Arama

Benötesi Psikoloji hakkında bilgi verebilir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 15 Ağustos 2018 Gösterim: 1.093 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Nisan 2013       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Benötesi Psikoloji hakkında bilgi verebilir misiniz?
EN İYİ CEVABI Efulim verdi
Benötesi Psikolojisi ( Bundan sonra metin de BP olarak geçecektir ), öncelikle her insanın derinliklerinde, genelde bilinen, güncel hayata yansıyan yönünden daha yüce bir yönü, olduğuna inanır.

Sponsorlu Bağlantılar
Bu yüce yönümüzden kaynaklanan ilham,bizleri hep daha mükemmele,hep daha kusursuza doğru, yönlendirir. (ultimate state ) yüce yanımızın etkisiyle, gelişmeye yönelik ( growth centered attitude ) ve “ kendini gerçekleştiren “ ( self actualisation ) varoluş konumuna geçilir.
Anlatılmak istenen “ bireyselliğin ötesinde, bireysel insanın gelişme sürecinin ötesinde, bireysel insandan daha fazla muhteviyatı olan bir süreç “ tir. (1)
Mükemmel hale doğru, başladığı yolculukta, her birey kendi seçtiği bir yolda olabilir ve yol değiştirmekte özgürdür.
BP nin anlatılmak istenen çalışma alanı bireyler arası ( interpersonal ) olmaktan ziyade birey içi ( intrapersonal ) dir.
BP, insanı sonsuz gelişme potansiyeli olan bir varlık olarak kabul eder ve bu nedenle bitmiş bir süreç değil, gelişme halinde bir ekoldür.
“ Transpersonal Psychology “ deyimi ve tanımlanması ilk kez Abraham Maslow tarafından kullanılmış ve Maslow benötesi psikolojisinin ilk teorik temellerini atmıştır.
Benötesi deneyimler, tanımları itibarıyla, kimlik duygusu ve benlik kavramını aşar ( öte = trans ) ve insanlığın daha geniş yönlerini ihtiva eder. Bunlar; hayat, ruh, evren ve hatta evren ötesidir.
1960 ların başlarında, C.Rogers ve A.Maslow “ insancılık psikoloji “ sinin ( humanistic psychology ) öncülüğünü yaparlar.
Ama Maslow 1968 de, insan doğasının uç sınırlarına işaret ederek ( farthest reaches of human nature ), insancılık psikolojisinin ( humanistic psychology )yetersizliğine dikkati çeker. Burada anlatılmak istenen ve sorgulanan, kendini gerçekleştirmenin ( self actualisation ), yeterli olup olmayacağı dır.
Maslow, yeteri kadar güçlü, olağanüstü “ uç deneyim “ ler ( peak experiences ) yaşayan insan da, kendilik kavramının, daha yüce bir gerçek içinde, eriyip gittiğini fark eder.
Böylece psikoanaliz, davranışcı ve insancılık psikolojisi ekolleri nin yanısıra psikolojinin “ dördüncü “ gücü de meydana çıkmış olur.
İnsanın bu “ manevi “ yanını, bilinen dinsel terminoloji dışında, yeni bir bilimsel terminoloji ve çerçeveye oturtmak gerekir, aşılması gereken zorluk da budur.
Bu bilgelik, ta başından bu yana, tüm insanlık tarafından paylaşılmış ilk ve sürekli bilgeliktir. ( perennial philosophy, A.Huxley 1944, perennial religion, Smith 1976, perennial pschology, Wilber 1977 ) Zor gibi görünen görev, insanlığın değişik kültür ve uygarlıklarından kaynaklanan bu bilgeliğin, psikolojik dile çevrilmesidir.
Burada karşı karşıya olduğumuz olgu, yeni bir “ paradigma “ dır.
Bilindiği gibi paradigma, bilimsel bir topluluk tarafından paylaşılan, yeni değer ve inançlardır. Bu yeni veriler teori ve pratik araştırmalarla teyit edilmiş tir.
Bilimsel alanda “ kritik – çağ açan “ ilerlemeler, paradigma deyişimlerinden kaynaklanır.
Maslow teorisinin en etkileyici yanlarından bir tanesi, insan gereksinimlerinin hierarşisi kavramıdır. ( hierarchy of human needs )
Bu piramidin en altında gıda alma, cinsellik gibi fizyolojik ihtiyaçlar vardır, bir üstte, güvenlik, onun üstünde bir yere ait olma duygusu, bir sonra ki saygınlık ve en tepede de kendini gerçekleştirme yer alır.
Kendini gerçekleştirmenin son aşaması ise, aşkınlıktır.( transcendence )
Maslow'un ikinci önemli katkısı ise, temelde iki tür psikoloji tanımlamış olmasıdır.
Bunlar bir yandan “ Yetersizlik psikolojisi “ ( deficiency psychology ) ve diğer yandan da “ Varlık psikolojisi “ dir (being psychology ) .Bu ikinci alanda Maslow bir öncüdür.
Dünya sahnesini, vadideki karanlık bir orman gibi düşünürsek ve insanı bu ormanda kaybolmuş çocuğa benzetirsek, çocuğun, yakınlardaki yüksek, aydınlık tepeye bir patika bulması gerekir.
Çünkü insan aydınlığı sever, bilmek, görmek, anlamak, ufkunu genişletmek ister.
Ufku göremeyen, üst görüşü olmayan insan, umudunu yitirir, aradığı anlamı karanlıkta bulamamaktan bunalır, bedbinliğe düşer. Anlam insan için bir lüks değil, temel ve hayati bir gereksinimdir.
Bir bilgenin şu sözleri insanı ne güzel anlatır :
İlkel insan, sonsuz hırsı nedeniyle, sınırlıya yönelir.
Arayan insan, sonsuz merakı nedeniyle, sonsuza yönelir.
Ama eren insan, sonsuz sevgisi nedeniyle, tekrar sınırlıya döner.

Benötesi psikolojisi insan da bilgeliği, üst görü ü oluşturmak için çaba gösterir ve bu anlamda insana yeni bir “görüş boyutu “ kazandırmaya çalışır.
Enstein'la ilgili şu gerçek hikâye, yukarıda anlatılmak istenen “ görüş “ e belki bir açıklık getirebilir.
Hayatının sonlarına doğru Enstein evren de hüküm süren fiziksel yasaları bir ortak formül halinde toplamak ister, böylece yerçekimi, elektromanyetik ve nükleer fizik yasaları, “ birleşik alan teorisi “ ile, tek bir formül halinde ifade edilecektir.
Bir gün Enstein e, Avrupalı bir fizikçi olan, Kalusa Klein den garip bir mektup gelir. Klein mektubunda ilk bakışta çok saçma gelen, bir öneride bulunur,“ birleşik alan teorisini bulmak istiyorsanız, Riemann formülüne bir boyut
daha ekleyin “ der, Klein.
Riemann formülü, yan yana ve alt alta yazılmış bir sayılar dizisinden oluşur ve bu formül ile, evrende ki her noktanın koordinatlarını bulmak mümkündür.
Dikkati çeken nokta, Riemann formülüne bir sayı daha eklenme önerisi değil, bir “ boyut “ daha eklenmesi, önerisidir.
Enstein baştan “ bu adam deli mi, ne demek istiyor ”, diye düşünür, fakat mektubu yine de atmaz, çekmecesine koyar. Ancak bir sene sonra Klein in ne demek istediğini anlar.

Son düzenleyen Safi; 15 Ağustos 2018 16:48
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
9 Nisan 2013       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Benötesi Psikolojisi ( Bundan sonra metin de BP olarak geçecektir ), öncelikle her insanın derinliklerinde, genelde bilinen, güncel hayata yansıyan yönünden daha yüce bir yönü, olduğuna inanır.

Sponsorlu Bağlantılar
Bu yüce yönümüzden kaynaklanan ilham,bizleri hep daha mükemmele,hep daha kusursuza doğru, yönlendirir. (ultimate state ) yüce yanımızın etkisiyle, gelişmeye yönelik ( growth centered attitude ) ve “ kendini gerçekleştiren “ ( self actualisation ) varoluş konumuna geçilir.
Anlatılmak istenen “ bireyselliğin ötesinde, bireysel insanın gelişme sürecinin ötesinde, bireysel insandan daha fazla muhteviyatı olan bir süreç “ tir. (1)
Mükemmel hale doğru, başladığı yolculukta, her birey kendi seçtiği bir yolda olabilir ve yol değiştirmekte özgürdür.
BP nin anlatılmak istenen çalışma alanı bireyler arası ( interpersonal ) olmaktan ziyade birey içi ( intrapersonal ) dir.
BP, insanı sonsuz gelişme potansiyeli olan bir varlık olarak kabul eder ve bu nedenle bitmiş bir süreç değil, gelişme halinde bir ekoldür.
“ Transpersonal Psychology “ deyimi ve tanımlanması ilk kez Abraham Maslow tarafından kullanılmış ve Maslow benötesi psikolojisinin ilk teorik temellerini atmıştır.
Benötesi deneyimler, tanımları itibarıyla, kimlik duygusu ve benlik kavramını aşar ( öte = trans ) ve insanlığın daha geniş yönlerini ihtiva eder. Bunlar; hayat, ruh, evren ve hatta evren ötesidir.
1960 ların başlarında, C.Rogers ve A.Maslow “ insancılık psikoloji “ sinin ( humanistic psychology ) öncülüğünü yaparlar.
Ama Maslow 1968 de, insan doğasının uç sınırlarına işaret ederek ( farthest reaches of human nature ), insancılık psikolojisinin ( humanistic psychology )yetersizliğine dikkati çeker. Burada anlatılmak istenen ve sorgulanan, kendini gerçekleştirmenin ( self actualisation ), yeterli olup olmayacağı dır.
Maslow, yeteri kadar güçlü, olağanüstü “ uç deneyim “ ler ( peak experiences ) yaşayan insan da, kendilik kavramının, daha yüce bir gerçek içinde, eriyip gittiğini fark eder.
Böylece psikoanaliz, davranışcı ve insancılık psikolojisi ekolleri nin yanısıra psikolojinin “ dördüncü “ gücü de meydana çıkmış olur.
İnsanın bu “ manevi “ yanını, bilinen dinsel terminoloji dışında, yeni bir bilimsel terminoloji ve çerçeveye oturtmak gerekir, aşılması gereken zorluk da budur.
Bu bilgelik, ta başından bu yana, tüm insanlık tarafından paylaşılmış ilk ve sürekli bilgeliktir. ( perennial philosophy, A.Huxley 1944, perennial religion, Smith 1976, perennial pschology, Wilber 1977 ) Zor gibi görünen görev, insanlığın değişik kültür ve uygarlıklarından kaynaklanan bu bilgeliğin, psikolojik dile çevrilmesidir.
Burada karşı karşıya olduğumuz olgu, yeni bir “ paradigma “ dır.
Bilindiği gibi paradigma, bilimsel bir topluluk tarafından paylaşılan, yeni değer ve inançlardır. Bu yeni veriler teori ve pratik araştırmalarla teyit edilmiş tir.
Bilimsel alanda “ kritik – çağ açan “ ilerlemeler, paradigma deyişimlerinden kaynaklanır.
Maslow teorisinin en etkileyici yanlarından bir tanesi, insan gereksinimlerinin hierarşisi kavramıdır. ( hierarchy of human needs )
Bu piramidin en altında gıda alma, cinsellik gibi fizyolojik ihtiyaçlar vardır, bir üstte, güvenlik, onun üstünde bir yere ait olma duygusu, bir sonra ki saygınlık ve en tepede de kendini gerçekleştirme yer alır.
Kendini gerçekleştirmenin son aşaması ise, aşkınlıktır.( transcendence )
Maslow'un ikinci önemli katkısı ise, temelde iki tür psikoloji tanımlamış olmasıdır.
Bunlar bir yandan “ Yetersizlik psikolojisi “ ( deficiency psychology ) ve diğer yandan da “ Varlık psikolojisi “ dir (being psychology ) .Bu ikinci alanda Maslow bir öncüdür.
Dünya sahnesini, vadideki karanlık bir orman gibi düşünürsek ve insanı bu ormanda kaybolmuş çocuğa benzetirsek, çocuğun, yakınlardaki yüksek, aydınlık tepeye bir patika bulması gerekir.
Çünkü insan aydınlığı sever, bilmek, görmek, anlamak, ufkunu genişletmek ister.
Ufku göremeyen, üst görüşü olmayan insan, umudunu yitirir, aradığı anlamı karanlıkta bulamamaktan bunalır, bedbinliğe düşer. Anlam insan için bir lüks değil, temel ve hayati bir gereksinimdir.
Bir bilgenin şu sözleri insanı ne güzel anlatır :
İlkel insan, sonsuz hırsı nedeniyle, sınırlıya yönelir.
Arayan insan, sonsuz merakı nedeniyle, sonsuza yönelir.
Ama eren insan, sonsuz sevgisi nedeniyle, tekrar sınırlıya döner.

Benötesi psikolojisi insan da bilgeliği, üst görü ü oluşturmak için çaba gösterir ve bu anlamda insana yeni bir “görüş boyutu “ kazandırmaya çalışır.
Enstein'la ilgili şu gerçek hikâye, yukarıda anlatılmak istenen “ görüş “ e belki bir açıklık getirebilir.
Hayatının sonlarına doğru Enstein evren de hüküm süren fiziksel yasaları bir ortak formül halinde toplamak ister, böylece yerçekimi, elektromanyetik ve nükleer fizik yasaları, “ birleşik alan teorisi “ ile, tek bir formül halinde ifade edilecektir.
Bir gün Enstein e, Avrupalı bir fizikçi olan, Kalusa Klein den garip bir mektup gelir. Klein mektubunda ilk bakışta çok saçma gelen, bir öneride bulunur,“ birleşik alan teorisini bulmak istiyorsanız, Riemann formülüne bir boyut
daha ekleyin “ der, Klein.
Riemann formülü, yan yana ve alt alta yazılmış bir sayılar dizisinden oluşur ve bu formül ile, evrende ki her noktanın koordinatlarını bulmak mümkündür.
Dikkati çeken nokta, Riemann formülüne bir sayı daha eklenme önerisi değil, bir “ boyut “ daha eklenmesi, önerisidir.
Enstein baştan “ bu adam deli mi, ne demek istiyor ”, diye düşünür, fakat mektubu yine de atmaz, çekmecesine koyar. Ancak bir sene sonra Klein in ne demek istediğini anlar.

Son düzenleyen Safi; 15 Ağustos 2018 16:49
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

19 Aralık 2016 / bluee2 Cevaplanmış
15 Mart 2014 / PrensesPolyanna Soru-Cevap
17 Haziran 2016 / Misafir Cevaplanmış
8 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
1 Mayıs 2013 / Misafir Soru-Cevap