Arama

Kompozisyon nedir, nasıl yazılır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 11 Temmuz 2022 Gösterim: 40.014 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Kasım 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kompozisyon nedir, nasıl yazılır?
EN İYİ CEVABI Misafir YASİN verdi

Kompozisyon nedir?


Kompozisyon Fransızca kökenli bir sözcüktür.”Ayrı ayrı parçaları,nesneleri,ögeleri en iyi şekilde yerleştirmek anlamına gelir. İnsan olarak duygularımızı,düşüncelerimizi,taslarımızı,görüşlerimizi karşımızdakilere anlatmak;kendimizden söz etmek,toplumsal sorunları dile getirmek bir ihtiyaçtır.Çevremizdekilerle ilişkiler kurar,onların sorunlarını dinler ya da kendi sorunlarımızı onlara anlatırız.Bu ilişkiden düşünce alışverişi doğar.Düşündüğünü ve duyduğunu karşısındakilere başarı ile anlatabilmek her vatandaşın başarı ile yapması gereken ve yapabileceği bir şeydir.herkes düşündüğünü duyduğunu, tasarladığını karşısındakine başarı ile anlatabilir. Kimi öğrenciler için kompozisyon yazmak son derece sıkıcı bir iştir;bu çalışmayı kağıt doldurma olarak algılayanlar oldukça çoktur.Fakat kompozisyonda amaç kağıdın doldurulması değil,düşüncelerin derli-toplu bir şekilde karşımızdakilere ifade edilmesidir. Aldığınız yiyecekleri Pazar çantasına gelişigüzel mi koyuyorsunuz?Yumurtalarınız altta kalırsa kırılmaz mı?Domatesin ya da karpuzun üzerine karpuz doldurur musunuz? Elbette hayır.
Sponsorlu Bağlantılar

Pazar çantasını aldığınız yiyeceklerin özelliklerine göre doldurursunuz.Eşyaları yerli yerinde olmayan bir odada aradığınız şeyi kolayca bulamazsınız.Koltuk takımlarınızın yeri mutfak değildir.Yemek masasını yatak odasına koymak biraz tuhaf olur.Her şey hizmet edebileceği bir yere yerleştirilmelidir.İşte bu kompozisyondur. Çevrenize bakın;bazı binalar ne kadar güzel yapılmıştır,özenirsiniz.Bazıları ise insanın içini karartırlar.Bu da bir kompozisyondur.Mimari bir tür bina kompozisyonu değil midir?Kullanılan malzemeler genelde aynı,ama ortaya çıkan binalar farklı farklıdır. Yapılan planın iyi uygulandığı,hazırlanan malzemenin iyi yerleştirildiği bina güzel, uyumlu ve rahat.Öteki bina ise çirkindir.Çünkü orada mimari yok;yığma,doldurma ve uyumsuzluk var. Bu örneklerden yararlanmanızı ve iyi kompozisyon yazmak için heveslenmenizi çok istiyorum. Bol bol okuyun ve bol bol yazın.Yazdıklarınız hoşunuza gitmiyorsa yırtın atın ama asla yazmaktan vazgeçmeyin. Unutmayın ki yazmak yazarak öğrenilir.Çalışma,alışkanlık ve sabır işidir.herkesten bir şair,romancı olmasını bekleyemeyiz ama,herkes düşüncelerini başarıyla anlatabilir. Kompozisyon, “Bir konu üzerinde duygu,bilgi ve görüşlerimizden yararlanarak planlı,etkili bir yazı yazmak ya da konuşma yapmak” demektir.İyi kompozisyon yazmanın yolu bol bol okumaktan geçer.

Kompozisyon yazımı


Yazılı kompozisyon 3 bölümden oluşur. Bunlar; giriş, gelişme ve sonuç bölümleridir.

Giriş bölümü


Verilen bir konuyu açıklayabilmek için önce açıklanması gereken düşünceyi bulunur ve bu düşünce giriş bölümünde belirtilir. Giriş bölümü kompozisyonun en kısa bölümlerinden biridir. Bu bölümde sadece açıklanması gereken düşünce belirtilir. Bu bölümde örnek verilmez ve açıklama yapılmaz. Kısa ve öz bilgi verilmelidir. Ayrıca giriş cümlelerinde noktalama işaretlerine de dikkat edilmelidir.

Gelişme bölümü


Gelişme bölümünde, giriş bölümünde belirtilen düşünce geniş bir şekilde açıklanır. Bu bölümde örnek verilmesi gerekiyorsa örnek verilir. Ancak örneğin diye başlanılmaz, örneğin sözcüğü kullanılmaz. Verilen örnek birden fazla olmamalıdır. Gelişme bölümü bir paragraftan fazla olabilir. 1.paragrafta anlatılan konunun devamı gibidir ama daha geniş ve açıklayıcı bir şekilde olmalıdır

Sonuç bölümü


Sonuç bölümünde, giriş ve gelişmenin ortak düşüncesi yani ana düşünce yazılır. Bu bölüm yazılı anlatımın diğer kısa bölümünden biridir. Bu bölümde de dikkat edilmesi gereken önemli özellik fazla ayrıntıya girmemektir.Yine kısa ve öz olmalıdır

Not:
Kompozisyonda sadece 3 bölüm olmak zorunda değildir. Birden fazla gelişme bölümüde olabilir. Ancak en az 3 paragraftan oluşmak zorundadır.Ve kompozisyonlar uzun olacak şekilde olmalıdır.

Önemli noktalar


Kompozisyonda dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:
1. Cümle içinde sözcük tekrarı yapmamak sözcükleri düzgün ve doğru şekilde kullanmak.
2. Cümle ve örnek tekrarı yapmamak…
3. Noktalama işaretleri ve yazım kurallarına dikkat etmek
Son düzenleyen Safi; 27 Ekim 2016 14:49
Misafir YASİN - avatarı
Misafir YASİN
Ziyaretçi
19 Aralık 2010       Mesaj #2
Misafir YASİN - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Kompozisyon nedir?


Kompozisyon Fransızca kökenli bir sözcüktür.”Ayrı ayrı parçaları,nesneleri,ögeleri en iyi şekilde yerleştirmek anlamına gelir. İnsan olarak duygularımızı,düşüncelerimizi,taslarımızı,görüşlerimizi karşımızdakilere anlatmak;kendimizden söz etmek,toplumsal sorunları dile getirmek bir ihtiyaçtır.Çevremizdekilerle ilişkiler kurar,onların sorunlarını dinler ya da kendi sorunlarımızı onlara anlatırız.Bu ilişkiden düşünce alışverişi doğar.Düşündüğünü ve duyduğunu karşısındakilere başarı ile anlatabilmek her vatandaşın başarı ile yapması gereken ve yapabileceği bir şeydir.herkes düşündüğünü duyduğunu, tasarladığını karşısındakine başarı ile anlatabilir. Kimi öğrenciler için kompozisyon yazmak son derece sıkıcı bir iştir;bu çalışmayı kağıt doldurma olarak algılayanlar oldukça çoktur.Fakat kompozisyonda amaç kağıdın doldurulması değil,düşüncelerin derli-toplu bir şekilde karşımızdakilere ifade edilmesidir. Aldığınız yiyecekleri Pazar çantasına gelişigüzel mi koyuyorsunuz?Yumurtalarınız altta kalırsa kırılmaz mı?Domatesin ya da karpuzun üzerine karpuz doldurur musunuz? Elbette hayır.
Sponsorlu Bağlantılar

Pazar çantasını aldığınız yiyeceklerin özelliklerine göre doldurursunuz.Eşyaları yerli yerinde olmayan bir odada aradığınız şeyi kolayca bulamazsınız.Koltuk takımlarınızın yeri mutfak değildir.Yemek masasını yatak odasına koymak biraz tuhaf olur.Her şey hizmet edebileceği bir yere yerleştirilmelidir.İşte bu kompozisyondur. Çevrenize bakın;bazı binalar ne kadar güzel yapılmıştır,özenirsiniz.Bazıları ise insanın içini karartırlar.Bu da bir kompozisyondur.Mimari bir tür bina kompozisyonu değil midir?Kullanılan malzemeler genelde aynı,ama ortaya çıkan binalar farklı farklıdır. Yapılan planın iyi uygulandığı,hazırlanan malzemenin iyi yerleştirildiği bina güzel, uyumlu ve rahat.Öteki bina ise çirkindir.Çünkü orada mimari yok;yığma,doldurma ve uyumsuzluk var. Bu örneklerden yararlanmanızı ve iyi kompozisyon yazmak için heveslenmenizi çok istiyorum. Bol bol okuyun ve bol bol yazın.Yazdıklarınız hoşunuza gitmiyorsa yırtın atın ama asla yazmaktan vazgeçmeyin. Unutmayın ki yazmak yazarak öğrenilir.Çalışma,alışkanlık ve sabır işidir.herkesten bir şair,romancı olmasını bekleyemeyiz ama,herkes düşüncelerini başarıyla anlatabilir. Kompozisyon, “Bir konu üzerinde duygu,bilgi ve görüşlerimizden yararlanarak planlı,etkili bir yazı yazmak ya da konuşma yapmak” demektir.İyi kompozisyon yazmanın yolu bol bol okumaktan geçer.

Kompozisyon yazımı


Yazılı kompozisyon 3 bölümden oluşur. Bunlar; giriş, gelişme ve sonuç bölümleridir.

Giriş bölümü


Verilen bir konuyu açıklayabilmek için önce açıklanması gereken düşünceyi bulunur ve bu düşünce giriş bölümünde belirtilir. Giriş bölümü kompozisyonun en kısa bölümlerinden biridir. Bu bölümde sadece açıklanması gereken düşünce belirtilir. Bu bölümde örnek verilmez ve açıklama yapılmaz. Kısa ve öz bilgi verilmelidir. Ayrıca giriş cümlelerinde noktalama işaretlerine de dikkat edilmelidir.

Gelişme bölümü


Gelişme bölümünde, giriş bölümünde belirtilen düşünce geniş bir şekilde açıklanır. Bu bölümde örnek verilmesi gerekiyorsa örnek verilir. Ancak örneğin diye başlanılmaz, örneğin sözcüğü kullanılmaz. Verilen örnek birden fazla olmamalıdır. Gelişme bölümü bir paragraftan fazla olabilir. 1.paragrafta anlatılan konunun devamı gibidir ama daha geniş ve açıklayıcı bir şekilde olmalıdır

Sonuç bölümü


Sonuç bölümünde, giriş ve gelişmenin ortak düşüncesi yani ana düşünce yazılır. Bu bölüm yazılı anlatımın diğer kısa bölümünden biridir. Bu bölümde de dikkat edilmesi gereken önemli özellik fazla ayrıntıya girmemektir.Yine kısa ve öz olmalıdır

Not:
Kompozisyonda sadece 3 bölüm olmak zorunda değildir. Birden fazla gelişme bölümüde olabilir. Ancak en az 3 paragraftan oluşmak zorundadır.Ve kompozisyonlar uzun olacak şekilde olmalıdır.

Önemli noktalar


Kompozisyonda dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:
1. Cümle içinde sözcük tekrarı yapmamak sözcükleri düzgün ve doğru şekilde kullanmak.
2. Cümle ve örnek tekrarı yapmamak…
3. Noktalama işaretleri ve yazım kurallarına dikkat etmek
Son düzenleyen Safi; 27 Ekim 2016 14:46
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kompozisyonla İlgili Genel Bilgiler
Tanımı
Kompozisyon kelime anlamıyla; herhangi bir konu veya alanla ilgili ayrı ayrı malzemeyi en uygun şekliyle bir araya getirmek, birleştirmek, düzenlemek demektir. Kompozisyon her ne kadar, öğrencilere yazı yazma alışkanlığı kazandırmak amacıyla verilen yazma ödevi, veya daha geniş anlamıyla; duyguların, düşüncelerin, olayların sözle veya yazıyla ifadesi olarak kullanılsa da sadece edebiyata ait bir terim değildir ve kullanım alanı da edebiyatla sınırlı değildir.

Yukarıdaki tanımın kapsamına giren her alanda ve hayatın her anında kompozisyon vardır ve olmalıdır. Çünkü “kompozisyonda, uyum ve düzen esastır. Aslında doğa da bir düzen içerisindedir. Geceleri gündüzler, mevsimleri mevsimler takip eder. Nitekim büyük sanatkârların pek çoğu kendilerine tabiatı örnek almışlardır. Tabiattaki herhangi bir varlık, manzara, düzen, ahenk ve bunun sonucu olan güzelliği ile insanı kendine çeker, büyüler. Düzen ve tertip tabiatın ve hayatın esasıdır. Tabiatta her zerre kendi vazifesini bilir ve düzen intizam içinde yerine getirir. Her sabah, doğu diye adlandırdığımız bir taraftan doğan güneş, doğma yerini ve zamanını değiştirse her şey alt üst olur”

Malzemesi dil olan, dille yapılan kompozisyonlara geçmeden önce kompozisyonun kullanıldığı diğer bazı alanlardan örnekler vererek sağladığı kolaylıklardan bahsedelim: Bugün, değeri milyarlarca dolarla ifade edilen, meşhur bir resmin, boyaların tuvale gelişigüzel sürülmesiyle yapılmadığı muhakkaktır. Buradaki ustalık, boyaların en uygun biçimde seçilmesinde ve bunların bir düzen içinde, ressamın da kendinden bir şeyler katarak, yeteneğiyle tuvale uygulamasındadır.

Bir piyanonun tuşlarına rast gele basarak kulağa hoş gelecek bir müzik eserinin terennüm edilmesi mümkün değildir. Besteci (kompozitör) bu alana ait deneyimiyle notaları en uygun şekliyle sıraya kor, düzenler ve ortaya güzel bir eser çıkar.
Birbirinden farklı ve dağınık hâlde bulunan tuğla, demir, kum, çimento vb. gibi malzemenin hayranlık duyulan mimarî bir esere dönüşmesi terkibin usulüne göre yapılmasıyla mümkündür.

Bir marketteki ürünlerin raflara gelişigüzel konduğunu; evinizdeki eşyanın şuraya buraya öylesine bırakıldığını; saçlarınıza tarağın, fırçanın hiç değmediğini; yemeğinizi yaparken elinize ne geçerse tencereye attığınızı; herkesin, arabasını istediği şekilde sürdüğünü; toplu taşıma araçlarının rast gele saatlerde kalktığını; ...vs. düşününüz. Düzenin bozulacağını, huzurun kalmayacağını, çevrenin birden bire, yaşanılamayacak bir hâle dönüşeceğini fark edeceksiniz. Çevrenizde sizi rahatsız eden her ne varsa, dikkat ediniz bunların pek çoğu plânsızlıktan ve düzensizlikten kaynaklanmaktadır. Bununla ilgili örneklerin sayısını dilediğiniz kadar artırmanız mümkündür. Demek ki, kompozisyonun özünü oluşturan tertip, düzen ve plân her alanda bir kolaylık sağlıyor, insana huzur veriyor ve bu anlamda hayatın vazgeçilmez bir unsuru oluyor. Dikkat edilirse maddî malzeme belli ölçülerle bir araya getirilirken onu birleştiren kişi malzemeye kendinden bir şeyler katıyor. Aynı malzemeyi kullanan ressamlar, mimarlar, müzisyenler, dekoratörler, sanatçılar birbirinden az çok farklı eserler, projeler ortaya koyuyorlar. Demek ki kompozisyon, sadece maddî unsurların birleştirilmesi değil, madde ile mananın ahengidir.

Kompozisyon Türleri


Kompozisyonu ve önemini böyle kısaca belirttikten sonra dil ile yapılan kompozisyonlara geçebiliriz: İsteğin, haberin, duygunun, düşüncenin, anlayışın... diğer insanlara en kolay, tam ve etkili bir şekilde anlatılması sözle veya yazıyla olur. Buna göre dille yapılan iki türlü kompozisyon vardır:
  • Sözlü kompozisyon: Anlatılmak istenene konuşma yoluyla bir bütünlük ve düzen vermektir.
  • Yazılı kompozisyon: Duyguyu, düşünceyi, isteği yazı yoluyla düzenlemek ve bütünlük kazandırmaktır.
Temel ilkeler bakımından diğer alanlardaki kompozisyonlarla dille yapılan kompozisyonlar arasında fazla farklılıklar yoktur. Bir makinenin çalışır duruma gelmesi, mühendisin alanıyla ilgili iyi bir eğitim almasına; proje üreterek bunu plânlamasına; parçaları en uygun biçimde bir araya getirmesine bağlı ise başarılı bir (sözlü veya yazılı) kompozisyonun ortaya konması da bilgi birikimine sahip olmaya; işlenmeye uygun bir konu tespit ederek bunun plânını çıkarmaya; en uygun kelimeleri seçerek bunları bir düzen içinde sıralayıp cümleler, paragraflar oluşturmaya bağlıdır. Makinede olması gereken fakat takılmayan bir parça veya yanlış takılan bir parça makinenin çalışmasını nasıl engelliyorsa eksik veya yanlış kullanılan bir kelime de yazının güzelliğini ve düzenini bozacaktır.
Kompozisyonun amaçları:
1. İyi ve doğru anlama,
2. Anladığını iyi ve doğru inceleyip değerlendirebilme,
3. İnceleyip değerlendirme sonucunu, doğru, iyi ve güzel anlatabilme.


Kompozisyon Nasıl Yazılır?
Başarılı ve güzel bir yazı yazmak için bilinmesi gerekenleri, sırasıyla şöyle gösterebiliriz:
1. Bilgi birikimi
2. Konu seçme
3. Plân yapma
4. Başlık bulma
5. Paragraf bilgisi
6. Dilin kurallarını bilme
7. Yazma
8. Yazının okunması ve düzeltilmesi

1. BİLGİ BİRİKİMİ
Üniversite eğitimiyle bir meslek için hazırlık yapılır, o mesleğin gerektirdiği birikim aktarılmaya çalışılır. Aydın insanın bilmesi gerekenler ise sadece kendi mesleğiyle, ilgi alanlarıyla, çevresiyle ve dönemiyle sınırlanamaz. Kendisine yöneltilen hemen her soru için az çok söyleyecek sözlerinin olması beklenir. “Ben inşaat mühendisiyim, ülke sorunlarından, sosyal çevreden, spor faaliyetlerinden, trafikten ... hiç anlamam” demek aydın insana yakışmaz. Kişinin çevresine karşı duyduğu sorumluluk; onu araştırmaya, incelemeye ve öğrenmeye yönlendirir. Böylece bilgi birikimi için ilk adımlar atılmış olur.

Herhangi bir bilim veya sanat dalıyla ilgili özel araştırmalar ve deneyimler sonunda elde edilecek uzmanlık bilgisini saymazsak genel bir kültür sahibi olmak ve (sözlü veya yazılı) kompozisyonlar meydana getirmek için aşağıda sayılan etkinliklerin yapılmasında yarar vardır:

a) Okuma
Yazılı veya sözlü anlatım yeteneğini geliştirmenin en etkili ve en güzel yollarından biri, çok okumaktır. İlgi duyulan alanlarla ilgili gazeteleri, dergileri, kitapları... okumak insanı hiç şüphesiz, başkalarından daha bilgili kılacaktır. Bilhassa, sanat değeri taşıyan, okumaya değer, klâsik kitapları, yazıları okumakla yazarının bilgi birikiminden, deneyimlerinden de yararlanmak mümkündür. Kişi ne kadar çok okursa dil ve anlatım yeteneği, düşünme yeteneği, bilgisi, duygu ve hayâl gücü... o derecede gelişir.
Okuyan insan doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden daha kolay ve isabetli ayırt eder; kendisini, çevresini, insanları, dünyayı ... daha iyi tanır.

b) Kütüphanelerden yararlanma
Herhangi bir konuda ayrıntılı bilgiye sahip olmak; konuyu araştırmak, incelemek, öğrenmek, kısacası kendimizi daha iyi yetiştirmek için gidilecek yerlerin başında kütüphaneler gelir. “Ulusların kalkınmasında iki önemli kaynak başta gelir: Bunlardan biri, bilgi birikimlerinin toplandığı yer olan kütüphanelerdir; diğeri de yeni bilgilerin yöntemlerin araştırıldığı yer olan lâboratuvarlardır. Kütüphanelerin sayısı ne kadar çoksa, içindeki kitapların sayısı duyulan gereksinmeyi tam olarak karşılayabiliyorsa, daha da önemlisi, oradan yararlananların sayısı ne kadar çok ise, o ülke o ölçüde kalkınmıştır.”

Günümüzün imkânlarıyla kütüphanelerden değişik şekillerde yararlanmak mümkündür: Klâsik bir yol olarak, kitabı okur, işimiz bitince yerine koyarız veya kütüphaneye üye olarak kitapları ödünç alıp istediğimiz yerde okur, süresi içinde geri veririz. Yeni bir yol olarak internet aracılığıyla kütüphanelerin web sayfalarına girerek bilgisayar ortamına aktarılan kitapları inceleyebilir, yararlanılacak yerleri kendi bilgisayarımıza kopyalayabilir veya istediğimiz say¬faları yazdırabiliriz.

Okuyucuya daha kolay ve daha iyi hizmet verebilmek için kütüphanelerde -imkânlar ölçüsünde- bilgisayarlardan ve bilgisayar programlarından yararlanılmaktadır. Bugün kütüphanelerde yavaş yavaş ayrı bölümler açılarak CD kütüphaneleri oluşturulmaya başlanmıştır.

c) İnternetten yararlanma
Akla gelebilecek hemen her alandaki ve her konudaki bilgiye internet sayesinde kolaylıkla ulaşmak mümkündür. Sanal kütüphaneler, on-line araştırma dergileri, internet ortamındaki kitaplar, dergiler, antoloji sayfaları... meraklıları için sadece birkaçıdır.

d) Bilgisayar programları ve CD (VCD, DVD)’lerden yararlanma
Bilgisayar programları kullanılarak ciltlerlerce kitapta yer alan bilgi, harita, resim veya belgeseller, filmler CD veya DVD’lere aktarılabilmektedir. Etkileşimli (interaktif) olarak hazırlanan eğitim programlarıyla daha çok bilgiye, çok çabuk, çok ekonomik ve çok keyifli bir şekilde ulaşmak mümkündür.

e) Dinleme
Bir dersi, konferansı, açık oturumu, tartışmayı, sohbeti vb. dinlerken de çok şeyler öğrenmek mümkündür. Özellikle bir amaca yönelik yapılan dinleme; dinlemeye hazır durumda, dikkati konu üzerinde toplayıp, kavramaya çalışarak, duyguları kontrol edip not tutarak yapılacak olursa dinlemeden elde edilecek yarar daha da artacaktır.

f) Gözlem yapma
Başarılı bir kompozisyon oluşturmanın temel şartlarından biri de gözlemdir. Çevrede olup bitenleri, varlıkları, nesneleri, tabiatı duyular aracılığıyla (bir anlamda) fark etmek, bunlardan yararlı sonuçlar elde etmek ve deneyimler kazanmak iyi bir gözlemle mümkündür. Sanatçıları diğer insanlardan ayıran önemli özelliklerden biri, bunların iyi bir gözlem yeteneğine sahip olmalarıdır. Onlar, bizim göremediğimizi, önemsemediğimizi, fark etmediğimizi hemen görürler. Çünkü onlar bakma ile görmeyi birbirinden çok iyi ayırırlar.
Üzerinde iyi gözlem yapmadığımız konuları veya eşyayı başkalarına anlatmak oldukça güçtür. Ömründe deniz görmemiş birine denizin ne olduğunu anlatabilmek ancak iyi bir gözlem sonunda mümkündür.

Gözlem yoluyla hayattan dersler almak, deneyimler kazanmak da ihmal edilmemelidir. Meselâ, on dakika geciktiği için derse alınmayan arkadaşlarını gören öğrenciler, bundan kendileri için bir ders çıkarabilmelidirler.

g) Kesik (Kupür) biriktirme
Kesik (kupür); gazete, dergi vb. yerlerden kesilen yazılardır. Okunan gazetelerde, dergilerde ilgi çeken, daha sonra kaynak olarak kullanılabilecek türden haber, makale, fıkra vb. gibi yazılar kesilerek gereğinde konulara göre ayrı ayrı zarflarda veya dosyalarda biriktirilerek bir arşiv oluşturulabilir. “Ünlü bir yazara kendisini nasıl yetiştirdiğini sormuşlar, şöyle açıklamış: Okuduğum bir kitaptan beğendiğim sözleri not eder, bir zarfa koyarım; gazetelerden, dergilerden kestiğim yazıları bir başka dosyada saklarım. Zamanla bir hazine ortaya çıkar. Yazmaya oturduğum zaman benim için her şey artık hazırdır.”

h) Şiir defteri tutma
Şiir kitaplarındaki şiirler güzeldir. Ancak bazı şiirler vardır ki bize göre daha güzeldir, en güzeldir. İşte bu şiirlerin bir defterde toplanmasıyla hem güzel yazılar yazarak yazma alıştırması yapılmış olacak hem de duyguları en güzel şekliyle ifade yolları konusunda birikim kazanılacaktır.

ı) Günlük yazma

Herhangi bir olay, haber veya yorumla ilgili kişisel düşüncelerin sıcağı sıcağına, günü gününe bir deftere veya ajandaya düzenli olarak yazılması anlatım yeteneğinin geliştirilmesinde etkili yollardan biridir.

i) Özlü sözleri derleme
Yazılı veya sözlü anlatımda sözü uzatmamak, etkiyi artırmak, örnek vermek... için özlü sözler başlığı altında topladığımız atasözleri ve özdeyişlerden yararlanılabilir. Bu sözlerde uzun yılların deneyimi ve birikimi en veciz şekliyle ifadesini bulmuştur. Özlü sözlerin derlendiği kitaplar okunup (istenirse konularına göre) seçme yapılarak bir deftere yazılabilir. Böylelikle hem düşünce ufku genişletilmiş hem de yazı veya konuşma için malzeme de toplanmış olur.

2. KONU SEÇME
Yukarıda sıralanan yollarla ve bunlara ilâve edilebilecek değişik etkinliklerle birikim kazandıktan sonra sıra, üzerinde söz söylenecek veya yazı yazılacak konuyu seçmeye gelir. Konunun araştırma yapmaya uygun, bol kaynağı olan ve kişinin ilgi alanına giren, sınırları belli olan bir konu olmasına özen gösterilir.

3. PLÂN YAPMA
Plânın olmadığı yerde düzensizlik, dağınıklık, zorluk, zevksizlik ve kabalık kendini nasıl gösteriyorsa plânlanmadan ortaya konan yazılı veya sözlü kompozisyonda da benzer aksaklıklar hemen kendini gösterecektir. Esasen iyi bir yazı veya konuşma plânsız olmaz.

4. BAŞLIK BULMA
Başlık, yazının veya konuşma konusunun adıdır. Tabiatta adı olmayan, ismi konmayan varlık olmadığına göre yazıya da bir isim konmalıdır.
İyi bir başlık;
  • Kısa ve öz,
  • Dikkat çekici ve merak uyandırıcı,
  • Konuyla ilgili,
  • Ana düşünceyi etkili bir biçimde anlatan,
  • Kolay söylenebilen ve akılda kalıcı,
  • Yazının içeriği hakkında fikir verici,
olmalıdır.

Film adlarına, kitap adlarına, makale başlıklarına, haber başlıklarına... dikkat edilirse bunların yukarıda sayılan nitelikleri taşıdığı görülür.

Düşünce yazıları için konu, konunun maddesi veya ana düşünce uygun başlıklar olarak seçilirken olay yazıları için daha geniş bir yelpazeden başlık seçmek mümkündür: Olayın geçtiği yer; olay kahramanı; olayın adı; olay kahramanı ve olayın yeri; olayın özü olan eylem gibi. Nelerin başlık olarak kulla¬nılabileceği hakkında bir fikir vermek için başlıklardan bazı örnekler aşağıda sıralanmıştır:

Bilim ve Teknik, Yurt Duyguları, Edebiyatımızın İçinden,Türkçenin Sırları, Osmancık, Atatürk Şiirleri Antolojisi, Türk Dili, Çoban Çeşmesi, İstanbul’u Dinliyorum, Bizim Duvarlar, Çile, Suç ve Ceza, Silâhlara Veda, Cemile, Kılıbık, Otuz Beş Yaş, Duvar, Küçük Kız, Mihriban, Düşünmek, Üç Nasihat, Kurumuş Ağaçlar, Bayrak, Karadeniz, Memleket Türküsü, Güle Yel Değdi, Sinekli Bakkal, Acımak, Sarnıç, Yaprak Dökümü, Türkçe Bilen Aranıyor.

Bölüm başlıkları ve ana başlıklar satırı ortalayacak şekilde büyük harflerle yazılır ve (ünlem veya soru ifadesi yoksa) sonuna herhangi bir noktalama işareti konmaz. Alt bölümlere ait başlıklar ise küçük harflerle yazılır.
Önce başlık konup yazının buna göre geliştirilebileceği gibi, yazıyı tamamladıktan sonra da uygun bir başlık seçilebilir.

5. PARAGRAF BİLGİSİ
Herhangi bir yazının bir satır başından öteki satır başına kadar olan bölümüne paragraf denir. Paragraf, geniş bir konunun belli bir bölümünü ifade eden düşünce birimidir.

Paragraflar, bütün bir konunun ayrı ayrı bölümlerini ifade eden, kendi içinde de bütünlüğü olan birimlerdir. Bu bakımdan iyi düzenlenmiş bir paragrafta cümlelerin açık, etkili ve birbirine bağlı olması gereklidir.

Uzun bir yazının bölümlere ayrılmaması okuyucuyu yoracağı için yazıdaki çeşitli ana fikirlerin birbirinden ayrılması paragraflarla mümkün olur. Böylelikle yazının kolay okunması ve anlaşılması sağlanır. Yazıda ilk satırın biraz içeriden başlaması (paragraf şekli), bir düşüncenin veya konunun bir bölümünün tamamlanıp diğer bir bölümüne geçildiğini gösterir. Böylelikle okuyucunun ilgisi devam ettirilir, yazının daha kolay kavranması da sağlanır.

İyi bir paragrafın özellikleri
  • Temel cümle,
  • Yan cümleler (yardımcı fikirler),
  • Birlik,
  • Düzen,
  • Ölçü
bulunur.
a) Temel cümle
Paragrafta, işlenecek düşüncenin özünü oluşturan bir cümle (temel cümle) mutlaka bulunur. Bu cümle, üzerinde durulacak temel düşünceyi açıkça veya dolaylı yoldan ifade eden bir cümle olabilir. Bu cümle paragrafın özeti olarak değerlendirilebilir; ancak paragraftaki diğer cümlelerde bulunan düşüncelerin hepsini kapsamaz.

Temel cümle yazarın üslûbuna göre, paragrafta değişik yerlerde bulunabilir: Önce temel cümle yazılıp yardımcı fikirlerle geliştirilebileceği gibi, açıklamalar yapıldıktan sonra, “işte buradan çıkarılacak sonuç budur” dercesine paragrafın sonuna yazılabilir veya bir başka yol olarak temel cümle paragrafta doğrudan doğruya yer almaz, yazar bunu bizim bulmamızı ister.

b) Yan cümleler (Yardımcı fikirler)
Temel cümle, yardımcı fikirlerle uygun bir tarzda, değişik metotlarla açılarak geliştirilir. (Böyle olmasa, bütün paragrafların birer cümleden ibaret olması gerekirdi.) Paragrafta; ortaya atılan temel düşünceyi, aynı doğrultuda destekleyen yardımcı fikirlerle konu ve düşünce bütünlüğü sağlanır.

Paragrafta işlenen konunun, düşüncenin özelliğine göre ana düşünceyi açmak, geliştirmek için aşağıda sıralanan metotlar kullanılabilir. Bu metotlara düşünceyi geliştirme yolları da denir. Bir paragrafta bunlardan sadece biri kullanılabileceği gibi, birkaçı aynı anda kullanılabilir:
  • Tanımlama: Bir kavramın veya nesnenin ne olduğunu, ne işe yaradığını; belirleyici özellikleriyle anlatmaktır. Makale gibi fikir yazılarında ve giriş paragraflarında daha çok kullanılır. Tanımlama, kimdir, nedir sorusunun cevabıdır. “Yazıcılar, klavye veya daha değişik giriş aygıtlarıyla bilgisayara girilen bilgileri veya yazıları kâğıt üzerine aktarmaya yarayan aygıtlardır.” örneğindeki gibi.
  • Örnekleme: Soyut niteliği olan düşünceyi (veya görüşü), okuyanın veya dinleyenin zihninde canlandırmak, onun kolay kavranmasını sağlamak için yapılan somutlaştırmadır.
  • Karşılaştırma: Birbiri arasında benzer veya farklı yönler bulunan iki kavram veya nesnenin ortak ya da farklı yönlerini incelemeye karşılaştırma denir. Sık kullanılan metotlardan biridir.Roman ve hikâye olay yazıları olduğu için benzer yönleri çoktur. Hikâyede olay, romanda olaylar vardır. Kahramanların ve çevrenin tanıtımına romanda çok yer verildiği hâlde hikâyede ayrıntıya girilmez...
  • Tanık gösterme: Fikir yazılarında, ortaya atılan düşünceye okuyanı inandırmak için tanınmış kişilerin görüşlerinden yararlanmaya tanık gösterme denir. Okuyucuya veya dinleyiciye “ben bu konuda böyle düşünüyorum ama bu alanın uzmanı ve sizin de tanıdığınız, itimat ettiğiniz falanca da aynı kanaattedir” mesajı verilerek inandırıcılık artırılmaya çalışılır.
  • Benzetme: Anlatıma güç kazandırmak için aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki kavram veya nesneden zayıf olanı kuvvetliye benzetmedir. “Şimdi, buz gibi soğuk su içmek istiyorum.” cümlesinde su soğukluğu yönüyle buza benzetilmiştir.
  • Tasvir: Anlatılmak isteneni okuyucuların gözü önünde canlandırmak gerektiği zaman başvurulan yollardan biri tasvirdir. “Bu balçıktan insanlar, aralarında hiç konuşmadan yürürler. Kiminin sırtında bir tutam çalı, kiminin bir çuval saman vardır. Kimi bir keçi yavrusunu kucağına almıştır; kimi bir mandayı dürtüşleyerek önüne katmıştır. Boz eşek, İsmail’in ardından, başını önüne eğmiş, küçücük küçücük adımlarla yürür.” ( Y. K. Karaosmanoğlu, Yaban)
Temel cümle, zıt fikirlerle de açılabilir. Bu metotta, önce karşıt düşünceler yazılır sonra bunların yanlışlığı belgelerle ortaya konur.

c) Birlik
Paragrafta üzerinde durulan temel düşünceden, işlenen konudan uzaklaşmamaya birlik denir.
Her paragrafta konunun sadece bir yönü ele alınmalı, diğer bir yönüne geçileceği zaman yeni bir paragrafa başlanmalıdır. Bağımsız olarak düşünüldüğünde, her biri işlediği konuyu mükemmel olarak ifade eden cümleler, arada ilgi olmadan bir paragrafta toplanırsa paragrafın konu bütünlüğü, birliği bozulmuş olur. Her cümlenin bir yönüyle temel cümleye bağlanmasıyla paragrafın birliği sağlanmış olur.
Meselâ bir yazıda sınıfın tanıtımı yapılacaksa; sınıfın konumu, ölçüleri, eşyası, öğrencileri... her biri ayrı paragraflarda işlenmelidir.

d) Düzen
Paragrafı oluşturan temel cümle ve yardımcı düşüncelerin, işlenen konunun özelliğine göre bir sıraya konması gereklidir. İlginç fikirlerin ve ayrıntıların mantıklı bir düzene göre sıralanması, okuyucunun paragrafı daha kolay kavramasını sağlar.

Konunun özelliğine göre; zaman, bakış açısı, görüş tarzı ve mantıkî düzen ölçü olarak kullanılabilir. Zamana göre yapılacak bir düzenlemede olaylar veya konu geçmişten bugüne veya bugünden geçmişe doğru bir sıra izlenerek yazılır. Zamana göre sıralama; hikâye, roman, hatıra, biyografi, öz geçmiş gibi yazılarda daha çok kullanılır. Görüş tarzına göre yapılacak düzenlemede; yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya; sağdan sola, soldan sağa; içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye; uzaktan yakına, yakından uzağa gibi bir sıra izlenir. Tasvir bölümleri genelde görüş tarzına göre düzenlenir. Mantıkî düzenlemede ise genelden özele, özelden genele; parçadan bütüne veya bütünden parçaya doğru bir sıra izlenir. Düşünce yazılarında bu metot daha çok kullanılır.

e) Ölçü
İyi düzenlenmiş paragraflar arasında düşüncelerin önemine göre bir ölçü bulunur. Basit konunun işlendiği bir paragrafın uzunluğu ile önemli bir düşüncenin işlendiği paragrafın uzunluğu aynı olmaz. Paragraflar arasındaki bu dengeyi koruyabilmek için şunlar yapılabilir:
Paragrafta işlenecek düşünceler, okuyucuya göre ayarlanmalıdır.
  • Önemli düşünceleri içermeyen paragraflar kısa yazılmalıdır.
  • Yazmaya başlamadan önce konunun tamamı hesaba katılmalıdır.
  • Açıklama gerektiren, önemli düşüncelerin bulunduğu paragraflar, diğerlerine göre uzun olmalıdır.
  • Paragrafların uzunluğu ile ilgili bir sınırlama olmadığı için bu ölçüyü, yazar ayarlamalıdır.
Paragrafların, birbirine uygun bir şekilde bağlanması gerektiği unutulmamalıdır.

Paragraf çeşitleri
Herhangi bir konunun farklı bölümlerini oluşturan paragrafları, yerine ve özelliğine göre başlangıç paragrafı, giriş paragrafı, geçiş paragrafı, gelişme paragrafı ve sonuç paragrafı gibi çeşitlere ayırmak mümkündür:
  • Başlangıç paragrafı: Uzun yazılarda konuya girmeden önce, o konuyla doğrudan ilgisi olmayan fakat yine de onu aydınlatmaya yarayacak düşüncelerin bulunduğu paragraftır. Başlangıç paragrafı, yazının ilk paragrafı demek değildir ve her yazıda olmaz.
  • Giriş paragrafı: Okuyucuyu konuya hazırlamak, düşünceleri (veya olay yazılarında yeri) tanıtmak, onu okumaya yönlendirmek amacıyla düzenlenen paragraftır. Bir anlamda yazının vitrini olan bu paragrafın dikkat çekici bir şekilde, iyi düzenlenmesi gerekir.
  • Geçiş paragrafı: Özellikle, uzun yazılarda paragraflar veya bölümler arasında ilgi kurmak için düzenlenen paragraftır. Bir paragraftan diğerine geçildiğinde bazen arada bir kopukluk hissedilir. İşte bunu gidermek için iki paragrafı birbirine bağlayan bir geçiş paragrafı düzenlenir.
  • Gelişme paragrafı: İşlenen konunun düşünceyi geliştirme yollarından istifadeyle, çeşitli yönleriyle açıklandığı, geliştirildiği paragraftır. Yazıda giriş bölümünden sonra yer alır.
  • Sonuç paragrafı: Giriş veya gelişme bölümündeki düşüncelerin kısaca özetlendiği, ana düşüncenin hatırlatıldığı paragraftır. Usta yazarların yazılarında genellikle bu paragraf bulunmaz. Çünkü yazar söyleyeceklerinin hepsini daha önceden tamamlamıştır. Ancak, değerlendirmeyi okuyucuya bırakmamak (onun yanılmasını önlemek) veya etkili bir biçimde yazıyı tamamlamak anlayışıyla sonuç paragrafı düzenlenebilir.
Paragraflar, (istenirse) konularına göre olay paragrafı, tasvir paragrafı, tahlil paragrafı ...gibi çeşitlere de ayrılabilir.

BİR UYARI: Paragraf çeşitleriyle, yazının bölümleri birbirine karıştırılmamalıdır. Giriş bölümü sadece bir paragraftan ibaret olabileceği gibi birden fazla paragraftan da oluşabilir. Dolayısıyla giriş bölümüyle giriş paragrafı aynı anlamda kullanılamaz. Benzer şekilde, gelişme bölümü de tek paragraftan ibaret değildir. Bu bölümde gelişme paragrafları birden fazla olur. Sonuç bölümü ise bir paragraf olabileceği gibi birkaç paragraf şeklinde de düzenlenebilir. Düşünce yazılarındaki giriş, gelişme, sonuç bölümleri; olay yazılarında serim, düğüm, çözüm şeklinde adlandırılır.

6. DİLİN KURALLARINI BİLME
İyi bir yazı yazmak veya başarılı bir konuşma yapmak için dilin (ses bilgisinden cümleye kadar bütün) kuralları, söz varlığı çok iyi bilinmelidir. Kelimelerin anlamlarını, bunlar arasındaki anlam inceliklerini ve dilin ifade kabiliyetini iyi bilmek, yazana (veya konuşana) kolaylık sağlayacaktır. Bu konudaki birikimin bir anda oluşması elbette mümkün değildir. Kişi, öncelikle konunun önemine inanır, bol bol okur, araştırır, yazma alıştırmaları yapar, sabırlı olur ve bunu zamana yayarsa bu birikimi kazanabilir.

7. YAZMA
Bilgi birikimden yola çıkarak konuyu tespit edip plânladıktan sonra (paragrafların özellikleri dikkate alınarak) yazmaya başlanmalıdır. Ancak kişinin kendisini hazır hissetmesinin yazının güzelliği ile doğrudan ilgisi olduğunu belirtmekte yarar vardır.

Yazmaya önce, kısa yazılar yazarak başlamakta yarar vardır. Hatta başlangıçta yatkınlık kazanmak için şiirler, kısa hikâyeler... olduğu gibi yazılabilir. Sonra bir üslûp kazanıncaya kadar sürekli ve bol bol yazı denemeleri yapılmalıdır. Bu konuda Benjamin Franklin diyor ki “Güzel yazıları derleyen bir kitap elime geçti, satın aldım. Baştan aşağı okudum. Üslûbu çok hoşuma gitti. Bu üslûp yeteneğine erişme isteğini duydum. Taklitle işe başladım. Önce kitaptaki en güzel makaleleri seçtim. Her paragrafın önemli yerlerini özetledim. Kitabı bir kenara attım. Birkaç gün sonra bu makaleleri aslına uygun olarak, kitaba bakmadan yazmaya çalıştım. Gördüm ki, kelime stokum, kelimeleri kullanışım oldukça zayıf. Ara sıra çıkardığım özetleri birbirine karıştırdım; birkaç hafta sonra özetleri tekrar düzelterek metni meydana çıkarmaya çalıştım. Bu çalışmalar yazı yazma yeteneğimde büyük gelişmeler sağladı.”

8. YAZININ OKUNMASI VE DÜZELTİLMESİ

Yazı tamamlandıktan birkaç gün sonra sanki bir başkasının yazısını okuyormuş gibi; sayfa düzenine, imlâya, noktalamaya, dil bilgisi kuralları ve iyi bir anlatımın niteliklerine uygunluk gibi ölçütlerle dikkatli bir şekilde yeniden okunmalı, varsa yanlışlar düzeltilmelidir. Yazı, herkesin doğru ve kolay anlayabileceği bir hâle getirilmelidir.
Son düzenleyen Safi; 27 Ekim 2016 18:26
gaye - avatarı
gaye
Ziyaretçi
7 Mart 2011       Mesaj #4
gaye - avatarı
Ziyaretçi
Kompozisyon Yazmada Kullanılacak Plan ve Uygulaması
Kompozisyon Nasıl Yazılır?
başlığı altında kısaca özetlendiği gibi iyi bir konuşmanın, güzel bir yazının ortaya çıkmasında bilgi birikimi, konu seçimi ve plânlama birinci derecede etkili olmaktadır. Yazılı veya sözlü kompozisyon için yapılacak plânlamada, hareket noktası konu olacağı için önce bunun incelenmesinde yarar vardır.Başarılı bir kompozisyon yazabilmek için aşağıda sıralanan hususların iyice öğrenilmesi gerekmektedir:
  • Konu
  • Plân
Konu
Konu, bir konuşmada, bir yazıda, bir eserde ele alınan düşünce, olay veya durumdur. Üzerinde söz söylenebilecek veya yazı yazılabilecek bir duygu, bir düşünce, bir haber, bir sorun, bir eşya, bir olay... kompozisyon için konu olabilir.

Yazmaya başlamadan önce konunun tespiti ve sınırlaması yapılmalıdır. Hakkında yazı yazmaya değer, ilginç, yazanın yeteneklerine ve geliştirilmeye uygun, bol kaynaklı konuların seçilmesinde yarar vardır.

Plânlamanın daha kolay ve doğru yapılması, konunun iyi anlaşılmasına, sınırlarının iyi tespit edilmesine, anlatım şeklinin belirlenmesine bağlı olduğu için konunun üç yönü iyi bilinmelidir.

Konunun üç yönü:

a) Konunun maddesi: Konunun özünü oluşturan temel kavram veya problemdir, konunun incelenecek yönüdür. Seçilen konuda “açıklanacak olan nedir?” sorusunun karşılığıdır.
“Hangi tür şiirlerden hoşlanırsınız?” şeklinde verilen bir konunun (sorunun) maddesi, şiirlerdir.

b) Konunun görüş noktası: Konunun rasgele işlenmesini önleyen, konunun maddesini de içine alan, onun hangi yönlerden işleneceğini belirleyen, sınırlayan yönüdür. Sınırları iyi çizilmeyen bir yazıyı plânlamak, dağınıklıktan kurtarmak mümkün olmaz. Bu sebeple konular belirlenirken genel konulardan ziyade özel konular seçilmelidir. “Konya’da tarım ve hayvancılık” şeklinde verilen bir konu, “Ilgın’da şeker pancarı tarımı” konusuna göre çok geniş ve genel bir konudur.
“Antalya’nın coğrafî konumu hakkında bilgi veriniz.” şeklinde verilen konunun maddesi Antalya; görüş noktası coğrafî konumdur. Yazıda Antalya’dan bahsedilecek ama turizmi, nüfusu, tabiî güzellikleri... değil sadece coğrafî konumu anlatılacaktır.
Konuların değişik bakış açılarıyla işlenmesi mümkündür.

c) Konunun şekli:
Kompozisyonda konuyu işlemeye, geliştirmeye uygun anlatım türüne konunun şekli denir. Konunun maddesi belirlenip sınırları çizildikten sonra anlatımda; hikâye, roman, tiyatro, deneme, makale, fıkra, mektup... gibi türlerden hangisi kullanılacaksa o türün özellikleri iyi bilinmeli ve yazı buna göre kaleme alınmalıdır.

Buradaki konuyu, aynı zamanda, sınavlardaki soru olarak düşünmek de mümkündür. Sınav sorusunda neye cevap verileceğini, nereden başlanıp nerede bitirilmesi gerektiğini bilmeyen öğrenci, bazen konu (soru) dışına çıkmakta, vakit kaybetmekte ve soruyu anlamadığını belgelemektedir.

Plân
Plân, herhangi bir eserde veya yazıda işlenecek fikirlerin, duyguların, olayların... önceden tespit edilmesi ve bunların ana başlıklar hâlinde sıraya konmasıdır. Plânsız bir yazıda, anlatılmak istenenler önceden belirlenip sıraya konmadığı için önemli konuların unutulması, yazıda kopuklukların ve anlaşılması güç yerlerin olması her zaman mümkündür.

Yazının ve fikirlerin dağınıklıktan, boş sözlerden kurtarılması, konu dışına çıkılmaması, konuda birliğin sağlanması, neyin nasıl yazılacağının bilinmesi... plân sayesinde mümkündür. Kompozisyon bölümünde de bahsedildiği gibi, tek kelimeyle söylemek gerekirse plân, her zaman kolaylık sağlar.

Esas itibariyle bir inşaat mühendisinin yaptığı plân ile bir yazarın yaptığı plân arasında pek fark yoktur: Mühendis, yapacağı inşaatın ne olduğunu belirledikten sonra taslak plân çizer. Bu plân üzerinde çalışarak eksiklerini tamamlar, fazlalıkları çıkarır, en ekonomik ve kullanışlı şekliyle (bir anlamda) binayı kâğıt üzerinde yapar, sonra uygulamaya geçer. Yazar da konusunu ve görüş açısını belirledikten sonra neleri yazabileceğini başlıklar hâlinde ortaya kor. Bu taslakta eksikleri tamamlar, fazlalıkları çıkarır; fikirleri veya olayları bir sıraya koyar; sonra bunların her birini ayrı bölümlerde (ayrı paragraflarda) geliştirir, işler. Kitapların içindekiler bölümü o eserin bir plânı olarak değerlendirilebilir.

PLANLAMA
Kısa bir yazının plânı yapılırken konunun maddesi, görüş noktası ve şekli belirlendikten sonra, her biri ayrı paragrafta işlenecek temel cümleler (ana düşünceler) belirlenir ve bunlar kısa ifadeler (cümle değil) hâlinde Arap alfabesine ait rakamlar kullanılarak yazılır; bu ana fikirleri geliştirmede, açmada kullanılacak yardımcı düşünceler, (kısa ibareler şeklinde) küçük harflerle şıklar hâlinde belirtilir. Hazırlanan taslak üzerinde görülen fazlalıklar çıkarılır, eksikler tamamlanır ve işlenecek fikirler düzenlenir. Yazar, eserini bu plâna göre kaleme alır.

Plân örneği
Konu: Uzaktan eğitimin yararları
Konunun maddesi: Uzaktan eğitim
Konunun görüş noktası: Yararları
Konunun şekli: Makale

PLÂN
1. Uzaktan eğitim
a) Tanımı
b) Özellikleri
2. Uygulama şekilleri
a) İnternet aracılığıyla
b) Televizyonla
c) Kitapla
3. Yararları
a) Zaman ve mekân sınırlamasının olmayışı
b) Farklı seçeneklerin sunulması
c) Geniş kitlelere ulaşması
Uygulama: Örnek olarak Mehmet Kaplan’ın Hisar dergisinin, 1972 Mayıs sayısında yayınlanan Kompozisyon adlı yazısı aşağıda verilmiş ve bu yazının plânı çıkarılmıştır.

KOMPOZİSYON

(Prof. Dr. Mehmet Kaplan’dan sadeleştirilerek alınmıştır)
Öğrencilerin sınav kâğıtlarını okuyorum. Çoğunda bir yığın bilgi var, fakat konu ile ilgisi yok ve karma karışık. Kompozisyon işte bunların zıddıdır. Çeşitli konularda düzensiz bir yığın bilgiye sahip olmak yeterli değildir. Öğrenci herhangi bir konuda lüzumlu ile lüzumsuzu seçebilmeli, fikirlerini bir sıraya koymasını öğrenmelidir.

Karışık bir taş, demir ve cam yığını bir araya geldi mi, bir mimarî eser meydana gelmez. Yapı için elbette buna benzer malzemeye ihtiyaç vardır. Fakat mimarî, her şeyden önce, bir düzendir. Her taş bir plânın içinde yerli yerine konulunca bina göklere yükselir ve bir mutluluğun şarkısını söyler.

Batı dillerinden alınan kompozisyon kelimesi, çeşitli şeylerin düzenli olarak bir araya getirilmesi anlamını taşır ve çeşitli alanlarda müzikte, resimde, mimarîde ve edebiyatta kullanılır. Kelimenin çeşitli alanlara uygulaması da gösteriyor ki, kompozisyon içerikten, yahut malzemeden ziyade, onların bir araya getirilişi ile ilgilidir ve bu çok önemli bir şeydir.

Tabiat ve hayat, insanoğluna şekil vererek güzel ve yararlı eserler meydana getirilebileceği muazzam bir malzeme deposudur. Resim mi yapmak istiyorsunuz? Dünyada renkten boyadan çok ne vardır? Gerçek bir ressam konu bakımından da bir sıkıntı çekmez. Bütün tabiat ve hayat işlenecek konu ile doludur. Önemli olan, herhangi bir konu etrafında bir renk kompozisyonu vücuda getirmektir.

Sanatçının tabiata ilave ettiği şey, yeni bir düzendir.

Sesler, taşlar, kelimeler ve fikirler için de durum aynıdır. Dünyada bir yığın çalgı aleti ve ses çeşidi vardır. Bunları gelişi güzel bir araya getirirseniz, sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Musiki çeşitli sesler arasında güzel bir düzen kurmaktır. Yahya Kemal, şiiri bir “kelimeler istifi” olarak tarif eder. Güzel bir mısrada, kelimenin yerlerini değiştirdiniz mi, derhal büyüsü kaybolur.

Öğrencilere çeşitli örnekler vererek dizi, sıra, istif veya düzenin önemini anlatmak gerekmektedir. Düşünce karşılığının önüne ancak böyle geçebiliriz.

Aslında her insan duyar, düşünür ve etrafında olanları fark eder. Fakat bunlar bizim içimize karma karışık olarak girer. Her insan bir duygu, düşünce ve izlenim deposudur. Konuşur veya yazarken, içinde bulunulan duruma göre, bu depolanan bazı şeyleri seçer, cümle haline getiririz. Eğer onlar arasında bir bağ kuramazsak, yazılan veya konuşulan şeyler, başkalarına saçma gelir. Saçmak ile ilgili olan saçma kelimesi, düzenin tersidir. Nazım (şiir), nizam (düzen), tanzim (düzenleme) ve muntazam (düzenli) kelimeleri de birbirinin akrabasıdır. Tanzim edilmiş her şeyde şiire yakın bir taraf vardır. Bir manav dükkanı veya vitrin tanzim edilince göze güzel görünür.

Nizam (düzen) deyince akla asker veya ağaç dizisi gibi basit bir düzen gelmemelidir. Tabiatın yarattığı canlı varlıkları, bitki ve hayvanları yakından incelerseniz, en ince ayrıntısına kadar işlenmiş bir düzen görürsünüz. Çiçek, kelebek, kuş, balık, hatta bazı madenlerdeki renk ve şekil ahengi (uyumu, birlikteliği) hayret vericidir. Bütün varlık açık veya gizli bir nizama (düzene) dayanır. “Güneş manzumesi”, “yıldızlar cümlesi” deyimleri bir gerçeğe karşılık gelir. İlim kainatın nizamını (evrenin düzenini) keşfe çalışır. Öğrencilerde nizam fikrini uyandırabilmek için, ilimlerden de yararlanılabilir.

Sosyal hayatta nizamın önemini gösteren güncel bir konu vardır: Trafik! Araçlar düzenli bir şekilde hareket ederse, caddelerde hiçbir karışıklık olmaz. Hayat canlı bir şekilde akar gider. Düzene uymayanlar tarafından yol tıkanırsa, herkesin canı sıkılır. Fakat İnsan, kafasının içinde bir düzen kuramazsa, dışarıda onu nasıl kurabilir? Komposisyon derslerinin amacı öğrencilere kendi duygu ve düşünce dünyalarına bir çeki düzen vermektir
Son düzenleyen Safi; 27 Ekim 2016 18:22
MeLiSss - avatarı
MeLiSss
Ziyaretçi
31 Aralık 2011       Mesaj #5
MeLiSss - avatarı
Ziyaretçi
Giriş Bölümü : Giriş Bölümünün Özellikleri :Giriş bölümünde konu ve konuya bakış açısı belirtilir.
Giriş Cümlesi:
ü Kısa ve ilgi çekici bir cümledir.
ü Bağlayıcı öğelerle başlanmaz. (Çünkü, Mesela gibi...)
ü Yazıda ele alınacak konuyu tanıtır; yazarın konuya nasıl bir yaklaşım getireceğini sezdirir.
ü Genelden özele (tümden gelim) yazılmış paragraflarda, paragrafın giriş cümlesi aynı zamanda paragrafın ana düşüncesidir.
ü Tanımlama, açıklama, soru cümlesi biçiminde kurulabilir.

Kompozisyon giriş cümlelerine örnek:
ü Herhangi bir halk şiiri antolojisini başından sonuna okumayı hiç denediniz mi?...
ü Şiir, ne söylediğinden çok, nasıl söylendiği ile çekiciliğe ulaşır...
ü Softalık, bir düşünce, bir bilgi kanseri diye anlatılabilir...

Gelişme Bölümü :
Gelişme Bölümünün Özellikleri :
ü Gelişme bölümü; konuyu açıklayan, ana düşüncenin ortaya çıkmasına katkıda bulunan yardımcı düşünceleri içerir.
ü Konu, bu bölümde açılır. Bunun için de örneklerden benzerliklerden, karşıtlıklardan, tanık göstermelerden yararlanılır.
ü Ayrıntılar, gelişme cümlelerinde birbirini tamamlayarak, birbirine, bağlayıcı öğelerle bağlanarak sıralanır.
ü Gelişme bölümündeki paragraflardan her biri, dil ve düşünce yönünden kendisinden önceki ve sonraki paragrafa bağlıdır.
ü Tüme varım yöntemiyle yazılan yazılarda ana düşünce, gelişme cümlelerinden biri olabilir.

Kompozisyon gelişme bölümlerine örnek 1:
Yazarken, kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; kendi gidişimi aksatır diye. (giriş cümlesi)
Gerçekten de iyi yazarlar üstüme fena abanır, yüreksiz ederler beni. Hani bir ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkana hiç canlı horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş, ben de öyle... Hatta çalgıcı Antigenides'in bulduğu çare benim daha çok işime gelirdi Antigenides bir şey çalacağı zaman, kendinden önce ve sonra halka uzun süre kötü şarkılar dinletirmiş... (gelişme bölümü)

Kompozisyon gelişme bölümlerine örnek 2:
Tiyatronun görevi yeni kelimeleri tanıtmak ve dile yerleştirmek değildir... (giriş bölümü)
Bu görev televizyon gibi yayın araçlarına düşer. Özellikle gerçekçi oyunlarda yeni türetilen ve halkın henüz kullanmadığı kelimelerin kullanılmasına karşıyım. Şinasi : Tiyatroda kişilerin, kişiliklerine göre konuşması gerektiğini söylerken en doğru ilkeyi göstermişti. Alışılmamış kelimeler sahnede kullanıldığında halkta tepki yaratıyor. Bugün Türkçe'yi çok iyi kullanan yazarların yanı sıra, aşırı ve öz Türkçe kelimelerle dolu eserlerle de karşılaşıyoruz. Tiyatro eserlerinde bunu yapamazsınız. Tiyatroda rol alan her oyuncu, kahramanın mensup olduğu toplum kesimine uygun biçimde konuşur... (gelişme bölümü)

Sonuç Bölümü :Sonuç bölümü, belli bir bakış açısı doğrultusunda geliştirilen konunun açıklandığı, amaçlanan sonuca ulaştırıldığı, konunun bir yargıya bağlandığı bölümdür.
Sonuç Bölümünün Özellikleri :
ü Dil ve düşünce yönünden kendinden önceki paragrafa bağlıdır.
ü Kısa bir biçimde kurulan bu bölüm, toparlayıcı ve özet niteliğinde olan bağlayıcı öğelerle (kısaca, özetle, denilebilir ki) başlayabilir.
ü Tüme varım yöntemiyle yazılmış yazılarda, ana düşünce bu bölümdedir.
ü Öykü, roman, anı gibi türlerde anlatılan olayın bitiş durumunu içerir.

Sonuç bölümü için örnek :
Bir Kurban bayramı daha... 1930'lar çok çok gerilerde kaldı. O günlerin çocuğu da öldü gitti.
Sanılır ki, kişi bir kez ölür. Öyle değil oysa! Kişi, yaşam boyunca pek çok kez ölür. Bakarım zaman zaman eski resimlere: İşte Phobus Fotoğrafhanesi'nde çekilmiş resimler. Golf pantolonlu, ya da kısa pantolonlu bir çocuk... Ne oldu ona? Öldü gitti. Daha sonra ilkokul, ortaokul, lise sıralarındaki çocuklar, gençler... Hepsi yok oldular. Yok olmak değil mi ölmek? Öyle ise boyuna ölüyoruz, biçimden biçime giriyoruz, bambaşka bir insan oluyoruz zamanla. Altmışındaki kişiyle sekiz, on, on beş yaşların kişisi nasıl olur da aynı insan olur, olabilir? Zamanın bir oyunu bu bize.
Hep ölüyoruz, öle öle büyüyor, değişiyoruz, son ölüme doğru gidiyoruz.

Yazıda Başlık : Bir yazıya verilen ada başlık denir.
Başlık, bir yazının neyi anlattığını, ya da bu yazının yazılma gerekçesini sezdirecek bir özellik gösterir. Kısaca konuyu tanıtan, ana düşünceyi birkaç sözcükle yansıtan sözdür. Başka bir deyişle başlık; konu - ana düşünce uyumunu yansıtan bir özellik gösterir.
"Bu yazıya en uygun başlık hangisi olabilir?" Şeklindeki sorularda, bu açıklamalar dikkate alınarak başlık saptanmalıdır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Kasım 2013       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kompozisyon Nedir? Kompozisyon Nasıl Yazılır? ...
Kompozisyon her ne kadar, öğrencilere yazı yazma alışkanlığı kazandırmak amacıyla verilen yazilim olsada cok kolay sistemlerlede yazilabiliniyor..

Kompozisyonun Tanımı Batı dillerinden dilimize geçen “kompozisyon” sözcüğü, günlük hayatımızda ve edebiyat, resim, müzik, mimari gibi pek çok sanat dalında kullanılmaktadır. “Renk Kompozisyonu”, “Müzik Kompozisyonu”, “Kompozisyon Güzelliği”, Kompozisyonu Bozuk”, “Kompoze Etmek”, gibi deyişler, bu sözcüğün kullanım alanının ne kadar geniş olduğunu gösterir. Kompozisyon; Resim, müzik, heykel, mimari, edebiyat gibi değişik alanlarda malzemenin belirli bir düzen içerisinde bir araya getirilmesidir. Kompozisyon oluşturmak için gerekli olan malzemeler, üzerinde çalışılan sanat dalına göre değişir. Resim sanatının malzemesi renkler, müziğin malzemesi sesler, mimarinin malzemesi taş, toprak, mermer; edebiyatın malzemesi ise dildir. Her sanat dalının, kompozisyon oluşturma biçimi ve malzemeyi kullanma şekli birbirinden farklıdır. Ancak hepsinde ortak olan temel nokta, değişik ve dağınık malzemenin duygularımıza hoş gelecek, bizde güzellik ve beğeni duyguları uyandıracak şekilde bir araya getirilmesidir. Birikim nedir ? Birikim kazanma yolları Küçük yaşlardan itibaren çevremize karşı merak ve ilgi duyarız. Sorar, araştırır, dinler, gözlem yapar, çeşitli yayınları okur, böylece duygu ve düşünce dünyamızı zenginleştirir ; bilgimizi, görgümüzü, kültürümüzü artırırız. Sosyal bir varlık olmanın gereği ve sonucu olan bu etkinlikler, birikimimizi oluşturur. Her insanın yetiştiği aileye ve içinde bulunduğu çevre koşullarına göre birikim başka başka olur. Bu başkalık hayata bakış tarzımıza, olaylar karşısındaki tavrımıza, kişiliğimize yansır. Birikim sahibi, kültürlü bir insan olmak, kendimizi geliştirmek için eğitim, sanat ve kültür etkinliklerine zaman ayırmalıyız. Zaman alıcı, oyalayıcı, bize hiçbir şey kazandırmayan eğlencelerden uzak durmamız gerekir. Dinleme Çevremizdeki birçok şeyi işitiriz ama dinlemeyiz. Birtakım sesleri, gürültüleri istemesek de duyarız fakat bir süre sonra o seslere alışarak günlük hayatımıza devam ederiz. Ancak dinlemede bir seçme söz konusudur. Bizden yaş, bilgi, kültür ve deneyim olarak daha donanımlı olan büyüklerimizin, öğretmenlerimizin anlattıklarını veya konusunda uzman kişilerin vereceği konferansları dinleriz. Yalnız dinlerken bütün dikkatimizi konu üzerinde yoğunlaştırmalı, en gereksiz gördüğümüz bilgilerin bile bir gün işimize yarayabileceğini düşünmeliyiz. Açık oturum, panel, konferans gibi etkinlikleri dinleyerek takip ederiz. Günlük hayatımızda insanlarla iletişim kurmak, bilgi edinmek için de dinleme etkinliğinde bulunuruz. Arkadaşlarımızın anlattıklarını dinleyerek onların deneyimlerinden yararlanırız. Okuma Kitap, insanın bilgi ve kültürünü artıran, kelime hazinesini zenginleştiren, dili kullanma becerisini güçlendiren, düşünce ve yaşam ufkunu genişleten en etkili araçtır. Okuduğumuz her kitap, bizi belki de hayatımız boyunca hiç gidemeyeceğimiz yerlere götürür. Çok çeşitli karakterlerde insanlarla tanıştırır. Yasayarak edinemeyeceğimiz tecrübelere okuyarak ulaşırız.

İnsan olarak duygularımızı, düşüncelerimizi, taslarımızı, görüşlerimizi karşımızdakilere anlatmak; kendimizden söz etmek, toplumsal sorunları dile getirmek bir ihtiyaçtır. Çevremizdekilerle ilişkiler kurar, onların sorunlarını dinler ya da kendi sorunlarımızı onlara anlatırız. Bu ilişkiden düşünce alışverişi doğar. Düşündüğünü ve duyduğunu karşısındakilere başarı ile anlatabilmek her vatandaşın başarı ile yapması gereken ve yapabileceği bir şeydir. Herkes düşündüğünü duyduğunu, tasarladığını karşısındakine başarı ile anlatabilir.

Kimi öğrenciler için kompozisyon yazmak son derece sıkıcı bir iştir; bu çalışmayı kağıt doldurma olarak algılayanlar oldukça çoktur. Fakat kompozisyonda amaç kağıdın doldurulması değil, düşüncelerin derli-toplu bir şekilde karşımızdakilere ifade edilmesidir.

Aldığınız yiyecekleri Pazar çantasına gelişigüzel mi koyuyorsunuz? Yumurtalarınız altta kalırsa kırılmaz mı? Domatesin ya da karpuzun üzerine karpuz doldurur musunuz? Elbette hayır. Pazar çantasını aldığınız yiyeceklerin özelliklerine göre doldurursunuz. Eşyaları yerli yerinde olmayan bir odada aradığınız şeyi kolayca bulamazsınız. Koltuk takımlarınızın yeri mutfak değildir. Yemek masasını yatak odasına koymak biraz tuhaf olur. Her şey hizmet edebileceği bir yere yerleştirilmelidir. İşte bu kompozisyondur.

Çevrenize bakın; bazı binalar ne kadar güzel yapılmıştır, özenirsiniz. Bazıları ise insanın içini karartırlar. Bu da bir kompozisyondur. Mimari bir tür bina kompozisyonu değil midir? Kullanılan malzemeler genelde aynı, ama ortaya çıkan binalar farklı farklıdır.

Yapılan planın iyi uygulandığı, hazırlanan malzemenin iyi yerleştirildiği bina güzel, uyumlu ve rahat. Öteki bina ise çirkindir. Çünkü orada mimari yok; yığma, doldurma ve uyumsuzluk var.

Bu örneklerden yararlanmanızı ve iyi kompozisyon yazmak için heveslenmenizi çok istiyorum.

Bol bol okuyun ve bol bol yazın. Yazdıklarınız hoşunuza gitmiyorsa yırtın atın ama asla yazmaktan vazgeçmeyin.

Unutmayın ki yazmak yazarak öğrenilir. Çalışma, alışkanlık ve sabır işidir. Herkesten bir şair, romancı olmasını bekleyemeyiz ama herkes düşüncelerini başarıyla anlatabilir.

Kompozisyon, “Bir konu üzerinde duygu, bilgi ve görüşlerimizden yararlanarak planlı, etkili bir yazı yazmak ya da konuşma yapmak” demektir. İyi kompozisyon yazmanın yolu bol bol okumaktan geçer.

Giriş Bölümünün Özellikleri :

Giriş bölümünde konu ve konuya bakış açısı belirtilir.
Giriş Cümlesi:
  • Kısa ve ilgi çekici bir cümledir.
  • Bağlayıcı öğelerle başlanmaz. (Çünkü, Mesela gibi...)
  • Yazıda ele alınacak konuyu tanıtır; yazarın konuya nasıl bir yaklaşım getireceğini sezdirir.
  • Genelden özele (tümden gelim) yazılmış paragraflarda, paragrafın giriş cümlesi aynı zamanda paragrafın ana düşüncesidir.
  • Tanımlama, açıklama, soru cümlesi biçiminde kurulabilir.
Kompozisyon giriş cümlelerine örnek:
  • Herhangi bir halk şiiri antolojisini başından sonuna okumayı hiç denediniz mi?...
  • Şiir, ne söylediğinden çok, nasıl söylendiği ile çekiciliğe ulaşır...
  • Softalık, bir düşünce, bir bilgi kanseri diye anlatılabilir...
Gelişme Bölümünün Özellikleri :
  • Gelişme bölümü; konuyu açıklayan, ana düşüncenin ortaya çıkmasına katkıda bulunan yardımcı düşünceleri içerir.
  • Konu, bu bölümde açılır. Bunun için de örneklerden benzerliklerden, karşıtlıklardan, tanık göstermelerden yararlanılır.
  • Ayrıntılar, gelişme cümlelerinde birbirini tamamlayarak, birbirine, bağlayıcı öğelerle bağlanarak sıralanır.
  • Gelişme bölümündeki paragraflardan her biri, dil ve düşünce yönünden kendisinden önceki ve sonraki paragrafa bağlıdır.
  • Tüme varım yöntemiyle yazılan yazılarda ana düşünce, gelişme cümlelerinden biri olabilir.
Kompozisyon gelişme bölümlerine örnek 1:
Yazarken, kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; kendi gidişimi aksatır diye. (giriş cümlesi)
Gerçekten de iyi yazarlar üstüme fena abanır, yüreksiz ederler beni. Hani bir ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkana hiç canlı horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş, ben de öyle... Hatta çalgıcı Antigenides'in bulduğu çare benim daha çok işime gelirdi Antigenides bir şey çalacağı zaman, kendinden önce ve sonra halka uzun süre kötü şarkılar dinletirmiş... (gelişme bölümü)

Kompozisyon gelişme bölümlerine örnek 2:

Tiyatronun görevi yeni kelimeleri tanıtmak ve dile yerleştirmek değildir... (giriş bölümü)
Bu görev televizyon gibi yayın araçlarına düşer. Özellikle gerçekçi oyunlarda yeni türetilen ve halkın henüz kullanmadığı kelimelerin kullanılmasına karşıyım. Şinasi : Tiyatroda kişilerin, kişiliklerine göre konuşması gerektiğini söylerken en doğru ilkeyi göstermişti. Alışılmamış kelimeler sahnede kullanıldığında halkta tepki yaratıyor. Bugün Türkçe'yi çok iyi kullanan yazarların yanı sıra, aşırı ve öz Türkçe kelimelerle dolu eserlerle de karşılaşıyoruz. Tiyatro eserlerinde bunu yapamazsınız. Tiyatroda rol alan her oyuncu, kahramanın mensup olduğu toplum kesimine uygun biçimde konuşur... (gelişme bölümü)

Sonuç Bölümü : Sonuç bölümü, belli bir bakış açısı doğrultusunda geliştirilen konunun açıklandığı, amaçlanan sonuca ulaştırıldığı, konunun bir yargıya bağlandığı bölümdür.

Sonuç Bölümünün Özellikleri :
  • Dil ve düşünce yönünden kendinden önceki paragrafa bağlıdır.
  • Kısa bir biçimde kurulan bu bölüm, toparlayıcı ve özet niteliğinde olan bağlayıcı öğelerle (kısaca, özetle, denilebilir ki) başlayabilir.
  • Tüme varım yöntemiyle yazılmış yazılarda, ana düşünce bu bölümdedir.
  • Öykü, roman, anı gibi türlerde anlatılan olayın bitiş durumunu içerir.
Sonuç bölümü için örnek :
Bir Kurban bayramı daha... 1930'lar çok çok gerilerde kaldı. O günlerin çocuğu da öldü gitti.
Sanılır ki, kişi bir kez ölür. Öyle değil oysa! Kişi, yaşam boyunca pek çok kez ölür. Bakarım zaman zaman eski resimlere: İşte Phobus Fotoğrafhanesi'nde çekilmiş resimler. Golf pantolonlu, ya da kısa pantolonlu bir çocuk... Ne oldu ona? Öldü gitti. Daha sonra ilkokul, ortaokul, lise sıralarındaki çocuklar, gençler... Hepsi yok oldular. Yok olmak değil mi ölmek? Öyle ise boyuna ölüyoruz, biçimden biçime giriyoruz, bambaşka bir insan oluyoruz zamanla. Altmışındaki kişiyle sekiz, on, on beş yaşların kişisi nasıl olur da aynı insan olur, olabilir? Zamanın bir oyunu bu bize.
Hep ölüyoruz, öle öle büyüyor, değişiyoruz, son ölüme doğru gidiyoruz.

Yazıda Başlık : Bir yazıya verilen ada başlık denir.
Başlık, bir yazının neyi anlattığını, ya da bu yazının yazılma gerekçesini sezdirecek bir özellik gösterir. Kısaca konuyu tanıtan, ana düşünceyi birkaç sözcükle yansıtan sözdür. Başka bir deyişle başlık; konu - ana düşünce uyumunu yansıtan bir özellik gösterir.

"Bu yazıya en uygun başlık hangisi olabilir?" Şeklindeki sorularda, bu açıklamalar dikkate alınarak başlık saptanmalıdır.
Son düzenleyen Safi; 27 Ekim 2016 18:30
Mete_ - avatarı
Mete_
Kayıtlı Üye
11 Temmuz 2022       Mesaj #7
Mete_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Kompozisyon Nasıl Yazılır Bu yazımızda, iyi bir kompozisyon yazmak için bilmeniz gereken her şeyi ayrıntısı ile anlatmaya çalıştık. Bu yazıyı okuduktan sonra, artık her konuda güzel ve kuralına uygun kompozisyonlar yazabilirsiniz. Şimdi güzel bir Kompozisyon Nasıl Yazılır ile ilgili aydınlatıcı bilgilerimize geçelim.

Kompozisyon Nasıl Yazılır PDF indir

Kompozisyon Nedir?


Kompozisyon deyince çoğumuzun aklına ‘’giriş, gelişme ve sonuç bölümleri bulunan düz yazı’’ tanımlaması gelir. Oysa kompozisyon bundan ibaret değildir. Kompozisyonun en genel tanımı şudur: Kompozisyon, birbirinden farklı parçaların muazzam bir şekilde bir araya getirilerek bir bütün oluşturmaktır. İşte, bu tanım çerçevesinde, kompozisyonun sadece yazı parçası olarak değil, birçok alanda var olduğunu söyleyebiliriz. Bu konunun gayesi Kompozisyon Nasıl Yazılır hakkında bilgi vermektir.


Kompozisyon Nasıl Yazılır

İyi bir kompozisyon yazmak için birden fazla etmeni göz önünde bulundurmalıyız. Bu etmenlerin başlıcaları şunlardır:
  • İyi bir başlık
  • Kurallarına uygun bir şekilde düzenlenmiş giriş, gelişme ve sonuç bölümleri
  • Anlamlı ve kurallı cümleler
  • Özenle seçilmiş sözcükler
  • Her yönüyle dikkat edilmiş bir kağıt düzeni
  • Güzel örneklemeler ve anlaşılır anlatım
Şimdi, yukarıda verdiğimiz etmenlerin ayrıntılarına inerek, meseleyi daha anlaşılır bir hale getirelim.


Kompozisyon Başlığı Nasıl Olmalıdır?

Kompozisyonunuzun etkileyici olması için, başlığının da son derece etkili olması gerekir. Normal şartlarda bir metne başlık bulunurken, metnin neyi anlattığına bakılır ve metnin bir iki kelime ile özeti niteliğinde bir başlık bulunur. Bu, her zaman için geçerli bir yöntemdir. Örneğin ‘’Sevginin Önemi’’ konulu bir kompozisyon için direk aynı başlığı kullanabilirsiniz. Ancak, daha etkileyici bir kompozisyon için, bundan daha fazlası gereklidir. Hayal dünyanızı ve yaratıcılığınızı kullanarak daha etkileyici bir başlık bulabilirsiniz. Örneğin ‘’Sevginin Önemi’’ gibi klasik bir başlık yerine ‘’Sevgi Paylaştıkça Çoğalır’’ başlığını kullanırsanız, daha etkili sonuçlar elde edebilirsiniz.


Giriş, Gelişme ve Sonuç Bölümleri Nasıl Olmalı Nasıl Yazılmalıdır?

Öğrenciler, genellikle bir kompozisyonda giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin hangi kısımlar olduğunu kestiremezler. Kendileri kompozisyon yazacak olsalar, bu bölümler arasında bir satırlık boşluk bırakarak ve yeni bölüme biraz içeriden başlayarak çözüm bulurlar. Ancak önceden yazılmış ve gerekli boşluklar bırakılmamış bir kompozisyonu bölümlere ayırmakta zorlanırlar. Ama olsun, bu pek de önemli değil. Yapmanız gereken, öğretmeninize kompozisyon yazmanın kurallarını bildiğinizi göstermektir. İşte, bunu da giriş, gelişme, sonuç bölümleri arasında birer boşluk bırakarak ve paragrafa içeriden başlayarak yapabilirsiniz.


Kompozisyonda Giriş Bölümü Nasıl Olmalı?

Kendinizi bir satıcı olarak düşünün. Etrafınızda müşteriler var ve kompozisyonunuzu kısa sürede bu müşterilere satmak zorundasınız. Kompozisyonunuzun değerini anlatmak için fazla zamanınız da yok. Bu yüzden giriş bölümü ile müşterilerinizi (öğretmeninizi veya okurlarınızı) etkilemek zorundasınız. Bu nedenle, başlıktan sonra üzerinde en çok düşünmeniz gereken şey giriş bölümüdür. Giriş bölümünde, okuyucuları etkileyecek, onların ilgisini çekecek ve kompozisyonu okumaya devam ettirecek cümleler kullanmalısınız. Kısacası, okuyucuda bir merak uyandırmalısınız. Bunu bazen etkileyici bir tanım ile, bazen merak uyandırıcı bir soru ile yapabilirsiniz.


Kompozisyonda Gelişme Bölümü Nasıl Olmalıdır?

Gelişme bölümü, kompozisyonun en kapsamlı bölümüdür. Anlatılanların büyük bölümü gelişme bölümü içerisinde yer alır. Giriş bölümündeki etkileyici anlatımdan sonra meselenin özüne, gelişme bölümünde inmeye başlarsınız. Burada, anlatmak istediğiniz konu ile ilgili örnekler verebilirsiniz. Konu ile ilgili kısa öyküler, fıkralar anlatabilir hatta şiirler bile yazabilirsiniz.


Kompozisyonda Sonuç Bölümü Nasıl Olmalı?

Önceki bölümlerde anlatmak istediğiniz her şeyi anlattınız. Artık sonuç bölümünde, anlatmak istediklerinizi toparlayıp ve okuyucuya son mesajınızı vereceksiniz. Giriş bölümündeki etkileyiciliğinizi burada da göstermelisiniz. Okuyucunun ağzında iyi bir tat bırakmak için yine etkileyici cümleler ve gerekiyorsa özlü sözler kullanmalısınız.


Kompozisyonda Kağıt Düzeni Nasıl Olmalı?

İyi bir kompozisyon anlatımı kadar, kağıt düzenin de önemli olduğunu bilmelisiniz. Hele ki yazdığınız kompozisyon bir yazılı sınavda yazdığınız kompozisyon ise, buna daha fazla dikkat etmelisiniz. Zira öğretmeniniz kompozisyonunuzu incelerken ilk önce onun şekline şemaline bakacaktır.
  1. Başlığı büyük harfle yazıp yazmadığınıza
  2. Kağıdın kenarlarında boşluk bırakıp bırakmadığınıza;
  3. Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri arasında boşluk bırakıp bırakmadığınıza dikkat edecektir.

Kompozisyon Nasıl Yazılır Kurallar: Aşağıdaki hususlara mutlaka dikkat etmelisiniz.
  • Başlık, kompozisyonun üst ortasında bulunmalı ve büyük harflerle yazılmalıdır.
  • Kağıdın üst, alt ve kenarlarında uygun boşluklar bırakılmalıdır. Genellikle sol boşluk 2-2,5 cm, sağ boşluk ise 1,5-2 cm olmalıdır. Üstte de bu boşluğun bırakılmasına dikkat edilmelidir.
  • Giriş bölümü bittikten sonra, bir satır atlanmalı, gelişmeye o şekilde devam edilmelidir. Bu kural, gelişmeden sonuca geçerken de geçerlidir.
  • Bölümler veya paragraflar arasındaki geçişlerde, yeni paragrafa bir iki cm içeriden başlanmalıdır.
  • Yazılı sınavlarda kompozisyon yazılırken sadece kurşun kalem kullanılmalı, başlıklar farklı renklerde yazılmamalıdır.
  • Satırlar düz bir çizgi gibi yazılmalı, sağa doğru yazdıkça aşağı inen veya yukarı çıkan satırlardan kaçınılmalıdır.
  • Noktalama kurallarına dikkat edilmeli, her işaret yerinde kullanılmalıdır.
  • Yazım yanlışlarından uzak durulmalı, gerekirse yazım yanlışları konusuna iyice çalışılmalıdır.

Not: Çok iyi bir yazı yazmanız için çok iyi bir yazar olmanıza gerek yok. Bu bir süreçtir yazmaya başlamadan önce kompozisyonun ana fikri üzerinde beyin fırtınası yapmayı deneyin. Bu ana fikri bir taslağını kafanızda oluşturun. Her zaman iyi bir planlama yaparak çok güzel sonuçlar elde edebilirsiniz.

Kompozisyon Nedir Ve Nasıl Yazılır? Kompozisyon Nasıl Yazılır, Kuralları Nelerdir? Güzel Kompozisyon Nasıl Yazılır?
Bu yazımızda Kompozisyon Nasıl Yazılır bunu size en ince ayrıntısına kadar tüm detayları ile anlattık.
Kompozisyon Nasıl Yazılır isimli makalemiz umarız size bu yolda yürürken en büyük yardımcınız olur.

Benzer Konular

20 Ocak 2014 / Misafir Cevaplanmış
6 Ocak 2011 / Misafir Cevaplanmış
24 Şubat 2013 / Misafir Cevaplanmış