Arama

Firdevsi

Güncelleme: 8 Mart 2017 Gösterim: 27.163 Cevap: 3
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
16 Ekim 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Firdevsi, asıl adı EBUL-KASİM MANSUR

Ad:  Firdevsi.JPG
Gösterim: 1871
Boyut:  32.3 KB

(d. y. 935, Tus yakınlan - ö. y. 1020-26, Tus, İran)
Sponsorlu Bağlantılar
İran’ın ulusal destanı Şehname adlı manzum yapıtıyla ünlü şair.


Tarihsel Tus kentinin bir köyünde doğdu. Yüzyıllar boyunca anlatılan çeşitli efsanelere karşın yaşamına ilişkin çok az şey bilinmektedir. Şiirlerindeki kişisel göndermelerden bazı ipuçlan elde edilmişse de, en güvenilir kaynak, bir 12. yüzyıl şairi olan Nizamî-i Aruzî’nin Çehar Makale'de verdiği bilgilerdir.

Nizamî-i Aruzî, Firdevsi’nin mezarını 1116/17’de ziyaret etmiş ve doğduğu bölgede onunla ilgili çeşitli söylentileri bir araya toplamıştır. Nizamî’ye göre, mülk sahibi olan Firdevsi’nin yüksek bir geliri vardı. Tek çocuğu olan kızının çeyizini yapmak için başladığı yapıtını 35 yılda tamamladı. 60 bin beyitten oluşan Şehname (1829, 4 cilt; Şehname, 1945-55, 4 cilt) aslında Firdevsi’nin gençliğinde aynı adı taşıyan bir düzyazı metinden yaptığı derlemeye dayanır. Daha çok Pehlevi (Orta Farsça) döneminde yazılan Hudayname'nin çevirisi olan bu metin, efsane dönemlerinden II. Hüşrev’in (hd 590-628) hükümdarlığına değin İran hükümdarlarının tarihini ele alır. Ayrıca Sasanilerin 7. yüzyılda Araplar’a yenilmesini konu eden ek bilgileri de içerir.

İslam öncesi efsanevi İran döneminin tarihini şiire dönüştüren ilk şair Dakikiydi. Samaniler döneminde saray şairi olan ve katledilerek öldürülen Dakiki, ancak 1.000 beyit yazabilmişti. Zerdüşt’ün ortaya çıkışını anlatan bu dizeleri Firdevsi gerekli açıklamalar yaparak anonimleştirdi. 1010’da tamamlanan Şehname'yi Firdevsi anayurdu Horasan’da hükümdarlığını ilan eden Gazneli Mahmud’a sundu. Şair ile hükümdar arasındaki ilişki konusunda söylentiler çeşitlidir. Nizamî-i Aruzî’ye göre, Firdevsi Gazne’ye gider ve Vezir Ahmed ibn Haşan Meymendi’nin yardımıyla Mahmud’un kendisini kabul etmesini sağlar. Ama Mahmud vezirin düşmanlarının etkisi altında kalarak Firdevsi’ye az bir ödül verir.

Bu olaydan duyduğu düş kırıklığıyla Herat’a giden Firdevsi orada altı ay kaldı. Daha sonra doğum yeri olan Tus üzerinden Mazanderan’a geçti ve Sıpahbâd Şehriyar’ın sarayına sığındı. Şehname'nin önsözünde yer alan ve Sultan Mahmud üstüne yazdığı 100 dizelik yergiyi Şehriyar’a okudu. Şiirini Mahmud yerine, İran’ın ilk krallarının soyundan geldiği için Şehriyar’a adamak istedi. Ama Şehriyar, Firdevsi’yi şiiri Mahmud’a adamaya razı etti, yergiyi de yüksek bir fiyatla satın alarak Şehname'den çıkarılmasını sağladı. Nizamî, Firdevsi’nin yerginin metnini yok ettiğini, elde yalnızca altı dize kaldığını yazmıştır. Ama, özgün metin günümüze tam olarak ulaştığı için, bu açıklama gerçeğe uymamaktadır.

Firdevsi’nin yaşlılık döneminde uzun süre İran’ın batısında ya da Bağdat’ta Büveyhile- rin koruması altında yaşadığı sanılmaktaydı. Bunun nedeni, Yusuf ile Zeliha adlı mesneviyi Firdevsi’nin yazdığı görüşünün yaygın oluşuydu. Ama daha sonra bu mesnevinin Firdevsi’nin ölümünden 100 yıl sonra yazıldığı ortaya çıkmıştır. Gene Nizamî-i Aruzî’nin yazdıklarına göre Sultan Mahmud, Hindistan’a yaptığı seferlerden birinden dönerken, veziri Ahmed ibn Haşan Meymendi ona Şehname'den uygun bir yer okuyarak Firdevsi’ye haksızlık ettiğini söyler. Bu haksızlığı düzeltmeye karar veren sultan, Gazne’ye döndüğünde 60 bin dinar değerindeki çivitin, saraya ait develerle Tus’a götürülmesini ve Firdevsi’ye verilmesini emreder. Ama çivit taşıyan develer kentin bir kapısından girerken, Firdevsi’nin tabutu da öbür kapıdan çıkmaktadır. Tutucu bir din adamı Müslüman mezarlığına gömülmesine karşı çıktığı için, cenazesi kent surunun dışındaki bir bahçeye gömülür. Firdevsi’nin tek kızı sultanın armağanını kabul etmez, çivitlerin geliri Tus’taki bir hanın onanmına harcanır. Nizamî, Firdevsi’nin ölüm tarihinden söz etmez. Daha sonraki uzmanların verdiği bilgilere göre, en erken 1020, en geç 1026’da ölen Firdevsi’nin 80 yıldan fazla yaşadığı kesindir.

Şehname


Firdevsi’nin son biçimini verdiği, İran’ın ulusal destanı olan yapıt. Firdevsi 35 yılda tamamladığı (1010) ve 60 bin beyitten oluşan Şehname'yi (1829, 4 cilt; Şehname, 1945-55, 4 cilt) Horasan’da hükümdarlığını ilan eden Gazneli Mahmud’a sunmuştur.
Şehname, mitolojik dönemlerden II. Hüsrev dönemine (590-628) değin İran hükümdarlarının tarihini anlatan Hudayname'ye dayanır. Firdevsi, Pehlevi diliyle (Orta Farsça) yazılmış bu yapıtı çevirmiş, manzum hale getirmiş ve Sasanilerle ilgili bilgiler ekleyerek genişletmiştir.

Yaklaşık bin yıldır Farsçanın en çok ilgi gören yapıtlarından biri olan Şehname, Arapça sözcük ve terkiplerin, edebi sanatların pek az yer aldığı, masal ve tarih arası bir üslupla yazılmıştır. Baştan sona aynı canlılık içinde akıp gider; ama Firdevsi, özellikle de kahramanlarını aynı niteliklerle betimlerken tekdüzeliğe düşer. Gelip geçici bir dünyada insanın her zaman iyiye, güzele, doğruya yönelmesi gerektiği gibi ahlaksal öğütler de veren Firdevsi, dünyanın düzenini bozanların dar görüşlü insanlar olduğunu belirtir ve toplum yaşamına ilişkin bazı görüşlerini de aktarır. Doğu’da ve Batı’da çeşitli kütüphanelerde sayısız yazmaları bulunan ve birçok basımı yapılan yapıt Latince, İngilizce, Almanca, İtalyanca ve Fransızcaya da çevrilmiştir.

Kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 8 Mart 2017 00:11
Biyografi Konusu: Firdevsi nereli hayatı kimdir.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
30 Temmuz 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Firdevsi



Sponsorlu Bağlantılar
Doğum: 934, Tus
Ölüm: 1020, Taberan ya da Tus
İran şairi. Asıl adı Ebul Kasım'dır.

Şehname"nin yazarıdır. Adı çeşitli kaynaklarda Hasan, Ahmet, Mansur olarak geçer. Dinî bir öğrenim gördü. Arapçayı ve İran dilini öğrendi. Uzun yıllar Tus'ta yaşadı. Yakınlığını kazandığı devlet yetkilileri tarafından korundu. Vergi ödememe ayrıcalığını kazandı. Irak'a gitti ve Büveyhoğulları'nın hükümdarı Bahaüddevle'nin sarayında yaşamaya başladı (955). Yusuf ve Züleyha hikâyesini konu edinen bir mesnevi kaleme alarak devlet ileri gelenlerinden birine sundu (966). Daha sonra Isfahan hakiminin konuğu oldu. İran tarihinin İslâmiyet'ten önceki kahramanlıklarını ve mitolojisini canlandıran büyük bir destan olan "Şehname" adlı mesnevisini Sultan Mahmut'a sundu (1010). Sultan Mahmut'tan yeterli ilgi göremeyince onu yeren bir yazı yazdığı ve Herat'ta gizlenmek zorunda kaldığı söylenirse de, yaşamının son yıllarını nasıl geçirdiği kesin olarak bilinmemektedir.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen Baturalp; 10 Kasım 2016 17:00 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
10 Kasım 2016       Mesaj #3
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

FİRDEVSİ

Ad:  Firdevsi4.JPG
Gösterim: 946
Boyut:  21.3 KB

(yaklaşık 935-1025)
Divan edebi­yatını da derinden etkilemiş büyük bir İranlı şairdir. Günümüze Şehname adlı yapıtı kal­mıştır.


Asıl adı Ebu'l-Kasım Mansur olan Firdevsi'nin yaşamı hakkında yeterli ve kesin bilgi yoktur. Yaşamı çeşitli söylencelere karışmış, eski kaynaklarda bir masal havasında anlatıl­mıştır. Firdevsi Tus kentinde soylu bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Şehname'den, iyi bir öğrenim gördüğü, eski Farsça ile Arapça'yı ustalıkla kullanacak derecede öğrendiği anla­şılmaktadır. Daha gençlik yıllarında İran tari­hine büyük bir ilgi duydu. Halk arasında anlatılan efsane ve öyküleri de kapsayan büyük bir destan yazmak istiyordu. 974 yılın­da Şehname'yi yazmaya koyuldu.

Şairin bundan sonraki yaşamı üzerine çeşit­li öyküler anlatılmaktadır. Yaygın olan öykü­ye göre Firdevsi, Şehnameyi Gazneli Sultan Mahmud'a sunmak için Gazne'ye gider; ama saraya girmekte zorluk çeker. Sarayın çevre­sinde dolaşırken üç saray şairi ile karşılaşır. Onlara dileğini söyler. Şairler Firdevsi'yi sına­mak için küçük bir deneme yaparlar. Dene­menin amacı şudur: Dizeleri "şen" hecesiyle biten bir dörtlük söylemek. Buna göre her biri sırayla bir dize söyleyecektir. Farsça'da "şen" hecesiyle biten üçten fazla sözcük bulunmadığını düşünen saray şairleri, Firdev-si'nin uyak bulamayacağından emindirler. Sa­ray şairleri sırayla üç dize söyledikten sonra sıra Firdevsi'ye gelir. Firdevsi, İran'ın eski kahramanlarından Poşen'in adını dördüncü dizeye uyak yaparak dörtlüğü tamamlar. Bu kahramanın kim olduğunu bilmeyen şairler, Firdevsi'nin açıklamalarına hayran kalırlar ve Firdevsi'yi Sultan Mahmud'a tanıtırlar. Firdevsi, kısa zamanda Sultan Mahmud'un hayranlığını kazanır. Sarayda kendisine özel bir yer ayrılır ve Şehname'yi yazmayı burada sürdürür. Firdevsi'nin yazdığı bölümleri oku­dukça hayranlığı artan Sultan Mahmud, şairin her beyiti için bir altın ödenmesini buyurur. Ama vezir, Firdevsi'yi kıskandığı için ve bu ödemenin bütçeye büyük yük getireceği ge­rekçesiyle buyruğu savsaklayıp, ödemeyi yap­maz. Firdevsi ise kişiliğine yediremediği için veziri, sultana şikâyet edemez. Bu arada şairin yazdığı bölümler elden ele dolaşmakta, ünü yaygınlaşmaktadır. Ama bu durum şaire düş­man kazandırır, sarayda onu çekemeyenler artar. Bu kişiler, Firdevsi'nin din yolundan sapmış biri olduğunu ileri sürerler ve söylenti­ler sultana kadar ulaşır. Sonunda Firdevsi 60 bin beyitten oluşan Şehname'yi Sultan Mah­mud'a sunar. Sultan şaire 60 bin altın yerine 60 bin gümüş verince Firdevsi, kendisini aşağılanmış hissederek saraydan ayrılır. Bir söylentiye göre aldığı paranın yarısını bir hamamcıya, yarısını da içtiği şerbetin karşılığı olarak şerbetçiye verir. Daha sonra Herat kentinde bir dostunun yanına sığınır.

Bazı kaynaklar Firdevsi'nin Herat'tayken Sultan Mahmud için ağır bir yergi şiiri yaz­dığından söz eder. Bazı kaynaklarda ise şairin, Herat'ta büyük bir caminin duvarına Sultan Mahmud için yazdığı övgü şiirini astığı­nı ve bu övgüyü duyan Sultan Mahmud'un yapılan haksızlığı öğrendiği yazılıdır. Sultan Mahmud, hemen 60 bin altını Firdevsi'ye gönderir. Ama altınları getiren ulak, kentin bir kapısından girerken, Firdevsi'nin cenazesi de öbür kapıdan çıkmaktadır. Şairin kızı da gönderilen altınları bir hayır kurumuna ba­ğışlar.

Firdevsi'nin Şehnameci, İran'ın Arap ege­menliğine girene kadarki tarihini içerir. İran tarihi ve mitolojisi, eldeki eski kitaplara, dilden dile dolaşan söylencelere ve öykülere dayanılarak yazılmıştır. Yapıt mesnevi biçi­minde düzenlenmiş 60 bin beyitlik bir şiirdir. Firdevsi yapıtını yazarken bir tarihçi gibi çalışmış ama, tarihsel bilgileri güçlü şiir yete­neğiyle işlemiştir. Yapıtın yazıldığı dönemde Arapça'nın çok yaygın olmasına karşın, Fir­devsi Arap dili ve kültürünün egemenliği altındaki İran ulusuna, büyük bir tarih ve kültür zenginliğine sahip olduğunu göstermek istercesine kendi dillerinde bir yapıt sunmuş­tur. Yapıt çok yalın bir dille yazılmıştır. Şehname gerek şiirsel gücüyle, gerek bilgi zenginliğiyle Divan şairlerinin başyapıtların­dan biridir. Bunun yanı sıra bir ulusun tarihi üzerine tek bir şair tarafından yazılmış benzer bir yapıt yoktur. Şehname dünya şiirinin, özellikle destan türünün büyük klasikleri ara­sındadır. Dünyanın birçok diline çevrilmiş olan yapıt Türkçe'ye ilk kez 16. yüzyılda Tatar Ali Efendi tarafından eksiksiz olarak çevrilmiştir. Günümüz Türkçe'sine ise Necati Lugal tarafından aktarılmıştır.

MsxLabs & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 11 Kasım 2016 00:21
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
8 Mart 2017       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

FİRDEVSİ (Ebülkasım Mansur bin Haşan)

Ad:  Firdevsi.jpg
Gösterim: 1084
Boyut:  32.0 KB

iranlı şair
(Baj, Tus, 934 ? - ay y 1020).

Döneminde, eski İran tarih ve destanlarına karşı artmaya başlayan ilgiden büyük ölçüde etkilendi. Ebülmüeyyet el-Belhi, Ebu Alı Muhammet bin Ahmet el -Belhi ve Tus valisi Ebu Mansur Muhammet bin Abdürrezzak'ın düzyazı; Dakiki'nin manzum Şehnamelerinden sonra, o da ünlü yapıtı Şehname'yi yazmaya başladı (975). Daha çok Ebu Mansur Muhammet bin Abdürrezzak'ın yapıtından yararlandı. Bir çiftlik sahibinin oğlu olmasına karşılık geçim durumu iyi değildi. Yapıtını tamamlayınca o dönemde bilgin ve sanatçılara eliaçık davranan Gazneli Mahmut'a sundu (1010). Gazneli Mahmut, kendisine çok yetersiz bir maaş bağlayınca bu davranışından dolayı onu hicvetti. Gazne'den geldiği Herat'ta altı ay kaldıktan sonra Tus'a döndü. Bir süre Taberistan'da emir Şehriyâr'ın yanında kaldıktan sonra yeniden döndüğü Tus'ta öldü. Halk tarafından dinsiz bilindiğinden evinin bahçesine gömüldü. Doğumunun 1000. yıldönümü büyük törenlerle kutlandı ve mezarı üzerine bir anıt dikildi.

Fırdevsi'nın İsfahan ve Bağdat'a gittiği, Yusuf ve Züleyha adlı bir mesnevi yazdığı yolundaki bilgiler gerçekle bağdaşmaz.
Şehnamedeki iranlılık bilinci ve kullandığı dil ile, yüzyıllar boyu yabancı egemenliğinde kalan İran'da ulusal duyguları dirilten ve günümüze kadar yaşatan Fir- devsi, dünya hakkında karamsar bir görüş taşımakla birlikte, kaderi yenmeye çalışmayı, iyilik etmeyi, zayıflara iyi davranmayı, yenilikleri kötü karşılamamayı ve her türlü dinsel inanca karşı hoşgörülü olmayı salık verir.

Şehname ya da Şahname


Firdevsi'nin yazdığı manzum İran ulusal destanı (tamamlanarak son biçimini alması 1018'den sonra), insanın (Keyumers) yaratılışından arap egemenliğinin başlamasına (X. yy.) kadar İran'ın destansı ve gerçek tarihiyle ilgili bilgileri kapsar. Başlıca kaynakları arasında sözlü gelenekle birlikte sasani hükümdarı Hüsrev fin (Nuşirevan) döneminden (531-579) kalma bir tür resmi İran tarihi olan Hûdayname (Yezdigerd II döneminde [631-637] Dehkâni-i Danişver ve daha başka bilginlerce yeniden yazılarak tamamlandı), düzyazıyla (Ebül Müeyyed el-Belhi'nin Gerşasbname'si, Tus hükümdarı Ebu Mansur Muhammed bin Abdürrezzak’ın 4 yazara hazırlattığı [957] yapıt) ve manzum (Mesudiyi Mervezi ve Dakiki'nin yapıtları) metinler yer alır.

Destansı niteliği gerçek tarih olaylarını gölgede bırakan yapıt İran'ın birbirini izleyen 4 hükümdar soyunu (Pişda- diler, Keyaniler, Eşkâniler, Sasaniler) konu edinir. Kalabalık kahramanlar kadrosunu Cemşit, Dahhak, onunla mücadele eden demirci Gâve, Feridun, 7 güç işi başaran Zaloğlu Rüstem, turan hükümdarı Efrasi- yap, Keykâvus, Keyhüsrev, isfendiyar, Zerdüşt, Dara, İskender vd. oluşturur. Hükümdarların savaşları, kahramanlıkları anlatılırken savaş sahneleri ve doğa çok canlı olarak tasvir edilir. Kahramanların serüvenleri arasında aşk öyküleri de (Bijen ile Menije'nin aşkı) yer alır. Mesnevi biçiminde yazılmış olan yapıtın vezni (mütedarik bahri: feûlün feûlün feûl) genellikle destan niteliğindeki mesnevilerin değişmez vezni oldu ve bu vezin "şehname vezni" adını aldı. Farklı yazmaları 48 000-52 000 beyit tutan Şehname, Bundâri tarafından XII. yy.'da düzyazıyla arapçaya çevrildi (bas. 1932).

Türkçe çevirilerinin en eskisi 1450 tarihli düzyazı çeviridir. DiyarbakIrlI Şerif (öl. 1514) manzum çevirisini Mısır' da Kansu Gavri'ye sundu. Düzyazıyla son türkçe çeviri Necati Lugal tarafından yapıldı (1945-1955). Birçok divan şairi yapıttan esinlendi (örn. Ahmedi, Iskendername, 1390); canlandırılan kahramanlar divan şairlerinin yapıtlarında (örn. Nefi'nin kasideleri) sık sık konu edinildi. Yapıtın bölümlerinden antolojiler düzenlendi (Müntehabat-ı Şehname-i Firdevsi-i Tusi, Haşan Hayri Paşazade Yusuf Ziya, 1889), metnin iyi anlaşılması için sözlükler hazırlandı (Lügat-ı Şahname. Abdülkadir el-Bağdadi [öl. 1682]; Glossarzu Firdosis Schahnama, 1935). Yapıtın minyatürlerle süslü çok değerli yazmaları bulunmaktadır; Topkapı sarayı’ndaki bu tür 16 yazmadan seçilen minyatürler "İran tacının 2 500. yıldönümü" dolayısıyla yayımlanan albümde (1971) yer alır.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

10 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış