Arama

İsim değiştirme ve ekletme hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Nisan 2019 Gösterim: 75.758 Cevap: 7
Alvarez Ocean - avatarı
Alvarez Ocean
Ziyaretçi
15 Nisan 2009       Mesaj #1
Alvarez Ocean - avatarı
Ziyaretçi
İsmimi Değiştirmek İstiyorum.Nasıl Bir Hukuki Süreç İzlemeliyim Yardımcı Olurmusunuz?

Örneğin;
Şuanki ismim : Ali Dal
Yeni İsmim: Mehmet Ali Dal
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Esas
MK.m.27/I'e göre;''Adın değiştirilmesini gerektiren haklı bir sebep bulunmalıdır.''
Sponsorlu Bağlantılar

->Peki bu haklı sebepler ne olabilir?Birçok arkadaşın zikrettiği gibi,farklı bir isimle çağrılmak/tanınmak,kötü şöhret sahibi başka bir kişinin adıyla karışıklığa sebebiyet vermesi veya alay konusu olmak.Bunlar haklı sayılabilecek sebepler olabilir;fakat tabiiki hakim,ileri sürülen sebebin haklı olup olmadığını serbestçe takdir eder.

->Çoğu arkadaş avukat tutmaya gerek var mı yok mu diye çelişkide kalmış.Avukat tutulabilir,bu sizin işinizi daha da kolaylaştıracaktır.Fakat avukat tutmaya gücüm yok diyen arkadaşlar tanık yolu ile de hukuki işlerini daha da kolaylaştırabilir.

->Ayrıca arkadaşlar adın değiştirilmesi kişiye sıkı şekilde bağlı bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğu için ayırt etme gücüne sahip olmak yeterlidir.Yani ergin olmayan (18 yaşını doldurmamış) arkadaşlarda bizza t dava açabilirler.Fakat bu özad için geçerlidir,soyad için geçerli değildir.
Takıldığınız yerler varsa yine yardımcı olurum.

Örnek sorun
Merhaba
Basit bir dava olduğu için avukat yardımı almadanda bu davayı kendin takip edebilirsin.Bir dilekçeyle mahkemeye başvur.Baroya başvurur gerekli prosedürü yerine getirirsen sana bir avukat görevlendirirler.
Ayrıca her ne kadar basit bir dava olsada bir hukukcudan yardım almanız işinizi kolaylaştıracaktır.
Saygılarımla.

Önemli..
en önemli gerekçe "ben o isimle tanınıyor ve çağrılıyorum" dur.
Medeni Yasanın 27.maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz.

Son düzenleyen Safi; 29 Nisan 2019 18:22
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
15 Nisan 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Esas
MK.m.27/I'e göre;''Adın değiştirilmesini gerektiren haklı bir sebep bulunmalıdır.''
Sponsorlu Bağlantılar

->Peki bu haklı sebepler ne olabilir?Birçok arkadaşın zikrettiği gibi,farklı bir isimle çağrılmak/tanınmak,kötü şöhret sahibi başka bir kişinin adıyla karışıklığa sebebiyet vermesi veya alay konusu olmak.Bunlar haklı sayılabilecek sebepler olabilir;fakat tabiiki hakim,ileri sürülen sebebin haklı olup olmadığını serbestçe takdir eder.

->Çoğu arkadaş avukat tutmaya gerek var mı yok mu diye çelişkide kalmış.Avukat tutulabilir,bu sizin işinizi daha da kolaylaştıracaktır.Fakat avukat tutmaya gücüm yok diyen arkadaşlar tanık yolu ile de hukuki işlerini daha da kolaylaştırabilir.

->Ayrıca arkadaşlar adın değiştirilmesi kişiye sıkı şekilde bağlı bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğu için ayırt etme gücüne sahip olmak yeterlidir.Yani ergin olmayan (18 yaşını doldurmamış) arkadaşlarda bizza t dava açabilirler.Fakat bu özad için geçerlidir,soyad için geçerli değildir.
Takıldığınız yerler varsa yine yardımcı olurum.

Örnek sorun
Merhaba
Basit bir dava olduğu için avukat yardımı almadanda bu davayı kendin takip edebilirsin.Bir dilekçeyle mahkemeye başvur.Baroya başvurur gerekli prosedürü yerine getirirsen sana bir avukat görevlendirirler.
Ayrıca her ne kadar basit bir dava olsada bir hukukcudan yardım almanız işinizi kolaylaştıracaktır.
Saygılarımla.

Önemli..
en önemli gerekçe "ben o isimle tanınıyor ve çağrılıyorum" dur.
Medeni Yasanın 27.maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz.

Son düzenleyen Safi; 29 Nisan 2019 19:22
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
16 Nisan 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı

Sayın Keten Prenses,
Bu Dilekçe Hakkında Bilgi Verebilirmisiniz ? Yada Bir Örneğini Paylaşabilirmisiniz?


… HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
DAVACI :
KANUNİ TEMSİLCİSİ :
VEKİLİ :
DAVALI : … Nüfus İdaresi Müdürlüğü.
KONU : Haklı neden sebebiyle isim tashihi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR :
1-
2-
3- Bu nedenle nüfus kayıtlarında … olarak geçen isminin … olarak değiştirilebilmesi için sayın Mahkemenize başvurmamız zorunlu hale gelmiştir.

HUKUKİ NEDENLER : MK, NK, HUMK ve diğer ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER : Nüfus kayıtları, tanık beyanları ve diğer yasal deliller.


SONUÇ VE İSTEM : Açıkladığımız sebeplerle nüfusta … ismiyle kayıtlı olan müvekkilin adının … olarak değiştirilmesini ve bu ad değişikliğinin müvekkilin çocuğunun nüfus kayıtlarına baba adı olarak teşmiline karar verilmesini saygıyla müvekkil adına arz ve talep ederim. …/…/…

Davacı Vekili

Av.

Genel itibariyle bu çevçevede bir dilekçe yazarak bulunduğunuz yer Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurun. İsim değiştirilmesi için Medeni Kanun geçerli nedenlerin varlığını aramıştır. Açıklamalar kısmına neden ismini değiştirmek istediğinizi anlatın ve tanıklarla da kanıtlama yoluna gidin. Dava büyük ihtimalle ilk celsede sonlanacaktır.

Saygılar.
Son düzenleyen Safi; 29 Nisan 2019 19:19
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Eylül 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/10712
K. 2005/1155
T. 22.2.2005
• AD YA DA SOYADI DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİ ( Hakimden İstenebilmesi İçin Bu İstemin Haklı Nedenlere Dayanması Gereği )
• HAKLI NEDEN /HUKUKİ YARAR ( Bir Kişinin Ad ya da Soyadının Değiştirilmesini Hakimden İsteyebilmesi Koşulu )
4721/m.27
1587/m.46
ÖZET : Bir kişinin ad ya da soyadının değiştirilmesini hakimden isteyebilmesi için bu istemin haklı nedenlere dayanması gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde soyadın değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, nüfusta yazılı "Çakmak" soyadının "Sağlam" olarak değiştirilmesini istemiştir.

Türk Medeni Kanunun 27. ve Nüfus Yasasının 46. maddeleri hükümlerine göre bir kişinin ad ya da soyadının değiştirilmesini hakimden isteyebilmesi için bu istemin haklı nedenlere dayanması gerekir. Dosyada toplanan belge ve bilgiler ile davacının savı birlikte değerlendirildiğinde ortada davacı soyadının değiştirilmesi için yeterli ve inandırıcı haklı nedenlerin varlığı saptanamamıştır. Bu durum karşısında hukuken gerçekleşmeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Son düzenleyen Safi; 29 Nisan 2019 18:47
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ekim 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/7881
K. 2007/8649
T. 22.10.2007
• HAKLI NEDENLE KİŞİ ADININ DEĞİŞTİRİLMESİ ( Davacının Dinini Değiştirmesinin Yanında Kendi Dinini ve Kültürel Yapısını Yansıttığına İnandığı Adı Kullanmak İstemesi Bir Haklı Neden Sayılması Gereği )
• AD VE SOYADININ HUKUKİ STATÜSÜ ( Kişi Haklı Nedenlere Dayanarak Adının Değiştirilmesini Hakimden İsteyebileceği - Adın Düzeltilmesi İstemi )
• HAKLI NEDENDE ÖLÇÜ ( Hakimin Takdiri İleri Sürülen Nedenin ve Yeni Alınmak İstenen Ad veya Soyadının Toplum Değerlerine ve Yasanın Buyurucu Kurallarına Ters Düşmeyen Başkalarına ve Çevreye Zarar Vermeyen İncitmeyen Nitelikte Olmasının Saptanması Olduğu )
4721/m.27
ÖZET : Dava dilekçesinde adın düzeltilmesi istenilmiştir. Türk Medeni Yasası'nın öngördüğü "haklı neden"de ölçü hakimin takdiri, ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen başkalarına ve çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte olmasının saptanmasıdır.

DAVA : Dava dilekçesinde adın düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün ağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, davacı Hristiyan dinini kabul ettiğini, Ramazan olan adının dini inancına uygun düşen "Daniel" olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davacının adını değiştirmede haklı nedenin bulunmadığı gerekçesi ile "davanın reddine" karar verilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Yasası'nın 27. maddesi hükmü uyarınca "kişi haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir."

Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir.

Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır.

Somut olayda; davacı, isteği ile Hristiyan dinini tercih etmek suretiyle dinini değiştirmiş ve bu husus, 29.01.2007 tarihinde idari kayıt düzeltme ile nüfus kaydına işlenmiştir. Ramazan olarak taşıdığı ad İslam dininin kutsal aylarından birinin adıdır. Davacının dinini değiştirmesinin yanında kendi dinini ve kültürel yapısını yansıttığına inandığı adı kullanmak istemesi bir haklı neden sayılmalıdır. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan hususlarda dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ :
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğunda kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Son düzenleyen Safi; 29 Nisan 2019 19:16
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Aralık 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/8146
K. 2006/7672
T. 12.10.2006
• MURİSİN SOYADININ DEĞİŞTİRİLMESİ ( Ancak Haklı Nedenlere Dayanılarak Hakimden İstenebileceği - Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Olan Ad Üzerindeki Hakkın Kişinin Kendisinden Başkası Tarafından Kullanılamayacağından Davanın Husumet Yönünden Reddi Gereği )
• KİŞİYE SIKI SIKIYA BAĞLI HAK ( Soyadının Değiştirilmesi - Murisin Soyadının Değiştirilmesi Amacıyla Açılan Davanın Aktif Huset Ehliyetinin Yokluğu Nedeniyle Reddi Gereği )
• AKTİF HUSUMET YOKLUĞU ( Mirasçıların Murisçe Kullanılan Soyadının Değiştirilmesi İçin Dava Açamayacaklarının Kabulü Gereği )
4721/m. 23,25, 26, 27
ÖZET : Adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz. O halde somut olayda, yaşamı süresince nüfus kütüğünde yazılı ( Öncüöncün ) soyadını taşıyıp bu soyadla öldüğü anlaşılan kişinin murisin soyadının değiştirilmesi istemiyle davacılar ( mirasçıları ana ve oğulları ) tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde, davacıların murisi Vala Nurettin ile davacılardan Arif Sadun'un Öncüöncün olarak nüfusa kayıtlı soyadlarının öncüöncüsü olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı ve davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

1- Davalı Nüfus Müdürlüğünün temyiz talebi yönünden yapılan inceleme:
Davalı Nüfus Müdürlüğü 05.05.2006 tarihinde tebliğ edilen kararı 23.05.2006 tarihinde temyiz etmektedir. HUMK.nun 432. maddesine göre temyiz süresi geçmiş bulunduğundan 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,

2- Cumhuriyet Savcısının temyiz talebi açısından yapılan incelemede; temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;
Davacılar dava dilekçesinde, murisleri Vala Nurettin'in nüfus kütüğünde yazılı olan öncüöncün soyadının Öncüöncüsü olarak değiştirilmesini istemişler, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmış olan adın, kişilik hakları içerisinde taşıdığı önemi gözönünde bulunduran 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasında kişiliği korumaya ilişkin hükümlerle yetinilmeyip ( m.23-25 ) , onu ayrıca düzenlemek yoluna gidilmiştir ( m.26-27 ) . Buna göre anılan Yasanın 27. maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz. O halde somut olayda, yaşamı süresince nüfus kütüğünde yazılı ( Öncüöncün ) soyadını taşıyıp bu soyadla öldüğü anlaşılan kişinin murisin soyadının değiştirilmesi istemiyle davacılar ( mirasçıları ana ve oğulları ) tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek istem gibi hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

SONUÇ :
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Son düzenleyen Safi; 29 Nisan 2019 19:16
kosovalı hulya - avatarı
kosovalı hulya
VIP VIP Üye
13 Nisan 2012       Mesaj #7
kosovalı hulya - avatarı
VIP VIP Üye
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/6553
K. 2005/7404
T. 12.7.2005
• SOYADININ DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİ ( Dava Hakkı Kişinin Kendisinden Başkası Tarafından Kullanılamayacağı )
• KİŞİSEL HAK ( Soyadının Değiştirilmesine İlişkin Dava Hakkı Kişinin Kendisinden Başkası Tarafından Kullanılamayacağı - Bu Konuda Mahkemece Yetki Verilmiş Olsa Da Kullanılamayacağı )
• KİŞİYE SIKI SURETTE BAĞLI HAK ( Soyadının Değiştirilmesine İlişkin Dava Hakkı Kişinin Kendisinden Başkası Tarafından Kullanılamayacağı )
4721/m. 23, 25, 26, 27
1086/m.38
ÖZET : Dava, soyadının değiştirilmesi talebine ilişkindir. Soyadı, temel kişilik haklarındandır. Her bir kişinin soyadının bulunması ve soyadının nüfus siciline yazılması zorunludur. Adın değiştirilmesi haklı sebeplerin bulunması halinde istenebilir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı soyad üzerindeki bu hakkı ise kişinin kendisinden başkası kullanamaz. Eldeki davada, davacı vekili sulh hukuk mahkemesince verilen yetkiye dayanarak talepte bulunmuştur. Bu hususta yetki verilmiş olsa da bu nevi dava açılmasına olanak yoktur.

DAVA : Dava dilekçesinde davacı vekili Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2000/118 esas sayılı dosyası üzerinden verdiği yetkiye dayanarak Y.K. ve mirasçılarının "K... Ş." olan soyadının "K... S." olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

KARAR : Davacı dava dilekçesinde, Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2000/118 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen yetkiye dayanarak Y. ve mirasçıları diğer davalıların nüfus kütüğünde yazılı soyadının değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Özel hukuk açısından ad ve soyad kişiyi tanıtan ve onu diğer bireylerden ayırmaya yarayan bir kavramdır. Kendine özgü kişiliği ve özvarlığı olan her birey, başkalarından adı ve soyadıyla ayırt edilir, toplum ve ailesi içinde bununla yer alır. Onun içindir ki her kişinin bir soyadının olması ve soyadının nüfus siciline yazılması yasayla zorunlu kılınmıştır. Bu zorunluluk aynı zamanda kişinin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir öğesini oluşturan soyadını özgürce seçmesi ve onunla tanınması için kendisine tanınmış bir temel kişilik hakkıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmış olan adın, kişilik hakları içerisinde taşıdığı önemi göz önünde bulunduran 4721 sayılı Türk Medeni Yasasında kişiliği korumaya ilişkin hükümlerle yetinilmeyip ( m. 23-25 ), onu ayrıca düzenlemek yoluna gidilmiştir ( m. 26-27 ). Buna göre anılan yasanın 27. maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan soyad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz.

O halde somut olayda, yaşamı süresince nüfus kütüğünde yazılı soyadını taşıyıp bu soyadla öldüğü anlaşılan Y'nin ve mirasçılarının soyadlarının değiştirilmesi konusunda Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesi'nce 07.05.2002 tarih ve 2000/118 sayılı belgeyle davacı vekili Av. İ.E'ye böyle bir yetki verilmiş olması da bu davanın açılmasına ve yürütülmesine olanak vermez. Bir kısmı ölü olan davalılar ile sağ gözüken diğer davalıların soyadlarının değiştirilmesi istemiyle davacı tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek istem gibi hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.07.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Son düzenleyen Safi; 29 Nisan 2019 19:18
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mayıs 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaslar ben asliye hukukmah. dava actım istanbul bakırköyde, tam 3,5 ay sonraya gün verdiler gittim dava günü hakim in karsısına cıktım beni 1 dakika dinledi sonra davamın kabulune dair birseyler yazdırdı 10 dakika içinde hakimin karsısından cıktım ve bir kagıt vermislerdi o kagıdı kaleme gittim gösterdim 15-20 gun sonra kararın cıkar gel al dediler, 1-2 ay içinde kimligin elinde olur dediler, yani isim değiştirmek bu kadr kolay olacagını hic sanmamıstım hakimin karsisinda ne yapacagım diye düsünürken cok kısa ve korkulacak kadar birsey olmadıgını ögrendim,avukat tutmaya hiçde gerek yok bosuna para vermeyiniz, eger kendinize ve konusmanıza guveniyrsanız

Benzer Konular

3 Kasım 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
18 Kasım 2015 / ivanap69 Soru-Cevap
24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
13 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap