Arama

Hamdullah Suphi Tanrıöver

Güncelleme: 19 Kasım 2016 Gösterim: 10.980 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Aralık 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Hamdullah Suphi Tanrıöver

Ad:  Hamdullah_Suphi_Tanrıöver.JPG
Gösterim: 872
Boyut:  40.4 KB

(d. 1885, İstanbul - ö. 11 Haziran 1966, İstanbul)
Sponsorlu Bağlantılar
Daha çok Mütareke döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaptığı coşkulu konuşmalarıyla Yanman siyaset adamı, şair ve yazar.

Tanzimat döneminin tanınmış bilim ve devlet adamlarından Abdüllatif Subhi Paşa’nın oğluydu. Mekteb-i Sultani’yi (bugün Galatasaray Lisesi) bitirdikten sonra ilkokul öğretmeni olarak çalıştı. Ayasofya Rüştiyesi’nde hitabet ve Fransızca, Darülfünun-ı Osmani’de (bugün İstanbul Üniversitesi) Türk-İslam sanatı dersleri okuttu. 1920’de ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) Antalya milletvekili olarak girdi. Aynı yıl ilk İcra Vekilleri Heyeti’nde maarif vekilliğine getirildi. 1923’te TBMM’ye İstanbul milletvekili olarak katıldı, 1925’te ikinci kez maarif vekilliği görevinde bulundu. 1927’de yeniden İstanbul milletvekili seçildi, 1935’te Bükreş büyükelçiliğine atandı. 1943’te İçel ve 1946’da İstanbul milletvekili seçildi. 1950’de Demokrat Parti (DP) Üstesinden bağımsız Manisa milletvekili, 1954’te DP’den İstanbul milletvekili oldu. 1957’de Hürriyet Partisi (HP) adayı olarak katıldığı seçimi yitirdi ve siyasetten çekildi.

Tannöver’in “Namık Kemal” adh ilk şiiri, Paris’te yayımlanan Şûra-yı Ümmet gazetesinde çıkmıştı (1902). 1909’da Fecr-i Âti topluluğuna katılan Tanrıöver, 1911’de bu topluluktan ayrılarak Genç Kalemler dergisi çevresinde gelişen Milli Edebiyat akımına bağlandı. 1912’de milliyetçilik hareketinin İstanbul’daki merkezi olan Türk Ocağı’na girdi ve ertesi yıl bu kurumun başkanlığına getirildi. Türk Ocağı genel başkanı olarak Türkçülük ve milliyetçilik yolunda çalışmalar yürüttü. Etkili konuşmalarıyla güçlü bir hatip olarak tanındı. İstanbul’da işgalci güçlere karşı düzenlenen açık hava toplantılarında, daha sonra TBMM kürsüsünde ve Kurtuluş Savaşı sırasında halkı aydınlatmak için gönderildiği Konya, Antalya gibi yerlerde hitabetin etkili örnekleri olan konuşmalar yaptı. Konuşmalarından seçmeleri Dağ Yolu (1928-31, 1936, 2 cilt), yazılarını da Güne bakan (1929) adlı kitaplarda topladı.

Kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Baturalp; 19 Kasım 2016 17:25
Biyografi Konusu: Hamdullah Suphi Tanrıöver nereli hayatı kimdir.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
12 Ocak 2011       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye

Hamdullah Suphi Tanrıöver


İstanbul'da doğdu. Daha çok mütareke döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında yaptığı coşkulu konuşmalarıyla tanınan siyaset adamı, şair ve yazardır. Tanzimat döneminin tanınmış bilim ve devlet adamlarından Abdüllatif Subhi Paşa'nın oğluydu. Mekteb-i Sultani'yi ( İstanbul, Marmara Bölgesi'nde il ve Türkiye'nin en büyük kenti. Tarih boyunca çeşitli imparatorluklara başkentlik yapan, 133 milyar dolarlık yıllık üretimiyle Dünyada 34. sırada yer alır. Türkiye'nin kültür ve finans merkezidir. İstanbul, 41° K, 29° D koordinatlarında yer alır. Marmara kıyısı ve İstanbul Boğazı (Boğaziçi) boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur.
Sponsorlu Bağlantılar

Galatasaray Lisesi) bitirdikten sonra ilkokul öğretmeni olarak çalıştı. Ayasofya Rüştiyesi'nde hitabet ve Fransızca, Darülfünun-ı Osmani'de (Devlet adamı yetiştirmek amacıyla Sultan İkinci Beyazıt tarafından 1482'de kurulan mektep, adını kurulduğu bölgeden alır ve "Galata Sarayı" olarak anılmaya başlar. Okul modern konumuna 1 Eylül 1868'de Sultan Abdülaziz döneminde kavuşur. Okul'un yeniden yapılanmasıyla birlikte, Türkiye'de de gerçek anlamıyla ilk sportif çalışmalar başlamış olur ve okulda Beden Eğitimi dersi jimnastikçi 'Monsieur Curel' tarafından eğitim programına konur. İstanbul Üniversitesi) Türk-İslam sanatı dersleri okuttu.

Antalya milletvekili olarak girdi. Aynı yıl ilk İcra Vekilleri Heyeti'nde maarif vekilliğine getirildi.1923'te TBMM'ye İstanbul milletvekili olarak katıldı. Antalya Akdeniz sahilinde turizm bakımından çok gelişmiş bir il. Türkiye'nin muz ve portakal bahçesi olarak isimlendirilen Antalya; Akdeniz kıyısında, İçel (Mersin) Konya, Isparta, Burdur ve Muğla illeri ile çevrilidir. İl toprakları 36°06' ve 37°27' kuzey enlemleri ile 29°14' ve 32°27' doğu boylamları arasında yer alır. Üç tarafı yüksek dağlarla çevrilidir.

1925'te ikinci kez maarif vekilliği görevinde bulundu. 1927'de yeniden İstanbul milletvekili seçildi. 1935'te Bükreş büyükelçiliğine atandı. 1943'te İçel ve 1946'da İstanbul milletvekili seçildi. 1950'de Demokrat Parti listesinden bağımsız

Manisa milletvekili, Manisa Ege bölgesinde, tarihi, ovası ve üzümü ile tanınan bir ilimiz. 27°08’ ve 29°05’ doğu boylamları ile 38°04’ ve 39°58’ kuzey enlemleri arasında yer alır. İl toprakları doğudan Uşak ve Kütahya; kuzeyden Balıkesir; güneyden Aydın; güneydoğudan Denizli; güneybatı ve batıdan İzmir illeri ile çevrilidir. Osmanlı devrinde “Şehzâdeler şehri” olarak tanınan, üzümün anavatanı olarak bilinen, yeşili, mesir macunu ve üzümü ile meşhur bir ildir. İl trafik plaka numarası 45’tir.

1954'te Demokrat Parti'den İstanbul milletvekili oldu. 1957'de Hürriyet Partisi adayı olarak katıldığı seçimi yitirdi ve siyasetten çekildi. Tanrıöver'in “Namık Kemal” adlı ilk şiiri, Paris'te yayımlanan Şurayı Ümmet gazetesinde çıkmıştı.

1909'da Fecr-i Ati topluluğuna katılan Tanrıöver 1911'de bu topluluktan ayrılarak Genç Kalemler dergisi çevresinde gelişen milli edebiyat akımına bağlandı. 1912'de milliyetçilik hareketini İstanbul'daki merkezi olan Türk Ocağı'na girdi ve ertesi yıl bu kurumun başkanlığına getirildi. Türk Ocağı genel başkanı olarak, Türkçülük ve milliyetçilik yolunda çalışmalar yürüttü.

Etkili konuşmalarıyla güçlü bir hatip olarak tanındı. İstanbul'da işgalci güçlere karşı düzenlenen açık hava toplantılarında, daha sonra TBMM kürsüsünde ve Türkçülük, Türkizm veya Pan-Türkizm Türk halklarının özgürlüğünü ve birliğini savunan kültürel, ilmî, felsefî ve siyasî görüş. Turancılık (Turanizm veya Pan-Turanizm) ise daha geniş şekilde Ural-Altay kavimlerinin kültürel, toplumsal ve siyasi birliğini savunan görüştür.

Türk Kurtuluş Savaşı sırasında halkı aydınlatmak için gönderildiği Kurtuluş Savaşı (İstiklal Harbi), 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşı kazanan devletlerce paylaşılmasına karşı Türk ulusunun verdiği mücadeledir.

Konya, Antalya gibi yerlerde hitabetin etkili örnekleri olan konuşmalar yaptı. Konuşmalarından seçmeleri: Dağ Yolu(1928-1931)Yazılarını da “Güne Bakan” adlı kitapta topladı. Tanrıöver 11 Haziran 1966'da İstanbul'da öldü.
Son düzenleyen Baturalp; 19 Kasım 2016 16:41
Sen sadece aynasin...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ocak 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Hamdullah Suphi Tanrıöver


( 1885)- (10.06.1966)

1885 yılında İstanbul'da Aksaray'da, Horhordaki Abdüllatif Suphi Paşa Konağında dünyaya geldi. Babası Maarif Nazırlarından Abdüllatif Suphi Paşa, annesi ise Ülfet Hanımdır. İlk tahsilini Kısıklı, Altunizade ve Numune-i terakki mekteplerinde yapan Tanrıöver, 2. Abdülhamid'in iradesiyle parasız ve yatılı olarak orta tahsilini Galatasaray lisesinde tamamlar. 1905 yılında Reji idaresinde tercüme servisinde ilk görevine başlar. Daha sonra muhtelif okullarda öğretmenlik yapar. Edebiyat fakültesinde ders verir. Profesör olur. 1913'te Edirne'deki Bulgur zulümün-dünyaya anlatmak için seçilen heyetin içindedir.

Fecri ati grubu içinde şair ve eleştirici yazar olarak Türk Edebiyatına giren Tanrıöver, gerçek yerini ve kişiliğini milli edebiyat cereyanı ve Türk Ocağı kadrosunda bulmuştur. Ayrıca Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ömer Naci'den sonra Türk dünyasında büyük bir ün kazanan yeni bir milli hatiptir.

35 yaşında Milli Mücadeleye Antalya Milletvekili olarak katılan Tanrıöver'e milletvekilliği uhdesinde kalmak üzere Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürlüğü görevi verilir. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığına getirilen H. Suphi Tanrıöver, bu görevini muayyen zamanlarda iki defa sürdürmüş, Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşımızın Millet Meclisinde kabulü onunu büyük çabaları sonucu gerçekleşmiştir.

Tanrıöver daha sonra Bükreş büyükelçiliğine tayin edilmiş, bu görevi 1944'te sonra ermiştir. 1946'da İstanbul'dan milletvekili olmuş, bu görevi de 1960'a kadar devam etmiştir.

Hamdullah Suphi Tanrıöver, 10 Haziran 1966 yılında İstanbul'da ölmüş, Edirne Kapı Merkezefendi mezarlığına gömülmüştür.
Bu yazar "Türk Ocağı ve Hamdullah ikiz kardeş gibidir. Muhakkak biri diğerini hatıra getirir" der. Gerçekten Türk Ocağı dendiği zaman mutlaka H. S. Tanrıöver akla geliyor. 1912 yılında 766 sıra numarasıyla Türk Ocağına üye olmuş, yıllarca başkanlık yapmış, çok canlı çok ateşli hitabeleriyle, bu mukaddes ocakta geliştirilmiş Türk Milliyetçiliğini gür ve temiz sesi, tipik bir sembolü olmuştur.
Türk Ocağına büyük emeği geçen kuruculardan Yusuf Akçora şunları söyler:
"Ocağın tarihinde fasıla yoktur. Türk Ocağı bur fasılasız hayatın en ziyade reisi Hamdullah Suhi Beye borçludur. Kendi hayat ve istikbalini Ocağa katmış olan Hamdullah Suphi Bey, enerjisi, fikir takibi, ruh aşinalığı ve işi zor bulunur tertipleyiciliği sayesinde Türk Ocağını Milli Türk Devletinin kuruluşuna kadar getirebildi"

Muhtelif aralıklarla otuz dört yıl gibi uzun bir süre genel başkanlık yaparak kırılması çok zor bir rekorun da sahibidir. Genel başkanlık yaptığı dönemler (1912), (1949-1959) ile (1961-1966) yılları arasındadır.

Tanrıöver en büyük hizmetlerinden biri de Türk Ocağı binası yaptırmasıdır. Tamamen Ocaklıların ve halkın katkıları ve gayretleri ile meydana getirilen bu bine, daha sonra Ocaklılardan alınmış, çeşitli girişimler müspet bir sonuç vermemiştir. Bu gün Devlet Resim ve Heykel Müzesi olarak açık olan Tarihi Türk Ocağı binası, her Ocaklının gerçekleşmesini gönülden istediği hayalidir, arzusudur, isteğidir. Tarihi Türk Ocağı binasının mülkiyeti Türk Ocaklarına yani asli sahibine geçinceye kadar, bu mücadele devam edecektir.

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in bir çok yazı ve şiirlerinin yanında, "Dağ Yolu" ve "Günebakan" adlı iki de eseri vardır.
Son düzenleyen Baturalp; 19 Kasım 2016 17:15 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Şubat 2012       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Hamdullah Suphi Tanrıöver


(1885 İstanbul-1966 İstanbul)
Yazar.


Ortaöğrenimini Nümunei Terakki ve Galatasaray Sultanisi'nde yaptı. Ayasofya Rüştiyesi'nde, İstanbul Erkek Muallim Mektebi'nde öğretmenlik yaptı. Darülfünun'da Türk-İslâm sanatları dersi verdi. Balkan savaşlarından sonra Türk Ocağı Yönetim Kurulu'nda, Hars ve İlim Kurulu'nda görev aldı (1918).

Saruhan'dan mebus seçilerek son Osmanlı Meclisi'ne girdi. TBMM'nin kuruluşundan sonra iki kez Maarif vekilliği (1920 ve 1925), uzun yıllar da Bükreş büyükelçiliği görevlerinde bulundu (1931-1944). Dönüşünde İstanbul'dan milletvekili seçilerek yeniden Meclis'e girdi (1946-1957).

Gençliğinde edebiyata şiirle başlayan Hamdullah Suphi, Paris'te çıkan Şûrayı Ümmet ve Eşref, Halka Doğru, Türk Yurdu (1908-1914) dergilerinde yazdı. Katıldığı Fecri Âti topluluğuna bir ara başkan seçildi. Mütareke ve cumhuriyetin ilk yıllarında çoşkun konuşmalarıyla ün yaptı.

Yapıtları:

  • "Dağ Yolu" (konuşmalar, 1. cilt 1928, 2. cilt 1931),
  • "Günebakan" (makaleler, 1929).
MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Baturalp; 19 Kasım 2016 17:13 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Temmuz 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  Hamdullah-Suphi-Tanrıover.jpg
Gösterim: 945
Boyut:  40.3 KB

TANRIÖVER
(Hamdullah Suphi), türk yazar, siyaset adamı (İstanbul 1885 -
ay y. 1966). Maarif nazırı Abdüllatif Suphi Pa- şa’nın oğlu, Samipaşazade Sezai’nin yeğeni. Galatasaray sultanisi’nde öğrenim gördü (1895-1904). Ayasofya rüştiyesi'nde (1908-1910), Darülmuallimin'de (1910-1913) öğretmenlik yaptı. Darülfünun edebiyat şubesi'nde türk edebiyatı, pedagoji dersleri verdi. Türk ve İslam güzel sanatları tarihi kürsüsünü kurarak bu dersi okuttu (1913-1920). Türkçülük akımının öncüleri arasında yer aldı; Türk ocakları'nın başkanlığını yaptı (1913-1931; 1949’da ocağın yeniden açılmasından ölümüne dek). Son OsmanlI mebusan medisi’ne Antalya'dan üye seçildi (1920). Meclis'in feshi üzerine Ankara'ya giderek görev aldı. Matbuat ve istihbarat umum müdürü (1920), Antalya milletvekili ve Maarif vekili (1920-1921; 1925) oldu. Bu görevi sırasında istiklal marşı için yarışma açılmasına ön ayak oldu; böylece Mehmet Âkif Ersoy’un şiiri marş olarak seçildi (1921). Türk ocakları’ nın kapatılması üzerine elçilik göreviyle Bükreş'e gönderildi (1931-1939; büyükelçilik görevi: 1939-1942). Bu görevi sırasında Dobruca, Besarabya köylerinde yaşayan Gagavuz Türkleri'yle ilgilendi. Onlar için türkçe öğreten okullar açılmasını, bazı gençlerin Türkiye'ye gelerek öğrenim görmesini sağladı. Birinci Dünya savaşı'ndaki türk şehitleri için Bükreş’te bir Türk mezarlığı kurulmasına katkısı oldu (1935). Yurda döndükten sonra İstanbul milletvekili olarak TBMM'de bulundu (CHP: 1946 -1950; DP listesinden bağımsız: 1950 -1954; DP: 1954-1957). 1909'da Fecri ati topluluğu içinde yer almış, daha sonra Milli edebiyat akımının temsilcileri arasına katılmıştı. Yurt, ulus sevgisi, kahramanlık duygusu, toplumsal konularla ilgili şiirleri vardır. Başyazarlığını yaptığı Davul (1908 -1909) dergisinde gülmece yazıları, taşlamaları çıktı. Yerel yaşama, gelenek görenekleri tanıklık eden öyküler ("Horoz dövüşü”) yazdı. Eleştiriler, tartışma yazıları kaleme aldı. Nâzım Hikmet’in Namık Kemal, Abdülhak Hamit, Mehmet Emin gibi yazarlara yönelik "Putları yıkıyoruz” kampanyasına {Resimli ay, 1929) karşı sert yanıtlar yayımladı. Ancak edebiyatta asıl ününü ulusal sorunlar, kahramanlık konuları, kültür değerleri gibi konulardaki coşkulu söylevleriyle yaptı: Dağ yolu (2 c, 1928-1931), Güne bakan (1929).

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

19 Kasım 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
21 Aralık 2009 / Misafir Edebiyat tr
12 Ocak 2011 / Misafir Taslak Konular
26 Şubat 2016 / ahmetseydi Bilim tr
11 Nisan 2016 / Baturalp Asker tr