Arama

Türk Destanları - Ergenekon Destanı - Sayfa 2

Güncelleme: 9 Nisan 2017 Gösterim: 74.700 Cevap: 10
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Nisan 2017       Mesaj #11
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ergenekon destanı
Göktürkler'in türeyişleriyle ilgili olarak tarihsel kaynaklarda yer alan destan.
Sponsorlu Bağlantılar

Farklılıklar taşıyan çeşitlemelerinde ortak nokta, Türkler'in bir kurttan türemiş oldukları efsanesidir. Eski bir çin kaynağında, türeyiş şöyle anlatılır: Göktürkler, komşu bir ülkeye yenilirler, on yaşında bir çocuk dışında tüm topluluk yok edilir. Çocuğun el ve ayaklarını kesip bir bataklığa atarlar. Bir dişi kurt gelir, çocuğu besler. Çocuk büyüyünce dişi kurtla birleşir, kurt gebe kalır. Düşmanları, onun yaşadığını öğrenince asker gönderirler. Kurt, çocukla birlikte bir dağın eteğindeki mağaraya sığınır, burada on oğlan doğurup büyütür. Oğlanlar evlenince çoğalırlar, her birinden bir soy türer. Göktürkler'in başı olan Asena'nın kabilesi de bu soylardan biridir. Birkaç kuşak sonra mağaradan çıkar, Avarlar'a bağlanırlar. Altay dağlarının eteklerine yerleşip Juan :Juanlar'ın demircileri olurlar. Cengiz İmparatorluğu ortaya çıkarken Göktürkler'in bu eski destanı Moğollar'a yakıştırılmıştır.

Cengiz Han çağındaki Ergenekon destanını XIII. yy.'da moğol tarihçi Reşidettin, Cami ût-tevarih adlı farsça yapıtıyla yazıya geçirmiştir. Yazarın efsaneyi halk arasında ya da türk-moğol halk şairlerinden derlediği kabul edilmektedir. Ergenekon adını taşıyan bu destan ilk şeklinden değişiktir, islamiyetin etkisiyle, kurttan doğan çocuk motifi kalkar ve destan birleştirilir. Destanda yer alan demirci motifi, V. yy.'da Juan-Juanlar tarafından Altay'da maden ocaklarında çalıştırılırken ayaklandıkları ve kurtuldukları çin yıllıklarında yazılan bir türk boyunun tarihsel serüveniyle birleşir. Kişi adı olarak gösterilen Börteçine'nin moğolcada bozkurt anlamına gelmesi de Ergenekon destanını en eski şekline bağlayan işaretlerdendir. XVII. yy.’da Hive hanı Ebülgazi Bahadır Han'ın, Reşidettin’den yararlanarak doğu türkçesiyle yazdığı Şecere-i Türk'le destanın bir çeşitlemesi daha yer alır. Buna göre Moğollar'ın başında İl Han vardır.

Tatarlar'ın başında da Sevinç Han bulunur. Moğollar çok kalabalık olduklarından bütün savaşlarda üstün gelirler. Sevinç Han, Kırgız Han ile daha başka hanlara armağanlar gönderir, Moğollar’dan öç almak üzere anlaşırlar. Hepsi birleşerek Moğollar’ın üzerine yürürler. On günlük bir savaştan sonra Moğollar üstün gelirler. Sevinç Han beylerini toplayıp gizlice görüşür, Moğollar’ı ancak hile ile yeneceklerine karar verirler. Bütün çadırlarını kaldırıp kaçarlar. Moğollar güçsüzlükten kaçtıklarını sanarak bunları kovalarlar. Yinelenen çarpışmada Moğollar yenilirler; yetişkinler kılıçtan geçirilir, çocuklar tutsak alınır. Moğollar'dan dünyada iz kalmaz. Sevinç Han ülkesine döner. İl Han'ın oğulları savaşta ölmüşlerdir; yalnız en küçükleri Kıyan hayatta kalmıştır. Kıyan ile il Han'ın kardeşi oğullarından Nüküz de o yıl evlenmiştir. Bunlar eşleriyle birlikte kaçarak at, öküz ve koyunun bol olduğu bir bölgeye gelirler. Buradaki sürüleri alarak sarp bir dağdan geçen karla örtülü bir yolu izlerler. Ancak bir deve ya da keçinin geçebileceği dar bir yoldan geçerler.

Dağların kuşattığı elverişli bir alana yerleşirler. Buraya "Ergenekon” adını verirler. Dört yüz yıl orada kalıp çoğalırlar; artık buraya sığamayacaklarını anlayarak göçe karar verirler. Bir yol ararlar, bulamazlar. Bir demirci, dağda bir demir madeni olduğunu, onu eritirlerse yol bulabileceklerini söyler. Dağın geniş bir yerine bir kat odun, bir kat kömür yığarlar. Yetmiş deriden körükler yapıp, yetmiş yere kurarlar. Hep birlikte körüklerler. Yüklü bir deve geçecek kadar yol açılır, dışarı çıkarlar. O günü bayram sayarlar. Börteçine’nin önderliğinde eski düşmanlarıyla savaşırlar, dört yüz yıl sonra öçlerini alırlar. Destanda sadece kurt motifi ortadan kaldırılmıştır. Kurdun varlığı ancak son hakanları Börteçine’nin (Bozkurt) adında yaşar. Ergenekon destanının en önemli yanı, Türkler'in demircilikle ilgisine yer vermesidir. Maden işlemek, demirden silahlar yapmak Eski Türkler'in sanatıdır Göktürkler'in demirden bir dağ eritmeleri, bunu yapan kahramanlarını demirci sözüyle ölümsüzleştirmeleri bununla ilgilidir. Türkler'in Ergenekon’dan çıktıkları gün yıldönümü olarak kutlanır, bu törenlerde ocakta kızdırılmış demirler örs üzerinde dövülürdü.

Kaynak: Büyük Larousse

SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

20 Kasım 2006 / kompetankedi Taslak Konular
3 Nisan 2017 / Mystic@L Edebiyat
9 Nisan 2017 / Misafir Edebiyat
26 Ocak 2010 / Misafir Edebiyat
3 Ocak 2010 / Misafir Edebiyat