Arama

Salah Birsel

Güncelleme: 4 Ocak 2017 Gösterim: 14.261 Cevap: 2
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
19 Mayıs 2006       Mesaj #1
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Salah Birsel


1919'da Balıkesir’in Bandırma ilçesinde doğdu. 1999 yılında İstanbul’da yaşamını yitirdi. Ortaöğrenimini İzmir'de Saint Joseph Fransız Okulu ve İzmir Erkek Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. 2 yıl sonra aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne geçti, 1948'de mezun oldu. 1943-1949 arasında İstanbul Nişantaşı Ortaokulu'nda Fransızca öğretmenliği, 1953-1956 arasında iş müfettişliği, 1956-1960 arasında Edebiyat Fakültesi Kütüphane Müdürlüğü, 1960-1973 arasında Türk Dil Kurumu Yayın Kolu Başkanlığı yaptı. İlk şiirleri 1937'de "Gündüz" dergisinde yayınlandı.
Sponsorlu Bağlantılar

1940-1950 arasında "İnkılapçı Gençlik", "Sokak", "İnsan", "Seçilmiş Hikayeler" gibi dergiler şiirlerine yer verdi. "Yenilik", "İnsan", "Sokak" ve "Nokta" dergilerinin yayını çalışmalarına katıldı. Şiirleri öncelikle zekaya, ince alaya dayanan yergi ağırlıklı şiirler. Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre yorumlayarak uzaktan izledi. Şiirlerinde halk şiirine yaklaşan bir söyleyiş yöntemine ulaştı. Yalın üslubu, hoşgörülü konu seçimleri ve ince alaylı yaklaşımıyla, kendine özgü farklı bir yerde bulundu. Asıl ününü 1970'lerde peş peşe yayınlanan "denemelerle" kazandı.

Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve deyimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla bu denemelerde özgün bir üslup yarattı. "Salâh Bey Tarihi"ni oluşturan "Kahveler Kitabı", "Ah Beyoğlu, Vah Beyoğlu", "Boğaziçi Şıngır Mıngır", "Sergüzeşt-i Nono Bey", "Elmas Boğaziçi" ve "İstanbul-Paris" kitaplarında, geçmişin İstanbul kahvelerini, Beyoğlu ve Boğaziçi'nin sanat çevrelerini anlattı. 1990'larda büyük bir coşkuyla tekrar şiire döndü. İroni ve humor özellikleri taşıyan şiirleriyle modern şiirimizi tema ve dil bakımından demokratlaştırdı, geliştirdi.

ESERLERİ


ŞİİR:
Dünya İşleri (1947)
Hacivat’ın karısı (1955)
Ases (1960)
Kikirikname (1961)
Haydar Haydar (1972)
Köçekçeler (1981)
Bütün Şiirleri (1986)
Varduman (1993)
Yalelli (1994)
İnce Donanma (1995)
Yaşama Sevinci (1995)
Rumba da Rumba (1995)
Çarleston (1995)
Baş ve Ayak (1997)
Sevdim Seni Ey İnsan (1997)

DENEME, ELEŞTİRİ, GÜNLÜK:
Şiirin İlkeleri (1952)
Günlük (1955)
Sev Beni Sev (1957)
Kendimle Konuşmalar (1969)
Şiir ve Cinayet (1975)
Kahveler Kitabı (1975)
A Beyoğlu Vah Beyoğlu (1976)
Kuşları Örtünmek (1976)
Kurutulmuş Felsefe Bahçesi (1979)
Boğaziçi Şıngır Mıngır (1980)
Halley Kimi Kurtarır (1981)
Paf ve Puf (1981)
Hacivat Günlüğü (1982)
Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi (1982)
Amerikalı Tolstoy (1983)
İstanbul-Paris (1983)
Bir Zavallı Sarı At (1985)
Yapıştırma Bıyık (1985)
Şişedeki Zenci (1986)
Asansör (1987)
Kediler (1988)
Aynalar Günlüğü (1988)
Seyirci Sahneye Çıkıyor (1989)
Bay Sessizlik (1990)
Nezleli Karga (1991)
Yaşlılık Günlüğü (1992)
Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde (1993)
Gece Mavisi (1994)
Papağanname (1995)
Yanlış Parmak (1996)

ROMAN:
Dört Köşeli İnsan (1961)

İNCELEME:
Fransız Resminde İzlenimcilik (1967)
Goethe (1972)
Son düzenleyen perlina; 4 Ocak 2017 19:10
Biyografi Konusu: Salah Birsel nereli hayatı kimdir.
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
9 Mart 2007       Mesaj #2
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam

Salah Birsel

, Jean Janet, Marguerite Duras ve Max Jacob'dan çeviriler de yaptı
Şair ve deneme yazarı Salah Birsel, 1999'da İstanbul'da yaşama veda etti.
Sponsorlu Bağlantılar

Asıl adıyla Ahmet Selahattin 1919'da Bandırma'da doğdu, ortaöğretimini İzmir Erkek Lisesi'nde, yüksek öğrenimini ise İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümü'nde tamamladı (1948).

Fakülteye gittiği yıllarda Nişantaşı Ortaokulu'nda başladığı Fransızca öğretmenliğine (1943) mezun olduktan sonra da bir süre devam etti.

Burhan Arpad'la ABC Yayınevi'ni kurdu. Sonradan İhsan Devrim'in de ortak olduğu bu yayınevi, tek parti iktidarının kışkırttığı faşist ve ulusçu öğrencilerin 'Tan' gazetesini tahrip ettikleri olaylar sırasında yıkıldı.

1942'de 'İnkılapçı Gençlik' dergisinde yayımlanan 'Bulut Geçti' adlı şiiri yüzünden, aile kurumunu yerdiği gerekçesiyle mahkemeye verildi ve iki yıl süren dava sonunda beraat etti.

Öğretmenlikten ayrıldıktan sonra Ankara ve İstanbul'da iş müfettişliği, kitaplık müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Türk Dil Kurumu Yayın Kolu Başkanlığı yaptı (1960-1973). Ankara Üniversitesi Basım Evi Müdürü iken emekli oldu (1972).

Yazın alanına 'Gündüz' dergisinde yayımlanan (1937) şiirleriyle erken yaşlarda giren Birsel, daha sonraki yıllarda 'İnkılapçı Gençlik' dergisinde yazdı. 'Sokak', 'İnsan', 'Yenilikler' gibi dergilerde yazıları yayımlandı.

1940'ların yeni edebiyat hareketi içinde aktif rol üstlenen Birsel, Garip Şiiri'nden farklı bir yol arayan şiirleriyle dikkati çekti, ama ilgisi giderek şiirden düzyazıya ve asıl anlamda denemeye kaydı.

'Keçi Çobanı Kuzu Çobanı' adlı denemesiyle 1970 TRT Deneme Başarı Ödülü'nü, 'Şiir ve Cinayet' adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu Deneme Eleştiri Gezi Ödülü'nü (1976), 'Paf ve Puf' adlı kitabıyla da İş Bankası Deneme Eleştiri Büyük Ödülü'nü (1982), 'Yaşlılık Günlüğü' kitabıyla da Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü (1986) kazandı.

Yapıtları


Şiir: 'Dünya İşleri' (1941), 'Hacivat'ın Karısı' (1955), 'Ases' (1960), 'Kikirikhane' (1961), 'Haydar Haydar' (1962), 'Köçekçeler' (1980), 'Bütün Şiirleri' (1986)

Roman

: 'Dört Köşeli Üçgen' (1961)

İnceleme / Araştırma:

'Şiirin İlkeleri' (1952), 'Rüştü Onur' (1956), 'Sen Beni Sev' (1957), 'Fransız Resminde İzlenimcilik' (1967), 'Goethe' (1972), 'Seyirci Sahneye Çıkıyor' (1989)

Deneme

: 'Kendimle Konuşmalar' (1972), 'Seyirci Sahneye Çıkıyor' (1975), 'Kurutulmuş Felsefe Bahçesi' (1979), 'Paf ve Puf' (1981), 'Halley Kimi Kurtarır' (1981), 'Amerikalı Tolstoy' (1982), 'Bir Zavallı Sarı At' (1985), 'Yapıştırma Bıyık' (1985), 'Şişedeki Zenci' (1986), 'Asansör' (1987), 'Kediler' (1988), 'Hafiyeler Önde Gider' (1991), 'Nezleli Karga' (1991), 'Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu' (1992), 'Tarih / Salah Bey Tarihi: Kahveler Kitabı' (1976), 'Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu' (1976), 'Boğaziçi Şıngır Mıngır' (1980), 'Sergüzeşt-i Nono Bey' (1982), 'İstanbul - Paris' (1983), 'Günlük' (1955), 'Kuşlar Örtünmek' (1976), 'Hacivat Günlüğü' (1982), 'Yaşlılık Günlüğü' (1986), 'Aynalar Günlüğü' (1988), 'Bay Sessizlik' (1990), 'Gece Yarısı Mektupları' (1991)

Birsel'in Jean Janet (Hizmetçiler), Max Jacob (Genç Bir Şaire Öğütler), Marguerite Duras (Bütün Gün Ağaçlarda) gibi birçok yazardan yaptığı çevirileri de bulunmaktadır.

Salah Birsel'den birkaç örnek

Küheylan
Ne toz talaz bir günaydın
Çıkıyorsan bir yokuşu
Biraz bezginlik biraz umut

Ben ne sipahiyim dokun yeleme
Çok cenk oldu Saadparem
Gürzlemeye ölü geldi

Çadırlar içinde kaç ağaç
Sandım özel bir biçimde
Kırıldı bir Küheylan

Bugün dün oldu Saadparem
Eller başüstünde
Tutiler hişt dedi

Ey biraz uyku biraz leylak
Kırılınca bir küheylan
Ortasından şırak

Bir Şairin Ölümü
Kimse inanmaz
Benim hafif-makineliyle öldüğüme
Veya ayrıldığıma dünyadan

Benimde başkentte bi odam
Şiir kitaplarım
Üniversitede adım
Ve arkadaşım vardı

Ünüm de olurdu
Yaşasaydım

Kamer Hanım
Gün gelecek KAMER HANIM
Gençliğini düşünecek
Hafifçe daralacak kalbi
Mutfağa doğru gidecek

Yumurtayı çırparken kasede
Durup saçlarını çözecek
Şurup kaynayacak bir kenarda
Hatıralar üşüşecek

Ve yayıldıkça mutfağa pasta kokusu
O da endamını gerecek
Bir tabak alacak raftan
HACİVAT beni sevmişti sahi deyecek

Gün gelecek KAMER HANIM
Boyuna pasta pişirecek

Pencerede Kadınlar
İlkin bir sarışın açtı pencereyi
Sonra bir hallicesi bir dillicesi
Daha sonra güldü kaçtı
Kadınların en incesi
Derken sıra esmere geldi
Bir etlicesi bir sütlücesi

Piyanolu Ases


Ben piyano çalıyorum sen orada kaç yıl
Saçlarını at sevmeyi değiştiriyor çünkü
Ellerini at gözlerini at dudaklarını at yoksa
Ben seni okşuyorum senin esmerliğinle yoksa

Senin gökyüzün benim gökyüzümden piyanolu
Kirpiklerini at gözlerini öpüyorum çünkü
Kaşlarını at ağzını at kulaklarını at
Ben seni okşuyorum senin esmerliğinle yoksa

Ben senin dişlerinle gülüyorum daha ne
Senin yıldızların her gece Beethoven li
Piyanoyu al seni düşünmeyi tutuyor çünkü
Ben seni sevdalıyorum sen orada kaç yıl.

Son düzenleyen perlina; 4 Ocak 2017 19:14
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
4 Ocak 2017       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Salah Birsel Kimdir?


(1919 Bandırma-1999 İstanbul), şair, deneme yazarı. Yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde tamamladı (1948). Uzun yıllar Ankara'da ve İstanbul'da iş müfettişliği, kitaplık müdürlüğü görevlerinde bulundu.

Ad:  Salah Birsel.jpg
Gösterim: 603
Boyut:  36.5 KB
Türk edebiyatında denemeci ve şair olarak kimlik kazanmış olan Salâh Birsel, 1919 yılında Bandırma’da dünyaya gelmiştir. Hayatında üç güzel şehir vardır: İzmir, İstanbul, Ankara. Salâh Birsel, İzmir ve Ankara’da yaşadıktan sonra evi olarak İstanbul’u seçmiş ve 10 Mart 1999 yılında İstanbul’da 80 yaşında edebiyat dünyasına ve hayata gözlerini kapatmıştır.

Salâh Birsel, eğitimine İzmir’de Saint Joseph Koleji’nde başladı. Lise öğrenimini ise Erkek Lisesi’nde aldı. Ardından yolu, uzun zaman ayrılmayacağı İstanbul’a düştü ve İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü 1943 yılında bitirdi. Aslında önce Hukuk bölümüne girmişti ama iki yıl sonra bölümünü felsefe olarak değiştirmeyi uygun buldu.

İş yaşamı kısaca şu şekildedir:
  • 1943 yılında İstanbul’da Fransızca öğretmenliği,
  • 1950 yılında Sümerbank Teftiş Kurulu Revizörlüğü,
  • 1953 yılında iş müfettişliği,
  • 1956 yılında Edebiyat Fakültesi Kütüphane Müdürlüğü,
  • 1960 yılında Ankara Üniversitesi Basımevi Müdürlüğü yaptı.
Uzun yıllar, Türk Dili Kurumu Yayın Kolu Başkanlığı görevini başarıyla yürüttü.

Edebiyata Girişi ve Gelişimi


Salâh Birsel edebiyata şiir ile girmiştir. İlk şiiri 1937 yılında Gündüz dergisinde yayınlanan Salâh Birsel, 1940 -50 yıllarında "İnkılapçı Gençlik", "Sokak", "İnsan", "Seçilmiş Hikayeler" dergilerinde şiirler yayınlamıştır.

Hilmi Ziya Ülken’in çıkardığı “İnsan” adlı dergide yöneticilik yapan Salâh Birsel, sadece şiir değil, roman, deneme, günlük türlerinde de edebiyat ürünleri vermiştir bu yıllarda.

O, şiirleri ile Toplumcu Gerçekçilerden ve Orhan Veli’nin ön ayak olduğu Garip akımından tamamen ayrılmıştır. Şiir vermesi 1940’lı yıllara dayandığı için 1940 kuşağı şairlerinden sayılır lakin asıl şiirini 1950 yıllarında bulmuştur. Onun şiirlerinde bir felsefe vardır ve hem öz hem de söyleyiş bakımından kuşağından tamamen ayrılacak kalitede bir şairdir.

Şairlik yönünün yanı sıra denemeci ve iyi bir günlük yazarıdır. Denemeleri, en az şiirleri kadar enfes ve fikir sahibidir. Yazmak için yazmayan ve hem kalemi ile hem de yüreğiyle yazdığı bellidir yazılarını.
Atilla Özkırımlı onun kalemi için şu yorumu yapar: “Alay ve ironinin egemen olduğu, akılcı, özgün bir yapıya sahip şiirleriyle tanındı. Geniş bir kültürün, kıvrak bir anlatımın görüldüğü düz yazılarıyla son yılların başarılı denemecilerinden sayıldı.”

Salâh Birsel’in Edebi Kişiliği


Salâh Birsel’in edebî hayatını şiir ve düz yazıları olarak ayırıp ona göre özelliklerine değinmek daha uygun olacaktır sanırım.

Salâh Birsel’in Şiir Anlayışı:
Onun şiirleri duygulardan çok zekaya hitap eder çünkü eserleri yergi ağrılıklıdır ve bu yergiyi yaparken ince espriler yapar. İnce alayla yazdığı bu şiirler aynı zamanda ince bir zekanın ürünü olarak da değerlendirilir.

Şiir akımı olarak ne Garip ne II.Yeni ne de Toplumcu Gerçekçiler ile ilgilenmiştir. Salâh Birsel, sadece bu akımları uzaktan izlemiş ve onların kendi şiirine göre olan özelliklerini almıştır. Hiçbir akıma körü körüne bağlandığını söyleyemeyiz bu yüzden.

Şiirlerinde halk şiirine yakınlık vardır. Konu olarak da halka inen şair, sanki taşlamanın modern halini sunar bize. Karagöz ve Hacivat’ın konu olduğu şiirlerinin yanında yaşama dair, yaşama sevincine dair şiirleri de vardır. Yani konu yelpazesi oldukça geniştir ve bu genişlik tamamen mizah penceresinden bakışla alakalıdır bana göre. Mizahı, o kadar ince yedirmiştir ki şiirlerine, kimseyi kırmadan incitmeden tabiri caizse karıncayı ezmeden yoluna devam etmiştir.

Uyaklı şiirlerine pek rastlamayız, ayrıca hece ölçüsü de kullanmaz. Bu bakımdan biraz Garip şiirine yakıştırılsa da aslen sadece artık yıkılmış olan uyak kalıplarını diriltmek istememiştir. Ya da daha basiti, anlatmak istediklerini uyağın kıskacından kurtarıp konuyu daha özgün ve özgür şekilde işlemiştir diyebiliriz.

Şiirlerini okurken sizin düşünmenizi sağlar. Genelde yüzde hafif bir tebessüm uyandırır. Katmanlıdır diyebiliriz ama Divan edebiyatı şairi gibi muhayyel bir katmanlık yoktur. Gerçek hayatın acı taraflarının tatlı bir serzenişidir onun şiiri.

1940 yıllarında şiire başlamış, deneme ya da roman türü yanında şiiri de yazmıştır. Necatigil Şiir Ödülü’ne layık görülecek kadar iyi bir şairdir.

Salâh Birsel’in Düzyazı Anlayışı:
Şiir dışında, deneme - roman – günlük türlerinde de eser vermiştir. Şiir ile edebiyat hayatına “Merhaba” dese de asıl ününü 1970 sonrası denemeleriyle kazanmıştır. Birçok okur da bu yüzden Salâh Birsel’e salt denemeci olarak tanır, tanıtır.

Denemelerini 1970 yılında ard arda yayımlamıştır. 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi adı altında iki deneme derlemesi vardır.

Üslubu, günlük konuşma diline yatkındır. Kendi deyimiyle “Şiir gibi” yazar denemelerini ( Salâh Birsel TDK’ya ait olan Türk Dili Dergisi’nde kendi denemesini anlatmıştır. ). Şiir ile kardeştir diyebiliriz onun gözünde deneme. Bu bakımdan da su gibi akan kendine özgü bir dili vardır denemelerinin.

Günlük konuşma dilinin yanı sıra, günlük konuşma dilinde görülmeyen deyim ve söyleyişlere de yer verir denemelerinde.

Kendi yarattığı deyimleri ( ben buna Salâh Bey Deyimi demeyi tercih ederim ) sıkça kullanır denemelerinde. Anlatımı da en az deyimleri kadar özgündür.

Eğlenceli denemeler kaleme almıştır. Kesinlikle okuru sıkmaz.

Şiir dilindeki mizah, onun denemelerinde de ortaya çıkar. Bu seferki mizah, daha anlaşılır ve açıkçası daha berraktır.

Kahveler Kitabı, Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, Boğaziçi Şıngır Mıngır, Sergüzeşt-i Nono Bey, Elmas Boğaziçi ve İstanbul - Paris kitaplarında eski İstanbul’u, Beyoğlu ve sanat çevrelerini anlatmıştır.

Gündüz, Seçilmiş Hikâyeler, Sanat ve Edebiyat, Nokta, Yenilik, Varlık, Papirüs, Türk Dili dergilerinde yazdı. Okurun benimsediği alışılmış kalıpları sarsma isteğiyle olağandaki şaşırtıcı, çarpıcı yanları arayarak genellikle taşlama havasına kaydı. Son yıllarda özellikle anı ve anlatı türlerindeki yapıtlarıyla geniş ilgi topladı.

Başlıca yapıtları:


  • "Dünya İşleri" (şiirler, 1947),
  • "Günlük" (1955),
  • "Ases" (şiirler, 1960),
  • "Kikirikname" (şiirler, 1961),
  • "Dört Köşeli Üçgen" (roman, 1961),
  • "Kendimle Konuşmalar" (denemeler, 1970),
  • "Haydar Haydar" (şiirler, 1972),
  • "Ah Beyoğlu, Vah Beyoğlu" (anılar, 1976),
  • "Şiir ve Cinayet" (denemeler, 1975- Türk Dil Kurumu Ödülü, 1976),
  • "Kahveler Kitabı" (anılar, 1976), "Kuşları Örtünmek" (günlük, 1976),
  • "Kurutulmuş Felsefe Bahçesi" (denemeler, 1979),
  • "Boğaziçi Şıngır Mıngır" (olaylar-anılar, 1979),
  • "Paf ile Puf" (deneme, 1981 - Türkiye İş Bankası Deneme-Eleştiri Ödülü, 1982),
  • "Halleyi Kim Kurtarır" (deneme, 1981), "Hacivat Günlüğü" (1982),
  • "Yaşlılık Günlüğü" (1986, Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü),
  • "Şişedeki Zenci" (1986), "Aynalar Günlüğü" (1998),
  • "Asansör" (deneme, 1987), "Kediler" (deneme, 1988),
  • "Hafiyeler Önde Gider" (deneme, 1991), "Varduman" (şiirler, 1993),
  • "Rumba da Rumba" (şiirler, 1995),
  • "İnce Donanma" (şiirler, 1995), "Papağanname" (günlük, 1995),
  • "Yanlış Parmak" (deneme, 1996).
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi, Atilla Özkırımlı Türk Edebiyatı Ansiklopedisi ( c.2 s.238) , Türk Dili ve Edebiyatı / Akçağ Yayınları, Ferit Devellioğlu, Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lügât, (s.1070 ), TDK Türk Dili Dergisi s.305, 1977 ) kaynaklarından yararlanılmıştır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

3 Ocak 2016 / virtuecat Tiyatro tr
16 Eylül 2015 / nünü X-Sözlük
30 Haziran 2011 / Alvarez Ocean Spor tr
19 Haziran 2015 / ahmetseydi Edebiyat ww