Arama

Paul Feyerabend

Güncelleme: 11 Aralık 2015 Gösterim: 5.701 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Paul Karl Feyerabend 13 Ocak 1924 Wien'de doğdu; 11 Şubat [[1994]'de öldü.Avustrualyalı filozof ve bilim felsefecisi. Karl Popper'ın öğrencisidir, ancak daha sonra tamamen Popper'a karşıt bir kuramsal konumda düşüncelerini temellendirmiştir.20.yüzyıl bilim felsefesi alanında Karl Popper, Thomas Kuhn ile birlikte en önemli ücüncü isimdir. Kuhn'un görelikçi kuramına yakın ancak bilimin hem teorik hem de toplumsal statüsüne dair radikal bir kuramsal reddiye konumuna sahiptir. "Anarşist bilgi kuramının" en önemli ismi Paul Feyerabend'dir.

Sponsorlu Bağlantılar
Biyografisi
Paul Feyerabend, 1946 yılında Viyana'da Tarih, Sosyoloji,Fizik, Astronomi ve Matematik başladı.[[Viyana Çevresi] gruuna ait filozof ve bilim felsefecisi Victor Kraft'ın yanında felsefe doktora sınavını verdikten sonra, British Consul'dan burs kazandı ve Londra'ya gitti.Burada, Ludwig Wittgenstein'ın yanında aiatan olarak çalışmaya başlamayı istiyordu.Bu zaman içinde Wittgenstein'ın ölmesi sonucunda Feyerabend, Karl Popper'ın yanında göreve başlamaya karar verdi. Feyerabend ve Popper arasındaki sevgi-nefret ilişkisi böylece temellendi.Feyerabend'in çoğu eseri,esas bakımdan açık ya da örtük olarak hocası Popper'ın eleştirisini içermektedir.1955 ve 1990 yılları arasında Berkeley, Hamburg, Auckland, Kassel,New Haven, Londra, Berlin gibi bir çok yerde bulundu, aynı zaman içinde Berkeley ve Zürih'teki Teknik Üniversite'de profesörlük yaptı.1990'da her ikisinden birden emekliye ayrıldı.Feyerabend, Thomas Kuhn ile birlikte esas olarak sosyolojik bilgi yönelimli görelikçi bilim felsefesinin savunucularından birisidir.Yalnız Kuhn'dan daha farklı olarak Feyerabend, mantıksal tutarlılık bakımından teorik iddialarını daha fazla sonuna kadar götürmekte ısrar eder ve bu nedenle daha fazla tartışmalı bir konumda bulunur.

Feyerabend'in Bilim felsefesindeki yeri
Feyerabend'in bilim felsefesindeki düşünceleri 1968'lerden sonra farklı bir gelişim göstermeye başlar.Feyerabend hocası Popper'ın eleştirel akılcılığını ve bu temelde bilimi temellendirme gişimini kabul edilmez bulur.Akılcılığın bilim felsefesinden arındırılmasına yöneli, çünkü Feyerabend'e göre Rasyonalizm, öncelikle ve esas olarak "yasa ve düzen" rasyonalizmidir.Dolayısıyla o bilim felsefesinde relativist bir bilim anlayışını savunur.Bu bakımdan Feyerabend'in çalışması, bilim felsefesi alanında, bilinen bir Anarşizm kuramı ya da felsefi bir Dadaizm olarak anlaşılır.Feyerabend, bilimin ortodoks dogmatizmine karşı ya da başka bir değişle bilimin ortodoks dokmatik tarzda anlaşılışna karşı isyan eder.

Feyerabend, "Akla Veda" diyen öncü isimlerden biridir. Aklı tek ve bütünsel bir nitelik, onun yönteminin de tek bir yol izlediği fikri Feyerabend'in karşısına aldığı bir görüştür.Bunun yanı sıra bilimsel kuramlara ve yönteme tanınan ayrıcalığ da itiraz eder.En önemli metinlerinden birinin adı "Yönteme Hayır"dır.Bilimsel kuramlar tarihsel olarak görelidirler ve bilgi bakımından diğer kaynaklardan üstün ya da ayrıcalıklı bir konuma sahip olamazlar.Feyerabend'in geç dönem yazıları, bir anlamda, Popper'in eleştirel rasyonalizminin geçersizliğini göstermek üzerine kuruludur.Ahmet İnam, Feyerabend'in bilime yönelik anarşist girişimini şöyle değerlendiriyor;

Bilim düşmanlığı savunulmuyor burada: Bilimin sınırlan, yeri yurdu, ortaya konuyor, tartışılıyor. Bilimde yaratıcı olabilmiş, bilime katkıda bulunmuş Batılı insan için anarşizmin bir anlamı var: Zincirlerinden kurtulmaya çalışıyor. Kör bilimciliğin tehlikelerini görüyor. Feyerabend, deyim yerindeyse, bilimi 'ti'ye alıyor, yer yer bir kara mizah yapıyor bilim üstüne. Buna hakkı var: Bilimi tanıyor, bilim tarihi üstünde ayrıntılı, kapsamlı çalışmalar yapmış, son gelişmeleri üstüne yabana atılmayacak görüşler ileri sürmüş...

Feyerabend'in en keskin ifadesi olan "Her şey uyar" (Anything goes) sözü, onun bilimi, din ya da sanat ile aynı noktada ya da onlarla birlikte, mümkün olan bilgi olanaklarından biri olarak ele almasının bir sonucu şeklinde ortaya çıkar.Bilim, din, sanat bunların her biri bilgi edinmenin farklı yollarıdır, birbirlerinden daha üstün ya da öncelikli ya da ayrıcalıklı değillerdir.Gerçekliğe ulaşmanın farklı yollarıdır bunlar.Birbirleriyle ölçülebilir ya da kıyaslanabilir değillerdir.Tek bir yönteme indirgenemezler.Buradan Feyerabend ve Kuhn "Eş-ölçülemezlik" sorununa gelirler.Bu kavram özellikle Kuhn'a ait görünmektedir; yalnız Kuhn bu meseleyi bilim içi farklı kuramların eş-ölcülemezliği bağlamında değerlendirirken, Feyarabend daha ileri giderek bilimin kendisinin öteki bilgi kaynaklarıyla eş-ölçülemezliği meselesi olarak ele almıştır.

Feyerabend'den Alıntılar
" O zamanlar, hatta daha da yenilerde, çağcıl bilimin yükselişiyle yirminci yüzyıldaki gözden geçirilişi sırasında, Bayan Us, araştırmanın güzel, yardımsever ancak zaman zaman fazlasıyla koruyucu olabilen tanrıçasıydı. Bugün onun felsefi koruyucuları (ya da ********leri mi deneliyim?) Bu tanrıçayı 'olgun', yani geveze fakat dişleri dökülmüş bir kadına çevirdiler."

Bilgi Üzerine Üç Sölyeşi'nin kapak arkasından;

"Düşünceler, tıpkı kelebekler gibi, yalnızca varolmakla kalmaz; gelişir, başka düşüncelerle ilişkiye girer, etkide bulunurlar... Platon düşüncelerle yaşam arasındaki uçurumun söyleşiyle aşılabileceğini düşünmüştü - kendisince, geçmiş olayların yüzeysel bir anlatımı olan yazılı söyleşiyle değil değişik ortamlardan gelen kişiler arasında gerçek, sözlü bir alışverişle. Söyleşinin denemeden daha esinleyici olduğuna ben de katılıyorum. Savlar, uslamlamalar üretebilir. Savların, uslamlamaların işin içinde olmayanlar ya da başka bir okuldan uzmanlar üzerindeki etkilerini gösterebilir, bir denemenin ya da kitabın gizlemeye çalıştığı açık uçları ortaya serer, en önemlisi yaşamımızın en sağlam olduğuna inandığımız parçalarının kuruntuluğunu tanıtlayabilir. Sakıncalı yanı, bütün bunların yaşayan kişilerin, gözlerimizin önündeki eylemlerine değil, kağıt üzerinde yapılması. Yine bir tür arıtkan etkinliğe katılmaya çağrılıyoruz. Yine, "salt" bilgi de içinde olmak üzere, yaşamlarımızı gerçekten biçimleyen düşünce, algı, duygu arasındaki savaşlardan çok uzağız.."

Son düzenleyen Safi; 11 Aralık 2015 00:00
Biyografi Konusu: Paul Feyerabend nereli hayatı kimdir.
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
14 Ağustos 2007       Mesaj #2
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Paul Feyerabend

Sponsorlu Bağlantılar

(1924-1994) Gerek “yönteme karşı” duruşuyla, gerek “akla veda”sıyla tüm dikkatleri üzerine çeken Avusturyalı anarşist bilim felsefecisi. Viyana Çevresi’nin mantıkçı olgucu bilim anlayışının en sıkı eleştiricilerinden biri olan Paul Peyerabend, dönemdaşları Thomas Kuhn ve N. R. Hanson gibi, bilim tarihine ve çağdaş bilimsel tartışmalara daha yakından ilgi gösterilmesi gerektiğini ısrarla vurgulayarak, bu tür bir ilginin felsefenin bilime ilişkin açıklamalarının gerçek bilim pratiğiyle büyük ölçüde çeliştiğini ortaya koyacağını savunur.

Feyerabend’in felsefenin bilime ilişkin açıklamaları ile bilim pratiği ya da bilimin uygulanışı arasındaki bu tutarsızlık üzerine yoğunlaşan yapıtlarında özellikle iki düşünce ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki ölçüştürülemezlik olarak bilinir. Feyerabend’e göre rekabet halindeki kuramlar genellikle ölçüştürülemezler; çünkü onların aynı düzlemde değerlendirilebileceği ortak bir ölçüt bulunmamaktadır. Olgucu bilim felsefecileri kuramsal önkavrayışların etkisi altında olmayan katıksız gözlem diliyle oluşturulmuş temel önermelerle böyle bir ölçüt oluşturmaya çalışsalar da Feyerabend’e göre gözlem terimlerinin anlamları içinde yer aldıkları kuramlardan etkilendiği için böyle bir dil oluşturmak olanaksızdır.

Feyerabend’in yapıtlarında öne çıkan ikinci düşünce, onun dünyaca tanınan bir bilim felsefecisi olmasını sağlayan bilgikuramsal anarşizmdir. Feyerabend “bilimsel yöntem” diye bir şeyin bulunmadığını savunur: bilimsel pratiğin ona göre yönetildiği ya da yönetilmesi gereken evrensel olarak geçerli yöntembilgisel bir ilke yoktur. Eğer illa ki böyle bir ilkenin bulunması gerektiğinde ısrarlıysak, Feyerabend’ e göre bu ilke, kendisinin de inanmadığını ve usçuların içinde bulunduğu durumun alaycı bir özen olduğunu söylediği “ne olsa uyar” (anything ,goes) ilkesidir.


Felsefe Sözlüğü- Bilim ve Sanat Yayınları
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Ekim 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Paul Feyerabend

Ad:  Paul Feyerabend.jpg
Gösterim: 1982
Boyut:  62.5 KB

Benzer Konular

12 Eylül 2015 / _KleopatrA_ Bilim ww
8 Mayıs 2011 / BrookLyn Edebiyat ww
12 Mart 2010 / _KleopatrA_ Sanat ww
12 Mart 2010 / _KleopatrA_ Sanat ww
5 Kasım 2015 / Jumong Müzik ww