Arama

Atatürk'ün halkçılık ilkesine yansıyan düşünceleri nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 1 Kasım 2013 Gösterim: 9.455 Cevap: 1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
18 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Atatürk'ün halkçılık düşüncesi, halkçılığa verdiği önem nedir?
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Atatürk ve Halkçılık

Sponsorlu Bağlantılar
Atatürk'ün devrimleri içerisinde ençok önem verdiği konulardan birisidir halkçılık. Atatürk'ün halkçılığa olan yaklaşımını ilk önce irdelemek bu sitemin oluşumu hakkında bizlere oldukça katkı sağlayacaktır.Atatürk'ün Osmanlı halkını tahlil ettiği yıllardaki fikri , halkın tembelliğe alıştırıldığı ve ülke meseleriyle hiç ilgilenmeyerek siyasi iktidara tam bir teslimiyetcilik serğilediği şeklindeydi.Aydın kesimin de halkı aydınlatmadığı ve halkın büsbütün unutulduğunu ,savaş zamanı asker veren ve vergisini düzenli ödeyen bir tebaanın ülke içindeki etkisinin de olamayacağını biliyordu.

Atatürk ilk başlarda halkın aydın kesimin ayağına gelerek kendisine yeni yollar bulmasını savunmuş ancak daha sonraları aydınların halktan kopuk yaşadıklarına şahit olduğu ve onları anlamaktan çok uzak kaldıklarını görünce bu fikrini değiştirmiştir.Bunun içinde cumhuriyetin kuruluşundan sonra bu konuya ehemmiyet vermiştir.Halk evlerinin kuruluşuyla beraber halk aydın ilişkisinin sağlam bir şekilde sağlanabileceğini belirtmiştir.İşte bu noktada Atatürk'ün bu konudaki olağanüstü çabası ortaya çıkmaktadır.Çünkü o halkı sistemin en önemli bölgesine oturtmuş ve sistemin işleyiş düzenini de onun eline vermiştir.Halk kendisinin inandığı kişiyi seçecek ve onu mebus olarak meclise gönderecekti.Mebus halk için çalışıyorsa onu ödüllendirerek tekrar meclise yollayacak; memnun değilse onu bulunduğu mevkiden aşağıya çekecektir.

Böylece ülke işlerine devamlı olarak müdahil olacak ve sistemin işleyişinde ki bir numaralı etken olacaktır.Böylece Atatürk'ün istedigi halkın egemen unsur olduğu sistem işleyecekti.Ancak Osmanlı zamanında tembelliğe alışmış olan halkın destegini sağlamak o kadar da kolay değildi.Çünkü işin başında girişilen mücadele , uzun süreden beri halkın büyük bir itaat sergilediği kurumların karşı çıkmalarına rağmen yapılıyordu.Atatürk bu konudaki sıkıntısını Nutuk'ta şöyle dile getirmiştir: 'Benim halk ile beraber yaptığım ilk ve son iş Büyük Taarruz 'dur' .Dolayısı ile halkın inanıp bir işe tümüyle dahil olması uzun bir süreç almıştır.

Cumhuriyetin kuruluşu ile beraber halk için yapılacak işler onlara daha güzel anlatılmaya başlanmış ve halk yavaş yavaş sisteme alışmıştır.Bunda yapılan işler sırasında halkın olurunun da alınması ve işlerin doğru zaman ve yerde yapılmasının da katkısı büyüktür.Örneğin şapka devrimi yapılmadan önce Kastomonu gezisi sırasında Atatürk şapka takmış ve halkında şapkayı benimsemesi üzerine Şapka Devrimi gerçekleşmiştir.

Cumhuriyet ile birlikte halk için hareketi doğmuş ve yapılacak tüm işlerde halkın menfaatleri gözetilmiştir.Böylece halkın eğemen olduğu sistem oturtulmuştur.Bir sistemin oturtulmasında ki en önemli gerekçe değişen dünya konjüktürüne parelel olarak Osmanlının düşmüş olduğu duruma düşmemekti.Çünkü batıda sürekli bir iyiye gidiş olurken Osmanlı daha kötüye gitmiştir.Yeni kurulacak Türk devleti de bu sistemi benimserse bunun yine aynı sonu hazırlayacağını bilen Atatürk halkı sistemin bir numaralı unsuru haline getirmiştir.

Atatürk'ün halkçığını anlamak için Osmanlı ile tebasının ilişkisini ;osmanlı aydınları ile halkın kopukluğunu , Mustafa Kemal'in bunları irdeleyiş şeklini ve cumhuriyetin kuruluşuyla beraber izlenen politikalaları anlayabilmek gerekir. Bunları anlayabildiğimiz zaman Atatürk halkçığının nasıl olması gerektiğini ,günümüzde hedefinden ne kadar uzaklaşmış olduğunu da çok rahat anlayabiliriz. Atatürkçü düşünce sisteminin en önemli dişlilerinden biri olan halkçılık bunları idrak edebildiğimiz zaman ancak hedeflediği çizğiye ulaşabilir.

Serdar ÖNAL

Son düzenleyen nötrino; 1 Kasım 2013 12:13
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
18 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Atatürk ve Halkçılık

Sponsorlu Bağlantılar
Atatürk'ün devrimleri içerisinde ençok önem verdiği konulardan birisidir halkçılık. Atatürk'ün halkçılığa olan yaklaşımını ilk önce irdelemek bu sitemin oluşumu hakkında bizlere oldukça katkı sağlayacaktır.Atatürk'ün Osmanlı halkını tahlil ettiği yıllardaki fikri , halkın tembelliğe alıştırıldığı ve ülke meseleriyle hiç ilgilenmeyerek siyasi iktidara tam bir teslimiyetcilik serğilediği şeklindeydi.Aydın kesimin de halkı aydınlatmadığı ve halkın büsbütün unutulduğunu ,savaş zamanı asker veren ve vergisini düzenli ödeyen bir tebaanın ülke içindeki etkisinin de olamayacağını biliyordu.

Atatürk ilk başlarda halkın aydın kesimin ayağına gelerek kendisine yeni yollar bulmasını savunmuş ancak daha sonraları aydınların halktan kopuk yaşadıklarına şahit olduğu ve onları anlamaktan çok uzak kaldıklarını görünce bu fikrini değiştirmiştir.Bunun içinde cumhuriyetin kuruluşundan sonra bu konuya ehemmiyet vermiştir.Halk evlerinin kuruluşuyla beraber halk aydın ilişkisinin sağlam bir şekilde sağlanabileceğini belirtmiştir.İşte bu noktada Atatürk'ün bu konudaki olağanüstü çabası ortaya çıkmaktadır.Çünkü o halkı sistemin en önemli bölgesine oturtmuş ve sistemin işleyiş düzenini de onun eline vermiştir.Halk kendisinin inandığı kişiyi seçecek ve onu mebus olarak meclise gönderecekti.Mebus halk için çalışıyorsa onu ödüllendirerek tekrar meclise yollayacak; memnun değilse onu bulunduğu mevkiden aşağıya çekecektir.

Böylece ülke işlerine devamlı olarak müdahil olacak ve sistemin işleyişinde ki bir numaralı etken olacaktır.Böylece Atatürk'ün istedigi halkın egemen unsur olduğu sistem işleyecekti.Ancak Osmanlı zamanında tembelliğe alışmış olan halkın destegini sağlamak o kadar da kolay değildi.Çünkü işin başında girişilen mücadele , uzun süreden beri halkın büyük bir itaat sergilediği kurumların karşı çıkmalarına rağmen yapılıyordu.Atatürk bu konudaki sıkıntısını Nutuk'ta şöyle dile getirmiştir: 'Benim halk ile beraber yaptığım ilk ve son iş Büyük Taarruz 'dur' .Dolayısı ile halkın inanıp bir işe tümüyle dahil olması uzun bir süreç almıştır.

Cumhuriyetin kuruluşu ile beraber halk için yapılacak işler onlara daha güzel anlatılmaya başlanmış ve halk yavaş yavaş sisteme alışmıştır.Bunda yapılan işler sırasında halkın olurunun da alınması ve işlerin doğru zaman ve yerde yapılmasının da katkısı büyüktür.Örneğin şapka devrimi yapılmadan önce Kastomonu gezisi sırasında Atatürk şapka takmış ve halkında şapkayı benimsemesi üzerine Şapka Devrimi gerçekleşmiştir.

Cumhuriyet ile birlikte halk için hareketi doğmuş ve yapılacak tüm işlerde halkın menfaatleri gözetilmiştir.Böylece halkın eğemen olduğu sistem oturtulmuştur.Bir sistemin oturtulmasında ki en önemli gerekçe değişen dünya konjüktürüne parelel olarak Osmanlının düşmüş olduğu duruma düşmemekti.Çünkü batıda sürekli bir iyiye gidiş olurken Osmanlı daha kötüye gitmiştir.Yeni kurulacak Türk devleti de bu sistemi benimserse bunun yine aynı sonu hazırlayacağını bilen Atatürk halkı sistemin bir numaralı unsuru haline getirmiştir.

Atatürk'ün halkçığını anlamak için Osmanlı ile tebasının ilişkisini ;osmanlı aydınları ile halkın kopukluğunu , Mustafa Kemal'in bunları irdeleyiş şeklini ve cumhuriyetin kuruluşuyla beraber izlenen politikalaları anlayabilmek gerekir. Bunları anlayabildiğimiz zaman Atatürk halkçığının nasıl olması gerektiğini ,günümüzde hedefinden ne kadar uzaklaşmış olduğunu da çok rahat anlayabiliriz. Atatürkçü düşünce sisteminin en önemli dişlilerinden biri olan halkçılık bunları idrak edebildiğimiz zaman ancak hedeflediği çizğiye ulaşabilir.

Serdar ÖNAL

Son düzenleyen nötrino; 1 Kasım 2013 12:18 Sebep: Kırık link!
Quo vadis?

Benzer Konular

15 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
1 Aralık 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Mayıs 2012 / Site kurucusu Soru-Cevap
21 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
26 Temmuz 2017 / Misafir Cevaplanmış