Arama

Asaf Halet Çelebi

Güncelleme: 9 Aralık 2016 Gösterim: 13.356 Cevap: 7
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
13 Kasım 2006       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam

Asaf Halet Çelebi

Ad:  Asaf Hâlet Çelebi.JPG
Gösterim: 1160
Boyut:  69.0 KB

(d. 29 Aralık 1907, İstanbul - ö. 15 Ekim 1958, İstanbul)
Şair.

Dahiliye Nezareti memurlarından Mehmet Sait Halet Bey’in oğluydu. Mekteb-i Sulta- ni’de (Galatasaray Lisesi) sekiz yıl okuduktan sonra çok kısa bir süre Sanayi-i Nefise Mektebi’ne devam etti. Daha sonra Adliye Meslek Mektebi’ni bitirdi. Üsküdar Asliye Ceza Mahkemesi’nde zabıt kâtipliği yaptı; Osmanlı Bankası’nda, Devlet Deniz Yolları İşletmesi’nde çalıştı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Kitaplığında görevliyken öldü.

Gençlik yıllarında divan edebiyatı çerçevesinde gazeller, rubailer yazan Asaf Halet, 1937’den sonra serbest ölçüye geçti ve Batı şiirinin olanaklarından da yararlanmaya başladı. İlk kitapları He (1942) ve Lamelif te, (1945) bilinçaltmdaki tortuları irdeledi. Daha sonra yayımladığı Om Mani Padme Hum (1953, 1983), Hint duyarlığına yönelen yeni şiirleriyle birlikte önceki iki kitaptaki şiirleri içerir. Şiirinin bütününde, dinlerden, ideolojilerden hatta toplumsal koşullardan çok, Anadolu İran Hindistan çizgisi üzerinde uzanan bir yaşamın görünümlerini ses aracılığıyla dile getirdi. Şiir sanatını “somut bir malzemeyle soyut bir âlem yaratmak” sözleriyle tanımladı.

İnceleme türünde yapıtları arasında Mevlânâ (1940), Molla Cami (1940), divan metnini de içeren Eşref oğlu Divanı (1944), bir monografi olan Naima (1953), rubai çevirilerini de içeren Ömer Hayyam (1954), Divan Şiirinde İstanbul (1953), Mevlânâ ve Mevlevilik (1957) sayılabilir.

Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Baturalp; 9 Aralık 2016 21:11
Biyografi Konusu: Asaf Halet Çelebi nereli hayatı kimdir.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
ReaLin - avatarı
ReaLin
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #2
ReaLin - avatarı
Ziyaretçi

ASURİ ŞİİRİ



Gövdesinden kopmamış kelle
Yukarı bakıyor
Ağaçta düşüncesi var gibi

Gövdesinden kopmuş kelle
Hiç bir yere bakmıyor
Hiç bir düşüncesi yok gibi

Ağacın gövdesi var
Kellenin gövdesi yok
Sallanıyor yemiş gibi
Sarılmış ağaca
Saçlarından

Kesilmiş insan başı da oluyor
Kesilmiş manda başı olduğu gibi

Ağaçta düşüncesi olan
O yemişi ağaç vermedi
Sen taktın sonradan

Kelle avcısı
Kellenin pastırma eti
Yemiş değil yiyemezsin
Kellenin pıhtı kanı
Şarap değil içemezsin
Istırap kesilmemiş kellede olur
Kesilmişinde değil
Öç alamazsın
Son düzenleyen Baturalp; 9 Aralık 2016 20:54
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Asaf Halet Çelebi



Edebî Kişiliği
'Sanat için sanat' ilkesine bağlı kaldı. Ona göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Vezin ve kafiyeden kopmamış; ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Açık ve sade bir üslubu vardır. Çoğu gerçeğe bağlı olan mecazları, derin, karışık ve şaşırtıcı değildir. Uzak çağrışımlara ve hayal oyunlarına pek itibar etmemiştir. Zaman zaman bazı imaj ve sembollere başvurmuştur.

Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiş, nedense hep ölümün üstüne gitmiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur. Fransız şairlerinden, özellikle Baudelaire ve Verlaine'den etkilenmiştir.

Cahit Sıtkı, kimileri “Muhit” ve “Servet-i Fünun/Uyanış” dergilerinde yayımlanan ilk şiirlerini topladığı Ömrümde Sükût'ta (1933), deney evresinin olağan sayılacak acemiliklerini en aza indirebilen bir şair kimliği kazanmıştı. Zaman, ölüm, aynalar gibi Ahmet Hamdi'nin, Necip Fazıl'ın sevdiği temaları işlerken hecenin değişik kalıplarını deniyordu. Yetiştiği yıllar, Nâzım Hikmet'in özgür kuruluşlar içinde coşku çağıltıları haline gelen şiirlerindeki yeni ses, yeni kavramlar ve insanı bulunduğu her yerde arama kaygısı ilgisini çekmedi pek. Ahmet Hamdi gibi erken yaşlanmışlara özgü bir dünyada benmerkezli duyarlıkların ağırlığı altında kaldıkça, “Semada yıldızlardan,yerde kurtlardan başka öldüğümü kimseler bilmeyecek” (Ömrümde Sükût) dizelerinde gördüğümüz genç insan gerçeğinin taşıdığı doğallıklara uymayan acılara düştü.
Son düzenleyen Baturalp; 9 Aralık 2016 21:31 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
20 Mayıs 2011       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi

Asaf Halet Çelebi


(1907 İstanbul-1958 İstanbul),
Şair.

Galatasaray Sultanisi'nin son sınıfından Adliye Meslek Mektebi'ne geçti. Okulu bitirince bir süre zabıt kâtipliği, bankacılık ve memurluk yaptı. Yeni şiir akımının öncü dergilerinden Ses, Hamle, Sokak, Serveti Fünun-Uyanış ve Gün gazetesinde (1938-1941) yayımladığı ilk şiirlerinde çocukluk, erginlik çağının duygu ve içgüdülerine, masalların, tekerlemelerin gerçekdışı havasına bağlı temalar işledi. Soyut şiir anlayışının edebiyatımızda ilk geniş tanımlarını yaptı; kendisinden sonra gelen kuşaklara etkili oldu. Şiirlerinin yanı sıra eski edebiyat alanındaki çalışmalarıyla da tanınan Çelebi, Fars ve Hint edebiyatları üzerinde araştırma ve tanıtma yazıları (Şadırvan dergisi 1949) ve kitapları da yayımladı.

Yapıtları:
  • "Mevlâna" (1940),
  • "Molla Câmi" (1940),
  • "He" (şiirler, 1942),
  • "Lâmelif" (şiirler, 1945),
  • "Divan Şiirinde İstanbul" (1953),
  • "Naima" (1953),
  • "Om Mani Padme Hum" (ilk kitaplarıyla yeni şiirleri bir arada, 1953),
  • "Ömer Hayyam" (1954),
  • "Mevlâna ve Mevlevilik" (1957).
Son düzenleyen Baturalp; 9 Aralık 2016 20:59 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Aralık 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Asaf Halet Çelebi


Şâir.

İstanbul’da doğdu. M. Sait Halit Bey’in oğludur. Özel dersler aldı. Galatasaray Sultânîsi’nde okudu. Bir ara Sanayi-i Nefise Mektebi’ne (Güzel Sanatlar Okulu’na) girdi; sonra Adliye Meslek Mektebi’ne geçerek bu okulu bitirdi. Asaf Halet Üsküdar Asliye Ceza Mahkemesi’nde zabıt kâtipliği, Os­manlı Bankası ve Devlet Denizyollarında memur, Edebiyat fakültesinde memurluk yaptı. İstanbulda öldü.

Cumhuriyet devri şairlerindendir, Asaf Halet Çelebi, Türk Dîvan edebiyatı ile Fars edebiyatını iyi bildiği ve bu bilgisini eserlerine yansıt­tığı görülür. 1937 yılına kadar dîvan tarzında gazel ve rubai­ler yazdı. Bu tarihten sonra serbest nazımla şiirler yazdı. Şiirlerinde Doğu ve Batı kültürünü birleştirmiş; Hint ve Fars medeniyeti ve mitolojisinden, tasavvuftan faydalanmıştır. Duygularındaki derinlik ile dikkati çeker. Yeni Şiir akımına katılan şâirlerdendir. Şiir ve yazıları Ses, Hamle, Gün, Yeditepe, İstanbul, Türk Sanatı ve Büyük Doğu dergilerinde yayımlandı.

Şiir kitapları:
1. He (1942),
2. Lâmelif (1945),
3. Om Mani Padme Hum (1953, İlk iki kitaptaki şiirler de bu eserde yer aldı)

Telif eserleri:
1. Mevlânâ (1939),
2. Molla Câmî (1940),
3. Konuşulan Fransızca (1942),
4. Eşref oğlu Dîvânı (1943),
5. Pali Metinlerine Göre Gotama Buddha (1946),
6. Dîvan Şii­rinde İstanbul (1953),
7. Nâimâ (1953),
8. Mevlânâ ve Mevle­vîlik (1957).

Tercümeleri:
1. Meviânâ’nın Rubaileri (1939),
2. Seçme Rubailer (1945),
3 Ömer Havyam (1954),
4. Roubayat de Mevlânâ Djelal-cMIn Roumi (Paris, 1950).

Çeşitli dergi­lerde kalan, kitap hâline getirilemeyen makaleleri de vardır. [Şâirin eserlerinin bir listesi Yeni Yayınlar dergisi, Aralık-1959 sayısında verlldi.]
Son düzenleyen Baturalp; 9 Aralık 2016 21:34
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
9 Aralık 2016       Mesaj #6
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Asaf Hâlet Çelebi1.JPG
Gösterim: 502
Boyut:  21.8 KB

Asaf Halet Çelebi

29 Aralık 1907’de İstanbul’da doğdu. 15 Ekim 1958’de yine İstanbul’da öldü. Dahiliye Nezareti memurlarından Mehmet Sait Halet Bey'in oğlu. Galatasaray Lisesi’nde 8 yıl eğitim gördü. Kısa bir süre Sanayi-i Nefise Mektebi’nde öğrenim gördü. Adliye Meslek Mektebi’nden mezun oldu. Üsküdar Adliyesi Ceza Mahkemesi zabıt katipliği yaptı. Osmanlı Bankası, Devlet Deniz Yolları İşletmesi'nde çalıştı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü kitaplığında görevliyken yaşamını yitirdi.

Gençlik yıllarında divan edebiyatından etkilendi. Gazeller ve rubailer yazdı. 1937'den sonra serbest ölçü kullanmaya ve Batı şiirinin tekniklerine yönelmeye başladı. Şiirlerinde dinlerden, ideolojilerden, toplumsal olaylardan çok Anadolu İran Hindistan çizgisi üzerinde uzanan bir yaşamın görünümlerini sesler aracılığıyla dile getirdi.

ESERLERİ

Şiir:
He (1942)
Lâmelif (1945)
Om Mani Padme Hum (1953, ölümünden sonra 1983)

Araştırma:
Mevlâna (1940)
Molla Câmi (1940)
Eşrefoğlu Divanı (1944)
Naima (monografi, 1953)
Ömer Hayyam (1954)
Divan Şiirinde İstanbul (antoloji, 1953)

Çeşitli dergilerde yayınlanan düz yazılarıyla, Hint edebiyatı üzerine makalelerini de Semih Güngör, Asaf Halet Çelebi incelemesiyle birlikte yayınladı.
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
9 Aralık 2016       Mesaj #7
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Asaf Halet Çelebi
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
9 Aralık 2016       Mesaj #8
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Asaf Halet Çelebi

Benzer Konular

9 Aralık 2016 / sibel ve melike Cevaplanmış
7 Mart 2010 / büşra yılmaz Soru-Cevap
9 Aralık 2016 / coK aciLL...X Cevaplanmış
10 Ocak 2011 / Misafir Soru-Cevap
15 Eylül 2015 / Safi Siyaset tr