Arama

Dünya, güneş ve ay ile ilgili öykü örnekleri verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 7 Mayıs 2017 Gösterim: 38.387 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mart 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dünya, güneş ve ay ile ilgili öykü örnekleri verir misiniz?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
Ay...Evrende bütün gezegenleri gezmiş...Hepsinde kendine bi yer aramış ama bulamamış...
Bir gün Dünya'yı görmüş...Gördüğü an vurulmuş Dünya'nın güzelliğine.
Sponsorlu Bağlantılar
Kendini Dünya'ya göstermek istemiş ama Dünya Ay'ı almamış yanına...
Ne yaklaşabilmiş ne uzaklaşabilmiş Dünya'sından...
Ay kendini gösterecek ya güzeller güzeli Dünya'sına..
Ne yapsa nafile...Dünya kabul etmiyo Ay'ı..
Işığını yansıtmak istemiş...
Görsün de o da kapılsın Ay'ın güzelliğine diye....

İstediği olmuş da...Dünya Ay'ın ışığına kapılmış....
O günden sonra ne Dünya Ay'sız ne de Ay Dünya'sız yapamamış...
Dünya üzerinde tüm insanlar uyuduktan sonra çıkarmış Ay sevdiğinin karşısına...
Herkes uyuduktan sonra...O muhteşem güzelliğini sadece sevdiği görsün istermiş...
Dünya Ay'ı kendi çekim alanına almış hiç bırakmamacasına...
O günden beridir Ay Dünya'nın etrafında dolanır Dünya 'da Ay'ı yörüngesinden ayırmazmış...
Son düzenleyen Safi; 7 Mayıs 2017 16:01
Bluesorrow - avatarı
Bluesorrow
Ziyaretçi
31 Mart 2010       Mesaj #2
Bluesorrow - avatarı
Ziyaretçi

Dolunayın Hikayesi


çok çok eskiden yeşil bir vadinin içinde bir ırmak kıyısında kurulu bir köy varmış dünyada, taa dünyanın öbür ucunda. çok eski dedik ya, o zamanlar gündüzler ipek güneşli geçermiş, yağmur yağmadıkça; geceleri hep yıldızlı olurmuş, bulutlar olmadıkça.
Sponsorlu Bağlantılar

köy sakinleri tarımla uğraşırlarmış, hayvanlar avlarlarmış uçsuz bucaksız arazilerinden, sularını kaynağı çok uzakta olan, köylerinin içinden geçen, ırmaktan alırlarmış. köyde herkes birbirini sever, sayarmış. köyde bir tek kişinin kalbinde öyle büyük bir sevgi varmış ki bütün köyünkine bedelmiş; dolun'un intera'ya olan aşkıymış bu.

kız dolun'u bilirmişte tanımazmış yakından. dolun dayanamamış bir gün gitmiş kızın yanına. sormuş intera'ya onunla evlenip evlenmeyeceğini.

intera demiş ki dolun'a :
"evlenirim evlenmeye ama benim isteyenim çoktur, her gelen kişiden aynı şeyi ister benim babam. ancak babamın bu isteğini yerine getiren benimle evlenir."

dolun şaşırmış´
"sensin benim kalbimim sahibi"diyerek başlamış sözüne
"senin dileğin benim için bir emirdir,söyle isteğini hemen yapayım" demiş aşkına.

intera demiş ki:
"bir çiçek vardır yaprakları gümüşten tomurcukları elmastan,onu ister babam benle evlenecekten".
dolun; "bekle beni" demiş intera'ya,"hemen gidip getireyim o çiçeği ama nerededir yeri ?"

intera parmağıyla göstermiş akan ırmağı
"işte bu ırmağın kaynağındadır der babam, kırk gün yürümek gerekirmiş oraya varmak için ama bir giden bir daha gelmedi şimdiye dek çünkü oralar büyülüymüş derler,giden geri gelmezmiş çünkü buralardan çok daha güzelmiş oralar."

dolun;
"senden daha güzel ne olabilir ki bu dünyada" demiş intera'ya
"döneceğim, o çiçekle, döneceğim çünkü seviyorum seni, çünkü sensiz anlamı olmaz benim için o güzelliğin".

dolun çıkmış yola sonra. kırk gün yürümüş ırmağın yanından. hep ne kadar sevdiğini düşünmüş intera'yı yol boyunca. tek aklındaki intera'ymış, tek amacı ise o çiçek. kırkıncı gün kalkmış dolun sabah erkenden, yüzünü yıkamış ırmaktan, anlamış ki çok yaklaşmış kaynağına ırmağın suyun serinliğinden. devam etmiş yoluna sonra. biraz sonra varmış kaynağa, bütün yeşilliklerle çevrili bir göl varmış kaynakta, gölün ortasında bir adacık, adacığın üstünde de o çiçek duruyormuş. anlamış intera'nın anlattığı çiçek olduğunu güzelliğinden. yüzmeye başlamış adaya doğru hemen. adaya çıkınca karşısında bir adam belirmiş dolun'un.

adam doluna:
"her gülün bir dikeni, koruyucusu, olduğu gibi bende bu çiçeğin koruyucusuyum, eğer almaya geldiysen ben, salut, izin vermem buna" demiş.

dolun şaşkın ve de kararlı bir tonla;
"ben o çiçeği alacağım sonra aşkıma kavuşacağım" demiş.
"hiç bir şey beni kararımdan çeviremez."
"o zaman beni biraz dinleyeceksin" demiş salut
"sana neden koparmaman gerektiğini anlatacağım, eğer hala ikna olmazsan o zaman izin veririm almana".

dolun ikna olmuş ve çökmüş yoncaların üstüne, başlamış dinlemeye...
"eğer bir şeyi çok fazla istersen ve engelin yoksa önünde onu alırsın, hayatta böyledir, insan engelleri aşarsa yaşamına devam edebilir. bu çiçekte sadece yaşam için bir şeyler yapacaksan engelleri kaldırır önünden çünkü onunda bir görevi var, bu çiçek sadece 28 gecede bir açar yapraklarını ve döker parlayan tohumlarını göle, bu sayede buradaki sular yükselir ve ırmaktan taşar gider zamanla. bu ırmak sayesinde yaşar bu doğadaki yeşillikler, insanlar, hayvanlar." demiş salut.

dolun başlamış düşünmeye, eğer çiçeği koparırsa kavuşacaktır sevdiğine ama kuruyacaktır ırmakları bunun yanında. sonunda çiçeğin başına çöker kalır dolun. gümüş yapraklarında kendini görür dolun çiçeğin. yanında intera vardır ama niye mutsuzdur ikiside. aslında kalbindeki tek endişeyi görür dolun. zaman geçtikçe dolun'un düşünceleri yoğunlaşır kafasında. mutsuzluğunu düşünür, çiçeksiz intera'sız bir yaşam düşünür. koparamaz çiçeği günlerce. dolun artık yaşamaktan zevk almaz şekilde sadece aşkını düşünerek beklemeye başlar olacakları.

bir gece çiçek tohumlarını bırakırken göle bir tomurcukta dolun'un sertleşmiş kalbinin üstüne düşmüş, aniden dolun kalbindeki aşkının büyüklüğü kadar kocaman bir taşa dönüşmüş, taş o kadar büyükmüş ki dünya'ya sığmamış gökyüzüne yükselmiş ve dünya'yla dönmeye başlamış.

böylece ay olmuş dolun'un kalbi dünya'ya.
o günden sonra sadece 28 gecede bir göstermiş dolun kalbinin tüm yüzünü, aşkının bütün parıltısını diğerlerine; sadece o gecelerde aydınlatmış dünya'yı, aynı çiçek gibi...
Son düzenleyen Safi; 7 Mayıs 2017 16:02
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Şubat 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Ay...Evrende bütün gezegenleri gezmiş...Hepsinde kendine bi yer aramış ama bulamamış...
Bir gün Dünya'yı görmüş...Gördüğü an vurulmuş Dünya'nın güzelliğine.
Kendini Dünya'ya göstermek istemiş ama Dünya Ay'ı almamış yanına...
Ne yaklaşabilmiş ne uzaklaşabilmiş Dünya'sından...
Ay kendini gösterecek ya güzeller güzeli Dünya'sına..
Ne yapsa nafile...Dünya kabul etmiyo Ay'ı..
Işığını yansıtmak istemiş...
Görsün de o da kapılsın Ay'ın güzelliğine diye....

İstediği olmuş da...Dünya Ay'ın ışığına kapılmış....
O günden sonra ne Dünya Ay'sız ne de Ay Dünya'sız yapamamış...
Dünya üzerinde tüm insanlar uyuduktan sonra çıkarmış Ay sevdiğinin karşısına...
Herkes uyuduktan sonra...O muhteşem güzelliğini sadece sevdiği görsün istermiş...
Dünya Ay'ı kendi çekim alanına almış hiç bırakmamacasına...
O günden beridir Ay Dünya'nın etrafında dolanır Dünya 'da Ay'ı yörüngesinden ayırmazmış...
AnqeLL - avatarı
AnqeLL
Ziyaretçi
11 Mart 2012       Mesaj #4
AnqeLL - avatarı
Ziyaretçi
Havası,toprağı,suyu
Hayvanları var.
Mis kokulu çiçekleri
Mevsimleri var.

Cheerleader Cheerleader Cheerleader Cheerleader Cheerleader

Denizi,okyanusu,suyu
Ormanları var.
Yüksek yüksek dağları
Ovaları var.

Cheerleader Cheerleader Cheerleader Cheerleader Cheerleader

Isı ve ışık kaynağıdır,
En büyük yıldızımızdır.
O ısısı çok yüksek,
Bir ateş parçasıdır.

Cheerleader Cheerleader Cheerleader Cheerleader Cheerleader

Her akşam başka şekilde
Göklerde duruyor.
Dünyamızın uydusu,
Hareket ediyor

Cheerleader Cheerleader Cheerleader Cheerleader Cheerleader
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Sevgi 'nin rüyası


sevgi küçük astronotun öyküsünü okur yatmadan önce. hikayeyle birlikte dalar gökyüzünün sonsuz boşluğuna. derken kapanır gözleri rüyasında kendini marsta bulur. çorak mars topraklarında korkar tek başına olmaktan. sonra bir marslı çıkagelir karşısına. sevgi şaşırır karşısındaki canlının sevecenliğine güvenerek "marsta hayat olmadını sanıyordum" der. marslı "oksijen ve su ile beslenen canlılar için hayat yok "der "ama senin gibi farklı yaşam kaynakları edinen yaşamı farklı yerlerde bulan her canlı için uzayda heryerde hayat var "der. ve o taş toprak çorak sanılan mars yüzeyinin dünyaya göre farklı bir yaşam çeşidi olduğunu ve etraftaki diğer canlıları gösterir. sevgi şaşırır birden azönce hayat yok diye baktığı topraklar kayalar birer canlıya dönüşüvermiştir şimdi. sevgi sorar "peki oksijen ve suyun bulunmadığı bu yerde ben nasıl yaşıyorum nefes alıyorum" marslı "bazı canlılar vardır uzayda azotla beslenir kimi canlılar farklı gazlarla onlar için yaşam kaynağı diğer canlılar için öldürücü olan gazlardır, işte sen der küçük olmana rağmen yaşamın kaynağını farketmiş bir canlısın ve senin yaşam kaynağın uzayda her yerde hayat bulur" "sevgiii sevgi kızım uyuyakalmışsın geç yatağına " der annesi sevgi açar gözlerini kalkar yatağına geçer...
Son düzenleyen Safi; 7 Mayıs 2017 16:02

Benzer Konular

1 Ekim 2012 / Misafir Edebiyat
29 Ekim 2014 / Misafir Cevaplanmış