Arama

Dinin Başlangıç Kuramları

Güncelleme: 11 Eylül 2008 Gösterim: 7.946 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ağustos 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dinin Başlangıç Kuramları

Herkes tarafından kabul edilecek geçerli bir din ta­nımı yapmanın güçlüğü ortadadır. Şimdiye dek yüzü aş­kın din tanımı yapılmıştır. Bunların hepsi de en doğru tanım olmak iddiasındadır. Hayatın çok geniş bir alanını kapsayan dinin ve dinsel yaşantının ana öğelerini göz önünde bulundurarak bir tanım yapmak gerekirse:
«İn­sanın, duygusal ya da bilinçli olarak bağlı bulunduğu birtakım doğaüstü kudretlere ya da varlıklara inanma­sına ve bunlara ibadet etmesine din denir.»
Dinin başlangıcını ve gelişme basamaklarını açıkla­maya çalışan etnolojik kuramların başlıcaları animizm, dinamizm ve ur-monoteizm'dir.
Animizm
(ruhçuluk) kavramına göre, ilkel insan düş, birsam, ateşli hastalık, bayılma, ölüm vb. gibi psikolojik ve fizyolojik yaşantılar sonucu bedeni terkeden bir ruh kavramına varmıştır. Bedenden ayrı tasarımlanan bu can­lılık ilkesinin zamanla hayvanlara, bitkilere, nesnelere de uygulanması sonucu animatizm (doğacılık ya da doğayı canlandırma) inancı doğmuş; giderek manizm'e (ölüler ve atalar ibadeti), fetişizm'e, politeizm'e (çok tanrıcılık) ve en sonunda da monoteizm'e (tek tanrıcılık) geçilmiştir. Bu kuram, evrimci İngiliz etnologu E. B. Tylor tarafından ortaya atılmıştır. Bu kuram bugün artık geçerli sayılmamaktadır.
Dinin başlangıcını açıklamayı deneyen ikinci önemli kuram dinamizm'dir. Bu kurama göre, dinin başlangıcı sırlı, kişisel olmayan bir «güç» tasarımında saklıdır. Preanimizm (ruhçuluk öncesi) de denilen bu kuramın üzerinde durduğu «güç» inancı zamanla nesneleştirilmiş ve kişileştirilmiştir. Kuramı ortaya atan R. R. Maret'e göre, dinamizm inancı insanları ilkin büyüsel pratikleri uygulamaya götürmüş; bu pratiklerden din gelişmiş, büyülü sözlerden de dualar doğmuştur.
Bunlara ters düşen üçüncü etnolojik kuram ur-monoteizm'dir (en eski tek tanrıcılık). Bu kurama göre, dinin gerçek kaynağı animizm ve dinamizm inancında yatmayıp, bugün de kimi ilkellerde görülen bir «ilk yaratıcı» inancından doğmuştur. P. W. Schmidt, bu fikri geçerli kılmak için durup dinlenmeksizin çalışmış, «Tanrı Fikrinin Kökeni» adlı 12 ciltlik bir yapıt yayımlamıştır. Schmidt'e göre, «tek bir tanrı»ya inanma dinin başlangıcıdır. Fakat bu inanç zamanla bozulmuş ve yerini büyüsel pratikler ve politeizm almıştır. Bu durum İsa'nın ortaya çıkışına kadar sürmüştür. Schmidt, bugün çok aşağı kültür basamaklarında bulunan Pigmeler, Buşmanlar, Güney-Doğu Avustralya ve Ateş Toprağı yerlileri gibi «en eski» halklarda görülen «tek bir tanrı» inancı ile gelişmiş dinlerin kutsal kitaplarındaki kimi sözleri görüşüne dayanak yapmaktadır. Bu kuram da birçok yanlarıyla eleştiriye uğramıştır.
Dinin başlangıcını açıklama denemesine, yukarıdakilerden başka bilginler de girişmişlerdir. Önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:
  • A. Comte, 1830: Fetişizm - Politeizm - Monoteizm.
  • J. Lubbock, 1870: Ateizm (dinsizlik) ­Fetişizm - Tote­mizm - Şamanizm ­Antropomorfizm Yaratıcı Tek Tanrı İnancı.
  • H. Spencer, 1876: Manizm (Ölüler ve atalar ibadeti) - Fe­tişizm - Hayvanlara, bitkilere ve doğaya tapma - İlahIara i­nanma.
  • R. Smith, 1885: Dinin ilk biçimi to­temciliktir.
  • J. G. Frazer, 1890: Bütün dinlerin kay­nağı büyüdür
  • A. Lang, 1898-1909: Başlangıçta Tylor'un animistik kura­mının ateşli bir sa­vunucusu olan Lang, sonradan kendi araş­tırmalarına dayana­rak şu evreleri öne sürmüştür: Ani­mizmden önceki «Ya­ratıcı Tanrı Baba» inancı - Animizm ve bozulmuş diğer din biçimleri.
  • K. Beth, 1914: Büyü ve din öncesi dönem - Kişisel olmayan bir kudrete inanma - Din ve büyü.
  • N. Söderblom, 1916: Mana inancı - Animizm - Yüce Tanrı.
  • R. Pettezoni 1922: Mitik öncesi dönem - Politeizm - Monoteizm
  • R. Thurnwald, 1951: Hayvan inancı - Totemizm Animizm, dev inancı ve tanrılaştırma Yüce Tanrı inancı Politeizm - Dinsel gerçeklerin felsefi açıdan algılanması.
Dinin başlangıcı sorunu bugüne dek henüz herkesin kabulleneceği bir çözüme kavuşturulamamıştır.


Prof. Dr. Sedat Veyis Örnek
fortune - avatarı
fortune
Ziyaretçi
23 Ağustos 2008       Mesaj #2
fortune - avatarı
Ziyaretçi
«İn­sanın, duygusal ya da bilinçli olarak bağlı bulunduğu birtakım doğaüstü kudretlere ya da varlıklara inanma­sına ve bunlara ibadet etmesine din denir.»
bu tanıma katılmakla birlikte, dinin tanımı yapılırken bence,o dinin baglılarından degil de din'in kendisinden yola çıkılarak bir tanım yapılmalı degil miydi?
Blondie - avatarı
Blondie
Ziyaretçi
23 Ağustos 2008       Mesaj #3
Blondie - avatarı
Ziyaretçi
Bir soru size bir yaraticiya inanmak icin illa ki bir dine inanmak sart mi?
fortune - avatarı
fortune
Ziyaretçi
2 Eylül 2008       Mesaj #4
fortune - avatarı
Ziyaretçi
''...bir yaraticiya inanmak icin illa ki bir dine inanmak sart mi? ''

'''''BENCE''''':

amaç, bir yaratıcıya inanmaksa yalnızca,
hayır.

çünkü 'Din' salt inanç degildir. hatta daha çok pratik\aksiyon isteyen bir disiplindir.yani bir bakıma inanç soyut, din somuttur.
önce bir yaratıcıya (yani herhangi bir dinin tanrısına) inanırsın (ya da inanmazsın...) ama bu demek degildir ki, sen o din üyesi oldun...o dinin üyesi olabilmesi için gerekliliklerini yalnızca düşünsel olarak degil pratik olarak da içinde olması gerekir.

çok basit ama, bir örnek:

şu an bilinen yaratıcıya 3 dinin temsilcileri de inanıyor.. ama birine musevi,birine hristiyan ve birine de müslüman diyoruz.eger sordugun sorunun içinde gizlenmiş oldugunu düşündügüm cevap ise bekledigin, üçünü de tek din adı altında ele almak gerekirdi.

şimdilik bu kadar.........................
Blondie - avatarı
Blondie
Ziyaretçi
11 Eylül 2008       Mesaj #5
Blondie - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
fortune adlı kullanıcıdan alıntı

''...bir yaraticiya inanmak icin illa ki bir dine inanmak sart mi? ''

'''''BENCE''''':

amaç, bir yaratıcıya inanmaksa yalnızca,
hayır.

çünkü 'Din' salt inanç degildir. hatta daha çok pratik\aksiyon isteyen bir disiplindir.yani bir bakıma inanç soyut, din somuttur.
önce bir yaratıcıya (yani herhangi bir dinin tanrısına) inanırsın (ya da inanmazsın...) ama bu demek degildir ki, sen o din üyesi oldun...o dinin üyesi olabilmesi için gerekliliklerini yalnızca düşünsel olarak degil pratik olarak da içinde olması gerekir.

çok basit ama, bir örnek:

şu an bilinen yaratıcıya 3 dinin temsilcileri de inanıyor.. ama birine musevi,birine hristiyan ve birine de müslüman diyoruz.eger sordugun sorunun içinde gizlenmiş oldugunu düşündügüm cevap ise bekledigin, üçünü de tek din adı altında ele almak gerekirdi.

şimdilik bu kadar.........................

Üçünü de tek din altında almak benim için problem değil sonuç olarak üçü de aynı noktada başlayıp gelişmeleri çeşitlilik gösterse de ayni yerde bitiyor en azından benim gözümde öyle.
Evet bence din olmadan tanrı inancına ulaşılır ancak gerisi de çok önemli çünkü bunu yeterli görmeyenler hemen sadece inanmanın yetmiyeceğini bir sistemin olması gerektiğini savunuyorlar.
İşte bu noktada çelişkiler başlıyor çünkü bu sistemlerin içersinde olan yasaklar ,ibadetler v.s çoğu zaman inandırıcılıktan çok uzak.
Sorgulamanın yasak oluşu benim için bu sistemlere şüpheyle yaklaşmamın çıkış noktası.

Şimdilik benden de bu kadar.........

Benzer Konular

13 Nisan 2014 / ThinkerBeLL Sanat
31 Aralık 2011 / Misafir Soru-Cevap
24 Kasım 2006 / Misafir Kültür
7 Şubat 2007 / virtuecat Fizik
11 Kasım 2008 / asla_asla_deme Coğrafya