Ziyaretçi
İstanbul şehrinin ekonomi,turizm,ticaret,sanayi,gibi faaliyetlerdeki yeri ve önemi nedir?
Kapalıçarşı İstanbul, üç imparatorluğa başkentlik etme özelliğinin yanı sıra, her dönemde ekonomik merkez olma özelliğini de koruyan az sayıda kentten biridir. Nitekim, 1923'te kurulan bugünkü yeni cumhuriyete siyasi anlamda başkent olmamasına rağmen, ekonomik merkez olma özelliğini her zaman sürdürmüş ve ülkenin kaderini belirleyen konumunu asla kaybetmemiştir.
1980'lerin sonlarında, sosyalist blokun çökmesiyle birlikte, Karadeniz, Kafkasya ve Balkanlar'da yaşanan değişimler, İstanbul'un etkileyebileceği alanı genişletti ve yeniden bir dünya kenti olma şansını sundu. İstanbul, bu fırsatı iyi kullanma yönünden önemli adımlar atıyor.
1945'te l milyon 78 bin nüfusu olan İstanbul, 1950 sonrasında yaşanan patlama ile 1955'de l milyon 533 bine ve izleyen dönemlerde de, yıllık binde 40- 50 arasında artışla 1990'da 7 milyon 309 bin, 1997'de 9 milyon 199 bine ulaştı ve 2000 yılında yapılan sayımda da 10 milyonun üstünde nüfusa sahip bir kent oldu.
Bugün İstanbul'un Türkiye GSMH'sindeki payı yaklaşık yüzde 23 düzeyinde.
1980'li yıllardan itibaren Türkiye sanayiindeki önemi nispeten azalmasına rağmen finans başta olmak üzere inşaat, ticaret, konut ve diğer hizmet sektörlerindeki katkısı büyüyen İstanbul'un, Türkiye milli gelirindeki payı 1960'lardan beri hep yüzde 20 ile yüzde 22 arasında seyretmektedir. 1980'li yıllara kadar gelişmelerinin temel enerjisini sanayi yatırımlarından alan büyük girişimcilerin, 1970'lerden itibaren İstanbul dışında mekanlar bulmaları ve yeni yatırımlarını İstanbul dışına yapmaları; İstanbul'da kurulu olanların da, yavaş yavaş sökülerek İstanbul dışına taşınması, imalat sanayiinin İstanbul'daki büyümesini bir ölçüde durdurdu.
Ancak, sanayideki bu duruma karşılık para piyasalarının kalbi artan bir tempoyla hep İstanbul'da attı. Bugün mevduatların yüzde 35'e yakını İstanbul'da toplanıyor ve kredilerin yüzde 33'ü İstanbul'da kullanılıyor. Sigorta şirketlerinin neredeyse hepsinin merkezi İstanbul'da. Serbest Bölge niteliği de taşıyan Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul merkezli ve hızla dünyanın sayılı borsaları arasında yükseliyor. Ayrıca bir altın borsası var. Leasing, factoring, özel finans kurumları gibi finans kuruluşlarının merkezi de İstanbul'da ve özellikle, liberalleşen para piyasaları ile birlikte İstanbul, bir finans merkezi olma yolunda hızla ilerliyor.
Sponsorlu Bağlantılar
1945'te l milyon 78 bin nüfusu olan İstanbul, 1950 sonrasında yaşanan patlama ile 1955'de l milyon 533 bine ve izleyen dönemlerde de, yıllık binde 40- 50 arasında artışla 1990'da 7 milyon 309 bin, 1997'de 9 milyon 199 bine ulaştı ve 2000 yılında yapılan sayımda da 10 milyonun üstünde nüfusa sahip bir kent oldu.
Kentin ekonomisine ve iş yaşamına kısaca bakacak olursak:
Bugün İstanbul'un Türkiye GSMH'sindeki payı yaklaşık yüzde 23 düzeyinde.
1980'li yıllardan itibaren Türkiye sanayiindeki önemi nispeten azalmasına rağmen finans başta olmak üzere inşaat, ticaret, konut ve diğer hizmet sektörlerindeki katkısı büyüyen İstanbul'un, Türkiye milli gelirindeki payı 1960'lardan beri hep yüzde 20 ile yüzde 22 arasında seyretmektedir. 1980'li yıllara kadar gelişmelerinin temel enerjisini sanayi yatırımlarından alan büyük girişimcilerin, 1970'lerden itibaren İstanbul dışında mekanlar bulmaları ve yeni yatırımlarını İstanbul dışına yapmaları; İstanbul'da kurulu olanların da, yavaş yavaş sökülerek İstanbul dışına taşınması, imalat sanayiinin İstanbul'daki büyümesini bir ölçüde durdurdu.
Ancak, sanayideki bu duruma karşılık para piyasalarının kalbi artan bir tempoyla hep İstanbul'da attı. Bugün mevduatların yüzde 35'e yakını İstanbul'da toplanıyor ve kredilerin yüzde 33'ü İstanbul'da kullanılıyor. Sigorta şirketlerinin neredeyse hepsinin merkezi İstanbul'da. Serbest Bölge niteliği de taşıyan Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul merkezli ve hızla dünyanın sayılı borsaları arasında yükseliyor. Ayrıca bir altın borsası var. Leasing, factoring, özel finans kurumları gibi finans kuruluşlarının merkezi de İstanbul'da ve özellikle, liberalleşen para piyasaları ile birlikte İstanbul, bir finans merkezi olma yolunda hızla ilerliyor.
* İstanbul'un her yıl devlet bütçesine katkısı yüzde 40, buna karşılık devlet harcamalarından aldığı pay yüzde 7-8 dolayındadır.
* Özel bankaların hepsinin genel müdürlükleri ve Türkiye'deki toplam banka şubelerinin yüzde 21'i stanbul'da bulunuyor.
* İstanbul hem iç hem de dış ticarette merkezi bir öneme sahip. İstanbul'da ticaret sektöründe yaratılan katma değer, il toplam katma değerinin yüzde 26.5'ine ulaşıyor ve ticaret sanayiden sonra İstanbul'un en önemli sektörü durumunda. Türkiye genelinde ticaret sektöründe yaratılan katma değerin yüzde 27'si İstanbul'a ait.
* İstanbul, aynı zamanda Türkiye'nin en önemli ihracat ve ithalat kapısı konumunda. İstanbul'un ihracatı Türkiye toplamının yüzde 46'sın ithalatın ise yüzde 40'ını oluşturuyor.
* Uluslararası deniz taşımacılığında İstanbul'un sahip olduğu üstünlük ise zaman içerisinde diğer limanlara kaymış durumda. Mersin, İskenderun ve İzmit limanları, Türkiye'nin deniz taşımacılığının ana limanlarını oluşturuyor.
*İstanbul, turizmin merkezi olması açısından ve özellikle de kongre turizmi açısında büyük bir şansa sahip bulunuyor. Otel kapasitesinin dörtte biri beş yıldızlı otellere, beşte birine yakını da dört yıldızlı otellere ait.
* Gelir dağılımı yönünden ise İstanbul Türkiye'de gelirin eşitsiz dağıldığı bir
il durumunda. Nüfusun en varlıklı kesimini oluşturan yüzde 20, gelirin yüzde 64'ünü , en fakir yüzde 20 ise gelirin yüzde 4'ünü alıyor.
Tüketime giden Türkiye gelirinde ise İstanbul'un tek başına payı yüzde 27,5. DİE'nin 1994 gelir dağılımı araştırma sonuçlarına göre, İstanbul'daki hanelerin yüzde 10'u il gelirinin yüzde 52'sini, yüzde 5'i ise gelirin yüzde 42'sini elinde bulunduruyor. İstanbul'un yüzde 1'lik azınlığı ise il gelirinden yüzde 29 pay alıyor.
* İstanbul, Türkiye'nin motorlu araç parkının ise yüzde 24'üne sahip ve İstanbul'daki araçların yüzde 81'ini otomobiller oluşturuyor.
*İstanbul Valiliği'nin belirlemelerine göre İstanbul'da ruhsatlı konut sayısı 850 bin, imar afları ile yasalaşan konut sayısı 750 bin, kaçak konut (gecekondu) sayısı ise 400 bindir. DPT'nin yaptığı bir araştırmaya göre, gecekonduların yüzde 40'ının büyüklüğü 75-99 metrekare arasında değişirken, yüzde 35'i ise 50-74 metrekareyi buluyor.
* DPT'nin bir araştırmasına göre, gecekonduların yüzde 17'sinin doğrudan Hazine arazileri üzerine, yüzde 56'sının da kanunlara aykırı olarak, başkalarından gayrimenkul satış vaadi gibi işlemlere dayalı olarak devralınan arazilere yapılmış durumda.
*İstanbul nüfusunun eğitim durumu, Türkiye ortalamasının oldukça üstünde. Türkiye genelinde 6 yaşın üstündeki nüfusun yüzde 20'sine yakını okuma yazma bilmezken, bu sayı İstanbul'da yüzde 10 dolayında. Türkiye genelinde yüksek okul bitirenler nüfusun yüzde 3'ünü oluştururken, İstanbul'da bu oran yüzde 5.5.
* Türkiye'de hastanelerin yüzde 14'üne yakını İstanbul'da. 35 binin üzerinde yatağı bulunan bu hastaneler, toplam Türkiye hastane yataklarının yüzde 23'ünü oluşturuyor. Sayıca az görünmesine karşın, istanbul'daki devlet hastaneleri kapasite olarak ortalama 487 yataklı büyük hastanelerdir. (Türkiye ortalaması 152 yatak). Toplam özel hastane yatak mevcudunun yüzde 60'ını barındıran istanbul, özel hastanelerin merkezidir.
* İstanbul nüfusunun yüzde 79'u SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve özel sandıklardan oluşan sigorta sisteminden yararlanırken, yüzde 21'inin hiçbir sosyal güvencesi bulunmuyor. Sayılan 1.5 milyona yaklaşan bu sosyal güvencesiz nüfusun oranı, yüzde 27 olan Türkiye geneli oranının altında.
* İstanbul, ülke hava taşımacılığının damerkezi durumunda. Atatürk Havalimanının yanı sıra Anadolu Yakasında da Pendik Sabiha Gökçen havaalanı hizmete girdi.
* Türkiye'de sayıları 153 olan müzelerin 14'ü İstanbul'da ve bu müzelerde bulunan 2 milyon 400 bin mevcut eserin de yüzde 34'ü İstanbul müzelerindedir.
DEVAMI >>>>> İstanbul
Son düzenleyen perlina; 31 Ekim 2016 21:25