Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Kienböck Hastalığı
Kienböck hastalığı, Lunatum adı verilen kemiğin kan akımının azalması veya kesilmesi sonucu oluşur. Birçok kuram ortaya kondu ise de, bu durumun kesin nedeni tespit edilememiştir. Tekrarlayan travma (çarpma, vurma, burkulma, zorlama vb) kan akımını etkileyebilir. Fakat şu an için Kienböck hastalığı herhangi bir meslek gurubu veya kullanım pozisyonu ile ilişkilendirilememiştir.
Bunun dışında hastalığın oluş nedeni açısından en önemli varsayım, yapısal (anatomik) bozukluklardır:
- Lunatum adı verilen kemiğin atardamar veya toplardamar sistemlerinde yapısal değişiklikler olabilir ve bu durum kemiğin kanlanmasını etkileyebilir.
- Lunatum kemiği doğuştan şekil olarak farklı olabilir ve bu durum kemiğin kanlanmasını etkileyebilir.
- Bir diğer (ve en önemli) gözlem ise Kienböck hastalığı ile başvuran kişilerin ön kol kemiklerinden birisinin (Ulna kemiği) diğerinden kısa olmasıdır. Bu kısalık, Lunatum adlı kemiğin ezilmesine (nutcracker) neden olarak kanlanmasını etkileyebilir. Kısalık milimetrik olup ancak röntgen grafilerinde ölçüm ile tespit edilebilir. Dış gözlem veya muayene ile tespit edilemez.
Kienböck Hastalığı Tanısı Nasıl Konur?
En önemli bulgu ağrıdır. Sinsi olarak başlayıp, haftalar ve aylar içerisinde etkisini arttırabilir. İstirahat halinde ağrı önemli bir bulgudur. Ağrı; el bileği ekleminin sırtında ve ortasında hissedilir. Kienböck hastalığının tanısı fizik muayene ve röntgen grafileri ile konur. Tanı ve tedavi sürecinin planlanması için genellikle MR inceleme gerekmektedir
HASTALIK NASIL BİR SÜREÇ İZLER?
Hastalık radyolojik gözlemlere göre dört evreye ayrılır. Tedavi edilmemesi durumunda ilerleyip ilerlemeyeceği ve ilerlerse kişiyi ne düzeyde etkileyeceğini önceden kestirmek zordur. Yapılan çalışmalarda hastalığın büyük çoğunlukla ilerleyici ve kısıtlayıcı olduğu gözlenmiştir. Bu hastalığın medikal (ilaç ile) bir tedavisi yoktur. Atel, alçı, fizik tedavi gibi uygulamaların hastalığın ilerleyişini değiştirmediği, fakat ağrı ve kısıtlılığı azalttığı gözlemlenmiştir. Büyük çoğunlukta kanlanması kesilen Lunatum çürümeye benzer bir reaksiyon verir (kemik ölümü). Buna bağlı kemikte çökme ve ezilme oluşur. Bu aşamadan sonra bütün el bileği biyomekaniği değişir, diğer eklemlerde de anormal yük ve basınca bağlı kıkırdak aşınması (kireçlenme) oluşur.
Genellikle hastalığın gelişimi yavaş ve ilerleyicidir. 4 safhaya ayrılır.
- Safhada radyolojik inceleme genelde normaldir. MRI tanı koymada yardımcı olur. Lunatum dolaşımını yitirmeye başlar; belki küçük kırıklar oluşabilir.
- Safhada lunatum şekli bozulmaya başlar
- Safhada lunatumda çökme oluşmuştur.
- Lunatum tamamen çökmüş ve el bileği ekleminde kireçlenme başlamıştır.
Kienböck Ameliyatı
Kienböck ameliyatı, cerrahi tedavi hastalığın ilerlemesini yavaşlatıcı tek seçenektir. Hastalığın evresine göre uygulanacak cerrahi seçenekler farklıdır.
Erken evrelerde ön kol kemiklerindeki uzunluk farkı giderilerek (uzun olan radyus kısaltılarak) Lunatumun üzerindeki basınç azaltılır ve ezilmesi önlenir. Bu yöntemin en büyük avantajlarından birisi, el bileği eklemine girişim yapılmadığı için cerrahi sonrası eklem sertliği gözlenmemesidir. Bazı kişilerde Kienböck hastalığı gözlenmesine karşın önkol kemiğinde (ulna) kısalık yoktur. Dolayısı ile farklı bir cerrahi yöntemle; el bileği eklemindeki küçük kemikler birbirine sabitlenerek (artrodez) basınç azaltılabilir. El bileği eklemine girişim yapıldığı için cerrahi sonrası eklem sertliği gözlenir (hareket kaybı yaşanır). Bu kısıtlılık genelde kalıcıdır ve oluşacak hareket kaybı miktarının önceden tespiti zordur. Her iki cerrahi yöntem sonrasında da genel olarak ağrı azalır. Bir diğer yöntem ise kemiğin kanlanmasını tekrar sağlamaya yönelik girişimlerdir.
İleri evrelerde ise sadece el bileği ekleminden bazı kemiklerin (proksimal sıra karpektomi) çıkarılması veya el bilek ekleminin bir bütün halinde sabitlenmesi (dondurma: artrodez) ameliyatları yapılabilir. Bu seçeneklerin ilkinde, el bilek ekleminde ameliyat sonrası kalıcı hareket kaybı miktarı azdır ve ağrı zamanla kaybolur. Fakat daha güçsüz bir el ve el bileği elde edilir. İkinci yöntemde ise ameliyat sonrası güç kaybı yaşanmazken tüm el bileği hareketleri feda edilir. Cerrahi yöntemin seçiminde hastalığın evresi kadar hastanın tercihi, işi, ihtiyaçları ve günlük yaşam aktivitelerinin göz önünde bulundurulması iyi bir sonuç elde edilmesi için büyük önem taşımaktadır.
DEVAMI Kienböck hastalığı (Lunatomalazi)