Ziyaretçi
DNA ne işe yarar?
Nükleik asit (DNA)
Sponsorlu Bağlantılar
Kimyasal olarak DNA, nükleotit olarak adlandırılan basit birimlerden oluşan iki uzun polimerden oluşur. Bu polimerlerin omurgaları, ester bağları ile birbirine bağlanmış şeker ve fosfat gruplarından oluşur. Bu iki iplik birbirlerine ters yönde giderler. Her bir şeker grubuna baz olarak adlandırılan dört tip molekülden biri bağlıdır. DNA'nın omurgası boyunca bu bazların oluşturduğu dizi, genetik bilgiyi kodlar. Protein sentezi sırasında bu bilgi, genetik kod aracılığıyla okununca proteinlerin amino asit dizisini belirler. Bu süreç sırasında DNA'daki bilgi, DNA'ya benzer yapıya sahip başka bir nükleik asit olan RNA'ya kopyalanır, bu işleme transkripsiyon denir.
DNA, hücrenin ortasındaki, kromozom adı verilen 46 tane çok uzun ve çok ince iplikçiğin içinde. Bu iplikçiler o kadar incedir ki onları elektron mikroskobunun yardımı ile bile göremezsiniz. Ama bu tek hücrenin içindeki bütün DNA'yı söküp alabilseydiniz elde edeceğiniz DNA,bir buçuk metre uzunluğunda olurdu! DNA iplikçilerinin kalınlıklarını gözünüzde canlandırabilmemiz de aynı ölçüde zordur; bir fikir edinebilmemiz için şunu söyleyebiliriz: Bir dikiş iğnesinin deliğinden beş milyon tane iplikçiği aynı anda geçirebilirsiniz! Bir hücre bölünmek üzereyken DNA kıvrılarak sıkışır.Kromozomları görebilmenizin nedeni de budur. Benzersiz bir canlı yapılması için gerekli bilgilerin tümü bu kromozomların içinde bulunmaktadır.
DNA GÖREVİ
Genetik rol.
Kromozomlarda bulunan DNA'lar, hücrelerin RNA ve proteinleri bireşim roluyla yapabilme yeteneklerini döllerine aktarma araçları ve dayanaklarıdır. Bu kavram, kolibasil üzerinde canlı olarak yapılan deneylerle, ayrılmış DNA moleküllerinin yeniden birleştirilmesi ve melezleştirilmesi yoluyla başarıyla gerçekleştirilmiştir. Kolibasildeki değişinimlerin incelenme si ve faj parçacıklarıyla yapılan genetik çaprazlama, bir genetik haritasının çıkarılmasını ve böylece azotlu bazların oluşturduğu genetik alfabe sayesinde, sistronlart (çeşitli yapı ya da enzim proteinlerinin bireşim kodunu [şifre] taşıyan özgül molekül parçaları) oluşturan birimlerin DNA üzerindeki yerlerinin belirlenmesini sağlamıştır. Farede ribozom RNA’ları için kodlama yapan sistronların sayısı 3 000 dolayında tahmin edilmektedir.
DNA’ların yapılarındaki karmaşıklık, bir yapı ya da düzenleme genini oluşturan moleküllerdeki bir parçanın içinde tek bir pürik ya da pirimidik bazın bir başkasıyla yer değiştirmesine dayanan değişinimlerin olabileceğini gösterir Böyle bir değişiklik, bir üçlüyle (kodon), yani değişinime uğramış bazın ait olduğu zincirin trinük- leotitli parçasıyla aktarılan genetik bilginin bozulmasına yeter Örneğin, bir kodon takımı aracılığıyla insanda hemoglobin bireşimini yöneten bir sistronu ele alalım: burada glutamik asidin aktarılmasını sağlayan kodonda bir pürik bazın (adenin) yerine bir pirimidik bazın (urasil) geçmesi ancak valin aktarımına olanak sağlayabilir. Bunun sonucunda oluşan protein anormal bir hemoglobindir (orak hücre anemisinde ISİckle celi anemıa] görülen S hemoglobini); bunun içinde normal solunum pigmentinin birincil zincirlerinden birinin glutamik asit kalıntısı bir valin kalıntısıyla yer değiştirmiştir. Saçlı derimiz kemik derimiz kemik yapmaya ya da yağa dönüşmeye başladığı, çok can sıkıntısı olurdu kuşkusuz.
DEVAMI DNA (Deoksiribo Nükleik Asit)