Ziyaretçi
Aristoteles'in felsefi görüşünde doğru bilginin olanaklı olduğu konusundaki fikri nedir? Doğru bilginin olanaklı olduğu fikrini nereden almıştır?
Lütfen bu sorulara cevap verin, bu sorduğum sorular dışında herhangi bir konuda bilgi istemiyorum.
Lütfen bu sorulara cevap verin, bu sorduğum sorular dışında herhangi bir konuda bilgi istemiyorum.
Aristoteles, gerçek anlamında bilimsel bilginin, varlıkların nedenlerine ilişkin kanıtlanmış bir bilgi olduğunu söyler. Doğrunun değişmez olanın bilgisi olduğunu savunur.
Platon’un idea dediği şey, Aristoteles’e göre tek tek nesnelerin içindedir. Onların formu, yani özüdür. Dolayısıyla, bilgide yapılması gereken, tekil ile onun içinde bulunan tümel arasında bir bağlantı kurmak, tekili tümelden bir sonuç olarak türetmektir. Bu ise tümdengelim yöntemidir.
Aristoteles de öğretmeni Platon gibi doğru bilgiye akıl yoluyla ulaşılabileceğini savunur. Ancak Aristoteles, Platon gibi bilgilerimizin doğuştan geldiğini değil, akıl yoluyla kavranıldığını söyler.
Aristoteles’e göre akılda doğuştan bulunan şey öğrenme yetisidir. Akıl bu yetiyi kullanarak hem ideayı hem de maddeyi kavrayabilir. Doğru bilgiye ulaşabilir.
Aristoteles öğretmeni Platon'un bilgi anlayışına karşı çıkar. Platon, bir şeyi bilmek, o şeyin idealar dünyasındaki aslını tanımak demektir, diyordu. Oysa Aristoteles, ideaları nesnelerden bağımsız varlıklar olarak düşünmez. Ona göre idealar, içeriklerini duyusal dünyadan alırlar.
Aristoteles'e göre "gerçekten var olanlar" tek tek şeylerdir: İnsandır, yazı tahtasıdır, bahçedeki erik ağacıdır, şu anda var olan devlettir. Yoksa görmediğimiz "idealar" değildir. Ancak, tek tek şeyleri ya da olayları bir kavram altında toplamak, kavramları da birbirleriyle bağlayarak tümel önermeler elde etmek gerekir. Çünkü bilgiye ancak tümel önermelerle varılabilir. Tümel önermeler içinde tekiller olduğundan yapılacak iş tekilleri tümellerden üretmektir. Bunun yolu da tümdengelim, en yetkin örneği ise tasım (kıyas)dır.
Aristoteles'e göre bilgi edinme yetisi (meleke) akıldır. Akıl da edilgin (pasif) ve etkin (aktif) olmak üzere iki türlüdür. Edilgin akıl duyuları saptayarak bilgimizin içeriğini sağlar; ama duyusal olan varlıklardan ussal (akli) olan gerçekleri yaratan etkin akıldır. Başka bir deyişle bilginin malzemesini edilgin akıl, yani duyular verir; onu biçimlendiren ise etkin akıldır.
Aristoteles rasyonalist bir filozoftur; ancak onun rasyonalizmi kendinden önceki filozoflardan farklıdır. Ona göre insanın doğuştan getirdiği bilgileri yoktur; ama duyu organlarınca elde ettiği verileri işleme ve tümel kavramları oluşturma yeteneği vardır. Bu görüşünü şöyle belirtir:
"Bilgi duyumla başlar; ancak duyum değildir. Bilgide duyumun yanında başka bir öğenin, aklın işe karışması söz konusu olmazsa asla bilim ve felsefe meydana gelmez."Aristoteles, Sokrates ve Platon gibi doğru bilginin doğuştan inan aklında var olduğu ve yeni bilgi kazanmanın aslında bir anımsamadan başka bir şey olmadığı anlayışından çok farklı bir bilgi anlayışı dile getirerek, bir açıdan yeniçağ rasyonalizmine bir hazırlık yapmaktadır. Çünkü, doğru bilginin kazanılmasında akıl kendine düşen bazı görevleri yerine getirmek, örneğin, öncelikle varlığı var yapan temel nedenleri ortaya çıkaran sorulara doğru yanıt vererek varlığın hiç değişmeyen özünü (Ousia) yakalamak zorundadır. Daha sonra da, kurallarına uygun bir tasım yaparak, tek tek nesnelere ilişkin doğru bilgi bu genel kavramdan türetilecektir.
Derlemedir.