Arama

İslamdaki boykot olayı nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 1 Nisan 2014 Gösterim: 11.196 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Kasım 2013       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Boykot olayı ne demektir? (islamdaki boykot olayı) kısaca açıklarsanız sevirim.
EN İYİ CEVABI Efulim verdi
Boykot Olayı (Bi’setin 7. senesi / Milâdî 617)

Sponsorlu Baglantilar
Bu tarihe kadar İslam’ın inkişafına mani olmak gayesiyle müşrikler tarafın­dan girişilen her teşebbüs akîm kalmıştı! Üstelik İslamiyet, daha da hızlı inki­şaf kaydediyordu. Müslümanların sayısı günden güne her türlü şiddet ve mu­kavemete rağmen artıyor ve İslam’ın nuru Mekke dışındaki kabileleri de ku­caklamaya başlıyordu!

Hz. Ömer ve Hz. Hamza gibi iki kahraman İslam safına katılmış bulunu­yordu. Hz. Ömer, önceki halin tam tersine İslam davasını bü­tün güç ve gayre­tiyle benimsemiş, adeta İslam’ın sağ kolu olmuştu. Bu durum, Müslümanlara cesaret ve moral verirken, müşrikleri ise fazlasıyla sarsmış ve onları derinden derine düşündürmüştü!

Diğer taraftan, Ku­reyş müşrikleri, Necâşînin ülkesine sığınmış bulunan Müs­­lümanları geri alma işini de başaramamışlardı. Hükümdar Ashame, mül­te­ci Müslümanları geri vermediği gibi, onları koruyacağına dair de söz ver­miş­ti!

Bütün bunlar, Ku­reyş müşriklerini son derece tedirgin edip endişeye sevke­diyor ve yeni kararlar almaya, yeni plânlar tertiplemeye zorluyordu!

Müşrikler, işkence yapmakla, şiddet göstermekle kimseyi dininden çevire­meyeceklerini, İslam’ın ilerleyip yayılmasına en­gel olamayacaklarını anlamış­lardı. Nasıl ki akıl almaz işkence ve zulümlere rağmen tek bir Müslüman dahi dininden dönmemişti!

Şu halde, bütün bunların dışında başka bir siyaset takip etmeleri gerekiyor ve bu yolda karar almaları lâzım geliyordu. Öyle yaptılar. Vakit geçirmeden bir araya geldiler. Uzun uzadıya düşünüp taşındıktan ve aralarında müşavere ettikten sonra, gerek Müslüman ve gerekse gayrimüslim olsun, Hâşimoğul­la­rı­nın tamamıyla münâsebetlerini kesmeye karar verdiler.

İttifakla aldıkları bu kararın maddelerini de bir sahife üzerinde şöyle tespit ettiler:

1) Hâşim ve Muttaliboğulları ailelerinden kız alınmayacak.

2) Hâşim ve Muttaliboğulları ailelerine kız verilmeyecek.

3) Hâşim ve Muttaliboğullarına hiçbir şey satılmayacak.

4) Hâşim ve Muttaliboğullarından hiçbir şey satın alınmayacak.

Bu karara akıllarınca kutsî bir mahiyet vermek için de yazılı sahifeyi Kâbe duvarına astılar. Ayrıca bu karara aykırı davranmayacaklarına dair ant içti­ler.

Bu boykot, Hâşim ve Muttaliboğullarının vücudunu or­tadan kaldırmaya ve köklerini kazımaya müteveccihti. Bu durum karşısında Hâşim ve Muttalibo­ğulları aileleri ar­tık dağınık bir şekilde ayrı ayrı semtlerde otura­mazlardı. Ebû Leheb hâriç, Mekke’nin kuzey tarafında bulunan Şi’b-i Ebû Tâlib [Ebû Tâ­lib Mahallesi] denilen yere topluca taşındılar.

Artık bu mahalle sâkinleriyle bütün münâsebetler kesilmişti. Ka­zara oraya gidenler olsa ağır bir şekilde azarlanıyorlardı.

Müşrikler, boykota uğrayanların toplandıkları mahalleye yiyecek içecek nâmına bir şey sokmuyorlardı. Sadece, hac mev­siminde dışarı çıkıp alış verişte bulunmalarına sözde müsaade ediyorlardı. Sözde diyoruz, çünkü o zaman da, çarşı pazarda, köşe başlarında durarak, onlara bir şey aldırmamak için ellerin­den gelen her türlü engellemeyi yapıyorlardı. Hatta zaman zaman satıcıları, onlara mal satmamak için tehdit bile ediyorlardı. Bazen de, bin bir türlü dala­vere ve hileye başvurarak satıcıların ellerinden mallarını alıp, boykota uğra­yanlara bir şey bırakmamaya çalışıyorlardı.
Kaynak

Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Kasım 2013 10:06
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
13 Kasım 2013       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Boykot Olayı (Bi’setin 7. senesi / Milâdî 617)

Sponsorlu Bağlantılar
Bu tarihe kadar İslam’ın inkişafına mani olmak gayesiyle müşrikler tarafın­dan girişilen her teşebbüs akîm kalmıştı! Üstelik İslamiyet, daha da hızlı inki­şaf kaydediyordu. Müslümanların sayısı günden güne her türlü şiddet ve mu­kavemete rağmen artıyor ve İslam’ın nuru Mekke dışındaki kabileleri de ku­caklamaya başlıyordu!

Hz. Ömer ve Hz. Hamza gibi iki kahraman İslam safına katılmış bulunu­yordu. Hz. Ömer, önceki halin tam tersine İslam davasını bü­tün güç ve gayre­tiyle benimsemiş, adeta İslam’ın sağ kolu olmuştu. Bu durum, Müslümanlara cesaret ve moral verirken, müşrikleri ise fazlasıyla sarsmış ve onları derinden derine düşündürmüştü!

Diğer taraftan, Ku­reyş müşrikleri, Necâşînin ülkesine sığınmış bulunan Müs­­lümanları geri alma işini de başaramamışlardı. Hükümdar Ashame, mül­te­ci Müslümanları geri vermediği gibi, onları koruyacağına dair de söz ver­miş­ti!

Bütün bunlar, Ku­reyş müşriklerini son derece tedirgin edip endişeye sevke­diyor ve yeni kararlar almaya, yeni plânlar tertiplemeye zorluyordu!

Müşrikler, işkence yapmakla, şiddet göstermekle kimseyi dininden çevire­meyeceklerini, İslam’ın ilerleyip yayılmasına en­gel olamayacaklarını anlamış­lardı. Nasıl ki akıl almaz işkence ve zulümlere rağmen tek bir Müslüman dahi dininden dönmemişti!

Şu halde, bütün bunların dışında başka bir siyaset takip etmeleri gerekiyor ve bu yolda karar almaları lâzım geliyordu. Öyle yaptılar. Vakit geçirmeden bir araya geldiler. Uzun uzadıya düşünüp taşındıktan ve aralarında müşavere ettikten sonra, gerek Müslüman ve gerekse gayrimüslim olsun, Hâşimoğul­la­rı­nın tamamıyla münâsebetlerini kesmeye karar verdiler.

İttifakla aldıkları bu kararın maddelerini de bir sahife üzerinde şöyle tespit ettiler:

1) Hâşim ve Muttaliboğulları ailelerinden kız alınmayacak.

2) Hâşim ve Muttaliboğulları ailelerine kız verilmeyecek.

3) Hâşim ve Muttaliboğullarına hiçbir şey satılmayacak.

4) Hâşim ve Muttaliboğullarından hiçbir şey satın alınmayacak.

Bu karara akıllarınca kutsî bir mahiyet vermek için de yazılı sahifeyi Kâbe duvarına astılar. Ayrıca bu karara aykırı davranmayacaklarına dair ant içti­ler.

Bu boykot, Hâşim ve Muttaliboğullarının vücudunu or­tadan kaldırmaya ve köklerini kazımaya müteveccihti. Bu durum karşısında Hâşim ve Muttalibo­ğulları aileleri ar­tık dağınık bir şekilde ayrı ayrı semtlerde otura­mazlardı. Ebû Leheb hâriç, Mekke’nin kuzey tarafında bulunan Şi’b-i Ebû Tâlib [Ebû Tâ­lib Mahallesi] denilen yere topluca taşındılar.

Artık bu mahalle sâkinleriyle bütün münâsebetler kesilmişti. Ka­zara oraya gidenler olsa ağır bir şekilde azarlanıyorlardı.

Müşrikler, boykota uğrayanların toplandıkları mahalleye yiyecek içecek nâmına bir şey sokmuyorlardı. Sadece, hac mev­siminde dışarı çıkıp alış verişte bulunmalarına sözde müsaade ediyorlardı. Sözde diyoruz, çünkü o zaman da, çarşı pazarda, köşe başlarında durarak, onlara bir şey aldırmamak için ellerin­den gelen her türlü engellemeyi yapıyorlardı. Hatta zaman zaman satıcıları, onlara mal satmamak için tehdit bile ediyorlardı. Bazen de, bin bir türlü dala­vere ve hileye başvurarak satıcıların ellerinden mallarını alıp, boykota uğra­yanlara bir şey bırakmamaya çalışıyorlardı.
Kaynak

Sen sadece aynasin...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Nisan 2014       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu tarihe kadar İslam’ın inkişafına mani olmak gayesiyle müşrikler tarafın­dan girişilen her teşebbüs akîm kalmıştı! Üstelik İslamiyet, daha da hızlı inki­şaf kaydediyordu. Müslümanların sayısı günden güne her türlü şiddet ve mu­kavemete rağmen artıyor ve İslam’ın nuru Mekke dışındaki kabileleri de ku­caklamaya başlıyordu!

Hz. Ömer ve Hz. Hamza gibi iki kahraman İslam safına katılmış bulunu­yordu. Hz. Ömer, önceki halin tam tersine İslam davasını bü­tün güç ve gayre­tiyle benimsemiş, adeta İslam’ın sağ kolu olmuştu. Bu durum, Müslümanlara cesaret ve moral verirken, müşrikleri ise fazlasıyla sarsmış ve onları derinden derine düşündürmüştü!

Diğer taraftan, Ku­reyş müşrikleri, Necâşînin ülkesine sığınmış bulunan Müs­­lümanları geri alma işini de başaramamışlardı. Hükümdar Ashame, mül­te­ci Müslümanları geri vermediği gibi, onları koruyacağına dair de söz ver­miş­ti!

Bütün bunlar, Ku­reyş müşriklerini son derece tedirgin edip endişeye sevke­diyor ve yeni kararlar almaya, yeni plânlar tertiplemeye zorluyordu!

Müşrikler, işkence yapmakla, şiddet göstermekle kimseyi dininden çevire­meyeceklerini, İslam’ın ilerleyip yayılmasına en­gel olamayacaklarını anlamış­lardı. Nasıl ki akıl almaz işkence ve zulümlere rağmen tek bir Müslüman dahi dininden dönmemişti!

Şu halde, bütün bunların dışında başka bir siyaset takip etmeleri gerekiyor ve bu yolda karar almaları lâzım geliyordu. Öyle yaptılar. Vakit geçirmeden bir araya geldiler. Uzun uzadıya düşünüp taşındıktan ve aralarında müşavere ettikten sonra, gerek Müslüman ve gerekse gayrimüslim olsun, Hâşimoğul­la­rı­nın tamamıyla münâsebetlerini kesmeye karar verdiler.

İttifakla aldıkları bu kararın maddelerini de bir sahife üzerinde şöyle tespit ettiler:

1) Hâşim ve Muttaliboğulları ailelerinden kız alınmayacak.

2) Hâşim ve Muttaliboğulları ailelerine kız verilmeyecek.

3) Hâşim ve Muttaliboğullarına hiçbir şey satılmayacak.

4) Hâşim ve Muttaliboğullarından hiçbir şey satın alınmayacak.

Bu karara akıllarınca kutsî bir mahiyet vermek için de yazılı sahifeyi Kâbe duvarına astılar. Ayrıca bu karara aykırı davranmayacaklarına dair ant içti­ler.

Bu boykot, Hâşim ve Muttaliboğullarının vücudunu or­tadan kaldırmaya ve köklerini kazımaya müteveccihti. Bu durum karşısında Hâşim ve Muttalibo­ğulları aileleri ar­tık dağınık bir şekilde ayrı ayrı semtlerde otura­mazlardı. Ebû Leheb hâriç, Mekke’nin kuzey tarafında bulunan Şi’b-i Ebû Tâlib [Ebû Tâ­lib Mahallesi] denilen yere topluca taşındılar.

Artık bu mahalle sâkinleriyle bütün münâsebetler kesilmişti. Ka­zara oraya gidenler olsa ağır bir şekilde azarlanıyorlardı.

Müşrikler, boykota uğrayanların toplandıkları mahalleye yiyecek içecek nâmına bir şey sokmuyorlardı. Sadece, hac mev­siminde dışarı çıkıp alış verişte bulunmalarına sözde müsaade ediyorlardı. Sözde diyoruz, çünkü o zaman da, çarşı pazarda, köşe başlarında durarak, onlara bir şey aldırmamak için ellerin­den gelen her türlü engellemeyi yapıyorlardı. Hatta zaman zaman satıcıları, onlara mal satmamak için tehdit bile ediyorlardı. Bazen de, bin bir türlü dala­vere ve hileye başvurarak satıcıların ellerinden mallarını alıp, boykota uğra­yanlara bir şey bırakmamaya çalışıyorlardı.

Benzer Konular

20 Aralık 2016 / Misafir Türkiye Cumhuriyeti
21 Şubat 2016 / ThinkerBeLL X-Sözlük