Arama

Yusuf Ziya Ortaç

Güncelleme: 12 Haziran 2012 Gösterim: 27.322 Cevap: 2
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #1
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
YUSUF ZİYA ORTAÇ

Sponsorlu Bağlantılar
1895'te İstanbul'da doğdu. 11 Mart 1967'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. "Hecenin Beş Şairi" grubunun üyesi ve öncülerinden. İstanbul Vefa İdadisi'ni bitirdi. 1915'te Darülfünun-ı Osmani'nin (İstanbul Üniversitesi) açtığı yeterlilik sınavını kazanarak edebiyat öğretmeni oldu. Çeşitli okullarda dersler verdi. Orhan Seyfi Orhon'la birlikte çıkardığı "Akbaba" mizah dergisini ölümüne değin yayınladı. 1946-1954 arasında Ordu milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulundu. Şiire aruzla başladı. Ziya Gökalp'in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi, bu türün başarılı örneklerini verdi. "Hecenin Beş Şairi"nden biri olarak ünlendi. Şiirleri Türk Yurdu, Servet-i Fünun ve Büyük Mecmua'da yayınlandı. Akbaba dergisinde akıcı bir dille, rahat okunur bir tarzda yazdığı fıkralarında siyasal mizahın özgün örneklerini verdi. Şiir ve gülmece yazılarının yanısıra roman, öykü ve oyunlar da yazdı.

ESERLERİ

ROMAN
  • Kürkçü Dükkanı (1931)
  • Şeker Osman (1932)
  • Göç (1943)
  • Üç Katlı Ev (1953)
ŞİİR
  • Akından Akına (1916)
  • Aşıklar Yolu (1919)
  • Cen Ufukları (1920)
  • Yanardağ (1928)
  • Bir Selvi Gölgesi (1938)
  • Kuş Cıvıltıları (çocuk şiirleri, 1938)
  • Bir Rüzgar Esti (1952)
OYUN
  • Kördüğüm (1920)
  • Latife (1919)
  • Nikahta Keramet (1923)
MİZAH
  • Şen Kitap (1919)
  • Beşik (1943)
  • Ocak (1943)
  • Sarı Çizmeli Mehmed Ağa (1956)
  • Gün Doğmadan (1960)

GEZİ-ANI-BİYOGRAFİ
  • İsmet İnönü (1946)
  • Göz Ucuyla Avrupa (1958)
  • Portreler (1960)
  • Bizim Yokuş 1966)

Son düzenleyen Mira; 12 Haziran 2012 01:55 Sebep: Sayfa düzenlendi.
Biyografi Konusu: Yusuf Ziya Ortaç nereli hayatı kimdir.
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
11 Ocak 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Yusuf Ziya Ortaç

Sponsorlu Bağlantılar
Yusuf Ziya Ortaç, 23 Nisan 1895 tarihinde, İstanbul Kanatlarımın Altında'da dünyaya geldi. Ortaöğrenimi için Vefa Lisesi'ne gönderildi. Lise yıllarında, Servet-i Fünunculardan etkilenerek, aruz vezniyle şiirler yazmaya başladı. İlk şiiri, 1914'te yayınlandı. 1915 yılında, edebiyat öğretmeni olmaya heveslenince, o zamanki adı Darülfünun-ı Osmani olan, İstanbul Üniversitesi tarafından açılan yeterlilik sınavına girdi ve kazandı. İstanbul'da çeşitli okullarda, öğretmenlik görevini sürdürürken, edebi faaliyetlerine ağırlık verdi. Milli edebiyat akımıyla gelişen, öz değerlere geri dönüş düşüncesini benimsedi ve bu anlamda, ağır dille yazılan, sistematik kalıpları olan aruz veznini terketti. Hece vezniyle, günlük konuşma dilinde, sade, fakat akıcı şiirler kaleme almaya başladı. Genelde 11'lik ve 14'lük kalıplar kullandıysa da, farklı türde denemeler de ortaya koydu. Orhan Seyfi Orhon, Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek ve Halit Fahri Ozansoy'dan oluşan, "Hecenin Beş Şairi"nden (Beş Hececiler) biri oldu. Sosyal konulara ağırlık veren, lirik manzumelerinin yanı sıra, başarılı tiyatro oyunları da yazdı. 1918'de sahneye konulan "Binnaz" adlı oyunu, Türk tiyatrosunun gelişimine büyük katkı sağlayan, oldukça başarılı bir eserdi. Aynı yıl, kısa bir süre, "Şair" isimli bir şiir dergisi çıkardı. Türk Yurdu, Servet-i Fünun ve Büyük Mecmua gibi dergilerde pekçok şiiri yayınlandı. 1916'da, şiirlerini bir kitap altında toplayan şair, "Akından Akına" isimli ünlü mazume kitabını çıkardı.

Sonrasında, Diken adlı dergide mizahi yazılar yazmaya başlayan Ortaç, dönemin traji-komik edebi ve sosyal gelişmelerini alaya aldı. 1919'da, bir mizah kitabı olan "Şen Kitap"ı çıkardı. Aynı yıl, "Latife" adlı bir de piyes yazdı. Ardından, diğer bir hececi arkadaşı Orhan Seyfi Orhon'la birlikte, Türk edebiyat tarihinin en uzun soluklu dergisi olan "Akbaba"yı yayın hayatına kazandırdılar. İlk defa, 7 Aralık 1922 günü yayımlanan Akbaba, önceleri ayda iki defa; sonradan haftalık olarak basılmaya başlandı. Dergi, 55 yıllık yayım hayatı boyunca, gerek tasarım, gerekse üslup açısından, Türk dergicilik anlayışında birçok yeniliğe imza attı ve siyasal olayların kara mizahını yaptı. Değişen, yenilenen düşüncenin sesi olarak, monarşi yanlısı ve milli mücadele karşıtı Refik Halit Karay'ın "Aydede"sinin karşısında yükselen değerlere evsahipliği yaptı ve zamanla aynı kadroyla; fakat farklı söylemlerle onun yerini aldı. Kemalizmin, bağımsız bir devletin ve Cumhuriyetin en koyu savunucusu haline gelerek, karşıt görüşleri ve bunları dile getirenleri hicivsel bir mizahla alaya aldı. Orhan Veli Kanık'ın ön ayak olduğu "Garipçiler" akımını kıyasıya eleştiren Ortaç ve Orhon, bu akımın etkisinde yazın faaliyeti gösterenlere "Bobstil" yakıştırmasında bulundu.

Akbaba'nın en büyük handikapı ise, İstanbul'un modernleşen yaşam kültürünü konu etmesi, sadece bu şehri ve onun kültürel-sanatsal çehresini baz alması ve orta-üst düzey yaşam standardına sahip insanlara hitap eden bir dergi olmasıydı. Sütunlarını, dönemin pekçok yazarına açan dergi, edebi fikirlerin mizahi yansımasında serbest bir arena haline geldi. Türk edebiyatının çok sayıda genç yeteneğine bir nevi stajyerlik hizmeti verdi. Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, İbrahim Alaattin Gövsa, Muzaffer İzgü, Ercüment Ekrem Talu gibi birçok ismin, yeteneklerini sergileme fırsatını bulduğu ilk yayın organı oldu.

Anadolu'nun sorunlarına kentsel bir bakış açısıyla yaklaşan Ortaç, cumhuriyetle birlikte, rejim yanlısı bir çizgide ilerledi. 1928 yılında, latin harflerine geçilmesiyle birlikte, tirajının oldukça düşmesi nedeniyle derginin yayınına ara verdi. Siyasi çalkantıların yoğunlaştığı 30'lu ve 40'lı yıllarda da, Akbaba'nın basımına zaman zaman ara vermek zorunda kaldıysa da, ölümüne kadar neşriyatını sürdürdü. 1933 sonrasında yeni harflerle, yenilenmiş şekilde Babıali'ye geri dönen Akbaba, şairin ölümünün ardından, 1977 yılına kadar, oğlu Engin Ortaç tarafından çıkarılmaya devam etti.

1 Temmuz - 15 Ekim 1928 tarihleri arasında yayımladığı "Meşale" adlı dergide, "Yedi Meşaleciler"e büyük umutlarla köşelerini açan Ortaç, söylevleriyle ihtilaf halinde olmaları nedeniyle dergiyi kapattı. Uzun bir aradan sonra, yine kitap çalışmalarına yönelen şair, 1938 yılında, " Bir Selvi Gölgesi" ve çocuk şiirlerinden oluşan "Kuş Cıvıltıları"nı yayınladı. 1946 seçimlerinde, Cumhuriyet Halk Partisi'nden seçimlere katıldı ve Ordu milletvekili olarak mecliste yer aldı. 1950 - 1954 arasında da mecliste görev yaptıktan sonra, siyasetten uzaklaştı. Zaman zaman roman türünde eserler de ortaya koyan Ortaç, "Kürkçü Dükkanı" (1931), "Şeker Osman" (1932), "Göç" (1943) ve "Üç Katlı Ev" (1953) gibi beğenilen romanlar kaleme aldı.
1950 sonrasında, şiirden ziyade, ağırlıklı olarak, mizah, gezi, anı ve biyografi türlerinde yazmaya başladı. Bu anlamda en bilinen eserleri, "Sarı Çizmeli Mehmed Ağa", "Portreler", "İsmet İnönü" ve "Bizim Yokuş"tur. 11 Mart 1967 günü, geçirdiği kalp krizi nedeniyle, İstanbul'da hayata gözlerini yuman Yusuf Ziya Ortaç, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Otuzdan fazla esere imza atan ünlü edebiyatçı, Türkçeyi sade, akıcı, yumuşak ve kuvvetli bir biçimde kullanmış; edebiyat çevrelerince "üslup ustası" şeklinde nitelendirilmiştir.

ESERLERİ

ROMAN : Kürkçü Dükkanı (1931) Şeker Osman (1932) Göç (1943) Üç Katlı Ev (1953)

ŞİİR : Akından Akına (1916) Aşıklar Yolu (1919) Cen Ufukları (1920) Yanardağ (1928) Bir Selvi Gölgesi (1938) Kuş Cıvıltıları (çocuk şiirleri, 1938) Bir Rüzgar Esti (1952)
OYUN : Kördüğüm (1920) Latife (1919) Nikahta Keramet (1923)

MİZAH : Şen Kitap (1919) Beşik (1943) Ocak (1943) Sarı Çizmeli Mehmed Ağa (1956) Gün Doğmadan (1960)

GEZİ-ANI-BİYOGRAFİ : İsmet İnönü (1946) Göz Ucuyla Avrupa (1958) Portreler (1960) Bizim Yokuş 1966)


Son düzenleyen Mira; 12 Haziran 2012 01:55 Sebep: Sayfa düzenlendi.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
9 Haziran 2012       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Yusuf Ziya Ortaç
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Ortaöğrenimini Vefa İdadisi'nde tamamladı. Sınavlarda başarı kazanarak öğretmenlik mesleğine geçti. Önce İzmit Sultanisi'nde, sonra İstanbul'da çeşitli özel okullarda edebiyat öğretmenliği yaptı. 1923'ten sonra Akbaba mizah dergisini yayımladı. 1946'dan 1950'ye kadar Ordu milletvekili olarak TBMM'de bulunduğu 4 yıl dışında ölünceye kadar bu derginin yayımını sürdürdü. Yusuf Ziya'nın ilk şiiri Kehkeşan dergisinde yayımlandı (1914). Daha sonra Türk Yurdu, Servet-i Fünun, kendi yayını Şair ve İnci dergilerinde yazdı. Düzyazı dilinin akıcı, sağlam ve Türkçenin inceliklerini kendine özgü bir hava içinde oluşturmasına karşılık, şiir dilinin büyük bir özellik taşımadığı görülür.

Yapıtları
  • "Akından Akına" (şiirler, 1916)
  • "Cenk Ufukları" (şiirler, 1917)
  • "Binnaz" (manzum oyun, 1919)
  • "Âşıklar Yolu" (şiirler, 1919)
  • "Nikâhta Keramet" (manzum oyun ve öyküler, 1923)
  • "Yanardağ" (şiirler, 1928)
  • "Kuş Cıvıltıları" (çocuk şiirleri, 1938)
  • "Göç" (roman, 1943)
  • "Beşik" (fıkralar, 1943)
  • "Ocak" (fıkralar, 1943)
  • "Üç Katlı Ev" (roman, 1943)
  • "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa" (fıkralar, 1956)
  • "Göz Ucuyla Avrupa" (gezi notları, 1958)
  • "Portreler" (anılar, 1960)
  • "Gün Doğmadan" (fıkralar, 1960)
  • "İsmet İnönü" (biyografik roman, 1946)
  • "Bir Rüzgâr Esti" (şiirler ve "Binnaz" oyunu, 1962)
  • "Bizim Yokuş" (anılar, 1966)
theMira

Benzer Konular

12 Ekim 2011 / tubis__17 Müzik tr
4 Aralık 2016 / Ziyaretçi X-Sözlük
2 Şubat 2018 / Serdarkolik Cevaplanmış
21 Şubat 2010 / Misafir Soru-Cevap
15 Nisan 2011 / asla_asla_deme Edebiyat tr