Arama

Tarihle ilgili soruların cevabı nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Aralık 2018 Gösterim: 4.182 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Temmuz 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1) Tarih Biliminin Yöntemleri nelerdir ?
2)Arkeoloji bilimi tarih bilimine ne şekilde yardımcı olur?
3)İlkçağda Anadoluda yaşayan uygarlıklar nelerdir?
4)Kur'an-ı Kerim hangi halife döneminde kitap haline getirilmiş,hangi halife döneminde çoğaltılmıştır?
5)Türklerin İslamiyeti seçmesinde Gök Tanrı inancının etkisi nedir?
6)Büyük Selçuklu Devletine bağlı olarak kurulmuş devletler nelerdir?
7)Danişmentlilerin Türk-İslam dünyasına yaptığı hizmetler nelerdir?
8)Avrupa Devletlerinin Bizansa haçlı seferleri ile yardım etmek istemelerinin nedeni nedir?
9)Anadolu Selçuklu Devletinde görülen ''Ahilik Teşkilatının'' özellikleri nelerdir?
10)Anadolu Selçuklu Devletinin deniz ticaretine önem verdiğini gösteren gelişmeler nelerdir ?
EN İYİ CEVABI nicely verdi
1.TARİH BİLİMİNİN YÖNTEMi bakınız

Sponsorlu Bağlantılar
2. ARKEOLOJİ: Kazı bilimidir. Toprak ya da su altında kalmış ve insanlar tarafından yapılmış araç, gereç, eşya ve bina kalıntılarının bulunması, çıkarılması ve incelenip açıklanması arkeolojinin konusudur.
Özellikle tarih öncesi olarak adlandırılan yazısız dönemlerin aydınlatılmasında en önemli bilgi kaynağı arkeoloji bilimidir.

3 . Frigyalılar, Lidyalılar , Urartular İyonyalılar , Hititler.

4.Vahiy Katipleri indirilen ayetleri o dönemin yazı malzemesi olan deri, ağaç kabuğu, papirüs kağıdı ve kemik gibi malzemeler üzerine yazıyorlardı. Bu belgeler üzerinde ayetlerin ve surelerin yer ve sıralarına ait bilgiler de yer alıyordu. Bu malzemelerin düzgün bir şekilde yazılıp kitap haline getirilmesi gerekiyordu.
İlk Halife Hz. Ebubekir, halifeliği döneminde Kur’an sayfalarını toplayarak bir araya getirmeyi kararlaştırdı. Bu amaçla Vahiy Katibi ve hafız olan Zeyd bin Sabit başkanlığında bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon çok büyük bir titizlikle Kur’an’ı bir araya getirerek kitaplaştırma işine başladı. Her ayet, Peygamberin huzurunda yazıldığına dair en az iki şahitle birlikte kabul ediliyordu. Bu şekilde iki kapak arasında toplanan Kur’an Mushafı oluşturulmuş tur. Bu asıl Mushaf daha sonra Peygamberimizin hanımı Hz. Hafsa’ya emanet edilmiştir.
Üçüncü Halife Hz. Osman zamanında ise Kur’an, elde var olan asıl mushaf üzerinden çoğaltılarak Mekke, Basra, Kufe, Bahreyn ve Yemen gibi çeşitli merkezlere gönderilmiştir. Böylece lehçe farklılıklarından oluşabilecek kargaşaların da önüne geçilmiş oldu. Bu gün de Topkapı Sarayında Hz. Osman zamanında çoğaltılan Mushaflar bulunmaktadır. Böylece Kur’anı Kerim hem ezberlenmek hem de kitaplaştırılmak suretiyle asırlar boyunca korunarak günümüze kadar gelmiştir.

5-Eski Türk dini, Gök-Tanrı inancı adıyla bilinmektedir. Bu inanışa göre Türkler, İslâmiyet’teki gibi tek bir Allah’a inanıyor ve O’na Tanrı (Tengri) diyorlardı. İslâmiyet’te Esmâ-i hüsnâ denilen Allah’ın sıfatlarından bazıları,eski Türk inancında da mevcuttu.

TÜRKLERİN İSLAMİYETE GİRİŞİ
751 Talaş Savaşı, Türklerin İslam Dinini seçmesinde büyük bir rol oynamıştır. Savaşından sonra İslam ordularında ve halife hizmetlerinde Türkler önemli gör getirilmiştir. Türklerin İslam Dinini seçmesindeki bir diğer neden ise Gök tanrı inancı ile İslamiyet’in birbirine benzerlik göstermesidir. Bu benzerlikler;
1) Türklerin, İslamiyet gibi tek tanrı inancını daha önceden de benimsemiş olmaları,
2) İki inançta da ahiret anlayışının olması,
3) Türklerdeki fetih anlayışıyla, İslamiyet'teki cihat anlayışının birbirine benzemesi
4) Türklerde de kurban adama anlayışının bulunması,
5) Türk örf, gelenek ve ahlaki değerlerinin İslam Dini ile paralellik göstermesidir.
Türkler İslam Dinini kabul ettikten sonra;
■ İslam Dünyasının koruyuculuğunu üstlenmişler,
■ İslamiyet'in yayılmasında etkili olmuşlar,
■ Bilim ve sanatın her dalında önemli eserler yaratarak, Türk İslam Medeniyeti’nin ilermesine katkıda bulunmuşlardır.

6. 1037-1194 Selçukluların kurduğu devletlerin ilki, Büyük Selçuklu Devletidir. Bu devlet daha sonra Anadolu Selçukluları, Kirman Selçukluları, Horasan Selçukluları, Suriye Selçukluları ve Irak Selçukluları devletleri olarak daha sonra beşe ayrılmıştır.

7. DANİŞMENTLİLER (1080'1178)
Beyliğin Önemi
Danişmentli Bey ligi'nin kurucusu Ahmet Gazi ve oğlu Emir Gazi Anadolu'nun Türkleşmesine ve İslâmlaşmasına katkıda bulundular.
Haçlılara Bizans'a ve Ermenilere karşı kazandıkları başarılarla İslâm dünyasının takdirini topladılar. Bu sebeple Türkiye Selçukluları Danişmentlileri en büyük rakipleri olarak görmüşlerdir.
Danişmentliler Tokat ve Niksar Yağıbasan medreselerini yaptırarak eğitim ve öğretime önem verdiklerini gösterdiler.
Ayrıca Emir Gazi Kümbeti ve Kayseri Ulu Camii gibi mimarî eserler meydana getirdiler.

8.Haçlı Seferlerinin nedenleri
Dini nedenler:
- Avrupalı Hıristiyanlar, Kudüs ve çevresindeki kutsal topraklan Müslümanlardan geri almak istemeleri.
- Papa başta olmak üzere din adamlarının bu konuda Hıristiyanları kışkırtmaları, onların toprak sahibi olacağı ve sefere katılanların öldüğü taktirde cennete gideceği şeklindeki açıklamaları.

Ekonomik nedenler
- Fakir olan Avrupalıların, doğu ülkelerinin zenginliklerine sahip olma düşüncesi.
Siyasi nedenler:
- Türkler karşısında zor durumda kalan Bizans'ın Avrupa devletlerinden yardım istemesi.
- Şovalyelerin güçlerini arttırmak istemesi.

Haçlı Seferleri 1096 yılından itibaren başladı ve yaklaşık iki yüzyıl devam etti. Bu süre içinde yapılan sekiz seferden ilk dört tanesi diğerlerine göre önemlidir.

9.Ahilik Teşkilatı Selçuklular döneminde ekonomik ve ticârî faaliyetlerinin yanı sıra, askerî ve siyasî faaliyetlerde de bulunmuş, aynenBektaşi ve Yeniçeri Ocaklarının olduğu gibi Osmanlı Beyliği'nin kuruluşunda ve güçlenmesinde etkin rol oynamışlardır. Aşıkpaşazade Derviş Ahmet, Osmanlı'nın kurulmasında etkin olan Dört unsur arasında Ahiliği de belirtmiştir. İlk Osmanlı padişahlarının ve vezirlerinin çoğu Ahi Teşkilatı'na mensup şeyhlerdir.
Ahi Teşkilatı'nın müslümanlara has bir kurum olarak iş görmesi 17. yüzyıla kadardır. Osmanlı Devleti'nin hakimiyet alanı genişleyip, gayrimüslim oranının artmasıyla farklı dinden kişilerin ortak çalışması zorunlu olmuştur. Din ayrımı gözetilmeden ortaya çıkan bu kuruluşa da gedik denmiştir. 1727 yılından itibâren rastladığımız bu kavram Türkçe bir kelime olup tekel veya imtiyaz anlamına gelmektedir. Kavram olarak "Osmanlı bünyesindeki esnaflığa ve sanatkarlığa girişi tetkik etmek" demektir.[12] Yapı olarak ahilikten farklı olmamakla birlikte ömrü onun kadar uzun olmamıştır. Zira 1838 Balta Limanı Antlaşması'yla tekel idaresi ortadan kalkmış ve gedikler çözülmüştür.
Ahilik teşkilatı 3 dereceli bir düzene dayanır. Her kapı üç dereceyi içerir. Bu dereceler şöyle sıralanır:
  • Yiğit
  • Yamak
  • Çırak
  • Kalfa
  • Usta
  • Ahi
  • Halife
  • Şeyh
  • Şeyh-ül Meşayıh
10.Türkler Malazgirt Zaferi'nden sonra üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu'yu fethettiler. Bu topraklarda tutunabilmek için denizlerde de güçlü olmak gerektiğini kısa sürede kavradılar. Çünkü Anadolu kıyıları, denizcilikte ileri gitmiş olan Venedik, Ceneviz, Papalık donanmalarının tehdidi altındaydı. Türkler hem Anadolu'nun güvenliğini sağlamak, hem de ticaret yollarının kontrolünü ele geçirmek amacıyla denizciliğe önem verdiler.
Anadolu Selçuklularının denizciliğe verdiği önem sayesinde, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarındaki birçok liman ele geçirilerek devletin ekonomik yönden güçlenmesi sağlandı. Ayrıca Selçuklular, Anadolu'nun bu kıyı şehirlerinde kurdukları tersanelerle donanmalarını güçlendirdiler ve güçlenen bu donanma ile ticaret yollarının güvenliğini sağladılar. Böylece Anadolu Selçuklu Devleti bir kara devleti olmaktan çıkarak denizlerde de söz sahibi oldu.
Umarım işinize yarar.
Son düzenleyen Safi; 6 Aralık 2018 02:28
nicely - avatarı
nicely
VIP VIP Üye
4 Temmuz 2011       Mesaj #2
nicely - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
1.TARİH BİLİMİNİN YÖNTEMi bakınız

Sponsorlu Bağlantılar
2. ARKEOLOJİ: Kazı bilimidir. Toprak ya da su altında kalmış ve insanlar tarafından yapılmış araç, gereç, eşya ve bina kalıntılarının bulunması, çıkarılması ve incelenip açıklanması arkeolojinin konusudur.
Özellikle tarih öncesi olarak adlandırılan yazısız dönemlerin aydınlatılmasında en önemli bilgi kaynağı arkeoloji bilimidir.

3 . Frigyalılar, Lidyalılar , Urartular İyonyalılar , Hititler.

4.Vahiy Katipleri indirilen ayetleri o dönemin yazı malzemesi olan deri, ağaç kabuğu, papirüs kağıdı ve kemik gibi malzemeler üzerine yazıyorlardı. Bu belgeler üzerinde ayetlerin ve surelerin yer ve sıralarına ait bilgiler de yer alıyordu. Bu malzemelerin düzgün bir şekilde yazılıp kitap haline getirilmesi gerekiyordu.
İlk Halife Hz. Ebubekir, halifeliği döneminde Kur’an sayfalarını toplayarak bir araya getirmeyi kararlaştırdı. Bu amaçla Vahiy Katibi ve hafız olan Zeyd bin Sabit başkanlığında bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon çok büyük bir titizlikle Kur’an’ı bir araya getirerek kitaplaştırma işine başladı. Her ayet, Peygamberin huzurunda yazıldığına dair en az iki şahitle birlikte kabul ediliyordu. Bu şekilde iki kapak arasında toplanan Kur’an Mushafı oluşturulmuş tur. Bu asıl Mushaf daha sonra Peygamberimizin hanımı Hz. Hafsa’ya emanet edilmiştir.
Üçüncü Halife Hz. Osman zamanında ise Kur’an, elde var olan asıl mushaf üzerinden çoğaltılarak Mekke, Basra, Kufe, Bahreyn ve Yemen gibi çeşitli merkezlere gönderilmiştir. Böylece lehçe farklılıklarından oluşabilecek kargaşaların da önüne geçilmiş oldu. Bu gün de Topkapı Sarayında Hz. Osman zamanında çoğaltılan Mushaflar bulunmaktadır. Böylece Kur’anı Kerim hem ezberlenmek hem de kitaplaştırılmak suretiyle asırlar boyunca korunarak günümüze kadar gelmiştir.

5-Eski Türk dini, Gök-Tanrı inancı adıyla bilinmektedir. Bu inanışa göre Türkler, İslâmiyet’teki gibi tek bir Allah’a inanıyor ve O’na Tanrı (Tengri) diyorlardı. İslâmiyet’te Esmâ-i hüsnâ denilen Allah’ın sıfatlarından bazıları,eski Türk inancında da mevcuttu.

TÜRKLERİN İSLAMİYETE GİRİŞİ
751 Talaş Savaşı, Türklerin İslam Dinini seçmesinde büyük bir rol oynamıştır. Savaşından sonra İslam ordularında ve halife hizmetlerinde Türkler önemli gör getirilmiştir. Türklerin İslam Dinini seçmesindeki bir diğer neden ise Gök tanrı inancı ile İslamiyet’in birbirine benzerlik göstermesidir. Bu benzerlikler;
1) Türklerin, İslamiyet gibi tek tanrı inancını daha önceden de benimsemiş olmaları,
2) İki inançta da ahiret anlayışının olması,
3) Türklerdeki fetih anlayışıyla, İslamiyet'teki cihat anlayışının birbirine benzemesi
4) Türklerde de kurban adama anlayışının bulunması,
5) Türk örf, gelenek ve ahlaki değerlerinin İslam Dini ile paralellik göstermesidir.
Türkler İslam Dinini kabul ettikten sonra;
■ İslam Dünyasının koruyuculuğunu üstlenmişler,
■ İslamiyet'in yayılmasında etkili olmuşlar,
■ Bilim ve sanatın her dalında önemli eserler yaratarak, Türk İslam Medeniyeti’nin ilermesine katkıda bulunmuşlardır.

6. 1037-1194 Selçukluların kurduğu devletlerin ilki, Büyük Selçuklu Devletidir. Bu devlet daha sonra Anadolu Selçukluları, Kirman Selçukluları, Horasan Selçukluları, Suriye Selçukluları ve Irak Selçukluları devletleri olarak daha sonra beşe ayrılmıştır.

7. DANİŞMENTLİLER (1080'1178)
Beyliğin Önemi
Danişmentli Bey ligi'nin kurucusu Ahmet Gazi ve oğlu Emir Gazi Anadolu'nun Türkleşmesine ve İslâmlaşmasına katkıda bulundular.
Haçlılara Bizans'a ve Ermenilere karşı kazandıkları başarılarla İslâm dünyasının takdirini topladılar. Bu sebeple Türkiye Selçukluları Danişmentlileri en büyük rakipleri olarak görmüşlerdir.
Danişmentliler Tokat ve Niksar Yağıbasan medreselerini yaptırarak eğitim ve öğretime önem verdiklerini gösterdiler.
Ayrıca Emir Gazi Kümbeti ve Kayseri Ulu Camii gibi mimarî eserler meydana getirdiler.

8.Haçlı Seferlerinin nedenleri
Dini nedenler:
- Avrupalı Hıristiyanlar, Kudüs ve çevresindeki kutsal topraklan Müslümanlardan geri almak istemeleri.
- Papa başta olmak üzere din adamlarının bu konuda Hıristiyanları kışkırtmaları, onların toprak sahibi olacağı ve sefere katılanların öldüğü taktirde cennete gideceği şeklindeki açıklamaları.

Ekonomik nedenler
- Fakir olan Avrupalıların, doğu ülkelerinin zenginliklerine sahip olma düşüncesi.
Siyasi nedenler:
- Türkler karşısında zor durumda kalan Bizans'ın Avrupa devletlerinden yardım istemesi.
- Şovalyelerin güçlerini arttırmak istemesi.

Haçlı Seferleri 1096 yılından itibaren başladı ve yaklaşık iki yüzyıl devam etti. Bu süre içinde yapılan sekiz seferden ilk dört tanesi diğerlerine göre önemlidir.

9.Ahilik Teşkilatı Selçuklular döneminde ekonomik ve ticârî faaliyetlerinin yanı sıra, askerî ve siyasî faaliyetlerde de bulunmuş, aynenBektaşi ve Yeniçeri Ocaklarının olduğu gibi Osmanlı Beyliği'nin kuruluşunda ve güçlenmesinde etkin rol oynamışlardır. Aşıkpaşazade Derviş Ahmet, Osmanlı'nın kurulmasında etkin olan Dört unsur arasında Ahiliği de belirtmiştir. İlk Osmanlı padişahlarının ve vezirlerinin çoğu Ahi Teşkilatı'na mensup şeyhlerdir.
Ahi Teşkilatı'nın müslümanlara has bir kurum olarak iş görmesi 17. yüzyıla kadardır. Osmanlı Devleti'nin hakimiyet alanı genişleyip, gayrimüslim oranının artmasıyla farklı dinden kişilerin ortak çalışması zorunlu olmuştur. Din ayrımı gözetilmeden ortaya çıkan bu kuruluşa da gedik denmiştir. 1727 yılından itibâren rastladığımız bu kavram Türkçe bir kelime olup tekel veya imtiyaz anlamına gelmektedir. Kavram olarak "Osmanlı bünyesindeki esnaflığa ve sanatkarlığa girişi tetkik etmek" demektir.[12] Yapı olarak ahilikten farklı olmamakla birlikte ömrü onun kadar uzun olmamıştır. Zira 1838 Balta Limanı Antlaşması'yla tekel idaresi ortadan kalkmış ve gedikler çözülmüştür.
Ahilik teşkilatı 3 dereceli bir düzene dayanır. Her kapı üç dereceyi içerir. Bu dereceler şöyle sıralanır:
  • Yiğit
  • Yamak
  • Çırak
  • Kalfa
  • Usta
  • Ahi
  • Halife
  • Şeyh
  • Şeyh-ül Meşayıh
10.Türkler Malazgirt Zaferi'nden sonra üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu'yu fethettiler. Bu topraklarda tutunabilmek için denizlerde de güçlü olmak gerektiğini kısa sürede kavradılar. Çünkü Anadolu kıyıları, denizcilikte ileri gitmiş olan Venedik, Ceneviz, Papalık donanmalarının tehdidi altındaydı. Türkler hem Anadolu'nun güvenliğini sağlamak, hem de ticaret yollarının kontrolünü ele geçirmek amacıyla denizciliğe önem verdiler.
Anadolu Selçuklularının denizciliğe verdiği önem sayesinde, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarındaki birçok liman ele geçirilerek devletin ekonomik yönden güçlenmesi sağlandı. Ayrıca Selçuklular, Anadolu'nun bu kıyı şehirlerinde kurdukları tersanelerle donanmalarını güçlendirdiler ve güçlenen bu donanma ile ticaret yollarının güvenliğini sağladılar. Böylece Anadolu Selçuklu Devleti bir kara devleti olmaktan çıkarak denizlerde de söz sahibi oldu.
Umarım işinize yarar.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Aralık 2018 02:32
Birbirimize tutundukça ;Bıçakların ucu kapanacak.. ~Smiley9TenderMsn Inlove

Benzer Konular

18 Kasım 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
16 Ocak 2016 / daMLa- Cevaplanmış
26 Nisan 2014 / grkemli Soru-Cevap
18 Kasım 2012 / misafir Soru-Cevap
12 Mayıs 2009 / kübr4 Soru-Cevap