'tan, her kötülük ise nefsindendir.)
[Nisa 79]

(
Hazret-i Yusuf dedi ki: Ben nefsimi temize çıkarmam, benim nefsim kötü şeyler istemez demiyorum, çünkü nefs, Rabbim acıyıp korumadıkça, hep kötülüğü emreder.) [Yusuf 53]

Allahü teâlâ her şeyden önce aklı yaratmış, ona ilim, zeka, hulus, doğruluk, cömertlik, tevekkül, korku, ümit gibi hasletler vermiştir. İşte, bu akılla müşerref olan kimse, cenab-ı Hakkın varlığını ve birliğini tasdik ederek, Onun rızasına kavuşur.

Günahlar nefse tatlı gelir. İbadetler ise nefse zor gelir. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Cehennem nefse hoş gelen, Cennet ise nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle kuşatılmıştır.) [Buhari]Mümin, nefsine aldanarak günah işleyebilir. Fakat, günah işlerken, aklı ve imanı onu üzer. İnsan, aklı ile iman eder. Nefse tatlı geldiği için de, günaha sürüklenir. Bundan dolayı, iman ile isyanın [günah işlemenin] aynı olmadığı, ayrı olduğu anlaşılır. Yani günah işleyene, ibadet etmeyene kâfir denmez. Bid'at fırkalarından bazıları, namaz kılmayana veya başka günah işleyene kâfir diyorlar.

Bazı kimseler, hiç ibadet yapmaz, haramlardan sakınmaz, yani İslamiyet'e uymaz. (Allah kerimdir, beni de affeder) der. Burada nefs ve şeytan kendilerini aldatmakta, isyana sürüklemektedir. Aklı olan kimse, bunlara aldanmaz. Allahü teâlâ, kerim olduğu gibi, azabı da şiddetlidir. Bu dünyada, çoklarını fakirlik ve sıkıntılar içinde yaşattığını görüyoruz. Nice kullarını, hiç çekinmeden azaplar içinde yaşatıyor. Herkesi yaşatan O olduğu halde, yiyip içmeyen insanı yaşatmıyor. İlaç kullanmayan hastaya şifa vermiyor. Yaşamak, hasta olmamak ve mal sahibi olabilmek gibi, dünya nimetlerinin hepsi için sebepler yaratmış, sebebine yapışmayanlara hiç acımayıp, dünya nimetlerinden mahrum bırakmıştır. Ahiret nimetlerine kavuşmak da böyledir. Küfür, kalbi ve ruhu öldüren bir zehirdir. Tembellik de, ruhu hasta yapar. Bunlara ilaç yapılmazsa, ruh hastalanır, ölür. Küfrün ve cahilliğin biricik ilacı, ilimdir. Tembelliğin ilacı da, namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmaktır.

Bir kimse, (Allah kerimdir bana zehir tesir etmez) diyerek zehir yiyip içse, hastalanır, ölür. İnsanların bedenleri nazik olduğu için, yiyip içmek, giyinmek ve barınmak gibi şeylere ihtiyaç duyar. Bunları bulmak ve İslamiyet'e uygun olarak kullanabilmek için, hazırlamak çok güçtür. Bu işlerin kolay ve rahat yapılması için, insanlarda Nefs denilen bir kuvvet yaratılmıştır. Nefs, bedene lazım olan şeylerin yapılmasını ister. Bu şeyleri fazlası ile yapmak ona tatlı gelir. Nefsin isteklerine Şehvet denir. Şehveti, akla danışmadan, ihtiyaçtan fazla yapması, kalbe ve bedene zarar verir, günah olur.

İnsan, nefsini ne kadar aşağılarsa, Allahü teâlâ indinde kıymeti o kadar yükselir, kendine kıymet verenin, Allah katında kıymeti olmaz. O halde nefsimizi kibirlenmekten korumalıyız. İlmi olduğu halde, kibrin zararını bilmeyene âlim denmez. İnsanın ilmi arttıkça, Allah'tan korkması da artar, günah işlemeye cesaret edemez.
Son düzenleyen Efulim; 22 Ekim 2013 19:36
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
5 Aralık 2008       Mesaj #2
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Nefsini terbiye eden ona hakim olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnanıp nefsini ıslah edene korku ve üzüntü yoktur.) [Enam 48]
Sponsorlu Bağlantılar

(Nefsini temizleyen kurtuluşa ermiş, kötülükte bırakan, zarar etmiştir.)
[Şems 8,9]

(Sana gelen iyilik Allah'tan, her kötülük ise nefsindendir.)
[Nisa 79]

(
Hazret-i Yusuf dedi ki: Ben nefsimi temize çıkarmam, benim nefsim kötü şeyler istemez demiyorum, çünkü nefs, Rabbim acıyıp korumadıkça, hep kötülüğü emreder.) [Yusuf 53]

Allahü teâlâ her şeyden önce aklı yaratmış, ona ilim, zeka, hulus, doğruluk, cömertlik, tevekkül, korku, ümit gibi hasletler vermiştir. İşte, bu akılla müşerref olan kimse, cenab-ı Hakkın varlığını ve birliğini tasdik ederek, Onun rızasına kavuşur.

Günahlar nefse tatlı gelir. İbadetler ise nefse zor gelir. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Cehennem nefse hoş gelen, Cennet ise nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle kuşatılmıştır.) [Buhari]Mümin, nefsine aldanarak günah işleyebilir. Fakat, günah işlerken, aklı ve imanı onu üzer. İnsan, aklı ile iman eder. Nefse tatlı geldiği için de, günaha sürüklenir. Bundan dolayı, iman ile isyanın [günah işlemenin] aynı olmadığı, ayrı olduğu anlaşılır. Yani günah işleyene, ibadet etmeyene kâfir denmez. Bid'at fırkalarından bazıları, namaz kılmayana veya başka günah işleyene kâfir diyorlar.

Bazı kimseler, hiç ibadet yapmaz, haramlardan sakınmaz, yani İslamiyet'e uymaz. (Allah kerimdir, beni de affeder) der. Burada nefs ve şeytan kendilerini aldatmakta, isyana sürüklemektedir. Aklı olan kimse, bunlara aldanmaz. Allahü teâlâ, kerim olduğu gibi, azabı da şiddetlidir. Bu dünyada, çoklarını fakirlik ve sıkıntılar içinde yaşattığını görüyoruz. Nice kullarını, hiç çekinmeden azaplar içinde yaşatıyor. Herkesi yaşatan O olduğu halde, yiyip içmeyen insanı yaşatmıyor. İlaç kullanmayan hastaya şifa vermiyor. Yaşamak, hasta olmamak ve mal sahibi olabilmek gibi, dünya nimetlerinin hepsi için sebepler yaratmış, sebebine yapışmayanlara hiç acımayıp, dünya nimetlerinden mahrum bırakmıştır. Ahiret nimetlerine kavuşmak da böyledir. Küfür, kalbi ve ruhu öldüren bir zehirdir. Tembellik de, ruhu hasta yapar. Bunlara ilaç yapılmazsa, ruh hastalanır, ölür. Küfrün ve cahilliğin biricik ilacı, ilimdir. Tembelliğin ilacı da, namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmaktır.

Bir kimse, (Allah kerimdir bana zehir tesir etmez) diyerek zehir yiyip içse, hastalanır, ölür. İnsanların bedenleri nazik olduğu için, yiyip içmek, giyinmek ve barınmak gibi şeylere ihtiyaç duyar. Bunları bulmak ve İslamiyet'e uygun olarak kullanabilmek için, hazırlamak çok güçtür. Bu işlerin kolay ve rahat yapılması için, insanlarda Nefs denilen bir kuvvet yaratılmıştır. Nefs, bedene lazım olan şeylerin yapılmasını ister. Bu şeyleri fazlası ile yapmak ona tatlı gelir. Nefsin isteklerine Şehvet denir. Şehveti, akla danışmadan, ihtiyaçtan fazla yapması, kalbe ve bedene zarar verir, günah olur.

İnsan, nefsini ne kadar aşağılarsa, Allahü teâlâ indinde kıymeti o kadar yükselir, kendine kıymet verenin, Allah katında kıymeti olmaz. O halde nefsimizi kibirlenmekten korumalıyız. İlmi olduğu halde, kibrin zararını bilmeyene âlim denmez. İnsanın ilmi arttıkça, Allah'tan korkması da artar, günah işlemeye cesaret edemez.

Benzer Konular

11 Ekim 2014 / $$$ Yardım $$$ Soru-Cevap
31 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL X-Sözlük
13 Ocak 2012 / buz perisi Genel Mesajlar