Arama

A. Sergeyeviç Puşkin

Güncelleme: 10 Haziran 2012 Gösterim: 7.960 Cevap: 2
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
24 Eylül 2008       Mesaj #1
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

pushkinuu4
"Aleksandr Sergeyeviç Puşkin"

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin (Rusça: Алекса́ндр Серге́евич Пу́шкин (26 Mayıs, 1799 - 10 Şubat, 1837): Rus şair ve yazar. Birçok kişi tarafından en büyük Rus şairi ve Rus edebiyatı'nın kurucusu kabul edilir.

Hayatı

Aleksandr Sergeeviç Puşkin, 1799’da Moskova’da doğar. Babası Sergey Lvoviç, soylu bir ailenin çocuğudur. Annesi Nadejda Osipovna Hannibal’in ne kadar soylu biri olduğunu söylememiz için ise dedesi Etiyopya'lı İbrahim Hannibal’in Rus Çarı I. Petro’nun vaftiz çocuğu olduğunu belirtmemiz yeterli olacaktır. Görüldüğü gibi çok soylu bir ailenin üyesidir Puşkin.

Annesi ve babası çok kültürlü ve aynı zamanda gösteriş düşkünü insanlardır. Zamanlarının çoğunu balolarda geçirdikleri için Puşkin, anne ve baba şefkatinden uzak bir çocuk olarak büyür. Puşkin, ilk bilgilerini yabancı eğitmenlerden edinir. Henüz sekiz yaşındayken Fransızcası Rusçası kadar iyidir. On bir yaşına geldiğinde ise özgürlükçü ve alaycı yazarlarına hayran olduğu Fransız Edebiyatı’nı neredeyse ezberlemiştir ve Fransız şiirler ve komediler yazmaya başlamıştır.

Döneminin tanınmış şair ve yazarları, Puşkin’in evine gelip gidenler arasındadır. Ancak hiçbiri onu kendisine durmadan tuhaf masallar anlatıp, eski Rus türküleri söyleyen dadısı kadar etkilemez. Yaşlı dadısı Arina’nın anlattıkları, Puşkin’in çocukluk ruhunda silinmez izler bırakır.

Şiire başlaması

Puşkin, on iki yaşına geldiğinde, Rus Çarı I. Aleksandr’ın Tsarskoye Selo’da (Çar’ın yazlık köyü) açtırdığı okula yazılır ve buradaki altı öğrenim yılı boyunca tıpkı okulun diğer öğrencileri gibi, Petersburg’a gitme izni bile verilmeden adeta dış dünyadan koparılarak eğitim görür. Puşkin’in lise yıllarında yazdığı şiirlerinde bile, gerçekçilik eğilimi açıkça göze çarpar. O dönem şiirinde kullanılmayan kaba ve gündelik sözcükleri rahatlıkla kullandığı ve canlı, kıvrak bir zekanın izlerinin görüldüğü şiirleriyle Derjavin’in dahi dikkatini çekmeyi başarır.

Pushkin derzhavin
"Puşkin 14 yaşında şiir okurken"

Artık ünlü bir şair sayılmaya başlayan Puşkin, bu sıkıcı okul yıllarından sonra büyük bir eğlence susuzluğu ile, Petersburg’un canlı yaşamına dalar. Yazdığı ve birçoğu yasaklanan özgürlükçü şiirleri ve taşlamaları bu sıralarda dilden dile dolaşmaya başlar. Rus edebiyatı tarihinde şiir, ilk kez olarak, herkes üzerinde hayranlık uyandırır. Yeni doğan ve adeta üzerine titrenen bir çocuk gibi coşku ile büyümeye başlar.

Rus Çarı I. Aleksandr tarafından Kafkasya’ya atanır ve burada ünlü “Kafkas Esiri” ve “Bahçesaray” adlı destanlarını yazar. Onun edebiyatında ne klâsik şiirin kuralcılığı ne de Romantizmin sahte, fantastik güzellikleri yer alır. O, gerçeği duyumsar, gerçeğin içinden gelir ve onu olduğu gibi anlatmayı ister.

Kafkasya’dan dönen Puşkin’in Rusya’daki askeri yönetime ulu orta sövmesinden dolayı dört yıl süreyle başkente girmesi yasaklanır ve ailenin sahip olduğu Mihaylovskoye köyünde yaşamak zorunda bırakılır. Hükümet tarafından oğlunu gözetim altında tutmakla görevlendirilen babası da görevini canla başla yerine getirir. Yirmi dört yaşındaki Puşkin, bu sürgün döneminde yedi yıl sonra tamamlayacağı Yevgeniy Onegin adlı romanını yazmaya başlar. “Çingeneler”, “Peygamber” ve Boris Godunov” isimli önemli eserlerini de yine bu sürgün yıllarında yazar.

Bu uzun, sıkıcı ve gergin sürgün döneminden sonra Rus Çarı I. Nikolay tarafından Moskova’ya çağırılan genç şairin kaleminden çıkan her şey artık çarın sansüründen geçecektir. Polis baskınları ve aşk serüvenleri ise Puşkin’in yaşamının ayrılmaz parçaları olur.

Evliliği

Puşkin, bir baloda eski yüksek rütbeli bir memurun kızı olan Natalya Gonçarova ile karşılaşır ve büyüleyici güzellikteki bu genç kıza aşık olur. Natalya ise edebiyatla hiçbir ilgisi olmayan, Puşkin’i bir şair olarak umursamayan, aklı fikri kendine rahat bir yaşam sağlayacak bir koca bulmakta olan sıradan biridir ve ailesinin de ondan pek bir farkı yoktur.

Puşkin Natalya’ya evlenme teklif eder; Natalya ise, şairin evlenme teklifini belirsiz bir tarihte cevaplanmak üzere erteler. Puşkin, bu durum karşısında umutsuzluğa kapılır ve Moskova’dan uzaklaşmak ister.

Bu nedenle de, 1829’da, bir gözlemci olarak Rus ordusuna katılır ve Osmanlı topraklarına gelir. Sonradan yazdığı “Erzurum Yolculuğu” adlı eserinde yol izlenimlerini anlatan Puşkin’in, daha başka birçok eserinde de Erzurum’dan aldığı esinler yer bulur.

Moskova’ya dönen Puşkin, Natalya’ya evlenme teklifini yineler. Uzun çekişmelerden sonra Natalya’nın ailesini de ikna etmeyi başarır ve sonunda nişanlanırlar. Natalya ise, bu duruma karşı kayıtsız kalır ve sadece izlemekle yetinir.

Natalya’nın bu tutumu da sonuna kadar böyle devam eder. Yaşamını çekilmez kılan bir kayınvalidesi ve kusursuz ama yapay bir çiçek olan eşi vardır artık Puşkin’in. Tabii bir de gerici polisler... Bitmek bilmeyen soruşturmalar ve yasaklamalar yüzünden içi büyük bir acıyla dolsa da Puşkin, yazmaya devam eder.

“Yevgeniy Onegin”, “ Don Juan” , “Veba Sırasında Ziyafet” gibi manzum trajedyalarını ve “Dubrovski”, “Maça Kızı” gibi önemli eserlerini bu dönemde yazar. Gogol’la olan arkadaşlığı da bu döneme rastlar. Öyle ki, Gogol’a ünlü Ölü Canlar romanını yazma fikrini Puşkin verir.

Ölümü

Bu dönemde hayatına George Charles d'Anthès adında biri girer. Puşkin, o sıralarda yazdığı birkaç imzasız mektup aracılığıyla, d'Anthès adındaki bu Fransız delikanlısının bayan Natalya Puşkin’e kur yaptığını, bayan Natalya Puşkin’in de d'Anthès’e karşı kayıtsız kalmadığını[kaynak belirtilmeli] öğrenir. Çok üzülen Puşkin, 1837’de d'Anthès’i düelloya çağırır.

Bu bir anlamda Puşkin’in ölüme meydan okuyuşudur. Çünkü, d'Anthès’in ordunun en iyi nişancılarından olduğu bilinmektedir. 27 Ocak 1837'de St.Petersburg yakınında Kara Dere'nin bir köşesinde düellonun yapılmasına karar verilir.Puşkin'in şahidi arkadaşı Danzas'tır. Düello'da kullanacağı silahı almak için gümüşlerini sattığı iddia edilir.

Düelloda Puşkin tarafından omzundan yaralanan d'Anthès, Puşkin’i karnından yaralamayı başarır. Büyük bir soğukkanlılıkla iki gün boyunca can çekişen Puşkin, Ocak ayının soğuk bir öğleden sonrası hayata gözlerini yumar.

Şairin öldüğünü duyunca evinin kapısının önünde toplanan ve Yevgeniy Onegin’in son baskısını kapış kapış tüketen halk, şairin ölümü üzerine neredeyse hükümete karşı bir ayaklanma noktasına gelir. Bu gerekçe ile olayların çıkmasından çekinen polis, bir gece yarısı, şairin tabutunu gizlice kiliseden alır ve Mihaylovskoye köyüne götürerek toprağa verir.

Gogol, “Puşkin, olağanüstü bir olaydır.” der; Dostoyevski daha mistik bir tavırla “ Puşkin, bize gelecekten haber veren bir peygamberimizdir.” der. Puşkin, modern Rus Edebiyatı’nın oluşmasına en çok katkıda bulunan yazın ve düşün adamıdır. Puşkin, klasik Batı edebiyatını ve Rus halk ruhunu sentezleyerek, Rus Edebiyatı’nda “gerçekçilik akımı”nı başlatan liderdir.

Aleksandr Puşkin'in düello günü uğradığı son yer; Peterburg Nevski Prospekt'de Wolf's şekercisidir (şimdi ki Cafe Litteraturnia).Bu cafede Puşkin'in balmumundan bir heykeli vardır.

Eserleri
  • Ruslan i Lyudmila – Ruslan ve Ludmila (1820) (şiir)
  • Kavkazskiy Plennik – Kafkas Esiri (1822) (şiir)
  • Bakhchisarayskiy Fontan – Bahçesaray Selsebili (1824) (şiir)
  • Tsygany, – Çingeneler(öyküsel şiir) (1827)
  • Poltava (1829)
  • Küçük Trajediler (1830)
  • Boris Godunov (1825) (drama)
  • Papaz ve uşağı Balda'nın hikayesi (1830) (şiir)
  • Povesti Pokoynogo Ivana Petrovicha Belkina – İvan Petroviç Belkin'in hikayesi (5 kısa hikayeden oluşur: Atış, Kar Fırtınası, Cenazeci, Menzil Müdürü ve Bey'in Kızı) (1831) (düzyazı)
  • Çar Saltan Masalı (1831) (şiir)
  • Dubrovsky (1832-1833, yayınlandı1841, roman)
  • Prenses ve 7 Kahraman (1833, şiir)
  • Pikovaya Dama – Maça Kızı (1833) daha sonra operaya uyarlanmıştır.
  • Altın Horoz (1834, şiir)
  • Balıkçı ve Altın Balığın Hikayesi (1835, şiir)
  • Yevgeniy Onegin (1825-1832) (şiirsel roman)
  • Mednyy Vsadnik – Bronz Süvari (1833, şiir)
  • Yemelyan Pugachev isyanının Tarihi (1834, düz yazı)
  • Kapitanskaya Dochka - Yüzbaşının Kızı (1836, düz yazı)
  • Kirdzhali – Kırcali (kısa hikaye)
  • Gavriiliada
  • Istoriya Sela Goryukhina – Goryukhino Köyü'nün Hikayesi (bitirilmemiştir)
  • Stseny iz Rytsarskikh Vremen – Şövalye Hikayeleri
  • Yegipetskiye Nochi – Mısır Geceleri (kısa şiirsel hikaye, bitirilmemiştir)
  • K A.P. Kern – AP. Kern'ne (şiir)
  • Bratya Razboyniki – Haydut Kardeşler (oyun)
  • Arap Petra Velikogo – Büyük Petro'nun Arabı (tarihsel roman, bitirilmemiş)
  • Graf Nulin – Kont Nulin
  • Zimniy vecher – Kış akşamı

Dış bağlantılar




BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Biyografi Konusu: A. Sergeyeviç Puşkin nereli hayatı kimdir.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
7 Eylül 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Aleksandr PUŞKİN (1799-1837)
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  Aleksandr_Puskin.jpg
Gösterim: 418
Boyut:  28.3 KB
19. yüzyıl­da, modern Rus edebiyatının altın çağı Alek­sandr Puşkin'le başlar. Puşkin şiirleri, roman­ları, öyküleri ve oyunlarıyla kendinden sonra­ki kuşakları da etkilemiştir.
Moskova'da doğan Puşkin, köle olarak Rusya'ya getirilen ve sonradan I. Petro'nun ordusunda generalliğe yükselen bir Habeş prensinin torunuydu. Puşkin'in iyi bir şair olacağı daha okul sıralarındayken belli olmuş­tu. 1817'de liseyi bitirince, St. Petersburg'da (bugün Leningrad) dışişleri bakanlığında gö­rev aldı. İlk önemli yapıtı olan "Ruslan ve Lyudmila" (1820) adlı uzun şiirini bu sıralarda yazmaya başladı. Puşkin'in bu dönemde yazdığı siyasal içerikli, özgürlükçü ve devrimci şiirleri daha basılmadan elden ele dolaşıyordu. Yö­netici çevrelerin sakıncalı bulduğu bu şiirler­den dolayı Puşkin 1820'de Rusya'nın güneyi­ne sürüldü. Sürgündeyken Kafkasya ve Kırım' ın doğal güzelliklerinden esinlenerek yazdı­ğı birçok şiir arasında "Kafkas Tutsağı" (1822), "Haydut Kardeşler" (1827) ve "Bahçesaray Çeşmesi" (1824) vardır. Daha sonra Odesa'ya giden Puşkin orada "Çingeneler" adlı uzun şiirinin bir bölümünü yazdı ve Yevgeni Onegin'le başladı.
1824-25'te ünlü İngiliz oyun yazarı Shakes­pearean üslubunda bir trajedi yazdı. "Boris Godunov" adlı bu oyun 1831'e kadar yayım­lanmadı. Korkunç İvan zamanında geçen oyun Shakespeare'in "Macbeth" adlı trajedisine benzer.
Puşkin'in en ünlü yapıtı, koşuk türünde yazdığı "Yevgeni Onegin" adlı romanıdır. 1823-31 arasında yazılan bu roman 1833'e kadar yayımlanmadı. "Yevgeni Onegin" derinliği, sa­deliği, düşünce bütünlüğü, özgünlüğü, hafif şakacı diliyle bir başyapıttır.
Puşkin'in öbür yapıtlarında, Rus halk ma­sallarına yaşamı boyunca duyduğu ilgi gözlenir. Bunlardan bazılarında, özellikle de çar ile alay ettiği ünlü masalı "Altın Horoz"da, yazarın sı­radan insanlara duyduğu yakınlık sezilir.
Puşkin'in sürgünden dönmesine izin veril­mesine ve St. Petersburg'da sarayda bir göre­ve atanmasına karşın, çar onun devrimci eğilimlerinden her zaman kuşku duydu. Bu dönemde kitaplar sansür ediliyor, yazarların üzerinde polis baskısı hiç eksik olmuyordu. 1837'de karısının onurunu savunmak için yaptığı düelloda aldığı yara nedeniyle öldü.
Puşkin dilinin güzelliği, insan zaaflarına karşı gösterdiği hoşgörü, çizdiği insan portreleriyle bugün de dünyanın en çok okunan yazarları arasındadır

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
10 Haziran 2012       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
A. Sergeyeviç Puşkin
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Babası soylu bir ailedendi; annesiyse Rus sarayında yaşamış Habeş Prensi Hannibal'ın torunuydu. Fransız kültürüyle yetişti. Çarskoye Selo (bugünkü Puşkin) Lisesi'nde okuduktan sonra dışişleri bakanlığında görev aldı. Bu sırada şiirleriyle tanınmaya başlandı (1814-1820). 1820'de "Ruslan i Lyudmila" (Ruslan ile Ludmila) adlı destanı yayımlandı. Özgürlükçü düşünceleri ve kalıplaşmış kurumları eleştiren şiirleri yüzünden Besarabya'ya (Kişinev) sürgün edildi. Daha sonra Kafkasya'da ve Odessa'da sürgün olarak yaşadı (1820-1824). Bu dönemin şiirlerinde Byron'un etkileri görülür. "Kavkazskiy Plennik" (Kafkasya Mahpusu, 1821), "Bahçesarayskiy Fontan" (Bahçesaray Çeşmesi, 1922) bu dönemde yazdığı en ünlü şiirlerdir. Tanrıtanımaz olduğunu belirten bir mektubu yüzünden Mihaylovskoye'deki malikanesinde gözaltında tutuldu (1824-1826). Burada "Boris Godunov"u yazdı (1825). 1827'de Petersburg'a ve Moskova'ya gitmesine izin verildi. Moskova'da ilgiyle karşılandı ve seçkin çevrelerde değişik bir yaşam sürmeye başladı. Natalya Gonçarova ile evlendi. Bir süre lirik şiirler yazdıktan sonra öyküler kaleme almaya başladı. "Pikovaya Dama"yı (Maça Kızı, 1833), Pugaçef Ayaklanması'nı anlatan "Kapitanskaya Doçka" (Yüzbaşının Kızı, 1836) ve ünlü şiiri "Tunçtan Süvari"yi yazdı. Bir Fransız subayının, eşi Gonçarova ile ilişki kurmaya kalkışması üzerine bu subayla yaptığı düelloda yaralandı ve bir süre sonra da öldü. Yapıtlarında açık ve ölçülü bir dil kullanan Puşkin, Rus edebiyatında gerçekçiliğin ve lirizmin öncüsü sayılmıştır. 1823'te başlayıp 1830'da bitirdiği "Yevgeni Onyegin", "Bovesti Belkina" (Bielkin'in Öyküleri, 1831), "Dubrovskiy" (1833) öteki önemli yapıtlarıdır.
theMira

Benzer Konular

11 Ocak 2013 / ThinkerBeLL Edebiyat ww
27 Ağustos 2015 / _Yağmur_ Edebiyat