Arama

İnsan hakları ile ilgili kompozisyon çalışması nasıl yapılır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Haziran 2017 Gösterim: 28.876 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Aralık 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İnsan hakları ile ilgili kompozisyon çalışması nasıl yapılır?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
Sorumluluk, kişinin kendine ve başkalarına karşı yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesi zorunluluğudur.

Sponsorlu Bağlantılar
Sorumluluk, karakterin en önemli öğelerinden biridir. Sorumlu olan kişi kendi üzerine düşen görevleri ve işlevleri zamanında ve istenilen şekilde istenilen biçimde yerine getirmek zorundadır. Sorumluluk duygusu ya küçük yaşta doğal olarak varolan çevre dolayısıyla insanın içinde yereder veya daha sonra dışardan verilen eğitimle yaratılır. Sorumsuz insan sürekli başkaları tarafından güdülen insandır.Sorumlu insan ise, yapılması gereken bir işi zamanında yapabilmek için inisiyatifi ele alıp kendiliğinden harekete geçebilen insandır. Sorumluluk, varoluşçu felsefe anlayışının en önemli öğesi halindedir. Sorumluluk uyandırmak, varoluşçu eğitiminde ana odağı halindedir.

Sorumluluk hayatın her aşamasında bireyin üslenmesi gereken vazifesi ve bunun sonucunda da bireyin sorunları aşabilmesinde en önemli dayanağıdır.

başkarına karşıyerine getirilmesi gereken zorunluluk
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 21:51
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
9 Aralık 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
ÖZGÜRCE YAŞAM
Her insan eşit hak ve özgürlükler çerçevesinde doğar. Din, dil, ırk ve renk inanç ayrımı gözetmeksizin herkes eşit haklara sahiptir. İnsanlar haklarına göre bağımsız düşüncelere sahiplerdir. Bütün insanlar haysiyet ve hakları bakımından eşittir. Hiçbir ayrım yapmadan bütün haklardan ve özgürlüklerden yaralanabilir. Kişinin özü ile yaşamasını sağlayan insan haklarıdır. Çünkü, insan nerede olursa olsun hangi ülkede yaşıyor olsa bile dini, dili, inancı, rengi onu oluşturan unsurlardır. Kimseye hesap vermeden düşüncesini vb. şeyleri özgürce yapabilmesi söyleyebilmesi onun hakkıdır.
Sponsorlu Bağlantılar

En başta insan yaşama hakkına sahiptir. Özgürlüğü, sağlığı, eğitimi… Zaten akıl ve vicdana sahip bir birey hiçbir ayrım yapmadan birbirlerinin zihniyetine saygı duyarak onun haklarını bilir. Ve insanlar arasındaki kardeşliği göz ardı etmeden din, dil ayırmadan insanı olduğu gibi kabul edenler, sorumluluğunu da bilen insanlardır. Din, vicdan, düşünce özgürlüğüne sahip olan insanlar başka bir inanç dil vs. şeylerde fikirlerini özgürce söyleyebilir. Fakat kırıcı bir dille söylememeleri gerekir. Ne kadar da olsa saygı ön plandadır.

Hiç kimse inandıklarından ya da konuştukları dilden olsun hiçbir şekilde biri tarafından yadırganamaz. Çünkü, bu ülkede hepimiz eşit haklara sahip bir şekilde yaşıyoruz. İnsan haklarının en kutsalı, öldürülmeme hakkını ifade eder. Yani, yaşama hakkını. Haklarımızdan biraz bahsedecek olursak; özel yaşam hakkı, düşünceyi açıklama hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı kültürel haklar düşünceyi açıklama hakkı. Bunlar temel haklarımızdan birkaçı. Haklarımızın güvence altına alınması için adil yargılanma sistemi de güvence altına alınmalıdır, sonuç olarak söyleyecek olursak; dünyanın neresinde yaşıyor olursak olalım bütün insanlar eşit haklara sahiptir.
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 21:49
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Sorumluluk, kişinin kendine ve başkalarına karşı yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesi zorunluluğudur.

Sorumluluk, karakterin en önemli öğelerinden biridir. Sorumlu olan kişi kendi üzerine düşen görevleri ve işlevleri zamanında ve istenilen şekilde istenilen biçimde yerine getirmek zorundadır. Sorumluluk duygusu ya küçük yaşta doğal olarak varolan çevre dolayısıyla insanın içinde yereder veya daha sonra dışardan verilen eğitimle yaratılır. Sorumsuz insan sürekli başkaları tarafından güdülen insandır.Sorumlu insan ise, yapılması gereken bir işi zamanında yapabilmek için inisiyatifi ele alıp kendiliğinden harekete geçebilen insandır. Sorumluluk, varoluşçu felsefe anlayışının en önemli öğesi halindedir. Sorumluluk uyandırmak, varoluşçu eğitiminde ana odağı halindedir.

Sorumluluk hayatın her aşamasında bireyin üslenmesi gereken vazifesi ve bunun sonucunda da bireyin sorunları aşabilmesinde en önemli dayanağıdır.

başkarına karşıyerine getirilmesi gereken zorunluluk
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
21 Şubat 2011       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi
Sorumluluk
Adam gecikmişti. Geldiğinde nedenini anlatırken gece birden aklıma takıldı uyuyamadım diyordu. Sabah kalkar kalkmaz doğru özel bir sigortaya gittim, ölüm masraflarımı karşılamak için sigorta yaptırdım. Aileme yük olmak istemiyorum. Ne düşünceli şu almanlar. Biz ölümü hiç yanımıza yaklaştırmamağa çalışıyoruz. Hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz. Öldükten sonra mı ? Kalanlar ne yapar ne eder ? Bir ölümün masrafı da en az bir düğünün masrafı kadardır. Öldükten sonrası için sorumluluk taşımak ölmeden önce. Adam rahatlamıştı sanki sırtındaki yükten kurtulmuş,yaşamında sonraki sorumluluğu da almıştı. Ölsede gam yemeyecekti artık. Çoluk çocuğu onun cenaze masrafları için dara düşmeyecekti.

Şimdi artık rahat rahat kahvaltısını edebilirdi.
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 21:52
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Nisan 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bütün insanlar onur ve haklar yönünden eşit ve özgür doğarlar.. iheb. 1. madde... ne demek bu herkes ırk renk cins dil din siyasal yada herhangi başka bir inancından dolayı kınanmayarak dışlanmayarak eşittir.. peki bunu türkiyeye uyarlayalım nasıl olur?? sağcı solcu kürt türk laz zaza şu bu ayrımının şiddetle ve bilahare en elit tabaka tarafından yapılmasının acizliğinde kıvranan bir türkiye de herkesin eşit olduğunu bana kim söyleyebilir? demem o ki ideal yani hedef koymak güzeldir ama bundada biraz tutarlı olunursa insanların o konuya olan inancı artar.. yoksa süs diye kabul edilen ve taraf olunan bir bildirge hiç bir halta yaramaz halihazırda olduğu gibi...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İnsan hakları ile ilgili kompozisyon
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirisini kabul etmiştir. 10 Aralık ile başlayan hafta Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde İnsan Hakları Haftası olarak kutlanır. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, insan hakları konusuna tam bir tanım amaçlayarak hazırlanmıştır. Esas amaç, bu tanıma uyan insan haklarının hiçbir tereddüde meydan vermeden uygulanmasıdır.

İnsan hakları, kişiyi özü ile yaşatacak kurallardır. Bu kurallar, insanı insan yapan kurallar olarak da tarif edilebilir. İnsan hakları 10 Aralık 1948’de başlamış bir olgu değildir. Dünya kurulalı insana, insan haklarına saygı her çağda zamana uygun olarak gösterilmiştir. İnsanların kendi istekleri dışında yaşamak zorunda bırakıldıkları şartlara tarih boyunca rastlanmıştır. Kullara kulluk etmek, köle hayatı yaşamak, işkencelere maruz kalmak bu yaşantıya örnek olarak verilebilir. Bu olguların dayanılmaz olduğu dönemlerde insanlar hoşnutsuzluklarını bir şekilde ortaya koyma zorunluluğu hissettiler. Bu hoşnutsuzluklarını ortaya koyarak 1215 yılında İngiltere’de Kral John’a karşı haklarını savunmak amacıyla bazı istekler ortaya koydular. Ortaya konan bu kararlı tavır karşısında kral bir antlaşma metnini kabul etmek zorunda kaldı. Hazırlanan Özgürlükler Belgesi kabul edildi. İnsan hakları konusunda sözden öteye geçilmiş oldu. Artık insan hakları metne dökülmüş, insanların kısıtlanamayacak bazı hakları güvence altına alınmış oluyordu. İnsanların yaşayışlarında, hayati konularda eşit haklara sahip oldukları fikri 1776 yılında Amerika’da yayımlanan Bağımsızlık Bildirisi ile de pekişmeye başlamış oldu. İnsan hakları ile ilgili bir başka çalışma Fransız İhtilali zamanında yapılmış ve 1789 yılında İnsan Hakları Bildirisi yayımlanmıştır. Bütün bu çalışmalar insanların daha çağdaş yaşama isteğinin birer ürünüdür. Zamanında insan haklarının tam ve hiçbir ayrım yapmadan korunmaması bu zorunluluğu kaçınılmaz kılmıştır. Sözde var olması, tam uygulanmasını sağlamamıştır. Yapılan eksik uygulamalar, insanın insana yaptığı eziyetler insan kişiliğini zedeler olmuştur.

Bireysel karşı koymalar etkili olamamıştır. Bu sebeple tam bağımsız ülkelerde yaşayan insanların haklarının, artık devletleri yönetenlerin güvencesi altında olması fikri ağırlık kazanmıştır.

İnsan haklarını, insanın kendisi değil, yasalar, eşit olarak hiçbir ayrım yapmadan koruyacaktır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen bildiri ile insanların daha bağımsız yaşamaları öngörülmüş, bu 30 maddelik bildiriye uyulması konusunda gerekli yasal düzenlemenin yapılması istenmiştir.
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 21:52
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ekim 2012       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İnsanlar arasında din, dil, ırk, renk, yaş ve cinsiyet ayırımı yapmaksızın sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirmek, insanın insan olmak haysiyeti ile sahip olması gereken hakların tamamına İnsan Hakları denir.

İnsan hakları, kişiyi kendi özüyle yaşatacak olan kurallardır. Bir insanın, başka bir insana hükmetmesi, onu ezmesi insan onuruyla bağdaşmayan ve kabul edilemeyecek bir davranıştır. Bu tür ayırımların yapıldığı toplumlarda kavga, çatışma, isyan eksik olmamıştır. İnsanlar arasında hak, eşitlik, adalet, özgürlük düşüncesi yaygınlaştıkça bu konuyla ilgili mücadeleler de artmıştır.

İnsanlara insan oldukları için sahip olmaları gereken bir takım hakların bulunduğu fikri ilk kez İngiltere’den ortaya atıldı. 19. Yüzyılda Amerika ve diğer bir çok ülkelere yayılan bu fikir akımından sonra 1789 Fransız İhtilali Avrupa’da insan haklarının kabul edilmesini ve uygulanmasını sağlamıştır.
Amerikan Cumhurbaşkanı Roosvelt ile İngiliz Başkanı Churcill tarafından imzalanıp duyurulan Atlantik Beyannamesinde insan hakları genişletildi. Bu beyannamede insanlara millet, inanç, ırk ayırımı gözetmeksizin herkes için eşit haklar konmuş ve yasaların korumasına verilmiştir.

24 Ekim 1945’te kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü’nün öncelikle amacı dünyada barışı ve güvenliği sağlamaktı. 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Örgütü “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ni kabul ve ilan etti.

Günümüzdeki İnsan Hakları Beyannamesi 30 maddeden oluşmuştur. Bu beyanname insana değer veren, özgürlük, eşitlik tanıyan bir duyurudur.

Benzer Konular

13 Aralık 2011 / Misafir Cevaplanmış
17 Aralık 2013 / Misafir Cevaplanmış
1 Aralık 2011 / eda125 Cevaplanmış
18 Ocak 2012 / Misafir Cevaplanmış
7 Mart 2011 / sonosmanlı Cevaplanmış