Arama

Kırım'ın alınmasının önemi nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Aralık 2016 Gösterim: 24.887 Cevap: 3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
12 Ocak 2009       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı'nın Kırım'ı almasının önemi nedir?
EN İYİ CEVABI ThinkerBeLL verdi

Osmanlı'nın Kırım'ı Almasının Önemi


Fatih Sultan Mehmet, Amasra, Sinop ve Trabzon’u alarak Karadeniz’in Anadolu kıyılarında egemenlik kurmuştu. Karadeniz ticaretini tam olarak güvenlik altına almak için Kırım’ın da alınması gerekiyordu.
Sponsorlu Bağlantılar
Karadeniz’in kuzeyinde bulunan Kırım Yarımadası’nda bir Türk devleti olan Kırım Hanlığı vardı.
Venedikliler ve Cenevizliler, yarımadanın kıyılarında koloniler kurup Kırım’ı ekonomik yönden kendilerine bağlamışlardı. Bu sırada Kırım Hanlığı’nda iç karışıklıklar başlamıştı. Kırım halkı ile Cenevizliler arasında anlaşmazlıklar yaşanıyordu.
Kırım halkının Cenevizlilere karşı Osmanlılardan yardım istemesi üzerine Fatih, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki büyük bir donanmayı Kırım’a gönderdi. Venedik ve Cenevizlilerin elindeki şehirler ele geçirildi.

Kırım’ın alınması ile;

1. Venedik ve Cenevizliler Karadeniz’den tamamen çıkarıldı.
2. Kırım Hanlığı, Osmanlı himayesine girmeyi kabul etti (1477).
3. Karadeniz ticaret yolları tamamen Osmanlıların eline geçti.
4. Karadeniz, Türk gölü haline geldi.

Kırım Tatarlarının Osmanlı Tarihindeki Yeri ve Önemi
Kırım ve Kırım Tatarları Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahipti. Fatih Sultan Mehmet’in Kırım’ı Osmanlı idaresine alması, Karadeniz ve kuzeyindeki bölgelere yönelik stratejik bir yaklaşımın sonucuydu. Karadeniz’in Türk gölü haline gelmesinin temelinde Fatih’in bu stratejisi ve Kırım’ın alınması vardı. Kırım Hanlığı’nın kurulması ile İstanbul’un fethi birbirine çok yakındır. Kırım Hanlığı 1441’de kurulmuş, 1453’te İstanbul’u fethi, ona Osmanlı’nın gücünü göstermişti. 1466’da Kırım Hanlığı’nın kurucusu Hacı Giray’ın vefatı üzerine oğulları arasında taht kavgası başlamış, bazı Tatar büyükleri bu konuda Osmanlı’dan yardım istemişti. Fatih Sultan Mehmet, bu fırsatı değerlendirerek Gedik Ahmet Paşa komutasında Osmanlı donanmasını bölgeye göndermiş, Kefe, Sudak, Balıklağo, Azak, Taman ve Mankub kaleleri fethedilmiş, Kırım’da Mengli Giray iktidara getirilmişti. Böylece 1783’e kadar sürecek güçlü bir ittifak oluşmuştu. Mengli Giray, Fatih Sultan Mehmet’e “Senin düşmanın benim düşmanım, senin dostun benim dostumdur” güvencesi vermişti.

Kırım Hanlığı Osmanlı’nın yönetimindeydi ama geniş özerkliğe sahipti. Kırım süvarileri savaşlarda Osmanlı ordusunun önemli güçlerinden birini oluşturuyordu. İnternette bulduğum “Kırım ve Kırımlılar” başlıklı metinde aktarıldığı gibi Kırım Hanları İstanbul’u ziyaret ettiklerinde görkemli törenlerle karşılanır, Padişah “Hoş geldin Han kardeş” derdi. Bu yüksek protokol sadece Kırım Hanı’na uygulanırdı. Kırım ordusu Osmanlı ordusuna katıldığında top ve tüfek atışlarıyla karşılanır, Rumeli Beylerbeyi karşılamaya çıkardı.

Kırım Tatarlarının Osmanlı ordusu açısından önemini Brian Glyn Williams, 2013’ün Mayıs ayında Jamestown Foundation için hazırladığı “The Sultan’s Raiders: The Military Role of the Crimean Tatars in the Ottoman Empire” (Padişahın Akıncıları: Kırım Tatarlarının Osmanlı İmparatorluğu’nda Askeri Rolü) başlıklı çalışmasında aktarır. Williams, Kırım Tatarlarının Osmanlı ordusuna İran, Rusya, Polonya ve Batı cephelerindeki savaşlada yaptığı katkıları ayrı başlıklarda inceler:

Kırım Tatarlarında 15 yaş üzerindeki her erkek askerdi. Küçükten savaşçı olarak yetiştirilerlerdi. Han sefer çağrısı yaptığında hepsi savaşa katılırdı. Süvari olarak çok süratli, etkili ve dayanıklı savaşçılardı. Bozkır geleneğini sürdürür ateşli silahlara önem vermezlerdi. Yağma ve köle toplama önemiydi. Köle ticareti çok büyüktü. Bu kölelerin en ünlülerinden biri Ukrayna’da esir alınan Hürrem Sultan’dı.

Kırımlıların tüm cephelerde Osmanlı ordusuna katkılar yaptıkları genel kabul görür. Rusya ile savaşlarda rolleri önemliydi. 1571’de Devlet Giray’ın ordusu Moskova’yı yakıp yıkmıştı. Ruslar da 1736’da Bahçesaray’ı yağmalamıştı. Rus Çarı Petro, iki kez Kırım’ı almayı denemişti. 1696’da Azak Kalesi’nin kaybedilmesi Rusya’nın yükselen gücünün habercisiydi. Sonuçta 1783’te Kırım kaybedildi, Kırım Hanlığı tarihe karıştı. Osmanlı ordusu Kırım Tatarlarının katkısını kaybetti. Rusya, Karadeniz’in kuzeyine hakim oldu. Tatarların çilesi başladı.
Derlemedir.

Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2016 23:50
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
12 Ocak 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
KIRIMIN FETHİ ve KARADENİZ Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de hakim olmak istiyordu. Venedik ve Cenevizlilerin İslam dünyasının aleyhine yaptıkları esir ticaretini önlemek, İstanbul'a gelen ticari malların taşınmasında esas rolü oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü haline getirmek amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459'da Amasra'yı fethederek başladı. 1460'da Candaroğulları Beyliği'ne son verildi. 1461'de Trabzon'un, 1475'de de Kırım'ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi. Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve İpekyolu'nun tüm denetimi Osmanlı Devleti'ne geçti.
Sponsorlu Bağlantılar
Quo vadis?
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
1 Kasım 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Osmanlı'nın Kırım'ı Almasının Önemi


Fatih Sultan Mehmet, Amasra, Sinop ve Trabzon’u alarak Karadeniz’in Anadolu kıyılarında egemenlik kurmuştu. Karadeniz ticaretini tam olarak güvenlik altına almak için Kırım’ın da alınması gerekiyordu.
Karadeniz’in kuzeyinde bulunan Kırım Yarımadası’nda bir Türk devleti olan Kırım Hanlığı vardı.
Venedikliler ve Cenevizliler, yarımadanın kıyılarında koloniler kurup Kırım’ı ekonomik yönden kendilerine bağlamışlardı. Bu sırada Kırım Hanlığı’nda iç karışıklıklar başlamıştı. Kırım halkı ile Cenevizliler arasında anlaşmazlıklar yaşanıyordu.
Kırım halkının Cenevizlilere karşı Osmanlılardan yardım istemesi üzerine Fatih, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki büyük bir donanmayı Kırım’a gönderdi. Venedik ve Cenevizlilerin elindeki şehirler ele geçirildi.

Kırım’ın alınması ile;

1. Venedik ve Cenevizliler Karadeniz’den tamamen çıkarıldı.
2. Kırım Hanlığı, Osmanlı himayesine girmeyi kabul etti (1477).
3. Karadeniz ticaret yolları tamamen Osmanlıların eline geçti.
4. Karadeniz, Türk gölü haline geldi.

Kırım Tatarlarının Osmanlı Tarihindeki Yeri ve Önemi
Kırım ve Kırım Tatarları Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahipti. Fatih Sultan Mehmet’in Kırım’ı Osmanlı idaresine alması, Karadeniz ve kuzeyindeki bölgelere yönelik stratejik bir yaklaşımın sonucuydu. Karadeniz’in Türk gölü haline gelmesinin temelinde Fatih’in bu stratejisi ve Kırım’ın alınması vardı. Kırım Hanlığı’nın kurulması ile İstanbul’un fethi birbirine çok yakındır. Kırım Hanlığı 1441’de kurulmuş, 1453’te İstanbul’u fethi, ona Osmanlı’nın gücünü göstermişti. 1466’da Kırım Hanlığı’nın kurucusu Hacı Giray’ın vefatı üzerine oğulları arasında taht kavgası başlamış, bazı Tatar büyükleri bu konuda Osmanlı’dan yardım istemişti. Fatih Sultan Mehmet, bu fırsatı değerlendirerek Gedik Ahmet Paşa komutasında Osmanlı donanmasını bölgeye göndermiş, Kefe, Sudak, Balıklağo, Azak, Taman ve Mankub kaleleri fethedilmiş, Kırım’da Mengli Giray iktidara getirilmişti. Böylece 1783’e kadar sürecek güçlü bir ittifak oluşmuştu. Mengli Giray, Fatih Sultan Mehmet’e “Senin düşmanın benim düşmanım, senin dostun benim dostumdur” güvencesi vermişti.

Kırım Hanlığı Osmanlı’nın yönetimindeydi ama geniş özerkliğe sahipti. Kırım süvarileri savaşlarda Osmanlı ordusunun önemli güçlerinden birini oluşturuyordu. İnternette bulduğum “Kırım ve Kırımlılar” başlıklı metinde aktarıldığı gibi Kırım Hanları İstanbul’u ziyaret ettiklerinde görkemli törenlerle karşılanır, Padişah “Hoş geldin Han kardeş” derdi. Bu yüksek protokol sadece Kırım Hanı’na uygulanırdı. Kırım ordusu Osmanlı ordusuna katıldığında top ve tüfek atışlarıyla karşılanır, Rumeli Beylerbeyi karşılamaya çıkardı.

Kırım Tatarlarının Osmanlı ordusu açısından önemini Brian Glyn Williams, 2013’ün Mayıs ayında Jamestown Foundation için hazırladığı “The Sultan’s Raiders: The Military Role of the Crimean Tatars in the Ottoman Empire” (Padişahın Akıncıları: Kırım Tatarlarının Osmanlı İmparatorluğu’nda Askeri Rolü) başlıklı çalışmasında aktarır. Williams, Kırım Tatarlarının Osmanlı ordusuna İran, Rusya, Polonya ve Batı cephelerindeki savaşlada yaptığı katkıları ayrı başlıklarda inceler:

Kırım Tatarlarında 15 yaş üzerindeki her erkek askerdi. Küçükten savaşçı olarak yetiştirilerlerdi. Han sefer çağrısı yaptığında hepsi savaşa katılırdı. Süvari olarak çok süratli, etkili ve dayanıklı savaşçılardı. Bozkır geleneğini sürdürür ateşli silahlara önem vermezlerdi. Yağma ve köle toplama önemiydi. Köle ticareti çok büyüktü. Bu kölelerin en ünlülerinden biri Ukrayna’da esir alınan Hürrem Sultan’dı.

Kırımlıların tüm cephelerde Osmanlı ordusuna katkılar yaptıkları genel kabul görür. Rusya ile savaşlarda rolleri önemliydi. 1571’de Devlet Giray’ın ordusu Moskova’yı yakıp yıkmıştı. Ruslar da 1736’da Bahçesaray’ı yağmalamıştı. Rus Çarı Petro, iki kez Kırım’ı almayı denemişti. 1696’da Azak Kalesi’nin kaybedilmesi Rusya’nın yükselen gücünün habercisiydi. Sonuçta 1783’te Kırım kaybedildi, Kırım Hanlığı tarihe karıştı. Osmanlı ordusu Kırım Tatarlarının katkısını kaybetti. Rusya, Karadeniz’in kuzeyine hakim oldu. Tatarların çilesi başladı.
Derlemedir.
Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2016 23:53
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Kasım 2009       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

amasra hangi tarihte ve hangi padişah dönemindeosmanlı topraklarına katıldı

1459 yılında, yükselme döneminde ,Fatih sultan mehmet zamanında, karadeniz ticaretini denetim altına almak amacıyla Cenevizlilerden Amasra alınmıştır.

Benzer Konular

8 Nisan 2018 / Mystic@L Osmanlı İmparatorluğu
14 Haziran 2013 / BYAYD SPEOPLE Türk ve İslam Dünyası
10 Ocak 2010 / Misafir Cevaplanmış