
Ziyaretçi
Eskiden evren hakkındaki bilgilere nasıl ulaşılıyordu? Günümüzde nasıl ulaşılıyor?
Sponsorlu Baglantilar
- Astronomi önceleri yalnızca, çıplak gözle görülen gök cisimlerinin gözlemi ve hareketleri hakkındaki öngörülerden oluşuyordu. Eski zamanlarda gözlemler çıplak gözle yapılıyorsa da o zamanlar günümüzdeki gibi sanayi ve ışık kirliğinin bulunmayışı insanlara büyük bir avantaj sağlıyordu. Bu yüzden antik çağda yapılan gözlemlerin günümüzde yapılması neredeyse olanaksız derecesinde zordur.
- Eski insanların dairesel tarzda dikmiş oldukları 6.500 yıllık megalitlerin (Nabta Playa, Stonehenge) astronomik gözlem amacıyla kullanıldıkları sanılmaktadır.
- Eski çağlarda astronomide ilerlemiş uygarlıklardan bazıları, Çin, Hint, Sümer, Kalde, Mısır, Toltek, Zapotek ve Maya uygarlıklarıdır.
- Mayalar teleskopları olmadıkları halde Venüs’ün evrelerini ve tutulmalarını tam olarak saptayabilmişlerdi.
- Antik Yunanlar'ın gök bilimine yaptıkları en önemli katkı, yıldızları kadir derecelerine göre sınıflandırmaya çalışmış olmalarıdır.
Daha sonra 17. yüzyılda (1608 yılında) Hans Lippershey (Hollandalı gözlük üreticisi) tarafından teleskop icat edilmiş, 1609 yılında Galileo Galilei tarafından ilk defa, gökyüzü gözlemleri yapmakta kullanılmıştır.
Astronomi 19. ve özellikle 20. yüzyılda baş döndürücü bir hızla ilerlemiştir.
Günümüzde Yapılan Gözlemler
Günümüzde NASA ve ESA gibi kuruluşların yanı sıra Rusya, Japonya, Kanada, Çin gibi ülkeler de uzay araştırmalarında öncülük yapmaktadır.
Bugün uzay sürekli gözlenmekte; uzaya gönderilen uydular ve atmosfer dışına yerleştirilen gözlem araçları aracılığı ile fotoğraflar çekilerek, haritalar çıkarılarak Evren'deki hareketlilik izlenmektedir. Bu çalışmaların çoğunluğu yer istasyonları aracılığıyla yürütülmektedir. Örneğin; teleskoplarla uzayı gözlemenin yanı sıra radyo dalgaları kullanılarak da uzayı "dinleme" çalışmaları yapılmaktadır. Ancak evren ile ilgili çalışmalar çoğu zaman, ölçümleri de içeren gözlemlerden ve kuramsal araştırmalardan oluşur.
Yakın zamanlardaki keşif ve gelişmelerle ilgili olarak şunlar söylenebilir:
- Teleskopların geliştirilmiş olmasının yanı sıra, diğer bilim dallarındaki ilerlemelerin de gök bilimine yardımcı olmaları sayesinde, evrenin gizleri bir bir açığa çıkmaktadır.
- Astronomideki en önemli gelişmelerden biri, tayf ölçümü de denilen spektroskopinin (maddelerin ışıkla olan etkileşimlerini anlamaya çalışma, maddelerin soğurduğu ve yaydığı ışığı, yani elektromanyetik dalgaları saptayarak maddenin yapısı hakkında sonuçlara varma tekniği) yani yıldız ışığının elektromanyetik spektral analizine başlanmış olmasıdır.
- Diğer yıldızların ışıklarının analizi, bu yıldızların ışığının temelde Güneş’in ışığından farksız olduğunu, fakat yıldızlar arasında sıcaklık, kütle ve boyut bakımından son derece büyük farklılıklar bulunduğunu göstermiştir.
- 20. yüzyılın başında diğer galaksilerden ayrı bir birim olarak galaksimizin varlığı kanıtlanabilmiştir.
- Ardından Hubble yasası ile evrenin bir genişleme içinde olduğu saptanmıştır; galaksiler giderek birbirinden uzaklaşmaktadır.
- Kozmolojik termik ışıma (fosil ışıması) ve kimyasal elementler ve izotoplarının maddeden ayrılmasını açıklayan farklı nükleosentez teorileriyle büyük ölçüde astronomi ve fiziğe dayalı olan Büyük Patlama kuramı yoluyla kozmoloji özellikle 20. yüzyılda büyük gelişmeler göstermiştir.
- 20. yüzyılın bu alandaki son gelişmeleri olarak, radyoteleskopların, radyoastronominin, modern bildirişim araçlarının ortaya çıkması sayılabilir. Bunlar sayesinde, elektromanyetik dalgalarla uzayı aşan parçacıkların spektroskopik analizi yapılabilmiş ve böylece uzak gök cisimleri üzerinde yeni deney türleri olanaklı hale gelmiştir.