Arama

"Su hayattır" konulu kompozisyon çalışması nasıl yapılır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 27 Ekim 2016 Gösterim: 20.289 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
"Su hayattır" konulu kompozisyon çalışması nasıl yapılır?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
SU HAYATTIR
Gazeteci-Yazar
Sponsorlu Bağlantılar
Su, her türlü canlının beslenebilmesi için nasıl ki vazgeçilmez ise, insan için de vazgeçilmezdir.
Uzmanlar, yakın gelecekte suyun petrolden daha kıymetli olacağını savunmaktadır. Ancak, balığın suda yaşayıp, suyun kıymetini bilemediği gibi, insanlar da suyun kıymetini bilememektedir. Su, ileride değil, geçmişte ve günümüzde de en kıymetli üç şeyden biridir. Nedir bu üç şey?

Hava, su ve gıda.
Bu müthiş üçlü olmasa insanoğlu yaşayamaz. Su bulamadığımızı, nefes alabilecek kadar havaya muhtaç olduğumuzu veya aç kaldığımızı bir an düşünmek bile feci bir şey.
Beynimizin dörtte üçü, kanımızın beşte dördü, kemiklerimizin beşte biri, adalelerimizin dörtte üçü hep sudur. Akşam yatmadan önce alınan bir bardak su kalp krizi ve felci önlediği gibi, sabah yataktan kalkınca hemen içilen iki bardak su iç organların rahat çalışmasını temin eder. Yemekten yarım saat önce alınan bir bardak su hazmı kolaylaştırırken, banyodan önce içilen bir bardak su tansiyonu düşürmeye yardımcı olur. Vücut ısısının düzenlenmesi, hücrelere gıda ve oksijen taşınması, yediklerimizin enerjiye çevrilmesi, vücuttaki toksinlerin atılması, hayati organlarımızın rahat çalışabilmesi ve korunması, eklemlerin rahat çalışabilmesi, cildimizin sağlıklı ve kırışıksız kalabilmesi hep su ile mümkün olabilmektedir.
Fakat bütün bu saydığımız ve sayamadığımız daha nice faydalı işlerin meydana gelmesinde göz ardı edilmemesi gereken en önemli şey, içtiğimiz suyun temiz olmasıdır. Bu, çok önemlidir. Çünkü, gelişen teknoloji ile birlikte soluduğumuz hava ve yediklerimiz dahil olmak üzere sularımız giderek kirlenmektedir. Kimyasal atıkların çoğaldığı günümüzde temiz su bulabilmek zorlaştı. Su kaynaklarımız bile kirlenmeye başladı.

Dünyanın dörtte üçü sularla kaplı olduğu halde, içme suları ancak yüzde altısını teşkil ediyordu. Küresel ısınma ile birlikte dünyadaki içme suyu oranı binde yirmi beş seviyelerine düşmüştür. Bunun bile tamamı arzu edilen içme suyu ölçülerinde değildir. Nehirlerdeki kirlilik oranları da giderek artmakta olup, bugün Afrika kıtasında tam on ülkenin içinden geçmekte olan Kongo nehri, başta sıtma olmak üzere bir çok hastalığın mikrobunu bünyesinde taşımaktadır.

Özellikle temiz suyun önemini çok iyi anlamalıyız. Şişe ve damacanalarla alıp tüketmekte olduğumuz sular bile sağlıklı bir vücudun isteklerine cevap verememektedir. Çünkü yine konunun uzmanları belirtiyorlar ki, temiz su yirmi dört saat içerisinde tüketilmelidir. Aksi taktirde organizma üzerindeki pozitif etkisi azalmaktadır. İçtiğimiz suyun günlük olup olmadığını sürekli kontrol edebilmemiz mümkün olmadığına göre yapılacak tek iş, her evde suyu atomize etmek suretiyle moleküllerine ayıran su ayrıştırma cihazlarından bir tane bulundurmaktır. Böylece içtiğimiz suyun temiz ve taze olduğundan emin oluruz. Çocuklarımızın sağlıklı yetişebilmesi biraz da buna bağlıdır. Hele su içme ihtiyacını çay içerek veya buna benzer yollarla gidermeye kalkışanlar büyük bir yanlışın içine düştüklerinden habersizdirler. Çünkü vücut, alınan çaydaki suyu kullanabilmek için, hemen hemen bir o kadar su harcamak zorunda kalır. İnsan susamadan su içmelidir. Bilinmelidir ki susadığımızda vücut alarm sistemi harekete geçmiş, acilen su istemektedir. Bu da sağlığımızı önemli ölçüde etkileyen bir faktördür.

Halk arasında yarım asırdan beri söylenegelen bir söz vardır: “Vücudumuzun az da olsa mikroba da ihtiyacı var.” Bu sözün bir asır öncesine kadar doğruluğu belki kabul edilebilirdi. Ancak günümüz için geçerliliğini çoktan yitirmiş bir sözdür. Eskiden çocuk, çöplükte bulduğu elmayı yıkamadan yer ve hasta olmak şöyle dursun, topaç gibi olurdu. Şimdi ise tam tersi, artık alabildiğine mikropsuzluğa ihtiyacımız var. Gelişen teknoloji ve artan kimyasal atıklar çevreyi ve içme sularımızı kirletmeye yetiyor da artıyor bile. Tüketmekte olduğumuz gıdalar hormonlarla, kimyasallarla, genetik yapısı değiştirilmekle zaten sağlığımızı tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Ayrıca zehir solumakta olduğumuzu da unutmayalım. Mikropsuz ortam bulabilmek neredeyse imkansız hale geldi. Onun için temiz havaya olduğu kadar temiz suya da muhtacız.
Allahü teala bu muhtaçlığımızı hasrete dönüştürmesin!
Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Son düzenleyen Safi; 27 Ekim 2016 18:46
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Nisan 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
SU HAYATTIR
Gazeteci-Yazar
Sponsorlu Bağlantılar
Su, her türlü canlının beslenebilmesi için nasıl ki vazgeçilmez ise, insan için de vazgeçilmezdir.
Uzmanlar, yakın gelecekte suyun petrolden daha kıymetli olacağını savunmaktadır. Ancak, balığın suda yaşayıp, suyun kıymetini bilemediği gibi, insanlar da suyun kıymetini bilememektedir. Su, ileride değil, geçmişte ve günümüzde de en kıymetli üç şeyden biridir. Nedir bu üç şey?

Hava, su ve gıda.
Bu müthiş üçlü olmasa insanoğlu yaşayamaz. Su bulamadığımızı, nefes alabilecek kadar havaya muhtaç olduğumuzu veya aç kaldığımızı bir an düşünmek bile feci bir şey.
Beynimizin dörtte üçü, kanımızın beşte dördü, kemiklerimizin beşte biri, adalelerimizin dörtte üçü hep sudur. Akşam yatmadan önce alınan bir bardak su kalp krizi ve felci önlediği gibi, sabah yataktan kalkınca hemen içilen iki bardak su iç organların rahat çalışmasını temin eder. Yemekten yarım saat önce alınan bir bardak su hazmı kolaylaştırırken, banyodan önce içilen bir bardak su tansiyonu düşürmeye yardımcı olur. Vücut ısısının düzenlenmesi, hücrelere gıda ve oksijen taşınması, yediklerimizin enerjiye çevrilmesi, vücuttaki toksinlerin atılması, hayati organlarımızın rahat çalışabilmesi ve korunması, eklemlerin rahat çalışabilmesi, cildimizin sağlıklı ve kırışıksız kalabilmesi hep su ile mümkün olabilmektedir.
Fakat bütün bu saydığımız ve sayamadığımız daha nice faydalı işlerin meydana gelmesinde göz ardı edilmemesi gereken en önemli şey, içtiğimiz suyun temiz olmasıdır. Bu, çok önemlidir. Çünkü, gelişen teknoloji ile birlikte soluduğumuz hava ve yediklerimiz dahil olmak üzere sularımız giderek kirlenmektedir. Kimyasal atıkların çoğaldığı günümüzde temiz su bulabilmek zorlaştı. Su kaynaklarımız bile kirlenmeye başladı.

Dünyanın dörtte üçü sularla kaplı olduğu halde, içme suları ancak yüzde altısını teşkil ediyordu. Küresel ısınma ile birlikte dünyadaki içme suyu oranı binde yirmi beş seviyelerine düşmüştür. Bunun bile tamamı arzu edilen içme suyu ölçülerinde değildir. Nehirlerdeki kirlilik oranları da giderek artmakta olup, bugün Afrika kıtasında tam on ülkenin içinden geçmekte olan Kongo nehri, başta sıtma olmak üzere bir çok hastalığın mikrobunu bünyesinde taşımaktadır.

Özellikle temiz suyun önemini çok iyi anlamalıyız. Şişe ve damacanalarla alıp tüketmekte olduğumuz sular bile sağlıklı bir vücudun isteklerine cevap verememektedir. Çünkü yine konunun uzmanları belirtiyorlar ki, temiz su yirmi dört saat içerisinde tüketilmelidir. Aksi taktirde organizma üzerindeki pozitif etkisi azalmaktadır. İçtiğimiz suyun günlük olup olmadığını sürekli kontrol edebilmemiz mümkün olmadığına göre yapılacak tek iş, her evde suyu atomize etmek suretiyle moleküllerine ayıran su ayrıştırma cihazlarından bir tane bulundurmaktır. Böylece içtiğimiz suyun temiz ve taze olduğundan emin oluruz. Çocuklarımızın sağlıklı yetişebilmesi biraz da buna bağlıdır. Hele su içme ihtiyacını çay içerek veya buna benzer yollarla gidermeye kalkışanlar büyük bir yanlışın içine düştüklerinden habersizdirler. Çünkü vücut, alınan çaydaki suyu kullanabilmek için, hemen hemen bir o kadar su harcamak zorunda kalır. İnsan susamadan su içmelidir. Bilinmelidir ki susadığımızda vücut alarm sistemi harekete geçmiş, acilen su istemektedir. Bu da sağlığımızı önemli ölçüde etkileyen bir faktördür.

Halk arasında yarım asırdan beri söylenegelen bir söz vardır: “Vücudumuzun az da olsa mikroba da ihtiyacı var.” Bu sözün bir asır öncesine kadar doğruluğu belki kabul edilebilirdi. Ancak günümüz için geçerliliğini çoktan yitirmiş bir sözdür. Eskiden çocuk, çöplükte bulduğu elmayı yıkamadan yer ve hasta olmak şöyle dursun, topaç gibi olurdu. Şimdi ise tam tersi, artık alabildiğine mikropsuzluğa ihtiyacımız var. Gelişen teknoloji ve artan kimyasal atıklar çevreyi ve içme sularımızı kirletmeye yetiyor da artıyor bile. Tüketmekte olduğumuz gıdalar hormonlarla, kimyasallarla, genetik yapısı değiştirilmekle zaten sağlığımızı tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Ayrıca zehir solumakta olduğumuzu da unutmayalım. Mikropsuz ortam bulabilmek neredeyse imkansız hale geldi. Onun için temiz havaya olduğu kadar temiz suya da muhtacız.
Allahü teala bu muhtaçlığımızı hasrete dönüştürmesin!
Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Son düzenleyen Safi; 27 Ekim 2016 18:47
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Su hayatımız için çok önemlidir bu nedenle onu iyi kullanmalıyız, iyi idare etmeliyiz. Biz insanlar suyun değerini, bilmezsek ondan mahrum kalırız bu nedenle suyun değerini bilmeliyiz. Canlılar için su hayati önem taşır.
Dünyada kullanılabilir su miktarı sadece yüzde birdir bu nedenle suyu idareli kullanmalıyız.

Benzer Konular

18 Ocak 2011 / çağla Cevaplanmış