Arama

Ahmet Vefik Paşa'nın tiyatroda yeri nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 16 Nisan 2018 Gösterim: 2.898 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mart 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ahmet Vefik Paşa'nın tiyatroda yeri nedir?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
TİYATROYA’YA OLAN KATKILARI
Ahmet Vefik Paşa, bugün bile Türk Tiyatrosu'na hizmetlerinden çok, eli sopalı bir vali olması, “Bir Seyirci Yetişiyor” düsturuyla vatandaşları ve yanında çalışan memurları zorla tiyatroya götürmesi ve halkı canından bezdirmesi ile meşhur, birtakım tuhaf davranışlar sergileyen, acayip bir adam olarak hatırlanmaktadır. Oysa, geçmiş zaman denilir ki, günün koşullarına ve o koşulların yarattığı zorluklara rağmen Ahmet Vefik Paşa'nın tiyatro için gösterdiği yoğun çaba ve bu yoğun çabanın neticesinde başardıkları göz önüne alınacak olursa, Paşa ile ilgili önyargılardan kurtulmak mümkün olur.
Sponsorlu Bağlantılar

Ahmet Vefik Paşa, 1832 yılında İstanbul'da doğmuştur. Önce mühendislik okuluna başlamasına rağmen, babası Paris'teki elçilikte görevlendirilince, oğlunu da yanına alıp Fransa'ya gitmiştir ve oğlunu St. Louis Lisesi'ne yazdırmıştır. 1937'de İstanbul'a döndüğünde on beş yaşında olan Ahmet Vefik, Fransızca'yı iyi düzeyde öğrenmiş, aynı zamanda Latince eğitimi de almıştır. Doç Dr. Nurhan Tekerek'in aktardığına göre Paris ve St. Louis Lisesi'nde; “Corneille, Moliére, Racine, Rousseau, Balzac, Bern Ardin de Saint-Pierre, Stendhal, Chateaubriand gibi Fransız klasiklerini okumak, onlar hakkında yapılan açıklamaları dinlemek fırsatını elde eder”. 18 yaşındayken, babasının tayini Londra'ya çıktığında, yine ona eşlik edecek ve orada İngiliz tiyatrosunu yakından izleme ve tanıma imkânı bulmuş olacaktır. Ancak, Vefik Paşa'yı diğer Tanzimat ve Meşrutiyet aydınlarından farklı kılan yanı; bu kadar batı etkisinde eğitim almış olmasına rağmen kendisini Osmanlı aydını olarak muhafaza etmesindeki başarıdır. O dönemde Osmanlı içişlerine karışma sevdalısı olan Fransızlarla ters düştüğünden, ikinci kez görev için gittiği Paris'ten İstanbul'a geri çevrilmiş ve Divan-ı Muhasebat Müsteşarı olarak göreve alınmıştır. Ancak, Ahmet Vefik Paşa, tiyatro konusunda içinde onulmaz bir ateşin yanmasına engel olamamaktadır. Her ne kadar bir devlet adamı olsa da, Paris tiyatrolarında izlediği ve hem oyun yazarı hem de rejisör olarak Moliére'e neredeyse hayranlık duymaktadır.

Türk sahnesinin Moliére'liğine soyunmak sevdasındaki bu diplomat için Fransız yazarın eserlerinden faydalanmadığını düşünmek imkansızdır. Önce Zoraki Nikah ve Zoraki Hekim oyunlarını olayları değiştirmeden, 17. yüzyıldaki Fransız ahalisinin “huy, anlayış, konuşma şekli ve kısacası her bakımdan, 19. yüzyıldaki Osmanlı yaşantısına uygun hale getirir. Paşa'nın ilk adaptasyonu diyebileceğimiz, Zor Nikah 1868-1869 senelerinde Gedikpaşa Tiyatrosu'nda oynanmıştır. Söz konusu edilen adaptasyonu sonraki sezonda Tabib-i Aşk (Aşk Doktoru) izledi. Daha sonra da adaptasyon çalışmalarına devam eden Paşa'nın insani ve sosyal yönü kuvvetli bu eserleri çok yerinde bir şekilde seçmiş olduğunu anlayabiliyoruz. Bu arada sadece tiyatro ile ilgili değil, Türk dili ve kültürüne katkıları da; örneğin sözlük çalışmaları yapma yoluyla süreklilik göstermektedir. Oldukça karışık bir dönemde Meclis i Mebusan başkanlığına getirilmiş olmasından ötürü başarılı olmayınca, hem kendisinin hem de Hüdavendigar (Bursa) halkının kaderini değiştirecek olan tayin kararı gelir. Ahmet Vefik Paşa; Bursa Valiliği'ne atanmıştır.

Tiyatroya olan hevesini ve coşkusunu yeni atandığı bu kentte de kaybetmemiş olan Paşa, dönemin tiyatro oyuncularından Fasulyacıyan, Hiranuş, Koharik Şirinyan gibi isimleri Bursa'da izledikten sonra, onları ertesi gün makamına çağırmış ve; “Size bir tiyatro yaptıracağım, eserler vereceğim ve onları oynayacaksınız, yaptıracağım tiyatroya para vermeyeceksiniz, sadece Gureba (yetimler) için yılda iki oyunu onların hayrına oynayacaksınız” demiştir. Bu olayı aktaran o zamanların ünlü tiyatro oyuncularından biri olarak bilinen Ahmet Fehim Efendi'dir. Bundan sonraki aşamada Paşa, Moliére'in bütün oyunlarını tercüme etmeye başlar, Bursa tiyatrosunun tüm masrafını da öder. Paşa görevinden azledildikten sonra hakkında övgüler yazmakla ünlü gazetelerden “Tercüman-ı Hakikat”'te, valinin dillerde dolanan ve garip sayılan hallerine iki tane daha ilave edildiği yazılmıştır. “Paşanın uykusu kaçtığı geceler, odasında sabaha kadar yüksek sesle Moliere'den Fransızca pasajlar irşad etmesi de yine o devirde bir başka manyaklık sayılmaktadır. (Aktaran Tekerek) “, ancak gazetede özellikle iki tuhaf huyundan daha söz edilir:

1. Halkı cebren tiyatroya sevk ediyor.
2. Kendisi el çırparsa halkın el çırpmasına izin veriyor, kendisi alkışlamamış da halktan biri alkışlamışsa adamı açıkça eleştiriyordu.

Kısacası Ahmet Vefik Paşa'nın görevinden alınmasına yol veren nedenlerin başında tiyatro yaptırması, sanatı koruması, piyesler oynatması, aktörlerin parasını devlet bütçesinden ödemesi gibi genelde kapısı tiyatroya açılan sorunlar gelmektedir. Paşa'nın azlinden önce yayınlanan bir bildirgede, özellikle onuncu ve on birinci maddeler dikkate şayandır:
Madde 10: Valiliğe tâyininden azline kadar tiyatro ile uğraşmış, İstanbul'dan Fasulyacıyan namında birinin idaresinde olarak getirttiği bir kumpanya üç sene boyunca haftada üç gece oynamıştır, biletler vilayet matbaasında bastırılmış ve Zaptiye çavuşları tarafından ahaliye dağıtılmıştır; halktan toplanılan hasılatın ayda sekiz bin kuruşa kadar çıktığını kumpanyanın direktörü söylemiştir. Hükümet sıfatına yakışmayacak surette piyeslerin provasında bulunmuştur. Zaptiyeler marifetiyle birtakım fahişelere bilet verecek ve fahişeleri tiyatroya getirtecek kadar bilet sattırarak halkı zarara sokmuştur. Haftanın birkaç gecesini kadınlara ayırarak onları da tiyatroya getirtmiş, aralarına fahişeleri de sokmuştur. Zaptiyelerden teşkil edilen bir mızıka takımını da tiyatroya tahsis etmiştir.

Madde 11: Cehalet içinde yüzen ehâliye maarifi yayacağı yerde gayretini tiyatronun idaresine hasretmiştir. Kız mektebi muallimi İbrahim Efendi'yi aktrislere hoca tâyin ederek, halkın ondan nefret etmesine ve bu yüzden birtakım kızların mektebi bırakmalarına sebep olmuştur. Tiyatroya mahsus on dokuz piyesi resmî ruhsat almadan Bursa matbaasında bastırmıştır, bundan dolayı da matbaaya yirmi bin kuruş borcu kalmıştır. Bursa'dan ayrıldıktan sonra tiyatrosu kapatılmış olan Ahmet Vefik Paşa için Prof. Dr. Metin And, Osmanlı Tiyatrosu kitabında; “Türk Tiyatrosu için bu önemli dönem kapanmıştır. Böylece Bursa'daki tiyatro 1879-1892'ye dek üç yıl sürmüştür” demektedir. Yunan İşgali (1925) sırasında yanan tiyatronun yerine yapılan, Bursa Devlet Tiyatrosu'na, “Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu” ismi gerek Bursa, gerekse Türk tiyatrosu için oldukça önemli bir insanın hatırasını anmak maksadıyla konulmuştur.

BAKINIZ
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa'nın tiyatroya olan katkıları nelerdir?

Son düzenleyen Safi; 16 Nisan 2018 23:59
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
TİYATROYA’YA OLAN KATKILARI
Ahmet Vefik Paşa, bugün bile Türk Tiyatrosu'na hizmetlerinden çok, eli sopalı bir vali olması, “Bir Seyirci Yetişiyor” düsturuyla vatandaşları ve yanında çalışan memurları zorla tiyatroya götürmesi ve halkı canından bezdirmesi ile meşhur, birtakım tuhaf davranışlar sergileyen, acayip bir adam olarak hatırlanmaktadır. Oysa, geçmiş zaman denilir ki, günün koşullarına ve o koşulların yarattığı zorluklara rağmen Ahmet Vefik Paşa'nın tiyatro için gösterdiği yoğun çaba ve bu yoğun çabanın neticesinde başardıkları göz önüne alınacak olursa, Paşa ile ilgili önyargılardan kurtulmak mümkün olur.
Sponsorlu Bağlantılar

Ahmet Vefik Paşa, 1832 yılında İstanbul'da doğmuştur. Önce mühendislik okuluna başlamasına rağmen, babası Paris'teki elçilikte görevlendirilince, oğlunu da yanına alıp Fransa'ya gitmiştir ve oğlunu St. Louis Lisesi'ne yazdırmıştır. 1937'de İstanbul'a döndüğünde on beş yaşında olan Ahmet Vefik, Fransızca'yı iyi düzeyde öğrenmiş, aynı zamanda Latince eğitimi de almıştır. Doç Dr. Nurhan Tekerek'in aktardığına göre Paris ve St. Louis Lisesi'nde; “Corneille, Moliére, Racine, Rousseau, Balzac, Bern Ardin de Saint-Pierre, Stendhal, Chateaubriand gibi Fransız klasiklerini okumak, onlar hakkında yapılan açıklamaları dinlemek fırsatını elde eder”. 18 yaşındayken, babasının tayini Londra'ya çıktığında, yine ona eşlik edecek ve orada İngiliz tiyatrosunu yakından izleme ve tanıma imkânı bulmuş olacaktır. Ancak, Vefik Paşa'yı diğer Tanzimat ve Meşrutiyet aydınlarından farklı kılan yanı; bu kadar batı etkisinde eğitim almış olmasına rağmen kendisini Osmanlı aydını olarak muhafaza etmesindeki başarıdır. O dönemde Osmanlı içişlerine karışma sevdalısı olan Fransızlarla ters düştüğünden, ikinci kez görev için gittiği Paris'ten İstanbul'a geri çevrilmiş ve Divan-ı Muhasebat Müsteşarı olarak göreve alınmıştır. Ancak, Ahmet Vefik Paşa, tiyatro konusunda içinde onulmaz bir ateşin yanmasına engel olamamaktadır. Her ne kadar bir devlet adamı olsa da, Paris tiyatrolarında izlediği ve hem oyun yazarı hem de rejisör olarak Moliére'e neredeyse hayranlık duymaktadır.

Türk sahnesinin Moliére'liğine soyunmak sevdasındaki bu diplomat için Fransız yazarın eserlerinden faydalanmadığını düşünmek imkansızdır. Önce Zoraki Nikah ve Zoraki Hekim oyunlarını olayları değiştirmeden, 17. yüzyıldaki Fransız ahalisinin “huy, anlayış, konuşma şekli ve kısacası her bakımdan, 19. yüzyıldaki Osmanlı yaşantısına uygun hale getirir. Paşa'nın ilk adaptasyonu diyebileceğimiz, Zor Nikah 1868-1869 senelerinde Gedikpaşa Tiyatrosu'nda oynanmıştır. Söz konusu edilen adaptasyonu sonraki sezonda Tabib-i Aşk (Aşk Doktoru) izledi. Daha sonra da adaptasyon çalışmalarına devam eden Paşa'nın insani ve sosyal yönü kuvvetli bu eserleri çok yerinde bir şekilde seçmiş olduğunu anlayabiliyoruz. Bu arada sadece tiyatro ile ilgili değil, Türk dili ve kültürüne katkıları da; örneğin sözlük çalışmaları yapma yoluyla süreklilik göstermektedir. Oldukça karışık bir dönemde Meclis i Mebusan başkanlığına getirilmiş olmasından ötürü başarılı olmayınca, hem kendisinin hem de Hüdavendigar (Bursa) halkının kaderini değiştirecek olan tayin kararı gelir. Ahmet Vefik Paşa; Bursa Valiliği'ne atanmıştır.

Tiyatroya olan hevesini ve coşkusunu yeni atandığı bu kentte de kaybetmemiş olan Paşa, dönemin tiyatro oyuncularından Fasulyacıyan, Hiranuş, Koharik Şirinyan gibi isimleri Bursa'da izledikten sonra, onları ertesi gün makamına çağırmış ve; “Size bir tiyatro yaptıracağım, eserler vereceğim ve onları oynayacaksınız, yaptıracağım tiyatroya para vermeyeceksiniz, sadece Gureba (yetimler) için yılda iki oyunu onların hayrına oynayacaksınız” demiştir. Bu olayı aktaran o zamanların ünlü tiyatro oyuncularından biri olarak bilinen Ahmet Fehim Efendi'dir. Bundan sonraki aşamada Paşa, Moliére'in bütün oyunlarını tercüme etmeye başlar, Bursa tiyatrosunun tüm masrafını da öder. Paşa görevinden azledildikten sonra hakkında övgüler yazmakla ünlü gazetelerden “Tercüman-ı Hakikat”'te, valinin dillerde dolanan ve garip sayılan hallerine iki tane daha ilave edildiği yazılmıştır. “Paşanın uykusu kaçtığı geceler, odasında sabaha kadar yüksek sesle Moliere'den Fransızca pasajlar irşad etmesi de yine o devirde bir başka manyaklık sayılmaktadır. (Aktaran Tekerek) “, ancak gazetede özellikle iki tuhaf huyundan daha söz edilir:

1. Halkı cebren tiyatroya sevk ediyor.
2. Kendisi el çırparsa halkın el çırpmasına izin veriyor, kendisi alkışlamamış da halktan biri alkışlamışsa adamı açıkça eleştiriyordu.

Kısacası Ahmet Vefik Paşa'nın görevinden alınmasına yol veren nedenlerin başında tiyatro yaptırması, sanatı koruması, piyesler oynatması, aktörlerin parasını devlet bütçesinden ödemesi gibi genelde kapısı tiyatroya açılan sorunlar gelmektedir. Paşa'nın azlinden önce yayınlanan bir bildirgede, özellikle onuncu ve on birinci maddeler dikkate şayandır:
Madde 10: Valiliğe tâyininden azline kadar tiyatro ile uğraşmış, İstanbul'dan Fasulyacıyan namında birinin idaresinde olarak getirttiği bir kumpanya üç sene boyunca haftada üç gece oynamıştır, biletler vilayet matbaasında bastırılmış ve Zaptiye çavuşları tarafından ahaliye dağıtılmıştır; halktan toplanılan hasılatın ayda sekiz bin kuruşa kadar çıktığını kumpanyanın direktörü söylemiştir. Hükümet sıfatına yakışmayacak surette piyeslerin provasında bulunmuştur. Zaptiyeler marifetiyle birtakım fahişelere bilet verecek ve fahişeleri tiyatroya getirtecek kadar bilet sattırarak halkı zarara sokmuştur. Haftanın birkaç gecesini kadınlara ayırarak onları da tiyatroya getirtmiş, aralarına fahişeleri de sokmuştur. Zaptiyelerden teşkil edilen bir mızıka takımını da tiyatroya tahsis etmiştir.

Madde 11: Cehalet içinde yüzen ehâliye maarifi yayacağı yerde gayretini tiyatronun idaresine hasretmiştir. Kız mektebi muallimi İbrahim Efendi'yi aktrislere hoca tâyin ederek, halkın ondan nefret etmesine ve bu yüzden birtakım kızların mektebi bırakmalarına sebep olmuştur. Tiyatroya mahsus on dokuz piyesi resmî ruhsat almadan Bursa matbaasında bastırmıştır, bundan dolayı da matbaaya yirmi bin kuruş borcu kalmıştır. Bursa'dan ayrıldıktan sonra tiyatrosu kapatılmış olan Ahmet Vefik Paşa için Prof. Dr. Metin And, Osmanlı Tiyatrosu kitabında; “Türk Tiyatrosu için bu önemli dönem kapanmıştır. Böylece Bursa'daki tiyatro 1879-1892'ye dek üç yıl sürmüştür” demektedir. Yunan İşgali (1925) sırasında yanan tiyatronun yerine yapılan, Bursa Devlet Tiyatrosu'na, “Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu” ismi gerek Bursa, gerekse Türk tiyatrosu için oldukça önemli bir insanın hatırasını anmak maksadıyla konulmuştur.

BAKINIZ
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa'nın tiyatroya olan katkıları nelerdir?

Son düzenleyen Safi; 17 Nisan 2018 00:08

Benzer Konular

17 Nisan 2018 / Kral_Aslan Edebiyat tr
25 Aralık 2008 / ösgee Cevaplanmış
4 Nisan 2007 / KisukE UraharA Siyaset tr
17 Nisan 2018 / muhammed_47 Cevaplanmış