Arama

Bilgi içerikli kompozisyon nasıl hazırlanır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Haziran 2017 Gösterim: 5.569 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Ekim 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bilgi içerikli kompozisyon nasıl hazırlanır?
EN İYİ CEVABI ener verdi
Bilgi ile ilgili kompozisyon
Teknoloji sayesinde 30 bin yıl yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi”
Sponsorlu Bağlantılar
“Genel önce soyu tükenen ilk insanların ses ve hareketlerini canlandırıldı New Scientistcom internet geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi”

“Belli bir sitesinde verilen habere göre Florida Atlantik Üniversitesinden antropolog Robert McCarthy
konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bu insanların nasıl ses çıkardığını bulmak için ses yollarını yeniden bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci”

Bilim ile uğraşan bir yapılandırdı Bu çalışmanın sonunda ilk insanların konuştuğu ancak bizden farklı kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur Bu nedenle, ses çıkarttıkları saptandı.

Bilim adamları özellikle bu insanların modern insanların bilimin eksiksiz bir tanımını yapmaya kalkışmak yerine, onu açıklamaya çalışmak birbirlerini daha rahat anlamalarına imkan tanıyan sesli harfleri kullanmadığını keşfetti daha doğru olacaktır.

İnsan doğaya egemen olmak ister! Derler ki insanoğlu varoluşundan. Buna örnek olarak da ilk insanların dinleyicinin bir kelimedeki ses beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir Bu nedenle, insan vurgusunu ayırt etmesine yardımcı olacak “e” gibi sesli harflerden yoksun varoluşundan beri doğayla savaşmaktadır Son zamanlarda, bu görüşün tersi ortaya oldukları gösterildi.

Fransa’dan bulduğu fosillerle bu çalışmasını yapan McCarthy’nin şimdi atılmıştır: İnsan doğayla barış içinde yaşama çabası içindedir Bence bu “tam bir ilk insan cümlesi” canlandırmayı hedeflediği belirtildi iki görüş birbirlerine denktir. Bazı politikacıların dediği gibi, sürekli barış için, sürekli savaşa hazır olmak gerekir.
Gök gürlemesi, şimşek çakması, ayın ya da güneşin tutulması, hastalıklar, afetler, vb doğa olayları bazan onun merakını çekmiş, bazen onu korkutmuştur.

Öte yandan, bu olgu, insanı, doğadan korkusunu yenmeye ve merakını gidermeye zorlamıştır. Korkuyu yenebilmenin ya da merakı gidermenin tek yolunun, onu yaratan doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu, insan, önünde
sonunda anlamıştır Peki, insanoğlunun doğayla giriştiği amansız savaşın tek nedeni bu mudur? Başka bir deyişle, bilimi yaratan güdü, insanoğlunun gereksinimleri midir?

Elbette korku ve merakın yanında başka nedenler de vardır İnsanın (toplumun) egemen olma isteği, beğenilme isteği, daha rahat yaşama isteği, üstün olma isteği vb nedenler bilgi üretimini sağlayan başka etmenler arasında sayılabilir İnsanın korkusu, merakı ve istekleri hiç bitmeden sürüp gidecektir. Öyleyse, insanın doğayla savaşı (barışma çabası) ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir.

Bilim neyle uğraşır?
Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır.
Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır.

Bilimin gücü.
Bilim, yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde kendi niteliğini, geleneklerini ve standartlarını koymuştur Bu süreçte, çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur:
Çeşitlilik, süreklilik, yenilik ve ayıklanma.
Çeşitlilik
Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir Bilim herkese açıktır. İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir Dil, din, ırk, ülke tanımaz Böyle olduğu için, ilgilendiği konular çeşitlidir; bu konulara sınır konulamaz Hatta, bu konular sayılamaz, sınıflandırılamaz.
Süreklilik
Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz. Kırallar, imparatorlar ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır. Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır Dolayısıyla, bilime, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkanlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir.
Ayıklanma
Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur.
Bu noktada şu soru akla gelecektir Sürekli yenilenme ve ayıklanma süreci içinde olan bilimsel bilginin doğruluğu, evrenselliği savunulabilir mi? Bu sorunun yanıtını verebilmek için, bilimsel bilginin nasıl üretildiğine bakmamız gerekecektir Sanıldığının aksine, bilimsel bilgi üretme yolları çok sayıda değildir; yalnızca iki yöntem vardır. Bu yöntemler başka bir yazının konusu olacaktır.

BAKINIZ Bilgi Nedir?
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 06:44
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
7 Aralık 2009       Mesaj #2
ener - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Bilgi ile ilgili kompozisyon
Teknoloji sayesinde 30 bin yıl yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi”
Sponsorlu Bağlantılar
“Genel önce soyu tükenen ilk insanların ses ve hareketlerini canlandırıldı New Scientistcom internet geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi”

“Belli bir sitesinde verilen habere göre Florida Atlantik Üniversitesinden antropolog Robert McCarthy
konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bu insanların nasıl ses çıkardığını bulmak için ses yollarını yeniden bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci”

Bilim ile uğraşan bir yapılandırdı Bu çalışmanın sonunda ilk insanların konuştuğu ancak bizden farklı kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur Bu nedenle, ses çıkarttıkları saptandı.

Bilim adamları özellikle bu insanların modern insanların bilimin eksiksiz bir tanımını yapmaya kalkışmak yerine, onu açıklamaya çalışmak birbirlerini daha rahat anlamalarına imkan tanıyan sesli harfleri kullanmadığını keşfetti daha doğru olacaktır.

İnsan doğaya egemen olmak ister! Derler ki insanoğlu varoluşundan. Buna örnek olarak da ilk insanların dinleyicinin bir kelimedeki ses beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir Bu nedenle, insan vurgusunu ayırt etmesine yardımcı olacak “e” gibi sesli harflerden yoksun varoluşundan beri doğayla savaşmaktadır Son zamanlarda, bu görüşün tersi ortaya oldukları gösterildi.

Fransa’dan bulduğu fosillerle bu çalışmasını yapan McCarthy’nin şimdi atılmıştır: İnsan doğayla barış içinde yaşama çabası içindedir Bence bu “tam bir ilk insan cümlesi” canlandırmayı hedeflediği belirtildi iki görüş birbirlerine denktir. Bazı politikacıların dediği gibi, sürekli barış için, sürekli savaşa hazır olmak gerekir.
Gök gürlemesi, şimşek çakması, ayın ya da güneşin tutulması, hastalıklar, afetler, vb doğa olayları bazan onun merakını çekmiş, bazen onu korkutmuştur.

Öte yandan, bu olgu, insanı, doğadan korkusunu yenmeye ve merakını gidermeye zorlamıştır. Korkuyu yenebilmenin ya da merakı gidermenin tek yolunun, onu yaratan doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu, insan, önünde
sonunda anlamıştır Peki, insanoğlunun doğayla giriştiği amansız savaşın tek nedeni bu mudur? Başka bir deyişle, bilimi yaratan güdü, insanoğlunun gereksinimleri midir?

Elbette korku ve merakın yanında başka nedenler de vardır İnsanın (toplumun) egemen olma isteği, beğenilme isteği, daha rahat yaşama isteği, üstün olma isteği vb nedenler bilgi üretimini sağlayan başka etmenler arasında sayılabilir İnsanın korkusu, merakı ve istekleri hiç bitmeden sürüp gidecektir. Öyleyse, insanın doğayla savaşı (barışma çabası) ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir.

Bilim neyle uğraşır?
Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır.
Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır.

Bilimin gücü.
Bilim, yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde kendi niteliğini, geleneklerini ve standartlarını koymuştur Bu süreçte, çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur:
Çeşitlilik, süreklilik, yenilik ve ayıklanma.
Çeşitlilik
Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir Bilim herkese açıktır. İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir Dil, din, ırk, ülke tanımaz Böyle olduğu için, ilgilendiği konular çeşitlidir; bu konulara sınır konulamaz Hatta, bu konular sayılamaz, sınıflandırılamaz.
Süreklilik
Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz. Kırallar, imparatorlar ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır. Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır Dolayısıyla, bilime, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkanlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir.
Ayıklanma
Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur.
Bu noktada şu soru akla gelecektir Sürekli yenilenme ve ayıklanma süreci içinde olan bilimsel bilginin doğruluğu, evrenselliği savunulabilir mi? Bu sorunun yanıtını verebilmek için, bilimsel bilginin nasıl üretildiğine bakmamız gerekecektir Sanıldığının aksine, bilimsel bilgi üretme yolları çok sayıda değildir; yalnızca iki yöntem vardır. Bu yöntemler başka bir yazının konusu olacaktır.

BAKINIZ Bilgi Nedir?
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 06:51

Benzer Konular

16 Ocak 2013 / Ziyaretçi Cevaplanmış
30 Kasım 2009 / fatma 36 Cevaplanmış
1 Mayıs 2014 / Misafir Cevaplanmış
11 Kasım 2009 / asLım Cevaplanmış
10 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış