Arama

İklim Değişikliği Nedir? İklim Değişikliği Hakkında - Sayfa 2

Güncelleme: 7 Ekim 2018 Gösterim: 19.528 Cevap: 21
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
19 Ocak 2017       Mesaj #11
Avatarı yok
Yasaklı

İklim Değişikliği ve Küresel Isınma!


Princeton Üniversitesi ile Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) tarafından yürütülen, "türünün ilk örneği" niteliğindeki güzel hava tahmini araştırmasına göre, 21. yüzyılın sonuna kadar ılıman günlerin sayısı her yıl 10 gün daha azalacak ve hava daha kuru olacak. Araştırmada ılıman hava, "18 ila 30 derece, düşük nemli ve az miktarda yağışlı hava" olarak tanımlandı.
Sponsorlu Bağlantılar

İklim bilimciler, araştırma sırasında dünya ısındığında rekor sıcaklık, tropik hortum, kuraklık, sel gibi şiddetli hava olaylarının ne sıklıkta görüleceğine odaklandı. Araştırmacı ekip bu amaçla, kontrolden çıkmış karbon kirliliğinin en kötü hali ve ısıyı hapseden gazların emisyonunun belirgin biçimde azaltılması arasında bir senaryo için farklı bilgisayar simülasyonları kullandı.

Senede 74 Gün Olan Ilıman Hava Ortalaması 64'e Düşecek!


Simülasyonlar, dünyada son 10 yılda senede 74 gün olan ılıman hava ortalamasının, 2035 yılına kadar 70, 2080'den itibaren de 64'e düşeceğini gösterdi. Araştırmanın yazarlarından NOAA İklim Bilimcisi Sarha Kapnick, hava değişimlerinin dünyanın gelişmekte olan ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerde daha belirgin olacağını aktardı.

Bu durumda en çok kayba uğrayacak bölgeler, tropik bölgeler, Afrika'nın neredeyse tamamı, Güney Amerika'nın doğusu, Güney Asya ve Avustralya'nın kuzeyi olacak. Brezilya'nın Rio de Janeiro kenti yılda gördüğü ılıman hava ortalamasından neredeyse 40 gün kaybedecek. Araştırmaya göre, tropik bölgelerin kaybettiği ılıman günleri, İngiltere ve Avrupa'nın kuzeyi kazanacak.

Kaynak: AA / NOAA (18 Ocak 2017)

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
23 Ocak 2017       Mesaj #12
Avatarı yok
Yasaklı

Dünya için 3 Yılda 3 Kötü Rekor!


Ad:  dunya-icin-3-yilda-3-kotu-rekor-9188931_o.jpg
Gösterim: 335
Boyut:  68.2 KB
Bilim insanları, 2014 ve 2015 yıllarından sonra Dünya'nın 2016 yılında en sıcak yıl rekorunu bir kez daha kırdığını açıkladı. Dünya'nın ısınmaya başladığı ve iklim değişikliği ile karşı karşıya olduğumuz bir gerçek. Ancak bu durum, raporların sunulmaya başlaması ile beraber daha da net bir şekilde gözükmeye başladı.
Sponsorlu Bağlantılar

Sıcaklıklar, pek çok uzmanın hem doğal dünya hem de insan uygarlığı için tehlikeli olduğunu söyledikleri noktalara doğru ilerliyor. 2015 ve 2016 yılları, El Niño olarak bilinen kasırga sebebiyle gezegenin normalden daha fazla ısınması ile sonuçlanmıştı. Ancak daha büyük olan problem ise, uzun süredir devam eden sıcaklık artışı ve bu artışın karbondioksit ve diğer sera gazları etkisiyle güçlendiği.

Rekor sıcaklık artışları, özellikle Kuzey Kutup Bölgesi'nde net bir şekilde etkilerini gösteriyor. Bölgedeki deniz buzu yıllardır eriyor ve Kutup toplumları şimdiden değişen iklim sebebiyle hızlı kıyı erozyonu gibi ciddi problemler ile karşı karşıya. Ancak sıcaklık artışını hisseden tek bölge kuzey kutbu değil. Afrika'da da kuraklık ve açlık ciddi problemler oluşturmakta.

El Niño artık sona ermiş durumda ve bilim insanları, 2017'nin geçtiğimiz yıla göre daha soğuk olmasını bekliyor. Ancak bu ani sıcaklık artışı pek çok uzman için şaşırtıcıydı ve bazıları, önümüzdeki yıllarda hızlanmış bir küresel ısınma ile karşı karşıya olabileceğimizden korktuklarını açıkça söylüyorlar. Şu andaki sıcaklık seviyelerinde bile milyarlarca ton kara buzu eriyor veya okyanuslara kayıyor.

Ayrıca denizler de insan emisyonları sebebi ile sıkışan sıcaklığın büyük bir kısmını emiyor. Bu etkenler de okyanusların hızlı bir şekilde yükselmesine sebep oluyor ve şimdiden pek çok kıyı topluluğu, gel-git selleri ile savaşmak için milyarlarca dolar yatırım yapmaya başlamış durumdalar. Yardım çağrıları ise genellikle pek etkili olmuyor.

Kutup bölgelerini de dahil etmesi ve diğer gruplara göre çok daha fazla veri topluyor olması sebebiyle pek çok bilim insanı tarafından en doğru verilere sahip olduğu düşünülen NASA'nın hesaplamaları, 2013 ile 2016 yılları arasında gezegendeki sıcaklığın yarım fahrenhayt arttığını belirtmekte. 1880 yılında başlayan NASA kayıtları için bu artış, şimdiye kadar ki en yüksek üç yıllık artış olmakta. Modern çağın küresel ısınması, göreceli düz bir çizginin ardından 1970 yılı civarında başladı ve geçtiğimiz üç yıl, bu dönem içerisinde arka arkaya rekor kıran tek üç yıl serisi olmakta. Şu anda kaydedilmiş olan en sıcak 17 yılın 16'sı, 2000 yılından bu yana yaşanmış.

Kaynak: CHIP (23 Ocak 2017)

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
21 Mart 2017       Mesaj #13
Avatarı yok
Yasaklı

İklim Değişikliği Nedeniyle Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya Olan 10 Doğa Harikası!


Tüm dünyadan doğa harikaları iklim değişikliği, kirlilik ya da insan faktörü yüzünden risk altında. Malta’daki ünlü kaya kemer ‘Azure Window’ geçtiğimiz günlerde yıkıldı. Daha geçen yıl bu kaya oluşumunun bir parçası yıkılmıştı. Şimdi şiddetli rüzgârlar kalan bölümü de yıktı.

Kuzey Denizi adası Helgoland’ın simgelerinden Lange Anna da tehlike altında. 47 metre yüksekliğindeki gözenekli kırmızı kumtaşı oluşum fırtına ve soğuk nedeniyle zamanla daraldı. Uzmanlara göre sivri bölüm ya kendi kendine yıkılacak ya da en ince noktasından kopacak. Koruma önlemleri için ise milyonluk maliyet gerekiyor.

Büyük Set Resifi dünyanın en büyük yerleşik eko sistemi ve dalgıçlar için bir cennet. Ancak deniz biyologları mercan kayalıklarının yarısının ölmekte olduğunu ya da çoktan öldüğünü tahmin ediyor. Sebep küresel ısınma. Yüksek su sıcaklıklarında mercan kayalıklarının rengi ağarıyor, kireçleniyorlar ve ölüyorlar.

Yarısı Bolivya’da yarısı Peru’da yer alan Titikaka Gölü Küresel Doğa Fonu tarafından 2012’de “Yılın Tehdit Altındaki Gölü” ilan edildi. Özel haneler, maden ocakları ve oteller, atıklarını göle boşaltıyor. Kıyısında çöp birikiyor. Titikaka gölünün birçok yeri artık seyahat broşürlerindeki kadar güzel değil.

Machu Picchu, Peru’nun 1 numaralı turizm noktası. İşte sorun tam da bu. Inkalar zamanında en fazla 300 kişinin yaşadığı Machu Picchu’yu bugün günde 4 bin kişi ziyaret ediyor. Turistlerin adımları toprağa sabitlenmiş olan duvarları sallıyor. Meydana gelen çatlaklardan yağmur içeri giriyor. Yakında böyle bir yer kalmayabilir.

Güney Amerika’daki Amazon, 5,5 milyon kilometrekare ile dünyanın en büyük yağmur ormanı… Şimdilik. Yüzölçümü tarla açmak için ağaçların kesilmesi nedeniyle sürekli küçülüyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın verilerine göre 2014’te dakikada 2,5 futbol sahası büyüklüğünde alan yok oldu. Birçok yerli halkın yaşadığı bölgede soya ve şeker kamışı için verimli alanlara ihtiyaç duyuluyor.

Afrika’nın en yüksek dağının özelliği karla kaplı zirveleri. Ancak 5 bin 895 metre yüksekliğindeki Klimanjaro’da buzullar eriyor. Dağdaki buzul alan 20. yüzyılda yüzde 85 küçüldü. Çevreciler buzulların 2033’te tamamen yok olacağını tahmin ediyor. Dağı hala beyazken görmek isteyenlerin elini çabuk tutup Tanzanya’ya gitmesi gerekiyor.

Ürdün nehrine kıyıdaş ülkeler nehrin ana kolundaki suyu neredeyse tamamen çekiyor. Firmalar da değerli mineralleri elde etmek için nehrin döküldüğü Ölü Deniz’in buharlaşmasına göz yumuyor. Ürdün, İsrail ve Batı Şeria ile çevrelenmiş olan göl kuruyor. Su seviyesi yılda yaklaşık 1 metre düşüyor.

Pembenin cümbüşü sakuralar, bahar geldiğinde Japonlar kiraz çiçeklerinin açmasını birçok festivalle kutluyor. Ama iklim değişikliği burada da eğlencenin tadını kaçırıyor. Bazı bölgeler artık ağaçlar için fazla sıcak ve hayvanlar gibi başka bölgelere de göçemiyorlar. Kiraz çiçekleri erken açıyor ve soluyor. Birgün gelecek ağaçlar tamamen yok olacak.

Antarktika gezisi çağımızın son büyük maceralarından biri. Ancak sonsuz ve büyük buzdağları arasında gemilerin daha ne kadar kayabileceği belirsiz. Buzla kaplı bölge kayıt tutulmaya başladığından beri Ocak ayındaki verilere göre hiç olmadığı kadar küçüldü. Yedinci kıta eriyor.

Kaynak: Ntv Bilim / DW (21 Mart 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
22 Mart 2017       Mesaj #14
Avatarı yok
Yasaklı

Pasifik Okyanusu'nun Derinliklerinde Küresel İklim Değişikliği Araştırılacak!


Ad:  thumbs_b_c_d13fd7f637118af77d7165bef2de53ca.jpg
Gösterim: 285
Boyut:  63.5 KB
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden bilim insanları, Pasifik Okyanusu'nun 2 bin 500 metre derinine yapacakları dalışla küresel ısınmanın etkilerini araştıracak. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yücel, ABD’li araştırmacılarla ortak yürütecekleri uluslararası bir proje kapsamında Pasifik Okyanusu'nda yapacakları bilimsel araştırmalarını anlattı.

Orta Amerika'daki Kosta Rika'nın batısından Doğu Pasifik Okyanusu'nun 2 bin 500 metre derinine dalışı, titanyum bir küreden oluşan denizaltı ile yapacaklarını belirten Yücel, kendisine denizaltının kaptanı ile araştırma görevlisi Batuhan Yapan'ın eşlik edeceğini aktardı. Küre ile okyanusun 2 bin 500 derinliğine serbest düşme ile bir saatte ineceklerini ve dipte 7 saate yakın sürecek bir çalışma yürüteceklerini bildiren Yücel, araştırmanın ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü ve ABD'deki Delaware Üniversitesi'nin ortaklığında yürütüleceğini söyledi. Dalışın yapılacağı tarihin gelecek hafta belli olacağını ifade eden Yücel, dalış sırasında ayrıca ODTÜ logosunun bulunduğu bir küreyi de Pasifik Okyanusu'nun dibine yerleştirip görüntü alacaklarını bildirdi.

Küresel İklim Değişimini Araştıracaklar!


Yücel, denizaltı volkanlarının iklim değişimindeki rollerini anlamak için okyanus dibine ineceklerini ve okyanusa has canlı hayatına ilişkin veriler toplayacaklarını anlattı. Okyanusun tabanında yer kabuğunun ayrıldığı bölümler bulunduğuna, bu bölümlerin yeryüzündeki volkanlar gibi deniz ve okyanus tabanında da volkanlar oluştuğuna işaret eden Yücel, şöyle konuştu:"Dalışı yapacağımız okyanusun tabanında sıra dağlar gibi uzanmış volkanlar bulunuyor. Bu nedenle de bu bölgede sıcak su çıkışları oluyor. Sıcak suların beraberinde getirdiği metaller, demir, altın, gümüş gibi ekonomik açıdan değerli maden yatakları da bu bölgelerde bulunuyor. Tabii araştırmamızda bu değerli yatakları da araştıracağız."

Dünya genelindeki okyanusların 3'te 1'inin çöl durumunda olduğuna dikkati çeken Yücel, okyanuslarda potansiyelin altında canlı yaşadığını vurguladı. Okyanuslardaki çölleşmenin nedeninin de bir anlamda vücudun vitamin eksikliğinde olduğu gibi demir eksikliğinden kaynaklandığını belirten Yücel, "Okyanusta canlının olması demek, atmosferdeki fazla karbondioksidin emilmesi demek. Burada küresel ısınma devreye giriyor. Okyanusların neden üçte birinin çöl olduğunu bu araştırma sonunda anlamaya çalışacağız. Yani dalışımızda demir ve diğer madenlerin de miktarını ölçmeye gidiyoruz." dedi. Yücel, çalışmalarında topladıkları verilerle okyanus diplerinin geçmişini analiz ederek geleceğe yönelik tahminler yapmak istediklerini de kaydetti.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji (22 Mart 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Nisan 2017       Mesaj #15
Avatarı yok
Yasaklı

İklim Değişikliği Hakkında Bilinmesi Gerekenler!


Ad:  iklim1.jpg
Gösterim: 367
Boyut:  142.6 KB
Yiyecek, yakıt, elektrik... Modern dünyada enerjiye ihtiyacımız var. Ve milyarlarca insan giderek daha fazla enerjiye gereksinim duyuyor. Ancak enerji elde etme tarzımız, Dünya’yı değiştiriyor ve bizi tehlikeyle karşı karşıya bırakıyor. Peki ama daha iyi bir yol bulabilir miyiz? İklim değişikliği bir aldatmaca ya da bilimsel bir komplo değil, büyük bir test.

2016 yılında yaşanan sıcaklıklar, 2015 yılında kırılan rekorları aştı. 2015 yılındakiler de 2014 rekorlarını aşmıştı. Binlerce meteoroloji istasyonu, şamandıra ve gemi tarafından yapılan ölçümlerden elde edilen geçen yılın küresel yüzey sıcaklıkları, 20. yüzyıl ortalamasından 0,94 derece daha yüksekti. Atmosferi araştıran uydular da belirgin ısınma eğilimleri saptadılar.

Bir süreliğine Büyük Okyanus’tan sıcaklık salan El Niño da geçen yılın rekorunda etkiliydi. Ancak yarım yüzyıllık ısınma eğilimini açıklayacak doğal nedenler yok. Güneş'in 11 yıllık enerji döngüsü iniş–çıkışlar gösteriyor; yanardağ patlamaları arada bir gezegenimizi soğutuyor. Salımına yol açtığımız sera gazlarıysa, ısıyı Dünya yüzeyinde hapseden bir örtü oluşturuyor.

On uzmandan dokuzu aynı görüşte: Karbon salımı küresel ısınmaya yol açıyor. Sera gazı etkisinin varlığını 1800’lerden bu yana biliyoruz. İsveçli fizikçi Svante Arrhenius, 1896’da kömür yakılması sonucu açığa çıkan karbon dioksitin gezegeni ısıtacağını öngörmüştü. Ama bunun iyi bir şey olduğu görüşündeydi. Kötülük derecesi tartışmalı olsa da, gerçek ve tehlikeli.

Buzullar Hızla Eriyor!


Geçtiğimiz yaz, büyük yolcu gemisi Crystal Serenity buzları çözülen Kuzeybatı Geçidi’nden geçti. Birkaç gün sonra, araştırmacılar King William Adası açıklarında İngiliz Franklin keşif gezisinin kayıplara karışan gemisi H.M.S. Terror’un batığını buldular (1846’da geçidi araştırırken buzda sıkışıp kalmıştı). Kuzey Kutbu ısındı, buz örtüsü incelip küçüldü. Güneş ışınlarının buzla uzaya yansıtılmayıp koyu renk okyanus tarafından soğurulmasına yol açan erime, ısınmayı daha da artırıyor.

Eriyen deniz buzu, deniz seviyesini etkilemiyor ama eriyen kara buzu deniz seviyesinde yükselmeye neden oluyor. Dağlardaki buzullarda küresel olarak çekilme yaşanıyor. 1900’den bu yana meydana gelen 20–23 santimetrelik yükseliş kıyı kesimlerinde su taşkını miktarının hızlı yükselişinde etkili oldu. Sandy Süper Fırtınası sırasında yaşanan su taşkınları ve rüzgârlar ABD’de 68 milyar dolarlık tahribata yol açtı.

En büyük tehdit Grönland ve Antarktika’yı kaplayan buzul örtüleri. Deniz seviyesinin 70 metre yükselmesine yol açacak kadar çok buz içeriyorlar –ve bu buzu kaybediyorlar. 125 bin yıl önce, Dünya biraz daha sıcakken çok kayba uğradıkları biliniyor: Deniz seviyeleri altı–dokuz metre daha yüksekti. Günümüzde böylesi bir yükseliş sahil kentlerini yok eder.

Kaynak: Natıonal Geographıc (31 Mart 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Ağustos 2017       Mesaj #16
Avatarı yok
Yasaklı

İklim Değişimi Bağlamında Küresel Ortalama Sıcaklık Artışı!


Ad:  thumbs_b_c_c33863fb77177f13c08b9ac1ac64be92.jpg
Gösterim: 231
Boyut:  20.1 KB
İklim değişikliği ve küresel ısınma bağlamında yapılan araştırmalar yüzyılın sonunda Dünya ısısının en az 2 derece artacağına işaret ediyor. Farklı yöntemler kullanılarak yapılan araştırmalar, Dünya ısısının 2-4 derece arasında bir değerde büyük olasılıkla artacağına, 1,5 derece ya da daha altında bir değerde azalma durumunun ise çok düşük bir olasılık olduğuna işaret ediyor. Bu bağlamda ortalama sıcaklık artışının ise 3,2 derece olacağı tahmin ediliyor.

Sera gazı emisyonlarının ve fosil yakıt kullanımının incelendiği bir başka araştırma sonucuna göreyse fosil yakıt kullanımının azalması ya da tamamen bırakılması halinde Dünya ısısının ileriki yıllarda yaklaşık 2 derece kadar artabileceği açıklandı. Max Planck Meteoroloji Enstitüsü'nden araştırmacılar buna paralel sera gazı emisyonlarının devam etmesi durumunda da sıcaklık artışının yaklaşık 3 dereceyi görebileceğini ifade etti. Olası kriterler bağlamında ise küresel ortalama sıcaklık artış limitinin Paris Anlaşması doğrultusunda 1,5-2 derece arasında sınırlandırılması gerekiyor.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji / Nature Climate Change (1 Ağustos 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Ağustos 2017       Mesaj #17
Avatarı yok
Yasaklı

İklim Değişikliğinin Enfeksiyonlar Üzerindeki Etkisi!


Ad:  thumbs_b_c_86039ad5d01cf151cd977e261dc4ef83.jpg
Gösterim: 468
Boyut:  76.4 KB
Liverpool Üniversitesi'nde görevli bilim insanlarının yaptığı bir araştırma iklim değişikliğinin enfeksiyonların yayılması ve açığa çıkması üzerinde son derece etkili olduğunu ortaya koydu. İlgili araştırmaya göre patojenlerin neredeyse üçte ikisinin iklime duyarlı, bunların üçte ikisinin de birden fazla iklimsel etmene sahip olduğu belirlendi. Bu bağlamda birden fazla iklimsel etmenin, iklim değişikliğinin söz konusu patojenler üzerinde etkisinin çok yönlü ve komplike olabileceği anlamına geldiği açıklandı.

Sayıca en fazla olanların farklı iklimsel etmene sahip patojenlerin, koleraya yol açan Vibrio cholerae, karaciğer paraziti Fasciola hepatica, şarbonun kaynağı Bacillus anthracis ve Lyme hastalığının nedeni Borrelia burgdorferi olduğu belirtildi. Ayrıca SARS, HIV ve Ebola vs gibi bulaşıcı hastalıkların, insandan insana veya hayvandan hayvana geçenlere kıyasla iklim değişikliğine karşı daha hassas olduğu bildirildi. İklime en duyarlı patojenler arasında ilk sırada kene ve böceklerin yaydığı patojenlerin yer aldığı ikinci sırada ise su, gıda, toprak vs gibi faktörler aracılığıyla yayılan salgın hastalıkların geldiği ifade edildi.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji / Scientific Reports (2 Ağustos 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
28 Ekim 2017       Mesaj #18
Avatarı yok
Yasaklı

İklim Değişikliğinin Denizlere Etkisi!


Araştırmacılar, deniz suyunun sıcak olmasının balıklar üzerinde olumsuz bir etki oluşturduğunu bu bağlamda da yüksek sıcaklık nedeniyle balıkların büyüyemediğini tespit etti. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi yaptığı açıklamada, son yıllarda küresel ısınmaya bağlı meydana gelen iklim değişikliğinin her alanda önemli değişiklikler yaşanmasına neden olduğunu belirterek, iklim değişikliğinin gözle görülür sonuçlarının son birkaç yıldır gözlemlendiğini ifade etti.

Söz konusu iklim değişikliğinin deniz suyu sıcaklığında da yaşandığını belirten araştırmacılar, Karadeniz ve Marmara'da deniz suyu sıcaklıklarının çok yüksek olduğunu, mevsim normallerinin üzerinde bir sıcaklık yaşandığını, sıcaklık bağlamında deniz suyunun Karadeniz'de 17, Marmara'da 18 dereceye kadar çıktığını ve çok yüksek olan bu derecelerin daha düşük bir rakamı göstermesi gerektiğini vurguladı.

Balıkların büyümesi için deniz suyu sıcaklığının uygun olmasının gerektiğini belirten İTÜ Öğretim Üyesi, deniz suyundaki yüksek sıcaklığa paralel olarak denizlerdeki balık sayısının da azaldığını, Karadeniz ve Marmara'da neredeyse palamut ve lüferin hiç görülmediğini, söz konusu iki balığın en çok olduğu dönem olmasına rağmen boğazlarda bile çok az sayıda palamut ve lüfer bulunduğunu, ilgili durumdan palamut ve lüferin yanında hamsi ve istavrit gibi balıklarında etkilendiğini sıcaklık nedeniyle de tüm balıkların daha kuzeye yöneldiğini bildirdi.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji / Science (28 Ekim 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Aralık 2017       Mesaj #19
Avatarı yok
Yasaklı

Şili'deki Gri Buzul İklim Değişikliğinin Etkisiyle Küçüldü!


Ad:  ,vNmx_Nah202IzIWvsVqFZw.jpg
Gösterim: 254
Boyut:  28.0 KB
Güney Amerika ülkesi Şili'de bulunan Gri Buzul'dan 350 metre uzunluğunda bir buz parçası koptu. Kopma 1990'dan bu yana Gri Buzul'da yaşanan en büyük buzul ayrılması oldu. 280 metre genişliğindeki buz dağı Şili’deki Gri Buzul’un batı yakasından koptu. İklim bilimciler ilgili kopmanın şaşırtıcı olmadığını ve Gri Buzul’un uzun süredir küçülmekte olduğunu, bunun yanında 1990’dan bu yana bu ölçüde büyük bir buzul parçasının kopmadığını kaydetti.

Araştırmacılar, Gri Buzul’un geri çekilişinin çoktandır devam eden bir süreç olduğunu ve son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle söz konusu geri çekilme ile erimenin hızlandığını, buz sahanlığından daha önceleri de buna benzer buzullar koptuğunu bildirdi. Büyüklüğü bağlamında ilgili buz dağının gemilere zarar verme olasılığının güçlü olduğu belirtildi.

Kaynak: DHA / Euronews (30 Kasım 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
9 Ağustos 2018       Mesaj #20
Avatarı yok
Yasaklı

Küresel Sıcaklık Bağlamında İklim Dengesizliği!


Ad:  thumbs_b_c_951593f1b78d611839e210cf7a8718b5.jpg
Gösterim: 168
Boyut:  80.6 KB
Küresel sıcaklık ortalamasındaki artışın kritik karbon rezervlerinin açığa çıkmasına yol açacak düzeye ulaşması durumunda dünyada kontrol edilemeyecek bir seviyede iklim dengesizlikleri yaşanabileceği belirtildi.

Stockholm Direnç Enstitüsü'nden bilim insanları, yeryüzünde kritik bazı karbon yataklarının çözülmesi ve burada saklı karbonun atmosfere yayılması halinde oluşacak domino etkisinin yeryüzünü geri dönüşü olmayan bir iklim dengesizliğine sürükleyebileceğini ifade etti.

Küresel ısınmanın dünyanın en yüksek büyük karbon rezervleri olan kutup altı ormanlarını, permafrost toprakları, Arktik deniz buzunu, Antarktika buz örtüsünü ve okyanus tabanını etkilediğine dikkati çeken bilim insanları, buralardaki çözülmenin büyük miktardaki karbon ve metan hidrat içeriğinin atmosfere salımına yol açabileceğinin önemine değindi.

Yeryüzündeki ormanların, okyanusların ve karaların 4,5 milyar ton karbonu massettiğine işaret eden bilim insanları, bunun atmosfere salınmasının yeryüzünü bir "sera dünyaya" dönüştüreceğini vurguladı. Böyle bir dünyada ortalama sıcaklıkların 4-5 dereceye kadar artabileceği, deniz seviyesinin 10 ila 60 metre yükselebileceği ifade edildi.

Araştırmayı yöneten İklim Profesörü Johan Rockström, "Küresel sıcaklık artışının 2 santigrat dereceye ulaşması halinde artık kontrol mekanizmasını doğrudan gezegenimize vermiş oluyoruz. Şu anda kontrol bizim elimizde ancak 2 dereceyi aştığımız taktirde dünya artık bize dost değil düşman olmaya başlayacak. Kaderimizi dengesini yitirmeye başlayan bir gezegenin ellerine teslim etmiş olacağız." şeklinde bir açıklamada bulundu.

Kaynak: Proceedings of the National Academy of Sciences (7 Ağustos 2018)

Benzer Konular

5 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
6 Aralık 2012 / Misafir Cevaplanmış