Arama

Ahmet Muhip Dıranas

Güncelleme: 20 Haziran 2011 Gösterim: 13.260 Cevap: 6
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
13 Kasım 2006       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
ahmdranas 1908'de İstanbul’da doğdu (Bazı kaynaklara göre 1904 Sinop). 21 Haziran 1980'de Ankara’da yaşamını yitirdi, Sinop’ta gömüldü. İlkokulu Sinop'ta okudu. Ankara'ya gelerek, öğretmenleri arasında Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın da bulunduğu Ankara Erkek Lisesi’nden 1930'da mezun oldu. 1930-1935 arasında Ankara'da Hakimiyet-i Milliye gazetesinde çalıştı. Ankara Hukuk Fakültesi'ne girdi ama 2 yıl sonra eğitimi bıraktı. İstanbul'a gitti. Güzel Sanatlar Akademisi'nde kitaplık müdürü oldu. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne devam etti. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. 1938'de Ankara'ya döndü. 1942'ye kadar Halkevleri Kültür ve Sanat Yayınları'nın yönetmenliğini üstlendi. 1946'da Çocuk Esirgeme Kurumu yayın müdürü oldu. 1957'de aynı yerde Yayın Müdürlüğü'ne atandı. 1949'dan başlayarak Zafer gazetesinde köşe yazıları yazdı. Politikaya girme denemeleri başarılı olmadı. 1966 ve 1972 arasında Anadolu Ajansı, Türkiye İş Bankası yönetim kurulu üyeliği, Devlet Tiyatrosu Edebi Kurul Başkanlığı gibi üst düzey bürokratik görevler yaptı. İlk şiiri "Bir Kadına" 1926'da "Muhip Atalay" imzasıyla Milli Mecmua'da yayınlandı. Servet-i Fünun, Varlık, Çığır, Ataç, Yücel, Oluş, Ülkü, Şadırvan, Yeni Lisan, Hisar dergilerinde yayınlanan şiirleriyle Cumhuriyet döneminin etkin şairleri arasına girdi. Hecenin Beş Şairi ile Garip Akımı arasında yer alır. İlk şiirlerindeki Baudelaire etkisinden sıyrılarak dil ve üsluba ağırlık verdi. Şiiri plastik bir söz bütünü haline getirene kadar yoğuran bir şair oldu. "Olvido", "Kar", "Fahriye Abla" bu oluşumun önemli ve yıllardır unutulmayan örnekleri. Dıranas, Orhan Veli ve arkadaşlarının çıkışından sonra unutulmaya başlanan hece şairleri arasında geçerliliğini yitirmeyen, bir süre sonra da yeniden yüceltilen tek şairdir. Çevirileri, düzyazıları ve oyunları da büyük ilgi gördü.

Sponsorlu Bağlantılar


ESERLERİ

ŞİİR:
Şiirler (1974)
Kırık Saz (Bugünkü dille Tevfik Fikret’in şiirleri) 1975
Şiirler (yaşam öyküsünü de içeren bir incelemeyle birlikte 1982)

OYUN:
Gölgeler (1947)
Çıkmaz (O Böyle İstemezdi’nin ilk yazımı)
O Böyle İstemezdi (1948)

Oyunlar (Gölgeler ve Çıkmaz birarada) (1977)

.
Son düzenleyen Kral_Aslan; 31 Ocak 2008 12:17
Biyografi Konusu: Ahmet Muhip Dıranas nereli hayatı kimdir.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
ReaLin - avatarı
ReaLin
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #2
ReaLin - avatarı
Ziyaretçi
FAHRİYE ABLA

Sponsorlu Bağlantılar
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye Abla!

Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede
Bahçende akasyalar açardı baharla
Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla!

Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin
Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla
Ne çapkın komşumuzdun sen Fahriye Abla!

Gönül verdin derlerdi o delikanlıya
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya
Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın
Hâlâ dağları karlı Erzincan'da mısın
Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın
Hâtırada kalan şey değişmez zamanla
Ne vefalı komşumdun sen, Fahriye Abla!
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Ağustos 2009       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Ayaklar

Ölmüş o, ayrı düşmüş sürüden,
ayakları dışarda örtüden.

Ölmüş herkes gibi ölen insan,
Yalnız ayaklar kalmış yaşayan.

Ardından ölüme düşen başın
İki kardeş bakakalmış şaşkın.

Der ki, bu ayakları görenler,
Başım değilmiş düşünen meğer.

Ayaklarım, az gide uz gide,
Ayaklarım, ümitler peşinde!

Yolcu ölmüş; işte ayaklar hür!
Yolcu ölmüş; ayaklar düşünür...



Ahmet Muhip Dıranas
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Ağustos 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Kar

Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.

Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? kar içindesin!

Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram...


Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır - tek, tenha - bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın.



Ahmet Muhip Dıranas
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Ağustos 2009       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Olvido

Hoyrattır bu akşamüstüler daima.

Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri

Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,

Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan

Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.

Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar

Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
İşte, doğduğun eski evdesin birden

Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,

Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik

Ve cümle yitikler, mağlûplar, mahzunlar...
Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir

Kağıtlarda yarım bırakılmış şiir;

İnsan, yağmur kokan bir sabaha karşı

Hatırlar bir gün bir camı açtığını,

Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu,

Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı...
Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.
Aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla

Halay çeken kızlar misali kolkola.

Ya sizler! ey geçmiş zaman etekleri,
İhtiyaç ağaçlı, kuytu bahçelerden
Ayışığı gibi sürüklenip giden;

Geceye bırakıp yorgun erkekleri

Salınan etekler fısıltıyla, nazla.

Ebedi âşığın dönüşünü bekler

Yalan yeminlerin tanığı çiçekler

Artık olmayacak baharlar içinde.

Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış!

Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış;
Her garipsi ayak izi kar içinde

Dönmeyen âşığın serptiği çiçekler.

Ya sen! ey sen!
Esen dallar arasından

Bir parıltı gibi görünüp kaybolan

Ne istersin benden akşam saatinde?

Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,

Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın;

Hatıraların bu uyanma vaktinde

Sensin hep, sen, esen dallar arasından.

Ey unutuş! kapat artık pencereni,

Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;

Çıkmaz artık sular altından o dünya.
Bir duman yükselir gibidir kederden

Macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
Amansız gecenle yayıl dört yanıma

Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.

Ahmet Muhip Dıranas
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
1 Eylül 2009       Mesaj #6
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Şehrin Üstünden Geçen Bulutlar

Bakıp imreniyorum akınına
Şehrin üstünden geçen bulutların,
Belki gidiyorlar yakınına
Rüyamızı kuşatan hudutların.
Evler, ağaçlar, sular, ben bu an
Sanki bulutlarla bir, akıyoruz;
Onların hevesine uyaraktan
Cenup ufuklarına bakıyoruz.
Biz de hafif olsaydık bir rüzgardan,
Yer alsaydık şu bulut kervanında,
Güzele ve Yeniye doğru koşan
Bu sonrasız gidişin bir yanında;
Dağlara, denizlere, ovalara
Uzansaydık yağarak iplik iplik
Tohumları susamış tarlalara
Bahar, gölge ve yağmur götürseydik.
Bakıp imreniyorum akınına
Şehrin üstünden uçan bulutların.
Gidiyor, gidiyorlar yakınına
Rüyamızı kuşatan hudutların.

Ahmet Muhip Dıranas
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
20 Haziran 2011       Mesaj #7
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Ahmet Muhip Dıranas

Ad:  ahmet-muhip-dranas.jpg
Gösterim: 239
Boyut:  49.8 KB

Ahmet Muhip Dranas
Doğum: 1909, Sinop
Ölüm: 21 Haziran 1980, Ankara
Türk şair, yazar.

Hayatı


1909 yılında Sinop'un Salı köyünde dünyaya geldi. Ankara Erkek Lisesi'ni bitirdi. Lisedeki edebiyat öğretmenleri Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar, şiir sevgisinin gelişmesinde etkili oldular. Ankara Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde çalıştı(1930-1935). Ankara Hukuk Fakültesi'ne iki yıl devam ettikten sonra İstanbul'a gitti, Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girdi ve burayı bitirdi. Güzel Sanatlar Akademisi Kütüphane müdürlüğü yaptı. Dolmabahçe Resim ve Heykel Müzesi resim yardımcılığında bulundu.

1939'da Ankara'ya döndü ve CHP Genel Merkezi'nde Halkevleri Kültür ve Sanat Yayınları'nı yönetti. Ağrı dolaylarında askerlik görevini yaptıktan sonra, Ankara'da Çocuk Esirgeme Kurumu Yayın Müdürü, Kurum Başkanı (1957-1960), daha sonra İş Bankası Yönetim Kurulu üyesi oldu. Devlet Tiyatrosu Edebî Kurul Başkanlığı, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Politikaya atılarak Zafer gazetesinde yazılar yazdı. Birkaç kez DP'den milletvekili adayı olduysa da seçilemedi. Yayımlanan ilk şiiri, Ankara Lisesi'nden Muhip Atalay imzasıyla Milli Mecmua'da çıkan "Bir Kadına" adlı şiirdir 15 Eylül 1926. Sonra kendi imzası ile çeşitli dergilerde şiirler yayımladı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri, 1974 yılında İş Bankası Kültür Yayınları arasında, "Şiirler" adı ile çıktı. Ayrıca Tevfik Fikret'in 'Rübab-ı Şikeste' adlı eserini Türkçeleştirerek 'Kırık Saz' adı ile yine İş Bankası yayınları arasında çıktı.

21 Haziran 1980'de Ankara'da vefat etti. Vasiyeti üzerine Sinop'un Salı köyünde toprağa verildi.
Ahmet Muhip, Cahit Sıtkı Tarancı ile şiirde ahenge ve sese önem vermişlerdir. Mesela Kar şiirinde Ahmet Muhip sesi ön plana çıkarırken Olvido adlı şiirinde ne sesi anlama ne de anlamı sese baskın kılmıştır.

Hece şiirinin son kuşağı denilebilecek şairler arasında Ahmet Muhip Dıranas, çağcıl Batı şiirine (Baudelaire, Verlaine) en yakın, kendinden bir iki kuşak sonrası şairler üzerinde, az sayıda şiirle bile olsa, uzun süre etkili olan bir şairdir. O da hocası Tanpınar gibi az yazmış, seyrek yayımlamış, şiirlerini şiire başladıktan nerdeyse elli yıl sonra (1974) kitaplaştırmıştır. Gerek Fransız şiiri, gerekse kendinden önceki nesilden ustaları Ahmet Haşim ve Ahmet Hamdi Tanpınar'dan aldığı etkileri sanatına yedirerek özgün bir şiire ulaşmıştır. Hece ölçüsü sınırlarında kalarak ama durak ve vurgu yerlerini değiştirerek gelenekte çağdaşlığı yakalayan, tedaî (çağrışım) gücü yüksek, yurdu, insanı ve doğası ile barışık, alışılmadık deyiş örgüsüyle unutulmaz şiirler yazmıştır. Şiirlerinde aşk, tabiat, ölüm, hatıralar, sığ olmayan bir anlatımla ve düşündürücü biçimde verilmiştir...

Yayımlanmış kitapları

  • Yazılar. Adam Yayınları, Haziran 1994.
  • Oyunlar Gölgeler, Çıkmaz, Finten. Adam Yayınları 1995, İstanbul
  • Yazılar, Toplu Yazıları. YKY 2000, İstanbul
  • Şiirler. YKY Kasım 2006.
Eserleri

Şiir
  • Şiirler (1974)
  • Kırık Saz (1975 T. Fikret'ten).
  • Fahriye Abla
Oyun
  • Gölgeler (1947)
  • O Böyle İstemezdi (1948 - Bu iki oyun Devlet Tiyatrosu ile İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda oynanmıştır).
Çeviri Oyun
  • Aptal (1940 - Dostoyevski'den uyarlayanlar F. Neziere / S.W. Bienstock).
İnceleme
  • Fransa'da Müstakil Resim (1937 - İki Cilt C. Sıtkı ile birlikte).
Şiir çevirileri
  • Çalar Saat - Charles BAUDELAIRE 1
Vikipedi


Benzer Konular

14 Nisan 2012 / Misafir Biri Soru-Cevap
23 Ocak 2016 / Gabriella X-Sözlük
21 Şubat 2016 / _EKSELANS_ Tiyatro tr
8 Ağustos 2015 / nötrino Edebiyat
19 Haziran 2015 / ahmetseydi Siyaset tr