Arama

Arif Nihat Asya kimdir, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 7 Mart 2016 Gösterim: 5.728 Cevap: 5
sanfransizko - avatarı
sanfransizko
Ziyaretçi
16 Şubat 2010       Mesaj #1
sanfransizko - avatarı
Ziyaretçi
Arif Nihat Asya kimdir, hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
EN İYİ CEVABI Baturalp verdi
ARİF NİHAT ASYA
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Arif Nihat Asya (7 Şubat 1904; İnceğiz, Çatalca, İstanbul - 5 Ocak 1975, Ankara), Türk şair, öğretmen, siyasetçi.

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli temsilcilerindendir. Sade bir üslupla milli değerleri ve dini heyecanları işleyen şiirleri yazmıştır. “Bayrak”, “Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor”, “Fetih Davulları”, “Selimler”, “Kubbeler”, “Süleymaniye” en tanınmış şiirleridir. "Bayrak" şiirinden dolayı Türk edebiyatında "Bayrak şairi" olarak da anılır.. IX dönem TBMM’de milletvekili olarak görev yapmıştır.

YAŞAMI
1904’te Çatalca’nın İnceğiz köyünde dünyaya geldi. Asıl adı Mehmed Arif’tir. Tokatlı Zîver Efendi ile Tırnovalı Zehra Hanım’ın tek çocuğu idi. Şairin bilinen en büyük dedesi Kapusuz Hacı Ahmet, Tokat'a bağlı Kapusuz Köyü’nden İstanbul'a göçmüş ve orada debbağlıkla uğraşmış olan bir âhî ustasıdır.

Henüz bebekken babası veba hastalığından hayatını kaybetti; annesinin yeni bir evlilik yapıp Filistin'e gitmesi üzerine üç yaşından itibaren akrabalarının yanında yetiştirildi.

Öğrenim hayatı Örçünlü Köy mektebinde başladı. Babaannesinin ölümünden sonra onun bakımını üstlenen halası ile birlikte Balkan Savaşı’ndan kısa bir süre önce İstanbul'a göçtü; Kocamustafapaşa ve Haseki mahalle mekteplerinde öğrenim gördükten sonra I. Dünya Savaşı yıllarında Gülşen-i Maarif Rüştiyesi'ne devam etti. Bu dönemde hakim olan milliyetçi duyguların etkisiyle şiire başladı. Bazı destancıların Haseki’de okuyarak sattıkları harp destanları onu şiire yönelten ilk örneklerdi. Orta tahsilini parasız yatılı olarak Bolu ve Kastamonu liselerinde tamamladı. Milli Mücadele’ye destek verenlerin durağı haline gelen Kastamonu’daki öğrencilik dönemi onun kişiliğini ve sanatını etkiledi. Bu döneme şiire ilgisi arttı, hocası Enver Kemal Bey'in yönettiği Gençlik adlı dergide ilk şiirlerini yayımladı.

Öğrenimine Dârü'l-Muallimîn-i Âliye (sonraki adı Yüksek Muallim Mektebi, bugünkü İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu) Edebiyat Bölümü'nde devam etti. İlk şiir kitabı olan Heykeltıraş, 1924 yılında bu okulda öğrenci iken yayımlandı. Yüksek Muallim Mektebi son sınıfındayken ilk eşi olan Hatice Semiha Hanım'la evlendi. Bu evlilikten iki çocuğu oldu.

1928’de mezun olduktan sonra edebiyat öğretmeni olarak Adana’ya tayin oldu Adana Kız Lisesi ve Erkek Lisesi’nde 14 yıl öğretmenlik ve idarecilik yaptı.

Adana’da öğretmenlik yaptığı dönemde 1933 yılında Üsküdar Mevlevihanesinin son şeyhi Ahmet Remzi Akyürek'le tanışan Arif Nihat, dervişlik çilesini çekip Mevlevilikte şeyhlik makamına kadar yükseldi; milli şiirlerin yanı sıra tasavvufi şiirler yazdı. Şair, 1940 yılında, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı 5 Ocak günü yapılan tören için Bayrak adlı şiiri ile tanındı ve “Bayrak şairi” olarak anılır oldu. Şiir, önce “Görüşler” dergisinde yayımlanmış; daha sonra da “Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor” adlı şiir kitabının 1946'da çıkan ilk baskısında yer almıştır.

1941 yılında ilk evliliğini sonlandıran şair, kimya öğretmeni Servet Akdoğan ile ikinci evliliğini yapmış ve bu evlilikten de bir kız, bir erkek çocuk sahibi olmuştur.

Malatya Lisesi’ne müdür olarak atanıp Adana’dan ayrılan şair, Malatya Lisesi Müdürü iken Maarif Vekili Hasan Ali Yücel ile yaşadığı sert tartışma nedeniyle huzursuzluk yaşadı. Üç yıl kadar Malatya’da çalıştıktan sonra yeniden edebiyat öğretmeni olarak Adana Erkek Lisesi’ne döndü. 1948’de Edirne Lisesi’ne sürgün edildi.

1950 Türkiye genel seçimlerinde Demokrat Parti’nin listesinden Seyhan (Adana) adayı oldu. Seçimleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Dönemin sonunda aktif politikayı bıraktı, öğretmenliğe döndü. Kısa bir süre Eskişehir Lisesi’inde öğretmenlik yaptı. Çok uzun bir zaman kalmamış olmasına rağmen şirinde Eskişehir’in çok yer alması ve bu şehirde çok benimsenmiş olması onun X. dönem Eskişehir milletvekilliği yaptığı, Bayrak şiirinin Eskişehir’de yazıldığı gibi yanlış bilgilerin günümüzde bir çok kaynakta yer almasına yol açmıştır.[4] Arif Nihat Asya, 1955 yılından itibaren Ankara Gazi Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. Kıbrıs'ta görevlendirilip iki yıl da Lefkoşa Erkek Lisesi’nde görev yaptıktan sonra 1962’de Ankara’ya döndü ve Gazi Lisesi’nden emekliye ayrıldı.

Emekliye ayrıldıktan sonra Yeni İstanbul ve Babıali'de Sabah gazetelerinde yazılar yazdı. 1974 Aralık ayının sonlarında hastalanarak hasneye kaldırıldı; 5 Ocak 1975'te vefat etti. Kabri, Ankara Karşıyaka Mezarlığı'ndadır.

EDEBİ YAŞAMI
Milliyetçi şiirleriyle tanınan Arif Nihat Asya, yurdun güzelliklerini, doğasını anlatan, kimi zaman yergici ama Türklüğü yücelten şiirler yazmıştır. Şiirlerinde halk ve divan edebiyatı nazım şekilleri yanında modern edebiyatın nazım şekilleri de yer almıştır. En çok kullandığı nazım şekli ise [rubai]]dir; rubailerden oluşan beş ayrı kitap yazmıştır.

İşlemiş olduğu başlıca temalar kahramanlık ve tarih duygusu, din, aşk, tabiat ve memleket güzellikleridir. Şiirleri arasında, ebced hesabıyla tarih düşürdüğü manzumeler de önemli bir yer tutar.

Şiirlerinde günlük Türkçe’yi bir sanat dili haline getirerek kullanan Arif Nihat’ın rahat, özentisiz ve sade bir üslûbu vardır. Şiiri üzerinde Yahya Kemal'in açık tesiri görülmektedir.

Sosyal ve siyasal konuları, yurt gözlemlerini, arkadaşlarını, yakın çevresini, tarihî konuları, dinî meseleleri, aşkı, tabiatı konu alan nesir türünde eserleri de vardır.

ESERLERİ

Heykeltraş (1924)
Yastığımın Rüyası (1930, mensur şiir)
Ayetler (1936)
Kanatlar ve Gagalar (1945, vecizeler),
Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor (1946)
Rubaiyyat-ı Arif (1956)
Enikli Kapı (1964)
Kıbrıs Rubaileri (1964)
Kökler ve Dallar (1964)
Nisan (1964)
Emzikler (1964)
Dualar ve Aminler (1967)
Kubbe-i Hadrâ (1967)
Kova Burcu (1967)
Terazi Kendini Tartmaz (1967, nesir)
Tehdit Mektupları (1967, nesir)
Yürek (1968)
Aynalarda Kalan (1969)
Onlar Bu Dilden Anlar (1970, nesir),
Basamaklar (1971)
Avrupa'dan Rubailer (1971)
Şiirler (seçmeler 1971).
Aramak ve Söyleyememek (1976, nesir)
Kanatlarını Arayanlar (1976).

Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Mart 2016 12:48 Sebep: iç başlık
baba42 - avatarı
baba42
Ziyaretçi
13 Ocak 2011       Mesaj #2
baba42 - avatarı
Ziyaretçi
arif niyat asya kimdir?
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arif nihat asyanın bir kaç şiirini koysanıza ?
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arif Nihat Asya (7 Şubat 1904, Çatalca, İstanbul - 5 Ocak 1975, Ankara), milliyetçi şiirleriyle tanınan ve Adana'nın kurtuluş günü olan 5 Ocak günü yazdığı ünlü "Bayrak" şiirinden dolayı "Bayrak şairi" olarak da anılan Türk şairdir[1].
Ted Koleji'ni ve İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. Adana, Malatya, Edirne, Tarsus, Ankara ve Kıbrıs'taki liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1950 yılında Seyhan (Adana), ve 1954 yılında da Eskişehir milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Milletvekilliğinden sonra tekrar bir süre daha öğretmenlik yaptı. Ankara Gazi Lisesi'nde edebiyat öğretmeni iken 1962'de emekliye ayrıldı.
Yeni İstanbul ve Babıali’de Sabah gazetelerinde yazılar yazdı. Aruzla başladığı şiirde rubailer, gazeller yazdı. Özellikle rubailere büyük önem verdi.Rubailerden oluşan 5 ayrı kitap yazdı. Daha sonra heceli ve serbest vezinli(ölçülü) şiirler yazdı.
Milliyetçi şiirleriyle dikkat çeken Arif Nihat Asya, yurdun güzelliklerini, doğasını anlatan, kimi zaman yergici ama Türklüğü yücelten şiirleriyle de bilinir.
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
5 Mart 2016       Mesaj #5
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
ARİF NİHAT ASYA
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

Arif Nihat Asya (7 Şubat 1904; İnceğiz, Çatalca, İstanbul - 5 Ocak 1975, Ankara), Türk şair, öğretmen, siyasetçi.

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli temsilcilerindendir. Sade bir üslupla milli değerleri ve dini heyecanları işleyen şiirleri yazmıştır. “Bayrak”, “Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor”, “Fetih Davulları”, “Selimler”, “Kubbeler”, “Süleymaniye” en tanınmış şiirleridir. "Bayrak" şiirinden dolayı Türk edebiyatında "Bayrak şairi" olarak da anılır.. IX dönem TBMM’de milletvekili olarak görev yapmıştır.

YAŞAMI
1904’te Çatalca’nın İnceğiz köyünde dünyaya geldi. Asıl adı Mehmed Arif’tir. Tokatlı Zîver Efendi ile Tırnovalı Zehra Hanım’ın tek çocuğu idi. Şairin bilinen en büyük dedesi Kapusuz Hacı Ahmet, Tokat'a bağlı Kapusuz Köyü’nden İstanbul'a göçmüş ve orada debbağlıkla uğraşmış olan bir âhî ustasıdır.

Henüz bebekken babası veba hastalığından hayatını kaybetti; annesinin yeni bir evlilik yapıp Filistin'e gitmesi üzerine üç yaşından itibaren akrabalarının yanında yetiştirildi.

Öğrenim hayatı Örçünlü Köy mektebinde başladı. Babaannesinin ölümünden sonra onun bakımını üstlenen halası ile birlikte Balkan Savaşı’ndan kısa bir süre önce İstanbul'a göçtü; Kocamustafapaşa ve Haseki mahalle mekteplerinde öğrenim gördükten sonra I. Dünya Savaşı yıllarında Gülşen-i Maarif Rüştiyesi'ne devam etti. Bu dönemde hakim olan milliyetçi duyguların etkisiyle şiire başladı. Bazı destancıların Haseki’de okuyarak sattıkları harp destanları onu şiire yönelten ilk örneklerdi. Orta tahsilini parasız yatılı olarak Bolu ve Kastamonu liselerinde tamamladı. Milli Mücadele’ye destek verenlerin durağı haline gelen Kastamonu’daki öğrencilik dönemi onun kişiliğini ve sanatını etkiledi. Bu döneme şiire ilgisi arttı, hocası Enver Kemal Bey'in yönettiği Gençlik adlı dergide ilk şiirlerini yayımladı.

Öğrenimine Dârü'l-Muallimîn-i Âliye (sonraki adı Yüksek Muallim Mektebi, bugünkü İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu) Edebiyat Bölümü'nde devam etti. İlk şiir kitabı olan Heykeltıraş, 1924 yılında bu okulda öğrenci iken yayımlandı. Yüksek Muallim Mektebi son sınıfındayken ilk eşi olan Hatice Semiha Hanım'la evlendi. Bu evlilikten iki çocuğu oldu.

1928’de mezun olduktan sonra edebiyat öğretmeni olarak Adana’ya tayin oldu Adana Kız Lisesi ve Erkek Lisesi’nde 14 yıl öğretmenlik ve idarecilik yaptı.

Adana’da öğretmenlik yaptığı dönemde 1933 yılında Üsküdar Mevlevihanesinin son şeyhi Ahmet Remzi Akyürek'le tanışan Arif Nihat, dervişlik çilesini çekip Mevlevilikte şeyhlik makamına kadar yükseldi; milli şiirlerin yanı sıra tasavvufi şiirler yazdı. Şair, 1940 yılında, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı 5 Ocak günü yapılan tören için Bayrak adlı şiiri ile tanındı ve “Bayrak şairi” olarak anılır oldu. Şiir, önce “Görüşler” dergisinde yayımlanmış; daha sonra da “Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor” adlı şiir kitabının 1946'da çıkan ilk baskısında yer almıştır.

1941 yılında ilk evliliğini sonlandıran şair, kimya öğretmeni Servet Akdoğan ile ikinci evliliğini yapmış ve bu evlilikten de bir kız, bir erkek çocuk sahibi olmuştur.

Malatya Lisesi’ne müdür olarak atanıp Adana’dan ayrılan şair, Malatya Lisesi Müdürü iken Maarif Vekili Hasan Ali Yücel ile yaşadığı sert tartışma nedeniyle huzursuzluk yaşadı. Üç yıl kadar Malatya’da çalıştıktan sonra yeniden edebiyat öğretmeni olarak Adana Erkek Lisesi’ne döndü. 1948’de Edirne Lisesi’ne sürgün edildi.

1950 Türkiye genel seçimlerinde Demokrat Parti’nin listesinden Seyhan (Adana) adayı oldu. Seçimleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Dönemin sonunda aktif politikayı bıraktı, öğretmenliğe döndü. Kısa bir süre Eskişehir Lisesi’inde öğretmenlik yaptı. Çok uzun bir zaman kalmamış olmasına rağmen şirinde Eskişehir’in çok yer alması ve bu şehirde çok benimsenmiş olması onun X. dönem Eskişehir milletvekilliği yaptığı, Bayrak şiirinin Eskişehir’de yazıldığı gibi yanlış bilgilerin günümüzde bir çok kaynakta yer almasına yol açmıştır.[4] Arif Nihat Asya, 1955 yılından itibaren Ankara Gazi Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. Kıbrıs'ta görevlendirilip iki yıl da Lefkoşa Erkek Lisesi’nde görev yaptıktan sonra 1962’de Ankara’ya döndü ve Gazi Lisesi’nden emekliye ayrıldı.

Emekliye ayrıldıktan sonra Yeni İstanbul ve Babıali'de Sabah gazetelerinde yazılar yazdı. 1974 Aralık ayının sonlarında hastalanarak hasneye kaldırıldı; 5 Ocak 1975'te vefat etti. Kabri, Ankara Karşıyaka Mezarlığı'ndadır.

EDEBİ YAŞAMI
Milliyetçi şiirleriyle tanınan Arif Nihat Asya, yurdun güzelliklerini, doğasını anlatan, kimi zaman yergici ama Türklüğü yücelten şiirler yazmıştır. Şiirlerinde halk ve divan edebiyatı nazım şekilleri yanında modern edebiyatın nazım şekilleri de yer almıştır. En çok kullandığı nazım şekli ise [rubai]]dir; rubailerden oluşan beş ayrı kitap yazmıştır.

İşlemiş olduğu başlıca temalar kahramanlık ve tarih duygusu, din, aşk, tabiat ve memleket güzellikleridir. Şiirleri arasında, ebced hesabıyla tarih düşürdüğü manzumeler de önemli bir yer tutar.

Şiirlerinde günlük Türkçe’yi bir sanat dili haline getirerek kullanan Arif Nihat’ın rahat, özentisiz ve sade bir üslûbu vardır. Şiiri üzerinde Yahya Kemal'in açık tesiri görülmektedir.

Sosyal ve siyasal konuları, yurt gözlemlerini, arkadaşlarını, yakın çevresini, tarihî konuları, dinî meseleleri, aşkı, tabiatı konu alan nesir türünde eserleri de vardır.

ESERLERİ

Heykeltraş (1924)
Yastığımın Rüyası (1930, mensur şiir)
Ayetler (1936)
Kanatlar ve Gagalar (1945, vecizeler),
Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor (1946)
Rubaiyyat-ı Arif (1956)
Enikli Kapı (1964)
Kıbrıs Rubaileri (1964)
Kökler ve Dallar (1964)
Nisan (1964)
Emzikler (1964)
Dualar ve Aminler (1967)
Kubbe-i Hadrâ (1967)
Kova Burcu (1967)
Terazi Kendini Tartmaz (1967, nesir)
Tehdit Mektupları (1967, nesir)
Yürek (1968)
Aynalarda Kalan (1969)
Onlar Bu Dilden Anlar (1970, nesir),
Basamaklar (1971)
Avrupa'dan Rubailer (1971)
Şiirler (seçmeler 1971).
Aramak ve Söyleyememek (1976, nesir)
Kanatlarını Arayanlar (1976).
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
7 Mart 2016       Mesaj #6
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Arif Nihat Asya'nın bir kaç şiirini koysanıza ?

Ağıt
Ağlayın, parmakları nur
Sularından kınalı kızlarım
Ağlasın Meraga göklerinden
Meraga'ya bakıp yıldızlarım

Yollara Kürşadlar uzanmış ölü
Ağlasın Akülke, ağlasın Sütgölü
Yiğitlerim uyur gurbet ellerde
Kimi Semerkant'ta bekler beni
Kimi Caber'de

Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok
Ben nasıl varım?
Ağla ey Tanrı dağlarından
İndirilmiş Tanrım

Şu yakın suların
Kolu neden bükülmez
Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin
Benden doğar, bana dökülmez?

Ben ki ateşle konuşurdum.selle konuşurdum
İdil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum
''Sangaryos''u ''Sakarya'' yapan
''İkonyom''u ''Konya'' yapan
Dille konuşurdum
Arif Nihat Asya

Anne
İlk kundağın
Ben oldum, yavrum;
İlk oyuncağın
Ben oldum.

Acı nedir
Tatlı nedir... bilmezdin
Dilin damağın
Ben oldum.
Elinin ermediği
Dilinin dönmediği
Çağlarda, yavrum
Kolun kanadın
Ben oldum
Dilin dudağın
Ben oldum.

Belki kıskanırlar diye
Gördüklerini
Sakladım gözlerden
Gülücüklerini...
Tülün duvağın
Ben oldum!

Artık isterlerse adımı
Söylemesinler bana
'Onun Annesi' diyorlar...
Bu yeter sevgilim bu yeter bana!

Bir dediğini
İki etmiyeyim diye
Öyle çırpındım ki
Ve seni öyle sevdim sana
O kadar ısındım ki
Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim
Gün oldu kırdın...
İncinmedim;
İlk oyuncağın
Ben oldum.. Yavrum
Son oyuncağın
Ben oldum...

Layık değildim
Layık gördüler
Annen oldum yavrum
Annen oldum!
Arif Nihat Asya

Bayrak
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
Arif Nihat Asya


"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

9 Nisan 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
9 Nisan 2016 / türkan Cevaplanmış
9 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
13 Ekim 2010 / Misafir Soru-Cevap